Güzel Fıkralar Âdet Değil Dilenciye sordular: — Neye sokaklarda dilenirsin? — Evlerin içine girip dilenmek Adet olmamış ta onun için | Her Halde Uzun zaman biribirlerini gör- memişlerdi. “Tokrar görüştüler. Biri ötekine: — Ban seni ölmüş sanıyordum. Dedi. Öteki güldü: — İmkân var mı? Böyle bir şey yapacak olsaydım. Herhalde sana haber verirdim. Olmaz — Paran çok mu? — Çok. Yüz liram var, — Öyle ise bana beşlira ver. — Veremem. Hepsl onar lira- lıktır. — Bir yerde bozduralım. — Olmaz, ©o zaman da yine beş lirayı vermem. Para bozulmuş, sen de 'bozum olmuş olursun! Acaba — İştaham tıkandı, açıcak bir şey arıyorum. Acaba hangi eczanede bulurum? — Eczanede bilmem amma, çatal, bıçak, tabak satanlara bir — Bir tHrbüşon alırsın, belki İşine yarar. İltifat Sarışım güzel, esmer güzele İlüfat ettir — Bugün ne güzelsin! Esmer güzel iltifata iltifatla mukabele etti: — Yüzüme baktığın zaman kendini aynada görmüş gibi söz söyliyorsun. Facia Kadın kocasına söyledi; — Bu akşam sinemaya gitsek, — Filim nedir, komik mi? — Hayir bir facıa: Kocasına yazlık şapka aldıramıyan zavallı bir kadının hikâyesil Belki Âmir memura darıldı: — Saate baktım, size verdiğim ufacık işi ancak iki saatte yap- mışsınız. — Zennetmem bayım saatiniz belki ileridir. Horultu — Otomobi.imin motörü çok ho- rultu yapıyor. — Desene o da senin gibi ikide bir uyuk- Tamaktan kendini alamıyor, Öyle İse — Sana beş lira borç ver rim amma bir hafta sonra geri — ver- mezsen aramız- — Nişanlım yılan derisi bir çanlta hediye etti. — ©O soğuk adamdan başsa ne beklenir kil Yemekte Uşak misafire söyledi: — Bay ye- mekte; biraz son- ra ancak sizinle görüşebilir. Misafir — yüzü-« nü buruşturdu: — Bir ay ev- vel bir kere da- ha gelmiştim, sen Ayni şeyi söyle- yince dönüp git- miştim. Bir aydır hâlâ — yemekten kalkmadı mı? aF okumak yazmak İmkânı Yok Iki sarhoş konuşuyorlardı; — Evine git karın geç kaldığın için yine sana diş biliyordur. — Imkânı yok artık diş bile- yemez! — Neden? — S bahleyin evden çıkarken takma dişlerini cebime koydum. | Rüyada Kadın kocasına sordu: — Ne o pijamanı giyeceğin yerde simokinini mi giyiyorsun? — Ne yapayım, dün gece rl- yamda kendimi bir baloda gör- düm. Pijama ile rezil oldum. Bu | gece her ihtimale karşı simokinle yatacağım! da herşey - bit- miştir. —Öy'e ise on lira borç verl — Kocam çalışırken hep beni halırlar. sabahleyin, bahçeye astığı halı- gördüm. O zaman da sizi mi — Kocanızı İsrı — sopalarken hat rlayordu? Yeşil Gözlerin Coşkun denize benzer, Senin yeşil gözlerin.. Ne olsa hemen sezer, Senia yeşil gözlerin.. Parlak yıldız. gibidir; Güler, arsız gibidir; Bir fettan kız gabidir Senin yeşil gözler'n. Yalvartam, bir an içie Bakmıyor bana: niçin? Yanıyor için için Senin yeşil gözlerin. Aldatıyor, aldanmın; Yakıyor 6 da yanam, İstiyorum kapansıa Senin yeşil gözlerin., — Sinema artisti olmak içinm ne meziyetleriniz var? dikiş dikmek, ev İşi yapmak, yemek pişirmek, bilmem! Buhranın cilvelerinden K Söylüyordu — Ben evlenmekte hiç müş- külpesent — değil'mdir. Alacağım kızda çok şey aramam. Ancak bir dünya güzeli kadar güzel ol- malı, Darül'ünundan bir diploma amış bulunmalı, ve serveti de yarım m.lyondan aşağı olmamalı! Hayır Hâkim, maznuna sordu: — Şimdiye kadar hiç mah- küm oldunuz mu? — Atcscak bir defa Bay hâ- | kim; o da yedi sene evvel! — Oncan sonra hiç mahke- meye gelmediniz. mi? — Hayır. — Yedi senedir. ne iş görü- yordunuz? — Hapishanede idim, Günden Güne Bayan hizmetçiye darıldı: — Mutfağı gün geçtikçe daha kirli görüyorm. — Tabii bayan, gündengüne terakki ediyorum. — Resminizi kaç defa bü- yülteyim? — Yüzümü üç defa büyültü- nüz, ağzım olduğu gibi kalsın! Büyük — Büyük ba- banız, büyük ananız var mı? — Evet var; bir babam var boyu bir. metre doksan — santim ağırlığı yüz yir- mi kilodur. Bir andnem var onun da boyu bir met- re seksen santim ve ağırlığı yüz elli kilodur, Ne Söyledi Hizmetçi, bayana: — Bayan ben artık bu evden gideceğim, bayın söylediği «öze tahammül edemem. — Bay ne söyledi: — Hemen bu evden defol dedi. Tuhat Çocuk bir kardaşinin bir de annesinin yüzüne baktı: — Amne, dedi, kardeşim ha- kikaten gök yüzünden mi düştü? — Evet yavram, — Tuhaf şey nasıl oldu da bu kadar yüksekten — düştüğü ha'de ölmedi? Mayıs 2 7 Hoş Sözler Niçin Piyano çalındıkça köpek hav* lardı. Misafir, — piyanoyu sordu: — Köğpeğiniz niçin havlıyor. — Kuyruğunu kestik de piy#” | monun kuyruğunu kıskanıp ha hyor. çalant Anlayış —Şu geçen adamı gördün, mü dedi, ben onun için; asabi, çıblt' hiddetlenir demiştim. — Avucundaki çlııilınd baktın da anladın? — Hayır bir gllnyumrıııı:"* zümü deldi de ondan anla Teselli Yaşlı kadın söyledi! — Yirmi yaş dişim ağrıyor! Yanımda — oturan — kulağım? eğildi. — Bu da bir tesellidir. Dedi. Ben De Sarışın kadın, esmer kadıli sokuldu: d l — Biliyor mısın, bah parka gittim, bir 9 penif üzerine oturdum. Moğer yöni ber yanmışmış, mantom berbad oldu. Kocam yeni bir manto yı’wı cak. Esmer kadın merakla ı_or“ — Hangi kanape, ben de gi oturaymi! Şerete — Iki eski dost karşılaştılar; *” nuştular, birl ötekine : — Ben senin yaşını taşbagi? bilirim, dedi,elliden bir gön * fazla değilsindir. Öteki memnun oldu: — Öyle Ise doğduğum gf" şerekine birer duble birâ iyelli Meğer Hükim — otomobil ofört” sordu: j — Sen — otomobilden çıkartıp şu baya bir - vurmuşsun, kavga bunun z çıkımış. | — Evet amma, ben, yum' (| vyurmadım. Yağmur yağıyor anlayayım diye elimi otonob?” /| çıkarınca © beni yumrulld başladı. Meğer geçerken onun yüzüne çarpmış. Rılııw, 'ocuk an uçyılvııdı: —Nu olur nne müsani de bugün 4 tebe gitmey© ) Çok — rahat ğim var. Rabi mısın? İ — Evet, tebe gitme Siyah M 4 Zenci fot0f yi — Bir yazı makinesi daha almışsın! — Her yeni gelen daktilo, yeni bir makine istiyor. — Eskisini de gidenden bir hAtıra olarak sak- hyorsun değil mi? çıkartacaktir toğrafcı —Siyı lacak rı ah M? J) İ