30 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

30 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset Âlemi Arap Saçına Benziyen Tddialar iliz Baş Vekili Makdonald, bir. lu'î:' lk'ıdııı. evvel Alman btııllhı- tını dalr bir yazı yazdı. Ve bu yazi- d: Alııııyıyî bir defa daha itham etti. Sulh yolunu tıkadığını ve bu yo- lun Özerine dehşet saçtığını söyledi. vekil Makdonaldın bu fikri, Liberal ve işçi matbuatında tenkide uğrayor. Bir kısımı _-uhıhn— kâr matbuat ise, tasvip ediyor. u_s.- ral ve işçi matbuata göre, bu şekilde konuşmaya, gimdiye kadar bir nevl mütevmnssıt — vazifesl — görmüş — olam İngiltere için vaz'yet almak demektir. Binacnaleyh Almanyayı — Cenevreye döndürmek istemek fikrile tal bana zıddır. Bu yazıyı tasvip eden muhafazakâr matbuat - İve, Makı ma'dın açık konuşmukla gulh da hizmet ettiğini, çünkü Almanyanın toh'ikelöri sarahaten görmesi İlzım geldiğini hyddııokbıdlılıı. Alman gazetelerine gelince; onlar; vaktile bir teslihat projesi yapıp Al- manya - tarafından kabul edilen bu projenin — nliçin blr tarafa atıldığını Tagili: anl proje sahibl olan Makdonalda «or'uktan sonra diyorlar ki: “Siz ihtiyarladınız. son zamanın siyasal vuk Şünceleriniz: geliyor. watı sıhhatınızı bozdu. Dü- deki istikrarsızlık bundan Binaenaleyh sizi artık i, Fransız davasına giliz nazırı - gözüyle ileri bu mühtelif — müta'ealar, bu ıı,:lı:l.m mesele etrafında toplanan fikirlerin ne derece birbirint ayrı ve aykırı düştüğünü gösteriyor. Hı= vmumiyetle iki tarafın ı...“î. ayrılığından doğmar. B:ı ayrılık ,ıı.'.. doğar. Möselâ Almanya su ::::ı.- l'î,y'or. İngiltere de, Fransa da, diğer millet ve devletler de aynl şeyi #öy'eyor. Sonra ılhhlınıyıflıı ve bu allahlanmayı, hep #ulh davamı !;lı yapt klarını iddin ediyorlar. Tehlike, işte böyle sureti haktan görünmekte ve el altından entrika ç.vlnıok_tıdlv. Beyaelmilel politikaya umumiyetle hakim olan riyadır. Fakat riya bu dereceyi bulunca, mes'elenin şekli değişir ve tehlike © nlabette artar. Süreyya DEREED AMAİA e — O ee İ, ler gün- Günler geceleri, gece İ leri kovalıyor; Jandarma ıl.ıılıb:ı; he çeçiyor. ve ne de bir ba gönderiyordu. Onunla buluşmağı _dıill. ıl;; di yüzünü görmeği istiyordu. hafta, bir hafta olmuştu onugör- Mmemişti. — Hayır... V zünde durmaz bir çoc - Bunda, mutlak bir şey Var lak bir şey varl Fakat bu, bir şey! ne idi, :: ne olabilirdi? Hacer, kime sorar, kimden arardı? Oda Iııpııınınulıu da sıçrıyor, ümitle Fakat kapının önünde, : ağayı, yahut aşçının çırağını g Tünce sinirleniyordu. : Hacerin — sinirli hali, ntı.cıl Ömer ağanın göıanılen kaçma: Z Hanım, odada oturmü ” aıkılıyorsun... Hiçbir yere çıkt::.l. yok... Geçenki uzun yok $ K kerkuttu gı'ibıl yakın — yerle dolaş, sende... l:ıcer. aşçıdan gelen yen;â' elini sürmem şti. Tepliyı el O, bu kadar sö- uk değil... Mut- ırmaktan İngiltere sSON POSTA İngiltereyi endişeye düşüren Alman tayyareleri Tuna Konferansı Yakın- daVenedikte Toplanacak Macarlar İsrar Ediyorlar Roma, 29 (A.A.) — Romada toplanacak Tuna konferansında söylendiğine göre, Muıı_lıfı!ı. muahedelerin tadili prensipinin aynen muhafara edilmesini ve tadil lehinde yapılacak harhangi bir —hareketin ademimüdahale aleyhinde tefsir edilmemesini de- teyecektir. Macaristan akalliyetler hukukunun tasrih edilmesini de istiyecektir. Bu suretle, bu akal- liyetlerden birinin herhangi bir talekinin, ademi müdahale prex- sipine bir tecavüz telâkki edilme- si temin edilmiş bulunacaktır. * Londra, 29 (A.A.) — Alâka- dar mahafilden öğrenildiğine göre, Avusturya-Macar — daş bakanları Valdneg ve de Kanya ile İtalya dış bakanlık müsteşarı Suviç arar sında Cumartesi günü Venedik'te bir müzakere yıpılıcıjdır. Avusturyada Kanlı Kavgalar Viyana, 29 ( A. A.) — Haderı- dorf'daki gisli komünist — toplantısı, jandarmalar tarafından dağıtılmıştır. 8 kişl tevkif edilmiş ve iklsi jandar- ma olmak üzere birçok kimseler yaralanmıştır. Almanyada — Papaslar Tevkif Ediliyor Paris, 29 (Havas) — A!man- Fdı Dresden'den bildiriliyor: 'olis İki kilisede iki papas tev- kif edip kampa — göndermiştir. Bu suretle mevkuf — protcstan papaslarının sayısı 19 ediyor. Bu - tevkifler, kilise mahafi- lini heyecana düşürmüştür. Saks iç bakanlığının protestoları ce- vapsız kalmıştır. Sarbuk, 29 (ALA.) kaçakçılığı suçu ile maznun dört papas tevkif edilmişlerdir. Zihni Efendi, şaşırmış kekeli- — Vergi Yüi No | yordu: Mahmul Y 52 — Anlatayım, hanımefendi... mek istedi; otelciyi çağırmak için Onun şaşkın halı, Haceri biraz kendine getirmiştir — Affedersiniz, kaç gündür, hasta Idim, odada oturmaktan da büsbütün sinir bastı, kusura bak- sofaya çıklığı zaman, şaşırarak | mayın... M:&Nuedulnl; Zihni Efendi, ür böyle ıl.".ll':::ilnııiı üst başında, otel kâtibi duruyordu. Genç kadının telâşı onu korkutmuştu: — Size geliyordum! Diyebildi. Hacer, nefesnefese sordu: — Ne var? Ve oteldekilerin ne söyliye- ceklerini aklından bile geçirmedi; Zihni Ef. yi kolundan tuttu ve sürükler gibi odasına götürdü: — Kaç gündür, nerelerdeiniz? Ötel kâtibinin, oturup otur- mamasına aldırış etmedi; İçinde, bir haftadır. biriken dertleri, bir nefeste döktü: — Dostlarım var, size güveni- yorum... Maşal'ah, İyi dostmuşsu- nuz| Bu kadın, öldü mü, kaldı mı? Cevat Beyefendi, nerelerde? De- mir Ağa, ne oldu? Burada mı Zihni Efendiye bir lskemle uzattı: — Buyurun oturun... Otel kâtibi, iskemleye oturdu, fakat hâlâ şaşkınlığı gitmemişti: — Demek, hasta Idiniz,.. Vah, vah... Geçmiş olsun... Efendim, aramak İstiyordum. Fakat acele, şehre dönmek — mecburiyetinde kaldım. — Muharrem Bey mi çağırdı? — Evet... Burada, sizivle ko- nuşmuştuk ya... O günün akşamı, Muharrem Beyden haber geldi, gece yola çıktım... Edişe İçinde Gazeteler İ_ngiliz Kabinesine Çatıyorlar 29 (ALA.) — Bu a1bahki A'manyanın bilhassa deniz tayyarecilikte yapmaya ka- rar verdiği kezif si'âhlanmadan dola- yı, Londra'da — hissedilen asabiyeti aksettirmektedir. Londra, 90, (AA.) Deyli Telgraf gazetesinin diplomat muha:riri yazıyor: “Hava silâhları cihetinden Alman- ya'nın İngltere'ye nazaran bariz bir falkiyet göstermesi, — İngiliz resmi mebafilinde endişeler uyandırmıştır. Kabine, büyük Britanya'nın hava mü- döfansının — tekemmülü hakkındaki plâoları tetkik edecektir.İngiliz hüküe meti İse, havacılık cemiyetlerine yar- dımda bulunmaktan daima kaçınmıştır. İngiliz hava teşkilâtı projesinin 25 milyon İngiliz liralık bir masrafa ih- tiyaç göstereceği muhtemeldir. Vatanperverler Avusturyada Yalnız Bunlar Hak Sahibidir Viyana, 29 (ALA.) — Vatanperver- lk cephesinin aşağı Avusturya'da yaptığı büyük bir toplantıda eğu söy- leyen başvekil B. Şuşnig, bu cephenin sıyasasından başka hiçbir Avusturya sıyasasına müsaade etmiyeceğini söy- lemiştir. B. Şuşnig, cephenin şefi prens Siharemlerg'e, — bütün — taoplantıların menedilmesini, ve şimdilik yalnız vatanperverler cephesinin toplantılar- da ve tezahüratta bulunmak hakkına sahip olmasımı teklif etmiştir. Işsizlik Amerikada Yeni Bir Pro- gram Tatbik Ediliyor Vaşington, 29 (A.A.) — Cüm- hur reisi Ruzvelt, lşshlî!ı karşı tanzim ettiği, bayındırlık proğ- ramını izah ederek demiştir ki: — “ İktidara geldiğim gün- denberi işlerdeki sa'âhı, bugünkü kadar açık bir şekilde h'ssetme- ştim. Mukadderatımıza — olan iranımız, wükâfatını görmüştür. diye bek iyordu. Fakat Zihni E anlatmağa başlamıştı: — Muharrem Leyin mahsus selâmları var... bi Hacer, için için diş gıcırdat- makla beraber zoraki gülümsü- yordu: — Çok teşekkür ederim. — Odalar boşaldı... — Çok âlâl! — Emrettiğiniz oda hazırlandı, hanımefendi... Hacer, yüzünü buruşturmuştu: — Fakat ben, Demir ağadan bir haber gelinciye kadar burada kalacağım. Zihni Efendi, ellerini kaldır- mıişti: — Siz, hiç rahatınızı bozma- yınız... Oda, her zaman İçin em- rinize hazırdır... Onu düşünmeyin., — Çok teşekktir ederim. Ötel kâtibi, asıl söyleyeceği mühim söze gelmiş gibi durmuştu; — Otelel Ömer Ağa da, böy- | Hacer, onun hâlâ gitmemesine le söylüyordu. Zihni Efendi, yavaş yavaş ken- dine geliyordu: — İşte bu sabah, döndüm. Hacer, kekeliyordu: sibirlenerek bakıyordu. Zihni Efendi, sesini yavaşlat- mıştı — Demir Ağa ile olan me- seleyi Muharrem — Beye açtım. — Covat Bey de, hiç görün- | Muharrem Bey, çok memnun ob- diye bir sorup #ramak yok mu? | medi... Otel kâtibi, kollarını açmıştı: — Vallahi, ben de görmedim... kalacağım? Şehre mi döneceğim? | Ben, şimdi gider, karakolda, ken- Köye mi gideceğim?. Buraya ça- | dilerini görürüm. Hacer, hemen kalkıp - gitsin, kıldım kaldım! dular... Mallara kıymet biçmek için, yerlilerden birini seçmek icap ettiği zaman; Muharrem Bey bulunacaklar... — Onlara zahmet olmazsa... — Hayır, efendim... Bilhassâ Sayfa 5 ü | ğ Gönül İşleri Karınızı Nasıl Seçmelisiniz ? Evlenmek için bir kız seçmek kadar hayatta güç İş yoktur. Bü- tün hayat ve mukadderatiyizi kendisine bağlıyacağınız bir arka- daş aradığınz zaman, onun yü- zünün güzelliği, gözlerinin tatlılığı #size hiçbir şey söylemez. Düşü- nünüz bu kız yarın evinizin sahibi, çocuklarınızın anası, hayat güçlüklerinde size yardımcı ola- caktır. Alacagınız. kız. bütün bu aradıklarınıza cevap verecek ka- biliyette midir? Bunu nasıl tayin edeceksiniz? Bir erkek kendisine bir hayat arkadaşı veçeceği zaman onun mavi — gözlerine değil, dimağının içine bakmalı, onun ruhunu — okuyabilmelidir. Binaen- aleyh kendi kendinize şu sualleri soracaksınız: Bu kız bugün benim vaz.yelime inanarak benimle evler |/ or, yarın be, mevkümi, paramı, kazancımı kay- bedebilirim. O vakit bu kadın henimle beraber hayat mücade- lesine girecek midir? Çalışma kabiliyetimi kaybederserr bu ka- dın benimle yaşamağa razı - ola- cak mıdır? Bu kız niçin evleniyor? Evlen- mekten maksadı nedir? Ailesi bağlı mdır? Yoksa - istiklâline fazla kıymet veren bir kız mıdır? Sabırlı, felâkete mütehammil mi- dir, yoksa hayatı yalnız zahirin- den alan biri midir? Tahsili ve- dir? Boş vakitlerini ne ile geçi- rir. Evlenmek onun için bir ga- ye midir, yoksa evlenmenin onu daha geniş bir hayata sevkede- ceğine mi inanmıştır. Çocuk — stiyor mu? Sizin çocuklara karşı olan — hlesinize Iştirak ediyor mu? Bu kız sizinle ictimat bir an- aneye uymak İçin mi, yoksa bir ihtiyaç saikasile ml evleniyor? Bir kaza sizi çalışamaz bir hâle Eıllılrıe. kendi kendine hayatını — azanabilir mi? Hulasa o kızın — ruhunu meydana çıkaracak bu kabil suallerle etraflı bir tetkik yapmak zarureti vardır. Siz evlenirken bu tahkikatı iıpıyor musunuz? Yapmıyorsanız anlığa — kürşün — sıkiyorsunuz, demektir. TEYZE irca ettiler. Muharrem Bey, dedi ki: Ben, Hacer Hanımefendinin hukukunu gözetirim. O cihetten hiç merak etmesinler! Kaşlarım çatmıştı: — Vallahi, aynen, söylediği gibi söylüyorum. Hacer, gülümsedi: — Size de, Muharrem Beye de çok çok teşekkür ederim... Fakat Demir Ağa, ne yaptı, ne yapıyor? Hiç haberim yok... — Onu da tahkik mümküncür, Hacer, ip ucunu yakalamıştı : — Öyle ise siz, vakit geçir- meden Cevad beyi görün..: Ötel kâtibi, kalkdı: — Şimdi görürüm. Hacer, arkasından bağırdı : a — Rica ederim, çok geç kal- mayın... i Zihni efendi çıkınca, Hacer, cesaretine şaştı ve kendinden körk tu. Artık demek, hiç bir şeyden çekinmiyordu ? Pencereye oturdu, beklemiye başladı. Acaba, jandarma zabiti de gelecek miydi ? ş Zihnl efendi, nasıl bir haberle — gelecekti? Ne haber getirecekti ? Cumbada oturup beklediği her saniye, ona, gerileyip gerile- — yip uzuyor gibi geliyordu. Eekle- f mekten gözleri kararmıştı. Niha- yet, Zihni efendi, sokağın başın- — da görünmüştü, yalnızdı. j - ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: