23 Mart 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 — Mart ge— —— — — - İngiltere Ne Yapmak Fikrindedir? Versay müahedesinin askerl kısım- I.İlllll Almanya tarafından bir takım tababı mucibe gösterilmek suratile feshedilmesinden — doğan — şaşkınlık hâlâ devam ediyor, denebilir. Her he kadar bazı kaynaklar Almanyanın böyle bir kararının beklendiğini, bu - İtibarla muahedenin askeri fasıllarının feshil'e büyük bir hayret hissedilme- diğ'ni söylüyorlarsa da bunun aksine İnanmak daha doğru o'ur. Alman hükümetinin bu tarzı ha- reketile hamıl olan şaşkınlığa gelince; bunun vebebi, eski mü'tefikler ara- tında görülmesi şıyanı arzu olan - tesanütten ilk dakikalarda hiçbir eser Böze çarpmamış olmasıdır. Maamafih bu tesanüt yokluğu, İngiltere ile Fran- Ba arasında, vekayli telâkki noktai |hazarından hâlâ mevcut farzolonabilir, Çünkü İngiltere, Almanyanın hare- ketini, Fransanın Uluslar Kurumuna tevdi etmesine muhaliftir. Fransa izse töyle düşünüyor: Almanya, — Versay — muahedesini feshetmekle uluslararamı bir tehlike das etmiştir. Binaenaleyh bu vaz'- Şet orada görüşülmek gerektir. İngil- tereye gelince; o Almanyayı bir ân #vvel Cenevreye avdet ettirerek ko- lektif uluslar mesaizine iştirak ettir- Mek ve hasıl olabilecek tehlikelerin Önüne bu suretle geçmek isteğinde- dir. Hakikatte İze Almanyayı Sovyat Rusyaya karşı ve Fransa ile müvaze- het tesis eden bir kuvvet olarak Muhafaza ve ondan o süretle İstifade ötmek —arzusunda gibi görünüyor. Bu bahiate İngîllırıııiıı söyliyeceği söz çok ehemmiyetli olduğu için mMmünstakbel İnkişaflar da onün bu tözünden mülhem olacaklardır. Bu yüzden biraz daha beklemek icap Cdiyor. — Sürq_vyg e. T g le " Azil Kararı Börlin, 22 ( A.LA, ) — Saks Kültür Bakanı B. Hartuak ile Bavyera Öko- homi Bakanı B., Ecser -azledilmiş- be dir. - İş Hizmeti Reist B. Hiri, bu hiz- Metin mecbur! askerlik hizmetinden Byrı olarak ibka edildiğini bildir« M gtir, “ Üt Edebit Tofrikamız Siyaset Âlemi | a SN Habeşistan, İtal- yaya Karşı Ciddi Tedbirler Alıyor! Londra, 22 (A.A.) — Değli Tel- grufın Adisababadan öğrendiğine göre, Habep Imperatoru bütün valilere, yerlerine giderek hudut hâdisesinaen çıkabilecek büâtün ihtimallere karşı koymalarını emretmiştir. ) Seferberlik emri henüz veril- memiştir. İhtilâfı Uluslar Kuru- muna havale etmiş olan Habeşis- tan, Cenevrenin — direktiflerine uymaya karar vermiştir. L a İtalyada Hava Hücumları Tecrübesi Napoli, 22 (A.A.) — Hava hücumlarına karşı müdafaa tec- rübeleri yapılmıştır. Bütün şehir ve liman karanlıklar içinde kal- mıştır. Halk, büyük bir disiplin göstermiştir. Bir Facia Fransada Bir Tayyarede On İki Kişi Yandı Paris, 22 (A.A.) — Brest deniz üssünde bulunan askeri deniz tayyarelerinin bir manevrası esnasında bir tayyarede infilâk vuku bulmuş ve alevler içinde yere — düşmüştür. İçindeki altı kişi yanmıştır. Amerika Yeniden - Para Basdıracak Vaşington, 22 ( ALA, ) — Mümez- siller Meclisi 107 reye karşı 180 reyle eski muhariblere, yeni para çıkararak iki milyar dolarlık bono verilmesi için teklif edilen Patman kanununu kabul etmiştir. Bulgaristanın Berlin Elçiliği Berlin, 22 (A. A.) — Bulgar dışarı işleri Bakanlığı genel kâtibi B. Kristof, Bulgaristanın Berlin orta elçiliğine tayin edilmiştir. bi Pi SON POSTA İngilterede Kanlı Ve Ö- lümlü Nümayiş Yapıldı Londra, 22 (A.A.) — Dün akşam polis ile işsizler arasında büyük kar- gaşalıklar olmuştur. Seksenden fazla poisi hastaneye kaldırmak ica_p etmiştir. Çoğu kadın olan on bin kadar işsiz bir alay yapmışlar ve işsizlik kanununa karşı tezahuratta bulunmuş'ardır. İşsizler Gürültü Çıkardı, Seksenden Fazla Polis Yaralandı Londrada işsizlerin bir nümayişi esnasında Polis, bunları dağıtmak için sopas- larla hücum mecburiyetinde kalmış, nümayişçiler de taşlarla karşı koy- muşlardır. Nihayat — takviye polis kuvvetleri gelmiş, intizam iade edil- miş, hssta otomobilleri de yaralıları kaldırmıştır. İtalya - Yugoslavya Ve Balkan Anlaşması Paris, 28 (Hususi) — Deba gaze- tesi, İtalyanın yeni Belgrat sefirinin, bahsettikten sonra şunları ilâve et- mektedir: “ Bu yakınleşmayı, bütün Fran- sızlar can ve yürekten alkışlayac:k- lardır. Çünkü, bu, uzun senelerden- beri onların samimi bir dileği idi. İtalya - Yugoslav yakınlığı mevzii bir iş olarak — kalmıyacaktır. Dostluk icabatı olarak, İtalya Küçük - İtilâf ile de uzlaşacaktır. Bundan sonra, gayet tabif bir surette Balkan anlaş- No 14 Yarzan: Wahmut Yesaril Çam Tırtılları . Huriye kadın, seslendi: " — Zihni efendi... Zihni efendi.. " Ötel kâtibi; - yine niye çağı- THyorsun? Der gibi yüzünü bu- '_“ılurıralı başını kaldırmıştı: * — Ne var, Huriye kadın? ınHuriye Hamım, sol eli baş- _l'_lünüı çene düğümünde, sol ni açarak: — Muharrem Bey nerede? v Diye sordu. hnZihni efendi, avucunda zar- sallayordu: İı,;?— Ne yıpacıkı n, Mahrem — İstanlla Hanım, çığırıyor! Otel kâtibi Zihni efendi, avu- zarları, tavlamın içine fth Ve yerinden fırladı: — Hacer H h!iyoı-? anım, bir şey mi ":ll::ıriyo kadın, bön bön bakı- — Bilemen ki.. — Ba .. t l 'lhzbini Ççığır gel, dedi. SAA ihni efendi ile tavla o ni ynıyan =.|teruuıı de göz.erinde parıltı- İ Yanmıştı. Ötel kâtibi, Huriye doğru yürüdür ——— — Muharrem Bey, buralarda yok mu? — Baktım emme, görmedim... Zihni efendi, hemen taşlıktan merdivene doğru - seğirtti: — Bakalım, ne istiyor? Ben, göreyim.. Aklına, ne gelmiş olmalı ki merdivenin ortasında tereddütle durdu ve Huriye kadına döndü: — Sen, Muharrem Beyi ara, bul.. Neye, beni aramadınız, diye sonra çıkışmasın! Zehni Efendi, birinci katın sofasına çıkmıştı. Yakasını düzeltti ve ceketinin önünü ilikledi. Sofadan yürürken, merdivende bir ayak Ssesi duy- muştu. Durdu, bekledi. Bu, otel sahibi Muharrem Eeyin, topuk vura vura İnişine benziyordu. Zihni Efendinin, yüzü — bulüt- lanmıştı. Merdiven tarafına iste- meye İstemeye bakıyordu. Muharrem Bey, sırtında siyah yelek ceket, ayaklarında çizgili pantalon, kesik dolgun bıyıklarını parmaklari'e” kaşıya kaşıya üst kattan iniyordu. kliibinimg—'örünce. sordu; — Ne var, Zihni Efendi? Zihni Efendi, ellerini kavuş- turmuştu: — İki numaradan, sizi çağrı- vermişleri Muharrem Beyin yüzü gülecek gibi olmuştu, fakat birden kaş- larının arası buruşuüverdi, tok bir sesle sordu: — Kim söyledi? — Huriye kadın! Sizi, aşağı- | lJar da arayordu. - Otel sahibi, izin verir gibi ba- şını sallamıştı: — Pekâlâ, ben bakarım... Zihni Efendi, merdivene dağ- rü yürürken arkasından seslendi: “ — Bir şikâyet filân yok ya?.. OÖtel kâtibi, merdiven başın- da durmuştu: — Hayır, beyim... — Zannet- mem... Olsa bile, Huriye kadına söylemezler, sanırım. Zihni Efendi, omuzlarını kal- dırdı: — Ne efendim! - Merdivenden ağır ağır İnmiş- ti. Otel sahibi Muharrem - Bey, yeleğinin cebinden küçük, yuvar- lak bir ceb aynası çıkardı; kıra- vatını düzeltti; yeleğinde ve ce- ketindeki tütün küllerini, yaka- sındaki kepekleri elile silkti; avu- cile saçlarını düzeltti, ceketinin şikâyetleri — olacak, Sofgıu_ıı ortasında duran otel - önünü ilikledi ve sofanın sağ A —a Uemel b caktır. ması İle de samimileşecek olan İtalyı, Tuna paktına girerek Avusturyanın sında, İlalyanın bu hareketi, sulh müdafilerini, etrafında görmekle çok faydalı olarak neticelenecektir.,, Belçika Kabinesli Henliz -Teşekkül Edemedi Brüksel, 22 ( A.A, ) — Kmal, ulusal banka müdürü B. Frank' dan yeni kabinenin teşkilini İste- mişse de, B. Frank rıddotmişllr. İ L n ucundaki odalara doğru sürt Te numaralı odanın önândegıtduı:rc::l pn"ınğgo kapıyı tıkırdattı. : çerden îllC. bi duyulmuştu: FM — Giriniz! Muharrem Bey, kapının tokma- ğını yavaşca çevirdi ve kapıyı cırdatmıya korkuyormuş gibiy aşr ağır açarak içeri girdi, bç Gördüğü manzar şaşırdı, adımları dol — Enmriniz, fend ! Genç kadın, a karşısında aştı: Hacer Hanıme- soka pencerenin yauındakl. gîtü lç,:â:: örlülü kerevete ot daklarında, nazlı b;ırmu;ltlı;. Dl'ı. kıvrıntısı vardı: ŞTRMeyiş — Estağfurullah, Muharrem Bey, turarak, ağır ağır il — Bendenizi haniımefendi, Ötel sahibi, "beyefındi... ellerini oğu erledi; Kü çag—'m;,ıınız' | kıyordu. Hacer, o aabahl_nıf;l;;î çubuklu, pembe poplin bir Pijama giymişti. Pijamanın boyun ve Üst ön düğmeleri çözüktü. Bu, az | açık yakanın aralığından, Kkanarya sarısı İpek kamisolun bir parçası ve dantelleri görünüyordu. Genç kadının, kaşkorse İle tutturulmuş göğsü, pijamayı dik dik kabartmıştı. Pijamanın dar pantalonu, kalçalarının bütün dol- Gönül İşleri Ender Görülen Bir Hâdise ! Aşağıda göreceğiniz satırları bir okuyucumun — mektubundan hemen aynen alıyorum: — Karım bir kalp durması | neticesinde birdenbire öldü. Genç tanışmıştık, sevişerek evlenmiştik, yıllarca mes'ut ve rahat yaşamış- tık, onu kaybedince ve ansızın üç çocukla yalnız başıma kalınca, sersemledim, — kederime — hudüt yoktu, ve bu bana bilhassa bay- ram günü çok acı geldi. O gün, çocukları dadılarına vererek — teyzelerine yolladıktan sonra evde yalnız kalmıştım, eski hâtıraların içine dalmak için İçim- de yenilmez bir istek duydum, ve karımın, o zamana kadar hiç dokunmadığım yazıhanesini — aç- tım, ufak tefek eşyanın tahtaya değmemesi İçin serilmiş işleme bir örtü altında bir hışırtı ku- lağıma geldi. Baktım, iki mekivb, içlerinde tanımadığım bi: yazı ile birer satır: i — Yarın (2,5) seansında bulu- şabilir mi yiz? Bekliyeceğim, tarih yok. Düşündüm, bu satırlar kime ve ne vakit yazı'mış? Kesdirmek imkân haricinde! Zevceme yazılmış ve zevcemin beni aldatmış olması ihtimali ha- tırıma gelmedi. Fakat ya bu, böyle İse? — Üç — çocuğum var, bunlardan bir — ta- nesi belki de benim değildir.. Beynim sızlamıya başladı. Belkide avunmak için size yazdım, ne dersiniz?,, — Dertsiz zamanlarında dert icat etmekte, vehim kuvvetlerinden hudutsuz. bir kuvvet ve kaynak alan insanlar vardır. Okuyucumu bu sınıfa dahil farzetmekte terede düt etmiyorum. İşte kendisine bir faraziya : Bu ikl mektup onun ta- nıdıklarından birine yazılmıştır ve çok samimi bir arkadaşına ( Devamı 11 inci yüzde ) ayaklarına geçirdiği, yüksek ökçeli kırmızı deri terliklerini oynatı- yordu: — Size, bir şey soracağım, Muharrem Bey! Muharrem Bey, ellerini kavuş- turmuştu, ayakta, adeta hürmetle dinliyordu: — Buyurunuz, efendim. Hacer, sağ elini pencerenin pervazına koymuştu: — Buradan kasabaya nasıl gidebilirim? — Nasıl gitmek niyetinde misiniz? yordu : — Kırk yıl, burada değilim ya.. lâzım... Otel sahibi, yutkunuyordu: — Peki, nasıl gidebillrim? — AÂraba ile.. ş Genç kadın, yüzünü hoşnutsuz hoşnutsuz buruşturdu: — Araba ile mi? yok mu? Muharrem Bey, d tış tamir edildiği için otomobiller işleyemiyor.. Yaylı ile, çok ra- kaşlarını kal- ( Arkası var ) gunluğunu gösteriyordu. Hacer, d v. N KÇ < — Tabil efendim.. şüphesiz.. — B Vei v B <Ü , m| - LA Ş Genç kadın, onun telâşına — Otel sahibini, bir telâş almıştı. — — efendim ? Hemen Ö gülmemek için, dudaklarını ısıre — — kalacak kasabaya gitmek — — İ Otomobil — bacak bacak üstüne atmış çıplak — e D a e )

Bu sayıdan diğer sayfalar: