Ziya Şakir le (Paşa)nın Hatası: Gururu Ve İTTİHAD 8 İnci kısım Her hakkı mahfuzdur. Ko. 250 11 * 4- 985 ve TERAKKİ Nasıl Doğdu?.. SON POSTA Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? Suriye Işlerinin Bozukluğu Idi.. (Büyük adam ) olmayı zib- nine koyan bu azametli zatin, elinde milyonlarca altından mü- rekkep bir (tahsisatı mesture) parası varken, çapraşık ve do- Tombaçlı — işlerden — toplanacak paraya el uzatmasını İddia etmek, gülünç bir bühtandır. Tahsisatı mesture parasına gelince; Cemal Paş bu parayı - devletin menfaati- ni temin etmek maksadile - şuna, | buna bir takım Arap şeyhlerine ve kaball rüesasına ibazl - ve hattâ, biraz da israf etmişse de şahsen bundan menfeattar olma- İ mıştır. t Cemal Paşanın hatası, başlıca iki noktada temerküz etmişti : 1 — Sürye siyasetini hüsnü idare edemeyişi. 2 — Gurur. Surye hâdisatından bahsetti- ğimiz zaman, bu idaresizliği or- taya koyan hâdisat, mümkün mer- tebe izahat ile nakledilmişti. Ken- di mıntakasında ve hattâ Arabis- tanda, kendinden yüksek bir ze- kâ ve şahsiyetin pulunmasına ta- hammül edememeside, Cemal paşanın gurürünün en birinci - de- HH idi.., Bu guürürun başlıca kay- nağı İse, onun hayalinde yaşattı- ğı mevkiin azameti idi. (Misır fa- tihliği) nden ümldini kesen Cemal paşa; biliyordukl eğer harp za- ferle neticelenirse, Osmanlı dev- letinin şekli bir istihale geçire- cek... Daha kuvvetli esaslara le- tinat edilerek İmperatorluğu kuv- ( Baştarafı 12 inci yüzde ) yarak yaptım - C'est de beaucoup de matitres gue j'al compose ce medicament. Terekküb etmek — Katımlanmak- " Fr. Se composer Örnek: Su müvellidülma ile müvellidilkumuzadan — terekküb eder- Su idrojenle oksijenden katımlanmıştır - L'enu se com- pose de I'hydrogine et de Voxgyöne. Halâs — Kurtuluş, kurtulma Halâs etmek — Kurtarmak Halâs olmak — Kurtulmak Halâskâr — Kurtarıcı Halâvet — Tatlılık Hale — Ayla Halef — Ardil - Fr. Successeur Halel —Bozukluk Hali —Boş Halâ — Boşluk Halim — Yumuşak, yavaş Halls — Katıksız Örnek : Halis kahve, balis yağ - Katıksız kahve, katıksız yağ Halita — Karmaç - Fr. Alliage Mahlât — Natışık Örnek: Mahlüt yağ - katışık ağ. H:H?— Halk (T. Kö.) - Fr. Peuple Halketmek — Yaratmak - Fr. Crser Hilkat — Yaradılış - Fr. Creation Hâlik — Yaratan - Fr. Crüateur Mahlük — Yaratık - Fr. Creature Ham — Ham Hamakat — Beyinsizlik Hamaili — Arkuru Hame — Kalem (T. Kö.) Hamız — Ekşit - Fr. Acide Hamil — Taşıyan, götüren, gebe, yüklü İttihat Ve Terakki Tefrikası yak nda bitiyor. Sizi aylardanberi alâk ı ila meşgul eden bu eserimizin bitmesinden dolayı üzülmeyiniz, Çünkü bu ezerin muharriri, hem sizin zevkinizi tatmin, hem de iz- tikbal tarihini tenvir etmek - için onun yerini tutacak yeni bir eser haşırlamıştır. Bu eser ondan daha merak'ı, daha heyecanlı ve daha sürükleyi- eldir. Çünkü bu yeni ever seneler- denberi zihninizde takılıp kı birçok suxllere en doğru cevapları yerecektir. Yarın İzshat bekleyiniz vetlendirmek için Surye ve Ara- bistana - Türk hâkimiyeti altında- muhtariyet verilecek.. hiç şüphe- sizki bu muhtariyetin başınada, kendisi geçirllecek... Arabistan- da bu'unduğu müddet zarfında, daima istiklâli ima eden tantanalı unvanlar taşıyan — Cemal paşa, (Küdüs) ün düşman eline geçme- sinden sonra artık büyük hayal- lerinin tamamile sukuta uğrad- ğını hissetmişti. Nihayet tahak- kük etmiyen emel'erin ıstırab ha- mülesile Istanbula avdet eden Cemal paşa, — asli — vazifesi olan — Bahriye nezaretinin kup- kuru unvanı — ve al - renkli makam — otomobilinin — ihtişamile guruürünü tatmin etmek mecburi- yetine rıza göstermişti. Fakat Istanbul, — artık eski — Istanbul Hamile — Gebe Hamuüle — Yük - Fr. Charge Mabmul — Yüklü Hamul — Dayangan Hütehammil — Dayaniır, kaldırır Örnek: Lâtifeye mütchammil değildir - Şaka kaldırmaz - Acı- ya mütehammildir - Acıya da- yanır. Tahmil etmek — Yüklemek Tahammül etmek — Dayanmak, kmek, götürmek, kaldırmak Snıl:: Bukadar eziyete taham- mül edi!lmez - Bukadar eziyete dayanılmaz - Bu hayata taham- mül edemiyorum - Bu hayatı çekemiyorum - Bu işin bukadar müzakereye tahammülü yoktur - Bu iş bukadar söyleşme götür- mez ( Kaldırmaz ). Mukavemet — Dayanık Mukavemet etmek — Dayanmak Mukavim, mukavemetli — Daya- nıkli Ham'e — Atılım Hanıletmek ( Bak: atfetmek ) — Vermek - (fr.) Altribuer Örnek: Baş.mın ağrısını soğuk algınlığına hamlediyorum - Be- şımin ağrısını soğuk algınlığına veriyorum Hamrâ — Kınl Hançere — Gırtlak Harde — Gülme Handan — Güley Handan olan — Gülegen Örnek: Hande, insanda meser- retin bir alâmetidir. Handan bir yüz, görenin de yüreğine inbisat verir. Handan olan in- sanlar, her yapacakları işe gö- nül rahatlığı ile el vururlar - Gülme, insanda sevincin bir değildi. Bir zamanlar onun karşı- | sında derin bir tevekkül ve muta- vaatla baş eyen mebusan mecli- nalara tahammlll edemeyen mü- nakkit zümreler ve gruplar türe- mişti. Nazır otomobil'erinin sert korneleri, meclis binasının duvar- larında akisler husule getirirken, meclis koridorlarında kaşlar çatıl- Düşmanlar ve yarım dostlar değil, hattâ eskl canciğer arkadaşlar bile bu nazırların yüzlerine ma- nalı nazarlarla bakarak bu dün- yanın daima sağa dönmiyeceğini imâ etmektelerdi. Pek acı ve pek ani olan sukutu müteak'p, her taraftan yükselen — vaveylâ ise Cemal paşaya - | bundan tam on sene evvel, Selânikte eski ve büyük görüşlü ciddi bir dostunun söylediği | şu büyük — hakikati bildirmişti: - (Büyük adam) olmak için, yüksek makam ve mertebe- | lere irişa ek kâfi değildir. Büyük- ler sırasına girmek için; büyük işler başarmak, büyük eserler bırakmak.. Ve sonra da bir mil- letin kalbinde, tam ve riyasız bir sevgi ile yaşamak lâzımdır. Çabuk ve kolay istihsal edilen şöhret'er, buz Üslüne yazılmış yazılara ben- zer, Bu yazıların kıymet ve ma- hiyeti her neden ibaret olursa olsun, zaman ve hadisatın hakikat güneşi, onları çarçabuk siler. (Arkası var) beldeğidir. Güley bir yüz, gö- Frenin yüreğine açılma verir. Gülegen İnsanlar, her yapacak- ları İşe gönül rahatlığı ile el yururlar. Hane — Ev Hanedan — Dinasti (T. Kö. ) Hane halkı — Evgil Hane berduş — Yersiz yurtsuz Hanüman — Ocak, evbark Hanis olmak — Antsıymak - Fr. Violer le serment Hapisane — Hapsevi Haps — Hapis (T.Kö.) - Fr. Prison Mahpus — Kapsık Habsetmek — Hapsetmek - Fr, Emprisonner Mevkuf — Tutsak - Fr. Dötenu Tevkif — Tutsam-Fr. Arrestatlon, dötentian Tevkif etmek — Durdurmak, alı- koymak, tutsamak - Fr. Arreter, dötenir Tevkifane — Tutsalık Hâr— Diken Hâr — Yakıcı, sıcak Hararet — Sıcaklık, Chaleur, fitvre Örnek: Hastanın harareti var — Hastanın ateşi var. Suhunet — İsığ - Fr. Temperature Hararetli — Sıcak, ateşli - Fr. Chauvd, ardent ateş » Fr. Örnek: Hararetli adam — Ateş- | li adam. Hararetlenmek — Ateşlenmek Örnek; Bugünlerde siyasi ko- muşmalar pek hararetlendi — Bugünlerde siyasal konuşmalar pek ateşlendi. Teshin etmek — Isıtmak Harap — Yıkık, harap (T.Kö.) - Fr. En ruine . - , İ sinde, artık boş azamet ve tanta- | makta, homurtular duyulmaktaydı. | | ! f — a? ” HASAN KREMİ Dünyada — mevcut kremlerin en nefisi, en sıhhisidir. Nazik cildli kadınların hayat arka- daşıdır. İhtiyarları gençleşt'rir. Ve genç- leri güzelleştirir. İnsa- na ebedi bir taravet veren Hasan kremi- ni unutmayınız. Kutusu 50, tüp halinde 20 !ia_ıan doıBıu: Ankara, istanbul, Beyoğlu 12 Nisan 935 Cuma günü Mühim Bir Satış M. Jan Vayinbergin çok zengin mobilya, muhteşem — gümüş — takim- ları, imzalı — yağlıboya nefis — tab- loları ve çok güzel halıları, brons heykeller, Viyana mefruşatı ve daha birçok kıymetli eşyalar... Beyoğlunda Alyon sokağında 11 vumaralı Perpinvani apartımanı. stanbul Birinci Ticaret mah- kemesinden: Ogöst Dormey ve şürekâai şirketi avukatı M. Mercanın İstanbul — Su'tanbamam Hacı Küçek camii 32 No da Nike Cikas aleyhine Adliye — yangınından evvel — ikame edip büroca yenilenerek mahkeme- m'ze veri'en 264 No li alacak da« ) vasının tehkikatı 7-5-935 Salı saat 15, 0 da icra edileceğinden oturduğu yerden çıkarak şimdiki adresi bilin« miyen müddeaaleyh Niko Cikasenin yukarda yazılı gün ve saatte mahke- mede bulunması (üzu; Mi inci maddesine o'unur, — (302) Örnek; Harap bir hane — Y kık bir ev — Üne maison en ruine Harabi — Yıkım, yıkkınlık, ha- raplık - Fr. Ruine Örnek; Memleket için harabiyi mucip olur — Yurt için bir yı- kım (yıkkınlık ) olur - Ce sera la ruine pour le paya. Harap etmek, tahrip etmek — Yı- kılamak, haraplamak-Fr. Ruiner Örnek. Şiddetli bir zelzele bü- tün köyü harab (tahrip) etti — Şiddetli bir deprem bütün köyü yıkıladı - Un tremblement de terre violent a detruit tout le village, Harabe — Yıkı - Fr. Les ruines Örnek; Balebek harabeleri - Balebek yıkıları - Les ruines de Balebek. Müşrifi harab — Kağşak - Fr, gül menace — rüine, delabret, ruint Örnek: Müşrifi harap bir hane- Kağşak bir yapı - Üne batisse gul menace ruine (dölabrüe ruin&e) Sayfa 13 CiLDiN BU YENi GIDASINI TECRÜBE EDİNİZ 20 yaşıdıki genç — kizl r, 40 yaşındaki kadınlar, bepsi de — güzel bir ten kazanırlar, <40 YAŞINDA SIK TAZE VE PENBE YANAKLAR * Toka 01 Kremi ,,nin ihi v ettiği taze krema ile hazmı hazr anmış zeytinyağı, cilde ve nesiçlere pek kıyımetli besleyici maddeler vermek süretile, milyonlarca genç kız ve kadınlara açık, taze, nermin, kadife gibi bir cild, şık ve pombe yanaklar ve hariku'âde bir ten kazandırmıştır. Bugün onu hemen kullanınız ve derhal gençleştiğinizi. gözünüz ile görünüz. “ Tokalon kremi ,, meşhur birçok aktrislerle, sinema yıldızları- nın harikulâde tenlerinin ve genç görünüşlerinin — yegâne sırrıdır. Büyük mağazaların hepsinde bula- bilirsiniz. LOKANTA NOVOTNİi “EN İYİ YEMEKLER TAZE BiRA HER AKŞAM KONSER Sipahi Ocağından: Başkan seçimi toplantısı 14/4/955 pazar Ü #aat 16 da yapılacaktır. ..Sıııy'lılı üyelerimizin — bulunmalarını Müşrifi harap olmak — Kağşamak Örnek: Müşrifi - harap — olan ebniye-Les bâtis ses gul mena- cent rulne Tahripkâr — Yıkıcı - Fr. Destruc- teur Örneki Tahripkâr bir tesir lcra etti - Yıkıcı bir etke yaptı- İl a falt un effet destructeur Harp — Harp (T. Kö.)-Fr. Guerre Harcetmek, Sarfetmek - Harcamak Harç — Harç ,Hare — Meneviş Harelemek — Menevişlemek Hareli — Menevişli Hareke — Hareke Hareket — Hareket (T, Kö.) Hareketl arz — Deprem Seriülhareke — Tezgider Muharrik (âmil anlamıca) — Etka Fr. Mobile Muharrik — Elebaşı Örnek: Isyanın muharrikleri - azınım elebaşları Müteharrik — Oynar , Örnek: Müteharrik sandalye - Oynar sanda'ye — —— İsteyenler bunu kesip aradaki Osmanlıca , , , uyguu ( Yahut. Yeter) görmüyorum. Sebebi (Kısaca) . ., ,, | önergem şudur; | — (Y Burada bir ömeğe mıyacaktır, n a boşlukları tercihan daktilo ile dok durarak Türk Di Araştırma Kurumuna gönderebilirler. « * « kelimesine kılavuzda gönterilmiyco —yazılar ' üzerinc bir şey yupıla-