10 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

10 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SınanGunu Büyük Bir İhtifal Yı pıldı, Koca Üstadın Hatı- rası Anıldı Dün İstanbulda yapılan Mimar Sinan ihüifalinden iki görünüş Büyük Mimar Sinanın ölümü- nün 349 uncu yıldönümü dolayısile dün, kendi şaheserlerinden biri elan Süleymaniye camilt karşısın- daki mezarında büyük bir ihtifal yapıldı, büyük ÜUstadın hatırası saygı ile anıldı. Bu ihtifalde Halkevi mensup- ları, Güzel sanatlar akademlel, Mühendis mektebi talebe ve mu- allimleri, Talebe Birliği arzası, Evkaf müdürlüğü birçok mektep- ler ve Belediyeciler bulundular. Koca Simnanın mezarının önü, Belediye, Yüksek mühendis mek- tebi, Talebe Birliği, Güzel sanatlar Akademisi, Mimarlar birliği, Ha- kevi mimar şubesi tarafında ge- tirilen çelenklerle süslü idi. Mezar önünde kurulan kürsiye önce Güzel san'atler akademisi mimari şubesi lalebesinden Or- han geldi. Sinanın şahsiyetinden, ezerlerinden bahsettikten sonra büyük üstada hitaben: * — Biz senin mevkine çıka- . cağız. Çünkü önümüzde; saygı ile baktığın Atatürk varl..,, Diyerek Osmanlıcadan Türkçeye —ii — 1 — Öz türkçe köklerden gelen şözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında — sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) yazılarını ııııulon ve. receğiz. 2 — Yeni konan kargılıkların iyi “ayırt edilmesi için, geregine göre, Fran- sızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve kullamlan şe- killeri alınmıştır. Aslı ak olan hak, aslı Üğgcüm olan hüküm, Türkçe “gek,, kökünden gelen şekli gibi. Gurubu şems — Günbatımı Örnek: Gurubu şems sırasında- Günbatımı sırasında Gurubu kamer — Aybatımı Tulüu şems — Gündoğumu Tulüu kamer — Aydoğumu Gurur — Gurur Mağrur — Gururlu Gürz — Topuz — 4 Gusn — Dal Gussa (bak: gam) — Tasa Güya — Sanki, diyelim ki Güfte (terim) — Deyiş Güftügü — Dedikodu Gürüuh — Alay, takım Güzaf — Boş söz Güzergih — Geçek Güzide — Seçkin H Hâb — Uyku — Hâbide — Uykuda — Habâset — Kötülük, pislik, ab çaklık - Fr. Möchancete, seölö- - ratesse “Ervahı. habise — Kötü — ruhlar (Ruh: T. Kö.) söylevrini bitirdi. Sonra Yüksek mühendis mek- tebi telebesinden Bay Sadık ve ondan sonrada belediye İmar müdürü Bay Zıya birer hitabe söylediler. Bay Ziya, Koca Sinanın 86 yaşpma kadar tükenmez bir aşkla eserler yarattığını, Bİ cami, S1 mesçit medrese, 2 darlişşifa, 17 imaret, 8 büyük köprü, 18 ker- vansaray, 33 saray — ve emsali 350 den fazla mimari şaheserler vücüde getirdiğini Aanlattı, hatı- rasının dalma minnet ve hürmet- le anılacağını bildirdi, — bundan sonra da İhtifal, istiklâl marşınla bitirildi. Akşam saat 18,30 da da Mi- mar Kemal tarafından, Sinanın şahsiyeti hakkında radyoda bir konferans verildi. genenenı eee sereranena eee rarreRae eee eee Topkapıda bir saat bulundu Topkapı tramvay son İstasyonunda bir altın kol saat bulunmuştur. Sahi- binin Galata meneciferde İlyadis han 1 - £ numaraya müri tlıııkl- lini söyleme: saati al: Habbe — Tane Haber — Haber (T. K&.) Mesmuat — Duyuklar Havadis — Bilget Örnekt — Bu havadisi kimden aldınız * Be bilgeti kimden aldınız? Habip — Sevgili Hacalet — Utay Hacet (Bak: Ihtiyaç, zaruret, Haciz — Ayıran v Hacle — Gerdek Hâceri semavi — Göktaşı, betil (terim) Hacm (Bak: Cirm) — Oylum - fr. Volume Örnek: Bu cismin hacmini me- saha etti — Bu elsmin oylumunu ölçtü. Ateş olsa cirmi kadar yer ya- kar — Ateş olsa oylumunca yer yakar. Hacmi İstlabı — Sıygı Örnek: Bu geminin haemi İsti- abisi 3 bin tondur — Bu geml- nin sıygısı Üç bin tondur. Hâüâd — Keskin - fr. Aigu Örnek: Iktısadi buhran hâd bir devreye girdi — Ökonomik buh- ran keskin bir devreye girdi. Hadaset — Küçüklük Örnek: Hadaseti sinninden do- layı askere almadılar. — Yaşının küçüklüğünden — dolayı — askere alınmadılar. Had — Derece Örnek; Haddini — bilmerz bir adam — Derecesini bilmez bir adam. Haddi kifayet — Yeterge ö -SON POSTA Satılık Eşya istanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü Satış Komisyonundan : 928 senesinden evvel gümrüğe gelmiş ve sahipleri tarafından alınmaması yüzünden ambarlarda toplanan aşağıda miktar ve kıymetleri yazılı eşya bizalarında gösterilen tarihlerde - satılacaktır. Satış 2490 No. lu kanuna ve bedava verilen şartname dahilinde yapılır. Satılan eşyanın miktar ve cinslerini gösterir cetveli Başmüdürlükteki Ilân tahtasına asılmıştır. Bu eşyayı almak İstiyenler hizalarında göste- rilen kıymetin *» 7,5 olan teminat akçasını müzayede saatinden bir saat evvel verneye yatırmaları lâzımdır. İstekliler satış saatine kadar komisyona müracaat ettikleri takdirde istedikleri bilgiyi alabilir ve eşyaları da görebilirler. Kap Muhammen Kıy. Teminat L K. L. 137 4126 — 68 310 720 4965 —30 373 132 728 — B4 55, ST7 — 12126 38 910 65 2222 175 167 521 78 05 6 Müteessir Hnem olmayınız ! EREM PERTEV Sizin de galp olmak Özere bulu- nan güzelli- ğginizi ihya edecektir. Krem Per- tev'in dün- yayı saran di e dİlir İ üüü Tashih; 3-4-935 tarihli gazetemi- zin sekizinci sayfasında çıkan Fatih sulb hukuk hâkimliği ilânının dördüncü satırındaki(Tonos) ismi sehven (Tomas) geklinde yazıldığından tashih olunur. Örnek: Verilen fiat haddi ki- fayeti bulmadi — Verilen fiat yetergesini bulmadı. Haddi lâyık — Tamdeğer Haddi vasat — orta Haddini aşmak — Derecesini aş- mak, aşırı gitmek Örnek: Büyük harpte pahalılık haddini aşmıştı — Büyük harpte pabhalılık derecesini aşmıştı (aşırı gitmişti) Haddini bildirmek — Derecesinl bildirmek, ağrının payını vermek, boyunun ölçüsünü vermek, ağzı- nid Ölçüsünü vermek Haddinden fazla — Aşıri Örnek: — Haddinden fazla bir emekle — Aşırı bir emekle. Hadsiz (Bakı Bihad) — Tü- kenmez Hadnâşinas — Şımarık, küstah, kendini bilmez Hudut — Buç - Fr. Limite Örnek: Edeb hududunu tecavüz etti — Edeb bucunu aştı. Hudut — Sınır - Fr. Frontitre Örnek: Fransız - Alman hududu — Fransız - Alman sınırı, Hadaka — Göz bebeği Hadid — Öfkeli Hadika —.Bahçe Hadise — Hadise (T.Kö.) Hadşe — Koşunma Hafıza — Hafıza (T.Kö.) - Fr. Mömoire Hafi — Gizli « Fr. Secret Örnek: Hafi bir anlaşma — Gizli bir anlaşma - Üne entente secröte Hafif — Hafif (T.Kö.) Karşılıklar Müzayede günü ve şekli 22/4/935 saat 15. Transit açık arttırma 29/4/9035 saat 14. Transit açık arttırma. 29/4/935. sant 16. Transit açık arttırma, 6/5/935. saat 14. Transit kapalı zarf 6/5/935. saat arttırma, 6/5/935 — saat arttırma. 15. açık 17. açık İstanbul Asliye Hukuk Mah- kemesindeni İstavrina veledi Yor- dan metruk — öolan — Beşiktağ yeni mahallesinde müstesna serasker Rıza paşada 31-39 mumaralı mahal İstan- | bul vilâyetince namına teffiz edilmiş ve tapu senedi verilmiş isede İstav- rinanın boreundan dolayı keşif tara- fından 7/12/938 tarihinde 983/2548 icra numarasile haciz konulmuş ve şimdi- ye kadar takip edilmemiş olduğun- dan merkür hacizin fükki isteğile davacı Ekrem tarafından — İstanb u Cerrahpaşa Şem'i molla mektebi so- kağında 5 No, lu evde oturan Küşif aleyhine mahkememizde 935/122 nu- ile açı davadan — dolayı dava arzühali müdde: Küşife yi tebliğ edilmek Üzere gönderilmiş isede mumaileyh KaAşifin yukarıda yazılı adres 938 tarihinden beri terkederek bir semti meçhule gittiğinden bahisle dilmden iade edildiği müba. şirin meşruhatından anlaşılmış oldu- gundan mahkemeca dava arzuhalimin İlânen tebliğine ve mahkemenin 18/ 5/935 gününe tesadüf eden Cuma: saat (4 te talikina ve müddealeyh ilândan itibaren bir ay mühlet — verile mesine karar verildiğinden bermucibi Tahaffüf etmek — Hafiflemek - Fr. S'allöger Tahfif etmek — Fr. Allöger Istihfaf ıtıııık — Hılifuıııok Örneki Onu Istihdaf ediyordu — Onu hafifseyordu. Hafifmeşreb — Yeğnik Hafid — Torun Hafiye — Karakulak - Fr. Esplon Hafretmek — Kazmak Hâfriyat — Kazı - Fr. Fouille Hafta — Hafta (T.Kö8.) « hâh — İster Hâh nâhâh — Ister istemez Bedhâh — Kötücü-Fr. Maveillant Dilhah — Gönül isteği Örnek: Dilhahınca hareket ede- medim - Gönül isteğince hare- ket edemedim. Hayırhâh — Iycil Hâbiş — İstek - Fr, Appetit, desir Hâhişker — Istekli - Fr. Desireux Hail — Engel - Fr. Obatacle Örnek: Bu — hailde ortadan kalktı « Bu engel de ortadan kalktı. Hail (Hevl'den) (Bak: Mahuf) Hain — Hayın ( T. Kö. ) - Hafifletmek « Fr. Traitre Örnek: O hainlerin Akıbetini herkes — bilir - O hayınların âkıbetini herkes bilir. Hiyanet — Hayınlık Hâiz — Taşıyan, - de olan, - li Örnek: Bu iş ehemmiyeti halz değildir - Bu iş önemli değildir. Yüzbaşı rütbesini haiz olan - Yüzbaşı derecesinde olan, 'PEKTORİNİ * 1724,, Cinsi eşya 4154 küsur kilo sıkletinde muhtelif fabri- kalar mamulâtı toz ve tablet sakkarin Muhtelif cina pek çok ecza mustahzarat maden suları tuvalet eşyası ve salra Adresli kâğet, kapsül ve sair muhtelif eşya. Sessiz dolu sinema filimleri. mukavva, etiket mantar, Bisiklet, otomobil, bunlara ait aksam salir makineler ve muhtelif eşyalar, İmhaya ayrılmış cep fener pilleri tahta parçaları kâğıt ve salr eşya Üşütmek neticesi gelen Ürperme, öksürük ve gıcıklar. da, bronşit hı'lıngıolınndı PEKTORİN. TT DSN BİLHASSA BU MEVSİMDE, HAYA CEREYANLARINDAN MÜTEESİR HL D3 4 L AYA DA ÜTT rıwş.ıvs | XXX SD LA Txı.îfıı ıu'ı.ııu İti baren bir ay zarfında davacıya cevap vermediği ve yazılı muhakeme günü mahkemeye gelmediği veya bir veklil göndermediği — takdirde — gıyabında muhakeme devam olunarak — giyap kararmı verileceği ve bu bapta S'ıv— tiye ile arzuhal suretinin mahkeme duvarına asılacağı ilân o'unur, (10811) Kılavuzu Halzi salâhiyet — Yetkili Hâk — Toprak Hâkt renk — Boz Hakk (Terim)—Kazım-Fr.Gravure Hakkâk — Kazman- Fr. Graveur Hakkiyât — Kazıt - Fr. Gravura Hak — Hak (T.Kö. ) - Fr, Drol Istihkkak — Hak - Fr. Dü, ratlon mörilte Örnekt Istihkakımı alamadım » Hakkımı alamadım. Hakkaniyet — Hakcılık - Fr. Eğultö, justice Hakşinas — Haktanir - Fr. Eğül. table Ihkak — etmek — Hakkı yerine etirmek - Fr. Rendre justice : Hâkimler ihkakı hakka çalışırlar - Hükmenler — hakkı yerine getirmeğe çalışırlar. Hakikat — Hakikat - Fr. Vöritâ Hakikat ( şeniyet ) — Gerçek, gerçeklik - Fr. Renlitâ Örnek: Ilim şeniyetleri araştırır- Ilim gerçekleri araştırır. Hıklkılııı Gerçekten, doğrusu- Fr. Rellement, vraiment Hakikatgü — Doğrucu, — doğru sözlü « Fr. Vöridigue Örnek: Hakikatgü bir adam * Doğrucu bir adam. Karibi hakikat — Hakikatsı - Fr. Vraisemblable Örnek: Bir romanın mevzuu ax çok karibi hakikat olmalıdır - Bir romanın — konusu az çok hakikatsı olmalıdır. Muvafıkı — hakikat — Hakikata uygun - Fr. Vöridigue Örnek: Muvafıkı hakikat bir (Devamı 11 inci yüzde)

Bu sayıdan diğer sayfalar: