B ğ Büyük tarih? roman Muharrin: 4.R. Meçhul Rakkase.. Üçüncü Ahmed Dirseklerine Dayanmış: — Ötekiler Çekilsinler.. Yalnız Bunu Temaşa Edelim.. Demişti.. Fakat o anda daha kıvrak, daha fettan, daha aşifte bir zil Besi İşitilmiş.. bütün başlar, sa- raydan tarafa çevri'mişti. Su gibi akan.. ve aktıkca, yarı çıplak vücudüne sardığı açık kırmızı tüllerin uçları, arkasında ateşli bir iz gibi uzanan marin bir kız, herkese hayret vermişti. Yüzü, tülün bir ucu ile örtülmüş olan bu kız, bir alev dalgası gibi meydanda ilerledikce, yalnız ora- daki erkekleri hayran bırakmakla kalmamış, çengiler arasında da derin bir taaccüb ve hayret uyandırmıştı.. Kelebek' Fıtnat ile Zilkıran Kamer, birdenbire şaşır- mişlar.. adım adım geri çekilerek, etrafına İhtiras ateşi saçan |bu kıza bakmıya başlamışlardı. Kol takımını teşkll eden kızlar ve kadınlar arasında da - telâşlı bir muhavere başlamıştı: — Bu da kim, kız? — Nereden çıktı ayol? — Biz tamam mıyız? — Dur bakayım?. Şöyle bir sayayım.. Tamam. — E bu da kim oluyor? — Vallahi, bilmem.. — Şaşılacak şey.. Birdenbire dirseğine dayanıb dizlerinin üstünde doğrulan Ü- gçüncü Ahmedin bir İradesi, çen- gilerin başına ağır bir darbe gibi inmişti: — Ötekiler çekilsinler.. Sadece bunun raksın temaşa edelim. Benli Hacer, Kelebek Fıtnat, Zilkıran Kamer; fena halde bo- zulmuşlar, derhal meydanı, bu nevzuhür ateşin rakkaseye terke- derek arkadaşlarının yanına çe- kilmiye mecbur olmuşlardı. — — Kolbaşı yoşmu Nigâr, kalyo- nun arkasında saçını başını yolu r: — Amanın a dostlar.. Bize bu işi kim etti?.. Muhakkak, bir düşman şerrine uğradık. Şunun şurasında hem bol bahşiş, hem de ün alacaktın. Yabanın kahbe- sini düzekleyib bezekleyib ortaya sa!dılar. İki ellerimizi böğrümüzde bıraktılar. Diye hüngür büngür ağlıyor.. Başındaki yemeninin uclarile Ni- gürıin gözlerini s'len baygın Ayşe: — Aman ciğerimin köşesi, €etme.. eyleme.. senl böylece gör- dükce, yüreğim hün olu; or.. Tatlı canını ne sıkarsın?.. Belli bir şey ki bir mekkârenin şerrine uğra- dık. Dillerim bâri hüdadan.. se- beb olanlar, sebebsiz kalsın. Diye, teselli vermiye uğraşıyordu. Sedef Zehra, yanına gelen Benli Hacerin koluna usulcacık bir çimdik basmış, sonra kulağita eğilerek: — Beğendin mi.. Ben öcümü alırsam, böyle alırım. Diye fısıldamışdı. Hacer, bu söz- ilerden, birdenbire bir şey anla- (madı. Fakat birkaç saniye sonra, Zehranın intikam — teşebbüsünü hatırladı : — E.. korktum Zehra, senden.. Noraktan çıldıracağım. Şunu usul- cacık anlat. Diye mırıldandı. Herkes baş: başa verere'c bu meşelenin müna- kaşasına — dalmış - oldakları — için Zehra, kısıca anlattı: — Şoşacak nevar, canımın ;lçl?..— l-'lîııi. halâya çıkmıştım, 4-2-935 Tefrika Na : 19 yaa.. O zaman, ©o koca Arabı gördüm... Hey, gldi!.. Hem veli- nimetlerinizi eğlendirmek - istersi- siniz, hem de ne ile eğlendirece- ğinizi bilmezsiniz. Bizim gibi sıra çengilerinden ne çıkar?. Esmer Gül denilen bir Habeşi çengi vardır. ki, bu dünya Üzerinde misli menendi bulunmaz. Bir düp | man — şerrine uğramış, Tonmr- | ruk zindanında yatar durur. Onu çıkarıb meydana salın da hal nice olur, görürsünüz, dedim. Arab, bu müjdeme sevindi. Eğer efen- dilerim memnun kalırlarsa, sana bolca ihsan ederim, dedi Ve ben- den nişan istedi. — Verdin mi ?.. — Yağlığımı verdim. — İyi amma.. Ya Nigâr Ca- dısı duyarsa. — Kimseye bir söz söylemi- yeceğine, Arab'a yemin ettirdim. Zehra, sözüne devam edeme- mişti. Çadırlar tarafından gelen alkış ve takdir sesleri üzerine, bu sefer de Hacer Zehrayi çimdik- lemiş : — Bak.. kıyamet kopuyor. Demişti. Hakikaten kıyamet kopuyor- du. Çadırların, altın ve gümüş sırmaları parlıyan kubbeleri al- tında oturan, renk renk ve çeşid çeşid sakallı devlet ricali, hükü- met erkânı — vesair davetliler, coşkun bir neş'e ve sürur İçinde çalkanıyorlar.. mestane edalar!la biribirlerine sarılıyorlardı. İbrahim Faşanın bir parmak iştretlle, sarayın saz takımı rak- san bir hava çalmıya başlamış, Esmer Göl, meydanın ortasında bir alev sütunu gibi birdenbire şahlanmıştı. Kollarını başının Üs- tünde dimdik tuttuğu İçin narin endamı vücudünün bütün yuvar- laklıklarını gösteriyor.. Tepesin- den topuklarına hadar ağır ağır dalgalanan bu vücud, damarlar- daki en durgun kanlara bile ateş serpiyordu. CArkası vce) ekvan senenemance sen sen e rene e. görm ee rrmeR e eee ncAn İ LuYevmi biyasi, Heyadie ve Halk gazetei | Beki, Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL samame etemizde &uıaiml:rin i=hıhy.ıı= mahluz ve gözetemize sittir. || ayesme | ABONE FİATLARI Abone bedeli #n&ı. Adres değişltirmek kurüştur. —a Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap ıçır.ılı mektuplara 10 kuruşluk p ilâvesi lâzıcadır. Posta kutusu: 741 lstanbul Telgrat :Son,; Yolefon 120203 l POSTA Meslek ğ Alışkanlığı (Fransız karikatürü) Mütekaid yüzbaşı, kümes hay- vanları yetiştiriyor!,, Y ıınnnı'slar;ı.ıı_ Zi Müdafaa Hazırlıkları ! Baştarafı 3 üncü yözte ) mamlanması ve bir hafif tank kuvvetinin teşkili ile ordu, tam muharebe kıymetini almış - bulu- nacaktır. Hava kuvvetlerine gelince; or- dunun şimdiki mübrem ihtiyacı ayni zamanda talime yarayacak olan yüz tayyaredir. Bu teyyare- ler (4-5) kara ve deniz muharebe filosunda iki takib ve iki bom- bardıman filosuna taksim oluna- caktır. Sivil tayyarecilik — için lazımgelen tayyare meydanları- nin inşası için de ( 175 ) miiyon drahmilik bir istikraz akdi düşü- nülmektedir. Deniz filosu ise bidayette iki açık deniz torpido ve muhr.bi ile ve bilâhare ayrıca İki torpido muhribi, 1 zırhli. kruvazör ve muhtelif torpil zuşları ile tak- viye olunacaktır. Bütün bu programın tama- mile tatbiki (8-9) milyar drahmi- ye malolacaktır. Fırka başkanları konferansının bir celsesinden çıkarken Harbiye Başkanı General — Kondilis bu ulusal müdafaa programı hakkın- da şu beyanatta bulunmuştur: “— Fırka başkanları ile mem- leketin ulusal müdafaası hakkında verilen malümat bir fikir edinmek için tamamen kâfidir. Bu iş, mu- halefet gazetelerinin gayet garib bir surette söyledikleri gibi bir fazla silâhlanma — değil, fakat yalnız lüzumu takdirinde sefer- berlik plânının tatbikı için lâzım- gelen noksanların ikmalidir. Bu, raporumuzda sarih sürette - bildi- rilmiştir. Eğer bu hususta bizden fazla izahat iatenilirse bu izahatı | vermiye hazırız.,, Sovyet Rusya Ve Amerika Litvinofun Teessürlü Sözleri Moskova, 8 (Hususi) — Tas ajan- sna beyematta bulunan B. Litvinof, evvelce Amerika ile yaptığı müzake. relerde mutabik kalındığı halde, son günlerde esaslı notalardan - biri olan istikrax işinin tereddüde sürüklenme- sinden dolayı duyduğu tesiri bildir. miştir. İtalya - Avusturya Hars Mukavelesi Roma, 3 (ALA.) — İtalya lle Avun. turya arasında dün harsi bir mukavele imzalanmıştır. ——— Esnaf Cemlyetlerinin Murakabesi Esnaf cemiyetleri mürakabe bürosu, Ticaret müdürlüğüntün lâğvı dolayısile Ticare todasına bağlanmıştır. Büronun şefliğine Ticaret odası İstatistik ve neşriyat gubesi müdürü Bay Galib Bahtiyar tayin edilmiştir, 4 çim 'Cmaya Yapılıyor. Galib Kemali, Dr. Taptas, Abrevaya Ve Berç Keresteciyan Müstakil Namzed ( Baştarafı 1 inci yüzde ) — Evet, bahsettiğiniz zevatla birlikte namzedliklerimizi koyduk. Fakat bir namzedliklerimizi akal- liyetler namına değil, tabi! bir Türk vatandaşı olarak koyduk.,, Doktor Taptas da - telefonla yaptığımız bir sorgu Üzerine bu cihe'li teyid etmiştir. Osmanlı Bankasının eski mü- dürlerinden olan bay Berç Ke- resteciyanı ise — Eüyükadadaki evnde bulamadık. Fakat onun da namzedliğini koyduğu şübhe götürmez bir hakikattir. Bunların har.cinde müstakil olarak eski Moskova Elçisi bay Galib Ke- mali saylavlığa namzedliğini koy- muş ve icab eden müracaati yapmışlır. Bu münasebetle miü- racaatnamesinin bir suretini aşa- ğıya koyuüyoruz: Istanbul Halk Fırkası İkinci Seçmenler Heyetine: Reisicümhur Atatürkün beyan- namesndeki yüksek ulusal dü- Şehir Tiyatrosu Bir Meseledir Bu Meselede Bazı [ddiîlar Vardır | ( Baştırafı 1 inci yüzde ) rece almışlardır. Bu eserlerden birinciliği Alman profesör Polzi- gia Maketi, ikinciliği Viyanalı sam atkârlar, — Üçüncülüğü de — Arif Hikmet isminde bir Türkün pro- jesi kazanmıştır. Müsabaka, takriben 800 se- yirci alabilecek büyüklükte bir tiyatro salonile bir musiki mek- tebini — içinde — toplıyabilen — ve umuümi - heyetile bir kül teşkil eden bir binaya dairdi. San'atkârlar eserlerinde, bazan — ehemmiyeti tiyatroya, bazan da konservatuvara vererek mevcud imkânlardan şu veya bu şekilde istifade etmiş- lerdir. Profesör Polzig projesinde ehemmiyeti daha ziyade konser- vatuvara — vermiştir. Tiyatronum perde arkasındaki işleri, atölyeler, ihtiyat sahneleri ve buna benzer kısımları için —nisbeten az yer bırakılmıştır. Bu suretle buü tl- yatro aşağı yukarı, Tepebaşı tiyatrosundakl iİmkânlar derece- sinde bir vaziyet temin edecek- tir, deniliyor. Ikinciliği alan Viyanalı san'at- kârlar, sahne kısmının genişliğine daha ziyade ehemmiyet vermiş- lerdir. Üçüncülügü alan Arif Hikmetin projesi ise sahnenin bütün icab- Tarını, modern — tiyatronun bütün ihtiyaclarını göz önünde tutarak temin etmiye çalışmıştır. — Arif Hikmetin — projesinin bir bu- s#usiyeti de, müsamerelerde, kon- servatavardan İstifadeyi de göz önünde tutmasıdır. * Yukarıya kaydettiğimiz satır- lar, aşağı yukarı ileri sürülen bir- takım fikirlerdir. Şu hal, bu pro- jeler üzerinde bir defa — daha durub düşünmeyi emrediyor. Bir tarafta, iddialara göre, hemen hemen bütün ihtiyaçlara tekabül eden bir eser var. Diğer taraf- ta bunlara tam surette mukabele etmiyen şöhretli İsimlerin vücude getirdikleri şeyler var. Bunlardan — hangisini / şüncelere derin bağlılığını göster — mek İçin cümhuriyetçi ve milik — yetçi sağlam bir demokrat ülkür | sile müstakil saylavlığa namzed' liğimi koyuyorum. B Otuz bir genelik memuriyet hayatım, millit mücadele zamanın — da Romada çalışmalarım ve son on iki senelik husust yaşayışım yurda sonsuz sevgimi Cümhurt- yete derin imanımı göaterir. Programım — Ulus kürsüsünde yalnız yurd kaygusile açık müna- kaşa yolunda yürüyerek Büyük derimizin memleketimizde ha- kiki bir demokrasi — yerleşmesi yolundaki büyük ülküsüne candan — çalışmaktır. u f Şişli Halkakâr Gazi —Ömerbey — Apartımanında geki Moskova Sefiri Galib Kemali Söylemetoğlu Namzedler Listesi Diğer taraftan aldığımız mev- suk malümat namzed İistesinin Sah günü ilân edileceğini gös termektedir. gee etmek lâzımdır? Bunu, vaziyetin kendisi gösteriyor. Maamafik bliz, takdirimizde — yanılmış olabiliriz. Fakat, projeler — üzerinde — bir defa — daha hele 800 — kişilik — bir — tiyatronun gelecek ihtiyaçları karşılamaktan — Şîkmıunk olduğunuda — söyliyer — Nöbetci Eczaneler Bugece nöbetsi #ozaneler şunlardır: İstanbul — tarafır. Şehzadebaşında (Üniversite), Cerrahpaşada (Celâl Şe- ref), Fatihte (A. Kemal), Samatyada (Teofilos), Topkapıda (Nâüzım), Deftere darda (Arif), Eyübda (Hikmet), Ciba- lide (Necati Ahmed), Çemberlitaşta (Sırrı Rasım), Gedikpaşada (Asador« yan), Eminönünde (Hüsnü Haydar), Bakırköyünde —( İstefan Terziyan ) Beyoğlu tarafır Tünelde - (Matkuviç), | İstiklâl oaddesinde (Kemal Rebul), Galatuda Doğruyolda (Hırkıı).î'şl* İ de (Şark Merkez), Kasımpaşada (Ye- hlituran), Hasköyde — (Yenitürkiye). | | || Kadıköy tarafı: Muvakkıthane cadde- sinde (Leon Çabukluyan). Küşdilinde | (Hulüsi Osman), —Üsküdar — tarafı: İmrahorda — (İmrahor), Biyükıdıılı (Halk) eczaneleri, | BUTÜN ÜLKEYİ . HERGÜN 5 LA DOLAŞAMAZSINIZ FAKAT $ * he lon Pai BürTÜN Ürkeyi HER GUN DO YY