Hi Dileyenle Dilenen.. Hasay B. ye bir gün fakir bir adamı gösterdiler: — Zavallı, dediler, çok düştü bugünler.. Görmüyor musun di- leniyor. Hasan B. başını salladı: — Aramızda küçük bir hece farkı var! — Nasıl Hasan B.? Hasan B. güldü: — O dileniyor. Ben de birçok teyler dileyorum. Yalnız şu var ki, Onun dileği az çok yerini buluyor. * dileklerime İise — aldıran yok I. Radyo Ve Gramofon.. Hasan B. ye sordular: — Radyo ilegramofon arasın- ne fark bulursun Hasan B.? Hasan B. güldü: — Gramofon papagan gibi #zberlediğini söyler. Radyo, ördek gibi durmadan söyler. Hindi gibi düşünen bir radyo ile balık gibi #usan bir gramofon bulsan hemen Satın alırdım. İsrall - Ezrail Hasan B., hasta idi, Odasında dalgın yatıyordu. Annesi, omzuna hafifce dokundu: — Doktor İsrall gelmiş evlâ- dim.. Biz çağırttık, seni güzelce ayene etsin diyeser : —— — ...L.ı::;;.ı B., yatağında doğ- — Allah, Allah.. Şaşdım bi işel. Dedi. Seeie VA — Bunda şaşacak me var? Hasan B. Israili Ezrail anlamışdı: — Yahu.. Dedi, bizim bildi- |€ ğimiz Ezrall, geldiğini haber ver- 7 aa HASAN BEY hogiliz nazırı Çörçil — Hasan B. Dikkat ediyor musun? Biribirlerine çok benzedileri Hasan B. — Aldırma! Aralarında, yine bir dünya geçecek yer var! Şubat derken mart derken Nevruz da geldi geçtil — Bu taze, bu kart derkem —— Gönül bir güzel seçti SON POSTA; PAZAR OLA Cebine Öksürmüşler Hasan B. gece yarısı fenersiz bir yolden geçiyordu. Karanlıktâ *önüne biri çıktı: — Davranma, sökül paraları.. Hasan B. şaşırdı: — Bende para ne gerzer ayol. İstersen ara... Hırsız, Hasan B. in tstünü bas şımı aramiya başladı. Tam yele- ğginin iç cebini yoklarken, Hasan B., hırsızın elini tuttu: — O cebimi karıştırma! An- nem evden çıkarken korkmayayım diye içine öksürmüştü. Delikanlı Gibi Hasan B. evde - oturuyordu. Kapı çalındı, karısı pencereden baktı : — A.. Kömüreti gelmiş !. Hasan B. kocaman kafasını kaşıyarak cevap verdi : — Karıcığım.. Ilkönce şu mangalı ortadan kaldır. Sonra da arkamdan hbırkayi al! Kollarımı da dirseğime kadar sıva | Karısı sordu; — Niçin Hasan B.? — Kömürcünün karşısına, kış sporu yapan bir delikanlı gibi çıkayım ki, herif alacağını iste- yemesin ! Ecnebi Diplomatlar.., Hasan B. ye sordular: — Ecnebi diplomatlarla tema- “ın yar madır, Hasan B.? Hasan B. başını salladı: — Eski ağırbaşlı diplomatlar kalmadı ki görüşelim.. — Eskiden hangi diplomatlar- la görüşürdün? Hasan B. içini çekti: — Karadağ konsolosunun ka- picisi ile altı sene, kapıbir kom- Hasan Beyin Mevsim Manileri e ü Bir çiçekle yaz olmaz, Dümbelekten saz olmaz, Hele - bir misau girsin —— Bu kadar ayaz olmaz! - —3- Hava kapayıp açar, Güneş görünür kaçar, bulamarz, — © uçar! »- B Zenginler gökt ikti. hey! mezdi! Bize gelen, asr! bir Ezrail | Beraber Mi Getirdin? | Yol Ver De Geçelim... Korku şuluk ettikti. Hey gidi günler heyi Olacak ki, ziyaretini önceden bil- Hasa B. e elma ikram ettiler; Hasan B. Balıkpazarında do- ö iyor! burun kıvırdı. laşıyordu. Yaşlı bir adam, elinda ı;;: Bi kübik ressamların açtı; 8e — Niçin yemiyorsun, Hasan | İki l,:“"m törikle “yolm kapar | çtğı bir B-'ŞİY:Kİ:;:L simişler B., dediler, Amasyanın birinci Hisik ' sizaliğllüi lar,, adındaki Söbi v a:uıdî simanderi Müsaade etseniz de geçsek.. | durdu. Hasan B. sordu: koynuna koyup, . ıı:-ı..... B. Şükür yetiştirene, — Nereden biliyorsun, Amas- yanın elması olduğunu? Yoksa, raber mi getirdin? Gösteriş Gösterişi seven zenginlerden biri için Hasan B. ye: — En aşağı ayda on bin lira harcayor.. dediler. diyecek oldu. Herif aldırmayınca; Hasan B. mırıldanarak yürüdü: Tabloyu yapan Tessam, Hasan B. in karşısında eğildi; — Balığın okkalık, kendin Amasyadan be- | düpedüz alık, yol ver de geçelim — Nasıl buldunuz üt? babalık? Hasan B. ; Ölmediler — Güzel amm a, d Hasan B., ava gitmişti. Bütün | haydutları ortada "':2;’:::» gün, dere tepe dolaştığı halde bir kuş bile vuramadan döndü. Karısı, Hasan B. in çifte omu- zunda, boş heybe ile döndüğünü — Hasan B. Bana kafiyeli bir lâf söylesene... — Ekmekler hamur, sokaklar çamur; sel basar her yanı, ya- Ressam gülümsedi; — Hıydııılıı_ muşlar ki, okadar kork- ağacın arkasında giz- okusunu almağa başladık! ğ görünce — pencereden — gülmiye | lenmişler!.. TtT A Ç bi Benim burnum nezleli ga- Flatan B göldü: başladı: Hasan B. başını salla tm— P'olğ sonra?.. « Bu günler, havadan barut — Anlaşıldı;. kendinde para — Yazık Hasan B.. Birşey Keşki 'dü — Bu İşler düzelecek amma; kokusu alıyorum! var, zannetsinler diye yapıyor. vuramamışsın! — Keşki ağaç ta korksaydı!.. | ister sabırla ömür... x——-:—.—__—__ ç Hasan B. kızdı: öme a — Kim dedi, vuramadım, ÇE Geldi Geçti diye.. — Vurdum ama, — kâfirler Akası Gelir... Seeninle bir gece biz buluşmuştuk, Arada hani bir söz geldi geçti! Ne güzel bir çifttik, ne uyuşmuştuk, ÂAh © tatlı günler, texz geldi geçtil! * Dalgalı denizde coşkun yüzerdik, Koruda kol kola girip gezerdik, Olanı biteni çabuk sezerdik, Yazık, doyamadan, yaz geldi — geçti; * Nasıl — cıvıldarsa kuşlar yuvada, Sen de - cıvıldardın öyle orada, Binerdik sandala açık havada, Bana o yaptığın naz geldi geçti! dokuz canlı imiş, hiçbiri ölmedi!.. İçinde Para Yok! Hasan B., birine: — Para cüzdanımı evde unut- muşum, dedi, bana elli kuruş versene... Bir ceylân Bözlüye vuruldu gönül, '_(_““ olsa, yüzüne bakası gelir! Çiçekler içinde bir açılmış — gül, İnsanın göğsüne takası gelir... * Sevda çorbasından her kim ki tatar, Bin bir derdi olsa, başından atar, Dünyayı gün olur, bir pula satar, Yahut tutuşturup — yakası gelir! * Güzele bağlama diyenler var, Gitl, Demek deterken #Gell, Diyenler - var, Sevdaya bir coşkun sel diyenler var, Su olup yolunda akası gelir! tanıdıklarından — Peki, vereyim, Hasan B. Yalnız; evde unuttuğun cüzdanı ya karın eline geçirirde ötesini berisini karışdırırsa,.. Hasan B. güldü: — Varsın, karıştırsın içinde... sen para yok ki.., — va a y a ada ğğ 4