6 Sayfa SON POSTA ! .. Termamma | Garsonların Yüzde Onları.. “Bözük Kamyon Ve Otobüs Kullanılmamalı Bizim bu havalide son günler- de otobüs ve kamyon kazaları çoğaldı, gidiyor. Bunun sebebini uzun uzun araştırmıya hiç hacet yok. Nerede kü'üstür, kullanılma kabiliyetini kaybetmiş otobüsler varsa, derhal birkaç yüz İira gibi ucuz bir fiatle satılıyor. Bu âni ucuzluk, olinde bir kaç kuruşu olan kabiliyetsiz insanları canlan- dıriyor. va İstifade kaygusuna dü- Şürüyor. İşte, geçen gün burada vukua gelen bir hâdise de buna can'ı bir misal teşkil eder: Gerededen şoför Lâtifin ida- resindeki kamyon, yolcularile 35 kilometre yol aldıktan — sonra Korkmazlar köprüsünde saplanıp külmış ve bir daha canlmınama- mıştır. Bu yüzden kamyon için- deki yolcular Üç saat yaya yürü- yerek Kırzılcahamama gelmişler- dir. Acaba bu köhne otobüsler ve zaman ortadan kaldırılacaktır?. Kızılcahamamda: K. Yayar Bir Görünüş!.. Geçen 22 Nisanda Cağaloğ- lundaki Himayel Etfal cemiyeti önünden geçiyordum bir sürü ço- cuk kapının önüne toplanmıştı. Uzaktan bakınca bunların “ yarı- nin evlâtları,, olduğunu düşün- düm ve göğsüm kabardı. Fakat yaklaştıkca bu iftihar bende sön- meğe, yerine derin bir hicap dol- miya başladı. Çocuklar ağza ahn- maz küfürler, seslerle biribirinin Üzerine çullanıyor, kavga, döğüş gırla gidiyordu. Bir aralık yoldan geçen bir elmacının Üzerine mç- radılar. Küfe devrildi, elmalar da- | gıldi. Haydi bir yağmal. S:hhiye müdürlüğü kapısındaki hademe- ler olmasaydı, bu elmalardan bir teki sağlam kalmıyacaktı. Okuyucu'arınızdan; Muzaffer Samim eıvııır ——— Karamaa Hapishanesinde Bursalı Bay Cavide: Anlattığınız meselenin haki- kate ne kadar yakın olduğunu bilmiyoruz. Eğer böyle bir mesele varsa alâkadar makam mutlak surette meşgul olur. Bir Doktorun Günlük adat | Notlarından (*) Apandisit Halk arasında kör bağırsak ra- hatazlığı ismile amlan bu hasta- hığa her mevsimde tesadüf edildi- ği gibi bu günlerde yine sık sık rari geliyorur. Apandialit çok yağlı ve yağda kavrulmuş yemekler ve et yiyen- lerde ekseriya hasım zorluğu ve kabız ile beraber görülür, Sağ karının yan ortasına doğru gizilen bir hat üzerinde ağrılı bir nokta ile beraber hıçkırık, bulantı kusma ve otox sekiz otuz. sekiz buçuk dereceye çıkan hararet bu hastalığın haberoisidir. Böyle zamanlarda hastaya kati- yen amel ilâcı verilmes. Derhal buz kesesi tatbik etmeli ve en yakın bir bekime, mümkünse bir operatöre haber vermelidir. Bu tamanda hastaya sulu diyet yaptırmalıdır. Portakal suyu, kay- v hoşalı, süt ( bunlar da sıcak ) verilmemelidir. Hastalığın on eyi tedavi yeri hastane olduğu için ( mümkünse ) hastaneye kaldırıl- ması daha faydalı olur. n dektor gibi D dadımza yet şeb lir, Istanbulun 2015 Garsonu, Her Sene Toplanan 309600 Liranın Kendileri- ne Verilmesini İstiyorlar Istanbul garsonları mühim bir iddia peşinde dolaşmaktadırlar. Bu iddiaya göre kahveler ber- berler, hamamlar müstesna ok mak üÜzere diğer garson çalıştıran bütün müesseseler garsonlardan her yıl tam 310 bin lira çalmakta- Lokantanın - içinde et tevriatı dırlar. Hiçbir. mücssese — para vererek garson çalıştırmamakta, garsona vereceği Ücreti yüzde on olarak müşteriden almakta, fa- kat bu — yüzde onu garsonlara İ Garsonlar, yüzde ön haklarının ellerine geçmediğini iddia ediyorlar vermemektedir. Garsonların de- diklerine göre müşteriden alınan yüzde onun dördünü — müessese sahibi kendi hesabına ayırmakta geri kalan yüzde altıyı da yalnız garsonlar arasında değil, mües- #esede çalışan meydancı, kapıcı, çamaşırcı, bulaşıkçı, — bahçıvan, aşçı yamağı gibi garsonların ha- ricinde olan müstahdemleri de garson hesabına katarak - çalış- tırdığı bütün adamlar arasında taksim etmektedir. Istanbul garsonlar cemiyetinde kayıtlı 2015 garson vardır. Her garson günde vasati 10 — llrahık satış yapsa hak olarak alacağı bir liranın 40 kuruşunu elinden pat- Şeker Sanayiimiz ron almaktadır. Bir garson günd 40 kuruş bıraktığına göre 2015 garson günde 860, ayda 25800, yılda da 309600 lira bırakmak- tadır. Bu para ihmal edilecek bir para değildir ve lokantacılar bu paradan kazanç, buhran, muva- xene vergisi de vermemektedirler. Bir kârları da bunları müstahdem- lerine verilmiş olarak gösterme- dikleri için kendilerine tahakkuk ettirilen vergi de az olmaktadır. Garsonlar cemiyeti şimdi bu İşin peşindedir. Ticaret Odası ve Belediye nezdinde mülesseselerin garson nam ve hesabma müşteriden aldıkları paraların tastamam gar- sonlara veri'mesinin teminini is- temektedirler. Bilhassa Çek Şeker Sanayiine nuyor Sümer bank tarafından çıka- rılan Istatistiklere göre Türkiyenin 1934-1935 mevsimi şeker İstihsa- lâtı 60,600 tondur. Bu mikdar bir yıl evvelki İstihsalâttan noksan olmakla beraber 1927 yılındanberi elde edilden rekoltelerin en yük- seğidir. Mukayeseyi kabil kılmak için bu rekolteleri altalta yazır yoruz : Yıllar Rekolte miktarı 1927-28 5.200 — Ton 1928-29 5.200 » 1929-30 8.100 » 1930-31 13.300 » 1931-32 22.300 » 1932-33 27.600 » 193334 65.300 » 1934-35 60.600 —— » Sümer bank bu sırada dünya kstihsalatına ait de bazı rakkam- lar vermektedir. Burada Türkiye Istihsalâtının mütemadi artışı sıra- sında dünya şeker istihsalâtının bilâkis geriletici bir seyir takip ettiği açıkça meydana konulmak- tadır. Meselâ 1930-31 mevsiminde (11.284.000) ton olan dünya şeker rekoltesi bizim rekoltemizin en yüksek seviyosine çıktığı 1933-34 mevslminde (8.804.000) tona düş- müş bulunmaktadır, Biz ve bizim gibi şeker sanayiine ehemmiyet veren memleketlerin bu işle uğraş- ması ÂAvrupada bilhassa Çekos- luvakyaya dokunmuştur. Bu mem- leket 1927-28 yılırda yalnız ba- şına — 1.254.900 ton geker - elde ederken mahreçlerin kapanması yüzünden — istihsalâtını — 1933-34 mevsimine kadar mütemadiyen azaltarak 511.900 tona kadar im dirmiştir. | Doku - Alpullu Şeker fabrikası Nöbetçi Eczaneler Bugece böbetçi eczaneler şun- lardır: latanbul tarafır Şehzadebaşında (Üniversite), Yenikapıda (Sarım), Hafızpaşada (M. Fuat), Şehreminiz- de (A. Hamdi), Samatyada (Rid- van), Unkapanında (Yorgi), Eyüpte (Hiktaı Beyazıtta (Cemil), Bu- latta (Hüsamettin), Sirkecide (Eş- ref Neşet), Bahçekapıda (B B mal), Bakırköyünde (Hilâl), Bey- oğlu tarafır Beyoğlunda (Kanzuk), Pangaltıda (Güneş), Taksimde (Ka- rakin Kürkçüyan), Galatada (Llida. yet), Kurtuluşta (Neodet Ekrem), Kasımpaşada (Yenituran), Hasköy- de (Yenitürkiye), Kadıköy tarafı: lekele caddesinde (Sotiryadis), Yel l değirmeninde (Üçler), Büyükadada İ (Şükrü Roza). Kim Vurdu ? Hayriye Lisesi Hâdisesi Mahkemeye İntikal Etti Arkadaşı Mustafayı — bıçakla arkasından vurmakla suçlu Hay- riye lisesi 10 cu sınıf talebesinden üseyin oğlu Alinin muhakeme- sine dün öğleden sonra Sultanah- met birinci sulb ceza mahkeme- sinde bakılmıştır. Sorulan sorgu- lara karşı Ali dem'ştir ki: — Mustafa, Ertuğrulu vurmak istiyordu. Ben de Mustafayı teh- dit ettim: Eğer vurursan ben de seni vururum, dedim. Sonra Mue- tafa biçakla Ertuğrulu yaraladı. Benim elimde bıçak vardı. Fakat Mustafayı vuran ben değilim. Karışık'ık arasında nasıl olduğunu bilmiyorum. Muhakeme başka güne bıra- kılmıştır. Mahkemelerde Ö Yedi Yaşında Bir Şahit Dün Asliye Birinci Ceza mahs kemesinde bir karı koca arasın- da çekişme davasına bakılmış ve — yedi yaşında bir kız çocuğu şa“ hit olarak dinlenilmiştir. Hâdise — Şudur: Unkapanında — oturan — terzl Serkis ile Ortaköyde oturan Sira« nuş biribirlerile evlidirler. Fakat * aralarında geçimsizlik olduğu içim dört, beş aydanberi - biribirlerin- den ayrı yaşamaktadırlar. Beş, ot gün evwel Serkis Ortaköye gite - miş, bir buçuk yaşındaki çocuğile beraber Siranuşu çağırmıştır. taköyde bir sokak başında kow muşurlarken bir otomobil gelip tam önlerinde durmuş ve içindemi topal bir adam çıkarak Sergise İUtihak etmiştir. Bunun Üzerine Serkis ve arkadaşı “ver çocuğul, diye kadını zorlamışlar ve ufak çocuğu alarak otomobile binip savuşmuşlardır. Dava budur ve şikâyetçi de Siranuştur, Şahit teş hâdise esnasında yanlarında bu: lunan Siranuşun kız kardeşi yedi yaşında Gülizardır. Gülizar s0- rulan suallere karşı demiştir ki: — “Yaşım yedi. Yok, yok.. Hayır! On yaşındayım, O gün eniştem gelerek bana ablamı çae Hep birlikte sokağa çıktık. lir yerde eniştem durdu; “buras da bekleyelim,, dedi. Sonra blr etomobil geldi, içinden adamlar çıktı. Çocuğu ablamın elinden xzorla aldılar. Ablama bıçak çek-e tiler ve küfür ettiler. Eniştem de saçlarından çekti.,, Gül'izarın eniştesi Serkis ço- cuğun ifadesinin doğru olmadığını yedi yaşındaki bir çocuğun şahit- liğini kabul otıııji söyledi. Esasen çocuğun birinci Hadesl ile ikinci ifadesi arasında ayrılık görülüyordu. Diğer şahitler de bu ifadeyi teyit etmiyorlardı. Müddeiunumt — cürmü sabit görmedi. Serkisin beraetini İstedi. Istidaya Kullanılmış Pul Yapış- tırmış ? Mustafa ve Ahmet Isimlerinde iki adam bir istidaya kullanılmiş pul yapıştırmakla suçlu olarak Üçüncü Cezada muhakeme edilk mişlerdir. Mahkeme — suçluların kendi ifade ve itirafları Üüzerine her — Ikisine de Üçer gün hapis; birer lira ağır para cezası, ellişer ku- ruş mahkeme masrafı yüklemiştir. Hem Kendini Çiğnetmiş Hem Şikâyetçi Ikinci Ceza mahkemesi “oto- mobille bana çarptı,, iddiasile bir şoförden şikâyetçi olan —Ayşe İsmindeki bir kadımn davasına bakmıştır. Şahitlerin ifadeleri neticesinde şoförün hiçbir kabahati olmadığı ve kadının âdeta kendi kendini çiğnetmek İster gibi otomobile çarptığı, hattâ şoförün otomobl- lini derhal durdurarak büyük bir kazanın önüne geçtiği anlaşılmış — ve çoförün beraeti İstenmiştir. bevenesisekerasserrenAN” 2-e Sayfasına göre bir santi- min iHlân fiatı şanlardırı 3eeBir santimde — vasali (8) kelime — vardır. 4-e İnce ve kalın yazılar tatacakları yere gört sanlimle ölçülür.