- î_. — ZEay ZTT AO NU -__-__—,__—_44—_ Dünya Haâdiseleri Yahudi Ol.mak İstiyen Hristiyanlar Filistinin içra komitesi Çekos- Fılistin ko- | lovakya köylerin- Telledi, sütle- den birinin bütün z * (halkı tarafından _kul mevkid | müştereken 'İmza- lanmış bir mektubunu almıştır. Köylüler bu mektuplarındu (Filis- tin) İn maddeten ve manen çok terakki ettiğini — işittiklerini ve oraya gidip yerleşmek arzusunu duyduklarını ve buna muvaffak olabilmek için Yahudi — dinine geçmiye hazır olduklarını söyle- mektedirler. Filistin'in icra ko- mitesi bu mektuba ne cevap vereceğini hentiz tayin edeme- miştir. x ekoslovakyanın — Ostrava Ç Moraska şehri dilencileri kendi — arasında | Ga:i;;c l;lr bir ticaret şirketi Fit kurmuşlardır. Bu kuruldu şirket şehri bir çok — parçalara — ayırmış — ve her parçasında dilenme hak- kını azâsından birine vermiş- tir. Şirketin muhasebecisi, merkezi, — müdürü, otomobille şehri dolaşan müfattişleri vardır.. Di- lencilik ile toplanan — para her akşam kasaya — yatırılmakta ve ay sonunda pay edilmektedir. * Hindiıtanıu tayyare — İstas- yonu olan “Karaş,, şehrin- de (120003 ayak uzunluğunda bir yolları sütun dikilmiştir. vardır! Bu sütun tayya- relerin Londra, Bağdat, Delhi ve Kuettar şehirlerine gitmek için hangi İstikameti takip etmeleri lâzımgeleceğini göstermektedir. * Japonyanın Nagaona şehrin- Havanın da de Ichitaro Matsuda adini taşıyan bir adam yıllarca — tecrlibe ettikten sonra ta- nesi 8 libre ge- len elma yetiştirmeye — muvaf- fak olmuştur. Yiyenlerin — ver- dikleri teminata bakılacak olursa bu elmaları s#on derece lezzetlidirler. Dünyarın en büyük elması.. * Amırlkıdı yapılan bir İsta- tistiğe göre Misigan şeh- rinde 90 yaşını geçmiş (551 İ sultanlıktır vardır. Bu )(âığ:) derlerse de | kişinin 390 tanesi kadın, Üst tarafı erkektir. Gerek Bekârlık kadınların gerek erkeklerin arasında evlenmemiş ancak birer kişl var- dır. Üst tarafının hepsi evlidir. Amerika bilginleri buna ba- karak evliliğin hayatı artırdığını söylemektedirler. BUTÜN ÜLKEYİ DOLAŞAMAZSINIZ FAKAT $ A Son Po sta DAKİ BİR İLÂN Bürün üLkeyi HERGÜN DOLAŞIR SON'POSTA Mart ?6 Tarihi Müsahabe Aşk Bir Fırtınadır, Gelip Geçer Napolyon Da Bu Hakikati Mektup- Mari Luiz Napolyon Bonapartın ikinci karısı Avusturyalı Arşidüşes Mari Lülze yaz- dığı mektuplar son aylar- da satılığa çıkarıldı, beş yüz bin frank gibi büyük bir para İle Fransa hükü- meti tarafından satın alın- dı. İstanbulda çıkan - bir mecmua ©o mektuplardan bir kısmını dilimize çeviri- yor, ekuyucularına —sunu- yor. Naplyonun kalbini, ha yat yoldaşı olarak seçtiği yüksek seviyeli bir kadına | karşı taşıdığı duyguları gösteren bu mektuplar ezeli ve ebedi bir müna- kaşa mevzunu da hatırlata * cak kıymettedir. O mev- zu, aşkın gelip geçici bir gönül iştihası olup olma- dığı hakkındaki bitmez tükenmez dedikodudur. Hahiki aşkın sönmerz bir ateş olduğunu söyleyenler var. Onun saman alevine benze- diğini ve parlamasile sönmesinin tek bir lâhzaya inhisa ettiğini iddia eden- ler de çok. Napolyon, yazılarına bakılırsa, Arşidüşes Mari Lüiz için sonsuz bir aşk taşıyor. Bu aşk, İlkin kulaktan vurulma şeklinde başlıyor. Sonra -tatlı bir yangın halini alıyor. Halbul1 Napolyon, Mari Lüiz- den General “Beauharmaiş,, nin dül karısı Jozefini de aynı coş- kun aşk ile sevmiş, onun İçin de ıstıraplar çekmiş, hulyalar kur- muş ve bütün bu duygularını, düşüncelerini uzun — mektuplar halinde — sevgilisine — bildirmişti. Fakat on Üç gsene sonra bu yanar dağı andıran aşktan kü- çük bir kıvılcım bile kalmadı ve | Napolyonun kalbinde Mari Lüizin aşkı, kaleminde de o yeni aşkın teraneleri belirdi. Şöhretli askerin iki kadına karşı da aymnı dill ne yaman bir kolaylıkla kullandığını anla- mak için her ikisine yazdığı mektupları karşılaştırmak yeter. Biz bu işi yapacağız. Yalnız bu karşılaştırmayı — kuvvetlendirmek için ilkin kadınların birer portre- sini çizeceğiz. Jozefin orta boylu ve çok güzel biçimli bir kadındı. Rengi larile Tasdik Ediyor Napolyon, harpten sonra askerini teftişte mat, fakat kapıcı idi, Uzun kir- pikli, koyu mavi gözlü olup buk- leli saçlarının rengi biraz kesta- neyi andırıyordu, Pek zarif giyl- nirdi, pek — tatlı — konuşurdu. Napalyonla tanıştığı sırada otuz iki yaşını geçmişti. Ceneral ise henüz yirmi yaşına girmiş . bulu- nuyordu. Aralarındaki yaş farkına rağmen dul kadın, bekâr genci saçlarının ağina düşürdü, çılgına çeviİrdi. Acaba Jozefin de Napolyonu aynı kuvvetle sevdi mi?.. Hayır. Iki çocuklu dul kadın, Napolyonu ilk devrelerde hiç sevmedi. Bunu bir arkadaşına yazdığı mektupta şu satırlarla anlatmaktan çekin- miyor: “Şimdi siz bana “ Onu sevi- yor musunuz?,, diye sorarsınız. Ha- yır, hayır. “Ondan uzaklaşmak arzusunda mısınız?,, diye de gora- bilirsiniz. Cevabım yine hayırdır. ' SN | TAKVİM Gün SALI Kasım İ 31 26 MART 935 139 Arıbî Rumi 13 Mart 1951 Vakit |Ezant ?Vııat_ 21 Zilhicce 135._ Vakit |Ezant |Vıııtl —— Güneş İll 29 | 6 55 (| Akışım |12 — | 18 26 Öğle —| $ 53 |12 20| Yatsı. ( 1 32 |19 58 İkindi | * 23 | 15 Bö| İmaak (09 48 | 4 12 e Jozefin z Fakat hoşuma gitmeyen Jozefin, Imperatoriçe olduktan s#onra Napolyonu ancak kıskandı ve başın- daki tacı düşürmemek İçin ona candan bağlı imiş gibi göründü. Fakat Fransa tahtına bir vellaht yarat- mak İcap ettiğinden ve kendisi bu kudreti göste- ter istemez Mari ! Lüize baktı. ' Avusturyalı Arşidüşes, mağlüp rakibesi Jozefinin aksine olarak Napolyona nazaran çok gençti. İkisi arasında evlenme müzake- (. releri cereyan ederken Bo- napart kırk bir, Mari Lüiz henüz on dokuz yaşında idi. Fakat kendine -diplo- matların kılavuzluğile- uzatı- lan eli kabul etmekten, Fransa İmperatoriçesi olmaya muvafakat göstermekten geri kalmadı. Yalnız son sözü söylerken: “ Eski Atina kızları ilâhları hoşnut etmek için kendilerini feda ederlerdi. Ben de babamı sevindirmek için nefsimi feda ediyorum...,, diye yüreğinde- ki üzüntüyü açığa vurmayı ihmal etmedi. Mari Lüizi görüp te kendin- den bahse gsalâhiyet — kazanan muharrirler onun — “soğuk bir Alman kadını,, olduğunu söylü- yorlar. — Avusturya — ordularını paçavraya çevirmiş, — Viyanada mahmuz şakırdatarak — dolaşmış olan Napolyondan ve Fransızlar- dan nefret ediyordu. Kocasına karşı güler yüz gösterirdi. Lâkin bu güler yüzde ısıran bir mâna vardı. Kendisi resimle, musiki ile hayli uğraşmıştı. Iyi fırça kullanırdı, güzel plyano çalardı. Lâkin bu bedit melekeler ondaki ruh kabalığını — giderememişti. Hele edebiyattan hiç hoşlanmaz- dı. Şairlerle, ediplerle temastan çekinirdi. Şimdi Naholyonun bu iki ka- dına karşı kullandığı dili görelim: 1796 da Jozefine şöyle yazıyordu. “İlâhem, Sen fikrimin biricik dü- şüncesisin. Bana yaz, uzun yaz. En yerini gefkatli, en hakikt bir aşkın. bin bir bir uysallık gösteriyorum!.. remediğinden sonunda İs- | yıl imtihana girerln hangi tas Ceviz Kütüğü Ticareti Zararlı Oluyor * Ceviz kütüğü ihracatı çok re” vaçtadır. Bilhassa Almanya fazl8 miktarda ceviz kütüğü satın maktadır. Her nevi kaplama işle | rinden başka silâh kundağı yap” - — Kari Meldablarıî maya yarayan ceviz kütüklerinit — en çok yüklendiği yerler Adapi" zarı, Arifiye, Sapanca, Doğançayı Geyve ve Bileciktir. Bir ceviz ağacı senede 15 - 20 Oralık mahsul verir. Ağaç kart* laşır ve meyva vermemeye bâf' larsa kesilip satılmasında hiçbif mahzur yoktur ve bu ağaç büyük olduğu için kütüğü de çok para etmektedir. Fakat cevii kütüğü ticareti pek tatlı gıldîi* için şimdi 3- 4 yaşındaki gelf ağaçlar da kesilmektedir. Bu hetf memleket mahsulü, hem de mefi” leketin umranı hesabına zar bir harekettir. Genç ceviz ağat larının kesilmesine müsaade memek lârımdır. Bu yazdıklar" mın — doğruluğu — İsmi geçti istasyonları gözden geçirme anlaşılır. Çünkü bu lıtasyonw sevkedilmek Üzere — hazırlan ceviz kütükleri ile doludur. kadarların nazarıdikkatini celbt” derim. Adapazarı Keresteci Önal n Sıvastan Bay Seyfiyet Geçen yıl muallim mekteble' — rinin 6 ncı sınıfında Bakalorî'd: muvaffak olamıyan tale İlmatnameye tâbi tutulacaklari hakkında tereddüd' hasıl olm“'; 1 | tur. Kültür bakanlığından izabâ beklenmektedir. busosini kabul et,,, Ayni yılda Milânodan gölldf diği başka bir mektupta ŞU tırlar var: ğ “Yalnız seni sevmek, seni blh“f:' etmek, seni üzecek hiçbir şey yü;) makı: İşte benim mukadderatım. ıl* anlatılmasına imkân olmıyan bl:n', detle, eşsiz bir aşk İle #seviyo Je Başka bir mektubunda bö) baykırıyor: “Seni tanıdığım gündenberi # durmadan artıyor. Sana ait ol hiçbir fikrim, sana İtaat etmiyef Ç bir düşüncem yok. Bende yalnıf varsın. Milyonlarca buseler. YIM lığına rağmen Furtuneye [Jo'y köpeği | de buseler!,, Ayni kalem, 1810 da Arşi? Mari Lüize şunları yazdı: % ç “Bana gelince sevgilim! Ümi kalbimdeki bütün ince duygular! bl"”ı' larınızın altına atmak için &6 niyorüm.,, İkincel mektupta ©o kalef" teraneleri sıralıyor: yo “Sizi hoşnut etmek, Bizi ':w,.IOd etmek, sizi bahtiyar etmek işi oli ömrümün daimi ve en tatli caktır ,, ' Ş# Acaba Napolyon, Jozofîî;’ ol verken mi — aldanıyordu, 09“' Mari Lüizi mi aldatıyord" "M oit - başta aktris Jorj olmak İT w sayısız kadınlarla düşüp çidük d düşünülürse k"ıım]':";;ul eti lan söylediğini ka iyclıb weder.y Eğer hakikat bu İ'ı plf değilse aşkın fırtına olduğunu Vve ü kalbinde bu fırtınaların çi kovaladığına lnınmak"liu: g -ı_'o'_