SevsesdsAsAssesesA AA RARAA MA AA v * i —Ahbab Çavuşlar Dıwvn;ıw ENKUVETLİ n BURAÂDA . BirJlDA Sırıkla Camb. Palabıyık — bir 'azhane açmışlardı. Sırık” kapıda müşterl çağırıyor. Pa'abıyık içerde numa- ralar gösteriyordu. Kömürlük | “ ."""dhı)lâılık etil, babası B unda ibi Mürlüğe :ı.:n tultuğu gibi kö- Ki saat burada kalacak- & cezal.. dan iki saat geçti, babası ük kapısına geldi: - Sın?, Ara k5"1üı-l — Naşıl, uslandın mı?.. Haydi bakalım çık şimdi? facan seslendi: — Çıkmam babal.. Tür €, çıkmaz mısın?. Neden Mazsın? — Annem döğer de ondan!. | — Neden döğsün? | İîn— Elbiselerim, yüzüm kömür- I simsiyah ! He ee Gd Üü eee ea A Eşekler *' Muallim Afa- e canı derse kal- | ırdı — Söyle ba- | kayım, hayvanlar içinde insanlara hançisidir ? — Eşek I. — Amma yap- tın, neden? — Bizim evin karşısında pazar kuruluyor. Ora- da birçok adam- U tarağındaki bir tel saç ne böyle?, halde kızdı?. | Jimnastik Dersi Mektebte jimnastik dersi var- dı. Jimnastik muallimi çok sert, titiz. blr adamdı. Çocukları dur- madan koşturuyordu. - Yine bir gün, jimnastikten İmtihan yapa- cağını söylüyerek çocukları ala- bildiğine bahçede koşturmaya başladı. Nofes nefese tıkanan Afacan muallimin yanına yak-« laştı: », — Efendim, dedi. Affedersinlz, »| bu jimnastik dersini tahriri yap- eT B KTi a Bebenin Gülünc €en çok benzeyeni — I*lnl l(*l Alıp vv j UJ' ('*I Niçin Konuşmazlar Afacan —imtihan — oluyordu. Artık son imtihandı. Mümeyizler içeride toplanmıştı. Eğer Afacan bu dersi de atlatırsa, sımıfı geçe- cekti. Nihayet zil çaldı, Afacan, yüreği gümbürdiyerek içeri girdi, #selâm verdi. Mümeyizlerden biri, Alfacanın yüzüne bakarak güldü. ga kalktı: Soır: (.)’;l:m. sen zeki bir çocuğa benziyorsun, Sana bu İmtihanda bir tek sual soracağım, bilirsen ne Alâ sınıfı geçtin. Bilemezsen kııdişııcıı yutkunarak — dinledi. Mümeyiz sordu: — — Balıklar ınc!ıı konuşamaz- lar, söyle bakayım! < Afacan düşündü, düşündü. Bir gün de palabıyık ağır ağır şeyler kaldırıyor, kuvvetial gösteriyordu. Bir gün yolda Abdal At ağiayan bir çocuğa rastgeldi, annesi çocuğa bir bekçi bebel yine ağlıyordu. Nihayet Abdal At döndü ve yoldaki binalardan birinin bekçisini kapınca Socuğa getirdi. Dünyanın Ea Hikâyeleri Kömür'lüğe bir gün kömlür taşın yordu. Bahçeden bir delikten kömürlüğe çuvallar boşallılıyordu. Bu arada dışarda kalan bir kömürü i ebe iceri atlı ve E: basnun bafasını yırdı. eeRrrR TT AA desceAASAMASA AA SA AAA RAAAAAAAAAAAA MAAA AAA BAA YeniBebek Bir gün Minik Aliye küçük bir kardeş gelecekti. Minik Ali bekli- yordu. — Akşam oldu. Saat 10u çaldı. — Nihayet bebek doğdu. Minik Ali ko şarak babasını oda kapısından İçeri başını soktu — Baba, dedi, beklesin, geliyo- rum! diye cevab verdi. k Ver.yor, çocuk Takma Dişler Arabla Cingöz konuşuyorlardı. Cingöz dedi ki: — Benim annemin bir dişleri var, bembeyaz, — O bir şey mi, benim an- j nemiokiler daha beyaz, Akşamları — çıkarıb — bardak içindeki suya bırakınca, parıl pa- rıl liyorl. — Elbette konuşamazlar. Siz başınızı suya sokluğunuz zaman Sonra birdenbire hatırına geldi:| konuşabilir. misiniz? Halk — dehşetli alkışlı- yordu. Fakat Sırık geldi, | biları vardı. Kadın seneaan sasesescerereAAAAELEAEAEREAA A YAY YA KAARAN Kuvvetli âAdamı metsizce kaldırıp gölürdü, Foya da meydana çıktı. | Ayakkabılar Sokak kapısında dzil ufaklı, tefekli bir sürü misafir ayakka- iskarpioleri erkek polinleri, çocuk kunduruları. Eir aralık kapı ça ndı. İki misafir geldi. Onlar ca ayakka- bılarını çıkarıb kenara bıraktılar. ; Fakat bu gelen m'safirler fakir Insanlardı, ayakkabıları, yırtık, pırtık, çamur içinde idi. Kadın iskarpinlerinden biri yanıbaşında duran bir çocuk ayakkabısını — tuttu, öte tarafa — Gel evlâdim, — öyle pis ayakkabının yanında durma, Üs- tün kirlenir!.. ' Ve güllelerin hepsin zah- | çekil: e Van — Şu büyük babama şaşır yorum doğros1?. Hiç dişi ağrı- miyor İ — Aao, sen, Filmiyor musun?. Dişi ağrıyı ca, dişler ni çıkarıyor, bir bardak suyun içine bırakıyor, sağrı geçiyor ..