Yazın: — All Rıza Seyti Ancak ahret baban, Tahmeti babanın yoldaşı olan nden sana bu kadarcık- söZ îok_ da olsa hakarat demek m:ğ'ıd-î- Evet, belki son savaşı- 'İıî. yapıyoruz; bununla beraber t inda tut: Yürek bozma yok, mut kaybetme yok! Istediğimiz l.;Iibl yaşamazsak, istediğimizden m,?m"'"k hepimizin elinde değil İ? Yalnız bunu düşünmek insa- Rin gönlünden bütün kayguyu fıkartır, Biz bu kalede elimizden £eleni yapacağız.. Elimizden ge- ecek işler ise çoktur, hem de Pek Çoktar! Şahin bey bu son sözü insanın Üreğine sapla- hocak bir sesle Böyledi, Deli — Aslan İse caki askerln | N Bözlerini du- | aklarında —acı P ulı' gülümseme | arak dinlemişti. nunda dediki: | İ; Bir az da siz :;'ı ııd'lnleylniı. ana böyle "_x“k pık]’;ği f öğüdü v:rmlye. b""“lln sizden aşka birisi ol Uydi — ama c kim olursa ok tun — benden Dü büsbütün başka rşalık alacaktı. Ancak siz, yü- Zünüze — söylü- Yorum, bu kan! *rhatların Yodarının — şanlı Osmanlı Aslanısınız. Her İşte ustam, yü- teğimde — babamsınız. Size olan taygım, Tanrıya inancım gibidir. Onun için başımi eğiyorum. Yal- diz. yarlış anladığınız bir yeri töyliyeceğim : Siz beni ölümden Mi korkuyor sanıyorsunuz? Si- Zin de gözünüzün önünde kaç ke- Te kargıladığım çifte saplı Alman fhl'l:ınd.ı, yoksa deynek Bibi bir kaçımı birden kırdığım lacar mızırağından — mi yılı» Yorum? — Bey! — Aslanın kork- toğu şeyler bunlar — değildir. k“yunı taze ot, aç kaplana örpe kuzu sürüsü me İse, yalnız Türk Deli Aslana değil, bütün Tınırı gazilerine de vüruş meydanı . *Ye Macar, Alman taburları odur. im düşündüğüm başka: Kara bulut gibi yığılıp gelen Yü uçsuz sonsuz. domüz sürülerini haydı yarıp — yırttık diyelim ve buska kalesini kan, duman İÇinde dümdüz bırakalım, İyil an- tak ozaman kaledeki binlerce k'd"'. kız, kızen, aksakallı eli, #Yağı tutmaz dedeler, babalar te olacak? Bu Türk eri eli düş- Manın boğazın olsun da, savaş Meydanında parçalanıp kalsa da, tibet ar değildir. Ancak genç azlarmız —sarhoş Alman, Macar tövalyelerinin — yabani Hırvat ..r'k'"'dnlu koynuna mı kalacak. d.n" böyle günlere güneş doğ- luracağına, bütün Türk eller'ni yakmak, Tuna ve Dirava irmak- larından su yerine kendi kadın- d.nm"»“î sıcak kanını akıtmak daha iyi değil mi? Şimdi neden orktuğumu anlatabildim mi bey? Kale kumandanı, sinirli par- Makları kıl.cının sapında, çakır Bözleri uzak orta Macar ovalarr Tn ufuklarında d İgin / görünü- Şahin'in Gözünde Şimşekler Çakıyordu 'Türk ordalarının Viyana aerhadlarına kükümeti reisir Kara Mustafa Paşa yordu. Deli Aslanın bu sözleri görünüşte yüzünün tek bir sinirini oynatmamıştı. Ancak deniz gibi engin çakır gözlerin içinde fırtı- nalar ve şimşekler vardı. Ve belki de bu fırtınalar © düşman ufuklarından onların üzerine — toplamıp gelen — ölüm korkulu idil. sağnaklarından daha Deli Aslanın coşkunluğu geç miş, üstüne bir durgunluk gelmişti. TJosanlık tarihinin en kanlı, en tüyler ürpertici yapraklarından birini kendi titremez ellerile ya- zacak ve yaşayacak olan bu iki adamın ylnldıriııdon şu sırada neler geçiyordu?.. dayandığı zamanın Şahin Bey üç dakika kadar böyle kaldı; sonra düşden uyanır gibi irkildi: — Oğlum Aslan! Ben gidiyo- rum. Düşmanın kalede açtığı ge- dikler kapanırken göreyim. Akşam hiç olmazsa yemek yemeğe mey- danımız var. Yemekten - sonra yoldaşlar kapı altında — toplana- saklardır, sen de oraya gelirsin. Dedikten sonra delikanlının yüzüne bakmadan sağlam adım- larla kale bedeninden aşağı inen merdivene doğru yürüdü. Topların başında duran yirmi oluz asker ve küçük zabitler ku- mandan geçerken selâm duruşu aldılar. Şahin Bey bunları hiç gör- memiş gibi geçti. bu disiplinci kumandanın belki de ömründe böyle işlerde gösterdiği ilk dak- ginlik idi... Deli Aslan — yalnız kalınca uzakta dumanları tüten düşman karargâhıma — uzun uzün baktı, sonra o da merdivene doğru yü- rüdü. Bu sırada “uzaktan Deli Bölükbaşısının — büyük, pehlivan cüsses'ni âdeta fşıkçasına gözle- yen çok genç bir spahi, saygılı bir tavır ve coşkun bir çocuk yüzüle yaklaşarak sordu: — Ağam, çok düşlünceli görü- nüyorsunl. Deli Aslan uykudan uyanmış gibi irkildi; çatık yözünü — hızla gence çevirdi; ancak sipabiyi gö- rünce sert kaşlarının ortasındaki korkunç düğüm açılmıştı: — O, Murat sen misin? Düşü- nüyorum ya, ne yapalım, eloğlu insanı bazan düşlündürüyor. Baka- İun sea düşünmüyor musun? (Arkası var) SON POSTA — Azizim her ne vakit | seyahate çıksam muhak- kak yanıma şu gördüğün NEVROZİN'den alırım. — Seyahatle NEVRO- ZİN'in alâkası nedir ? — Her yerin hayası bazan soğuk memleketten, sıcak memlekete, bazan da «r caktan soğuğa gitmek insanı hasta edebilir. Bu- nun İçin senelerce tecrübe ettiğim ve çok büyük faydalarını gördüğüm Baş, Diş, Bel ve Romatizma ağrılarının yegâne i NEVROZİNSI yınlılnîİ da eksik etmem İşte, NEVROZİN'in seyahatl> alükası, biribirine uymaz, gibi dimağ Üzerinde de tesirini göstererek, uzviye- tin umumt faaliyetini artırır | ilğin KUMAL— MARMUT C ÜZer N A L RALASI ————— Samsun asliye mahkemesi hukuk — dalresinden; İstanbulda Selânikli telci Sami kızı Safiye Sabi- ba ile İstanbulda Şişlide Kodam n sokağında Majik apartımanında kleim met Kurt ve Nuri Kurt ile — Novren Kurt — vereselerinden — oğlu Nail ve zevcesi Emine ve kızı Nuriye arala- radaki men'i müdahale davasının iora kılınmakta olan muhakemesinde dava edilenlerden Nevres Kurt veresesinden karısı Emine ve oğlu Nail ve kızi Nü- riye namlarına çıkarılan davetiye ika- metgühları — belli olmadığından ilânen tebliğine karar verilmiş — olduğundan muhakeme günü olan — 21-6-985 salı günü enat 14 de Samsun saliye hukuk mahkemesinde bazır bulunması dave- BÜYÜK TAYYARE PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengi 1 etmiştir. : Yınl. Tertip plânın: görünüz. 1. ci keşidesi 11 Mayıs 1935 dedir. Büyük ikramiyesi: 25 _ooo Liradır. tiye tebliği makamına kaim olmak | üzere keyfiyet ilân olunur. Gı7) | # garuae ——— ——— — —— ——— e TU A Çocuk Haftası-Kumbara Haftası âizud;ışğwrunuza IŞ BANKASINDAN bir ARA alınız. Gelecek sene bu hafta çocuğunuzun da birikmiş birçok parası olacaktır. üü — l ee l el E L & ada sdkdkk LA Dü d e. v d Lallldikdin. z