6-4- 935 & ” Büyük resimli roman <a G7 <a Varan: Sermed Muhtar Alus İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA.. Samanlık Seyran Olur ! T Z Kayınpederin Keyfi Yerindeydi.. Manav dükkânlarındaki işpor- talarda elmalar, armutlar nasıl Üstüste yığılır, tıpkı onun gibi, koca gümüş teps'lerin Üzeri tepe- leme pasta, şekerleme... Birço- gunda kalıp — dordurmaları ve buzlu bonbonlar... Aktiris kı'ıklı Matmazeller taşı- makla, dağıtmakla bitiremiyorlar. On adım yürür yürümez hepsi silip süpürülüyor, akabinde baş- kaları yetişiyor... Yağma Hasanın böreğil... Şu kadarı söyleyim yeter. Bil- mem kaç bin kalıp dondurması yaptırılmışmış. Daha ikindi olma- dan hepsi tükenmiş te Bağlar- başında, Topanelioğlunda, Icadi- dede, Üsküdarda ne kadar arna- vut dondurmacı varsa hepsini ge- tirtm şler; onların kutularıda bo- şalmış. Kadıköyündekilere adam koşturulmuş. Artık seyircilere kapılar açı- dı ya, koca köşkün içinde adiım atılacak yer kalmamıştı. Tavan arasından bodrum katına kadar, iğne atsan yere düşmiyecek... Bahçe dersen papatya tarlası gibi yeldirmeliler, maş!ahlılarla dolu. — Atâ paşaya gün doğmuş- tur, o ne âlemde? derseniz bilmi- yecek ne var, —Artık dünyalar onundu. Damadı gibi ağıı kulak- larında; hanımların içinde, bir aşağı bir yukarı piyasada; önüne gele- ne tebessümde, aşnalıkta, — ilti- fatta... Lâkırdı aramızda kalsın, kaşla göz arasında, yan kapıdan köşkü boylamada; — arka merdivenden ikinci kata, Üçüncü kata çıkıp anahtar deliklerinden, kapı ara- lıklarından süisliü püslüleri, dekolte tazeleri seyretmede. Bak orasını itiraf ederim. Sair düğünlerde olduğu gibi, bahçede, selâmlık önlerinde, kadınlarla er- kekler katiyen biribirine karışma- mış, bin bir vezalete kalkışmamış- lardı. Yüzyazıstı gününde erkeklerin ne işi var demeyiniz. Gelin Güve- yin babaları, biraderleri, amcaları, dayıları olmaz mı? — Bunların eşleri — dostları bulunmaz mı ? Kuyrukların — kuyrukları da yok mudur ? Kız babasından maada kimse- cikler yoktu. Damadın pederi Affan paşa bile — gelememişti. Şevketliye çıtlatacak olmuş, — Tersanenin çatanalarından birile gideyim, bir saata kalma- dan döneyim! demekliğe getirmiş. Hünkâr, o anda kaşlarını çatmış; — Etraftan bir dedikodu ç- karırlar, vazgeç! demiş. AtAâ paşa: — Ne Bey, ne de Efendi, başı fesli kimseyi İstemem. Yusuf İzzettin Efendinin burnunun dibin- de içtima yaptılar dedirtemem! demişti. Affan paşada oğluna tenbih etmiş: — Yukarıdan bana — ruhsat yok. Cenazem olsa karşı tarafa aşamam... Ahbaplarından, arka- daşlarından kimsenin bulumduğuna da razı değilim!. diye göz dağı verm ş. Akşam oldu. Sular karardı. Davetüler, seyirciler, evli evine, köylü köyüne dağılmağa başladı. Alnımın örtasından sol şaka- gıma kadar, kafamın yarısı bende değil, sinir ağrısndan çatlıyor. | O günkü gürültü, oğultu bâlâ beynimin içinde.. Biraz hava ala- yım diye bahçeye çıktım. Ah Ata Paşa ah, menendin yoktur. Sabahtan akşama kadar yüzlerce, binterce kadın gördün. Bahçedeki yeldirmeli maşlahlı hal- lerine de kanaat etmiyüp anahtar deliklerinden, kapı aralıklarından gümüş gerdanlarını, paluze göğüs- lerini, fil dişi kollarını da seyret- tin; artık gıik desene... İnsan yiye yiye zülbiyeden de bıkar ayoll! Ne dersiniz, hâlâ gözü doy- mamiş. Kamış kanapelerden birini, sen tam sokak kapısının önüne gölürt, ayağı ayağın Üstüne atıp kurul, çıkanları temaşaet. Yalnız temaşa da değil. Ya- nında çocuklu, akça pakça bBir hasım gördümü hemen çocuğu yanına çağırma; anasına baka ba- ka, şap yap öpme. Yine gözleri tazede: — Bu Ata sana kul köle ok- sun | Diye rumiz. Yani kızım sana söyliyorum, gelinim sen anlaA!.. Bu adam akşamcıydı; birkaç parlatmadan dünyada edemezdi. Ne oldu böyle diyordum. Dikkat ettim, idrar zorlular gibi iki dakika yerinde olturamı- yor; durmadan kapıcı odasına ta- gıniyor; — girmesile — çıkması bir oluyor. Meğorleyim — rakı — tepsisini oraya — getirtmiş; çakıp — çakıp çıkıyormuş. Yeni güveyin tahammll olunmaz halleri... Affan paşazade Yaşar nihayet güvey girmiş, karıcığı Yektanın karşısına geçip zırvalamaların en- vama su katılmamışlarına giriş- dan ya, bu mutena ve kârlı vazi- fe, emkedarlığına binaen geriya Zilhanına bahş edilmişti. Zilhanın, şeker petisini önleri- ne korken, Yaşar içine bir beş- lik altun fırlatmış: — Şu manda gözünü peşin cebine at tezeciğim. Sakın altın suyuna batmış mecidiye filan san- ma, hals 18 ayar beşibirarada- dır! demişli, sekiz on dakika son- ra gelen güvey kahvesi tepsisine- de, bir beşlik altın daha fırlatarak : — Şu ikinci manda gözünüde cebellezi et teyzanın... Dikkat kü- met beyaz sanma, sarıdır ha!... Sokuk'uğunu etmiş, arkasından: — Dininizin, imanınızın aşkı- na zırt zırt girip çıkmayın, rahat rabat ikilaf konuşahm ! dedikten sonra lakırdı. kıtlığında asmalar budamağa kolları sıvamıştı., Öyle ipe sapa gelmez, ser der- ken sepet kabilinden ceneler salk- hkamaştı ki sorma. ( Arkam var ) mereemeeme 23 Nistan Çocuk Haftasının başlangıcıdır 23 Nisen düşündürecek haftanın başlangıcıdır 23 Nisam Çocuk Boyramı haftamınım ilk günüdür. Yavruların zın bayramı için hazırlanınız. Size çocuğu Hallde (Habibe Şehir Tiyatrommun eski artistle- riaden Bayan Halide, Raşit Rza trupundan ayrıldıktan sonra İlk tem- silini ku akşam saat (8,30) da Pangaltı Tan sinemasında verecektir. Oyunun adı (Volinin çocuğu) düur. Vodvil 3 perdedir. Ayrıca Bayan Halidenin mono'oğu vardir. Kayıp — İstanbut vilâyetinden al- mış olduğum Boya toprağı ruhsatini zeyl ettim, “Yenisini — alacağımdan, eekisinim hükmü yoktur. Madenci All Muharrem Içki aleyhtarı gençler dün eski Fransız tiyatrosunda güzel bir müsamere vermişlerdir. Içki aleyhtarı gençlerin Bundan sonra da verecekleri bu tarzdaki müsamerelere başlangıç olam bu ilk müsamere orada bulunanlarca fevkalüâde takdir edilmiştir. Resmimiz müsamereye iştirak eden İçki aleyhtarı gençlerden bir kısmmı göstermektedir. BÜYÜK TAYYARE PİYANGOSU 18.inci tertip 6.ncı çekişi 11. Nisan 1935 dedir. Büyük ikramiye 200.000 timür. Aynca * 25.000 ,20.000 , 15.000 , 10.000', 5.000 liralık ikramiyeler vye 50000 lizalik mükâfat - vardır. Çocuk Haftası 23 Nisanda ı—.ı.,ıu1 — r orsada | | : Hafta İçinde Neler Duyduk j j j .. Fındık başka, ihracat maddeleri piyasaları durgun ve bekleyici bir haldedir. Ruğday piyasası değişiksiz — gidiyor. — Aşağıdaki yazıda bunların ayrı ayrı vaziyete Terini bulacukemiızı Afyon — Alyon İnhisarında buhafta da esaslı bir iş olmamış- tır. Bu idarenin dışarıya mal satışları devam etmektedir. Bu yedi günde de ihracat Için afyon satmıştır. ihhisar Idaresi bu yıl — tüccar- dan mal alırken doğrudan doğruya müstahsiden mal almayı düşün- müş ve çiftçinin gelireceği afyon- lar için müsait şartlarda koş- muştu. Fakat bu halin yetiştiriciye istenilen faydayı temin etmediği görülmüştür. — Bir takım fırsat düşkünleri, köylü malı — imiş gibi, kendi mallarını inhisara, o şartlar içinde, satmak yolunu araştırmış- lardır. O kadar ki Inhisar Idaresi hangi malın çiftciye ait olacağını hangi teklifin ise muvarzaalı bulun- duğunu ayıramamak - vaziyetine düşmüştür. Perşembe günü bir takım tüc- car inhisar müdürü bay Ali Saml- yi görerek bu İşe bir son verme- sini rica etmişlerdir, Bu hususta kendisile konuştuğumuz bay Ali Sami bize şunları söylemiştir : “Tüccarla muvazaalı işler yü- zünden memleket afyoncaluğunun uğrayabileceği zararları ve önüne geçmek için almabilecek tedbir- leri görüştük. Muamole adedinin artmasi bu işin önüne geçilmesine mani — olmaktadır.. Onun — için bizde yeni formüller aramaktayır. Tüccarın noktal nazarına bende İştirak etmekteyim. Bunu, idare meclisinde bir yeni csasa Bağla» yacağız,, Muntazam alışlarile piyasada gittikçe artan bir İnan doğuran inhisarım Bbu hususta alacağı ka- *W pek faydalı olacaktır. Serbest piyasada (5) lîıla 12 murfinalı 1000 kilo afyon ! tıldığı duyulmuştur. Fakat alıcı: ismi belli olamamıştır. Kayd ihtir yatla telakki edilmelidir. Bu yıl rekoltesi çok bereki olacağa benzemektedir. Tiftik — Bu haftada Hi Üzerine muamele olmadı. Almanya ve Sovyet Rus; piyasada görünmemekte ve yı mahsul gelmek Üzere bulunmal! tadır. Deri malları pıyasaya gek miye başlamıştır. Anadoluda bu! ların fiatı 35 kuruş etrafındadır. Yapyğı — Yapağı piyasası, da aynı vaziyettedir. Yerli fabri kalar lâkayt bir vaziyettedir. racat için de istek yoktur. Av derisi — Piyasası geçent haftaki — vazi: , — Alıcılard& istek yoktur. Tavşan derileri 12-14; tilkiler 3 buçuk - 6 ; sansarlar 17 - 22 lira arasındadır. Buğday — Buğday piyasasi aşağı yukarı Üç dört aydanberi aynı flatlarda temerküz etmiş gi bidir. Çarşamba gününe kadar iş- tahlı giden piyasamız perşembe günü 15 vagon mal gelince hafif Ekstralar 4,75 kuruşa diğerleri de ona kıyasen satıldı. Piyasa deği- şiksizdir. Arpa — Dışarıdan istek yok- tur. Yalnız yerli sarfiyatı için A« nadolu arpaları dökme Haydarpa- şa teslimi 4 buçuk kuruş etrafın- Nafıa Bakanlığından: Haydarpaşada sif supalan teslim şartile ve klaring kanalı ile muhammen bedeli 468 lira olan 1300 adet komple telgraf fincanı açık eksillmeye konulmuştur. Eksiltme 2/6/935 - tarihine rastlayan Pazar günü saat 15 de Ankarada Bakanlık malzeme Müdürlüğünde yapılacaktır. Isteklilerin Ticaret odası -vesikası ve 35,10 liralık muvakkat teminatlarile birlikte aynı gün ve saatte komisyonda bulunmaları lâzımdır. İstekliler bu busustaki şartnameleri parasız olarak Anka- rada Bakanlık malzeme Müdürlüğünden alabilirler. *1652,, NASIR İLACI