e— Akte gi A d "7 Ükere C erçikk A AGİĞa, gi A..î - ei eeei L n 30 Szal eh M SAa SEE ——i er B KRAĞ, - T I Ai AA z dia üaşdier aç eZ - .. di ŞĞ VS0 TI GÇ SRRÜREE ee R Sayfa SON POSTA —— îs—tanbul Zorîu Bir la Yerinden Oynadı ( Baştarafı İ inci yüzde ) beş Sallantı Istanbul dün şiddetli ve zayıf olmak Üzerea beş kere sallandı. Bu zelzelelerin merkezi, yani sal- lantı kaynağı Istanbuldur ve ya- yılma sahası 60- 70 kilometre İçinde kalan yerlerdir. Kandilli rasathanesinden aldığımız en son haberde, bize verilen malümatiın hulâsası — böyledir. — Istanbuldan 60-70 kilometre mesafeden uzak | olan yerlerde zelzelenin hafif olduğu bildiriliyor. İlk Zelzele Saat tam 16 yı d0 geçiyordu. Tramvay titretmesini andıran hafif bir sarsıntı duyuldu. Fakat bu sallanma durmayor, devam edilİ- yordu. İşte, birinci zelzelenin baş- langıcı böyle oldu. Fakat birkaç saniye sonra sarsıntı kuvvetlendi, şiddetlendi ve korkunç bir dehşet saçtı. Tamam iki dakika süren “bu ilk zelzele şehrin - kalabalık yerlerinde müthiş paniklere sebeb oldu. Rüyük Korku Çok tabit görmek lâzımdır ki bu şiddetli sarsınti herkesi kor- kuttu, çok fena va kanlı ihtimak- ler zihinlerde belirmeğe başladı ve bina içinde bulunan herkes, kurtuluş ümidile dışarı fırladı. O dakikada Istanbulda, yakın za- manlarda bir benzeri görülmeyen bir korku ve heyecan havası hü- “küm sürdü. Fakat bereket versin ki dünkü sarsıntılar bir felâketla neticelenmedi, sadece ehemmiyet- siz yıkılmalara, hbafif yaralanma- lara gebeb olmakla kaldı. Bunun- laberaber itiraf etmek gerektir ki koca şehirde, sarsıntımın şiddeti yüzünden, misli görülmemiş bir panik oldu, camlar kırıldı, kapılar parçalardı. Yıkılıyor Mu? Dünkü zelzele paniği kendini en çok Beyazıd, Şehzadebaşı, Divanyolu kahvelerile Beyoğlun- daki gazino ve pastacılarda oturan müşteriler arasında hissettmiştir. Beyazıtdaki sıra kahveler, dün Cuma olduğu için hıncahınç dolu idi. İk şiddetli sarsıntıda herkes zelzele olduğunu anlamış ve he- yecanlı bağırmalar ve yıkılıyor- mıyız, feryatları arasında müşte- riler dışarı fırlamaya başlamışlar- dır. Fakat yüzlerce müşterinin bir tek kapıdan çıkması kolay olmamış, pencerelere tekmeler ve yumruklar indirilmiş ve kaçışmalar | bu cam oyuklarından yapılmıştır. Ancak fırlayan camlar birçok kimselerin ellerini, yüzlerini kes- miş, birçok kimselerin burunları kanamıştır. Bu arada Divanyolun- da bir kabvenin penceresinden sokağa fırlayan bir müşteri - yere yuvarlanmış ve tedavi ihilyacını gösterecek derecede yaralanmıştır. Beyoğlunda Panik Dün şiddetli sarsıntı sırasında Beyoğlundaki panik daha taşkın olmuştur. Gazinolar, meyhaneler ve pastacılar hayli dolu ldi. Zel- zele esnasında masalar yerlerinden oynayıb kadehler ve şişeler- dev- rilince kapılara hücüum edilmiş, itişmeler, kakışmalar — arasında herkes kendisini güçlükle sokağa atabilmiştir. Fakat bu sırada cad- de de çok kalabalık olduğu için çok korkunç bir manzara kendi- sini göstermiş, bu arada kadın- ların ve çocukların yürek ürküten bağırmaları da başlayınca manza- ranım dehşeti artmıştır. Bununla- beral er Ülk şiddetli zelzele ikl dakika gibi uzun olmr an “bir müddet devam ettiği için şehrin hakiki sükünzet vaziyeti çabuk tesis etmiş dolayısile panik zarar- sız neticelenmiştir. Kargaşalık ara- sında müşteriler hesaplarını öde- miye vakit bulamadıkları — için sazino v diğer miülessese sahipleri bu panik para zararına sebeb tur. Sinemalarda Dünkü zelzele tabit sinema salonlarında da duyuldu. Bu sırada sinemalar ve d.ğer eğlence yerleri Cuma münasebetile hayli kalaba» lıktı. Fakat, her halde filim seyr- etmenin heyecanı ve sinema binaları- nın daha sağlam olması, buralarda panik baş güöstermesine engel olmuştur. Seyirciler sadece ciddi bir korku geçirmekle kalmış ve temsiller devam etmiştir. Bu arada sinema —idareleri de — seyi-r cilerin — zarar rmemelerini te- min edecek bazı tedbirler almayı unutmamışlardır. Zelzele Zararları Yukarıda da iİşaret ettiğimiz gibi dünkü zelzele, daha doğrusu zelzeleler epeyce şiddetli olmakla heraber, ciddi bir. zarar vermiş değildir. Sadeca balk arasında çok kısa süren bir paniğe sebeb olmuş, birkae kişi ıştır. Yıkılma olmamıştır. Ancak bazı mukavemetsiz binaların duvarları çatlamış, birkaç ocak bacası yr kılmış, bu kışım harab duvarların taşları dökülmüş. Bu arada birkaç evin de boşaltılması icabetmiştir. Bu arada evlerde masa Üstlerinda bulunan surahi, şişe gibi şeyler yere devrilerek kırılmış, bazı ev- lerde de dolaplar devrilmiştir. Toprak lÜstünde çöküntü vesaire de olmuş değildir. Bununlabera- her hakikt zarar miktarı bugün tesbit edilebilecektir. İkinci, Üçüncü, Dördüncü Ve Beşinci Sallantılar.. Buraya kadar okuduğunuz sa- tırlarda, ilk şiddetli zelzelenin verdiği beyecan ve karkunun ne- t.celerini öğrenmiş oldunuz. Fakat sallantı korkusu, maalesef kısa fasılalarla biribirini kovalayan di- ğer dört zelzele yüzünden çok devamlı olmuştur. Rasathanenin fen usulc.rile tesbit ettiğine göre dün 17 yi 19 dakika ve 13 saniye geçe İstanbul ikinci defa olarak sallanmış, ancak bu zelzele çok hafif iştir. Fakat 18i 20 dakika ve 28 saniye geçe patlak veren Üçüncü zelzele, birincisi ka- dar şiddetli olmuş, halk arasında büyük bir korkuya daha sebebi- et vermiştir. Şunu da söyliyelim bu sırada halk dışarda bulun- duğu için panik olmamıştır. Bun- dan başka saat 17 yi 42 dakika 10 saniye ve 18i 55 dakika ve | ve 52 saniye geçerek iki hafif zek zele daha kaydedilmiştir ki bun- lar pek az hissedilmiştir. Zelzeleyi Duymıyanlar zeleyi, hattâ en şiddetlisini bile duymiyanlar — olmuştur. tramvaylarda ve — vapurlardaki yolculardır. Tramvay yolcuların- dan pek az kimseler, dünkü şid- detli zelzeleyi çok hafif olarak hissetmişler, bunu tramvay sarsın- tısı sanmışlardır. Yolculardan pek çoğu zelzeleden haberdar olmamışlardır.. Binun sebebini, tramvayır hareket halinde bulun- masında aramak — İâzimgeliyor. Vapurlarda bulunan yolcular ise relzelenin hiç farkında olmamış. lar, yalnız bazı kimsele, binaların sarsıntısını uzaktan — hissedebil- — mişlerdir. Polis Ve İtfaliyede ek iİtfaiye, gerekse polis tara- g:ı:hn her ihtimale karşı tedbir- ler alınmıştır. İtfaiye, sarsıntı ne- Hcesinde mangal ve soba devrik mesi yüzünden yangın çıkması ihtimalini düşünerek, bütün teşki- lâtile seferber vaziyette bulunmuş, yangın — başlangıçlarının derhal bildirilmesi için bütün karakollara ve diğer alâkadarlar yerlere | Çmirler verilmiştir. Polis te her- bir yıkılma ve yaralanma ihtimal- lerine karşı İmdad tedbirleri al- miştır. Fakat bereket versin bu _F e[_ıî(cet Atlattı Sehir, Müdhiş Sarsıntılar- Erkânıharbiye Reisimiz İstanbulda Büyük Erkânı harbiye — reisi Mareşal Fevzi dünkü Anadolu ekspresile Ankaradan şehrimize gelmiş ve isltasyonda General Halis, Genzeral Salih, Istanbul valisi ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ, —şehrimizde — bulunan diğer yüksek rütbeli zabitler tara- fından karşılanmıştır. Bir kıt'a asker, polis ve bando muzika gelâm resinini ifa etmiştir. a— — basını Tanıyor Musunuz?” — düdüğünden çıkar gibi fışkıran # muhtemel felâketlerin hiçbirisi kendini göstermemiştir. Dün yüzlerce telefon muhaveresi yapdık Dünkü ilk şiddetli zelzeleden sonra — gazetelerin — telefonları bir hayli müddet durmadan ip- lemiştir. — Yüzlerce okuyucumuz zelzelenin içyüzünü ve neticelerini sormuşlar ve kendilerina malü- mat verilmiştir. Bu arada bazı okuyucularımız da, zelzela esna- sında alınması İâzım gelen ted- birleri sormuşlardır. Cok şiddetli zelzeler esnasında bir felâketten kurtulmak kismen — tesadüf neti- cesi olmakla beraber dışarı fır- layarak Aaçıklık yerlere çikmak, bina içlerinde kapıların - altında durmak, yabud çok sağlam ma- saların altına gizlenmek, zelzeleye | karşı alınacak en iyi tedbirlerdir. 1310 Zelzelesinda İstanbul 1310 yılında medhiş bir zelzele felâketi geçirmiştir. | O ölümlü sarsıntının merkezi de, dünkü zelzeleler gibi İstanbuldu. Günlerce süren yüzlerce — sarsıntı birçok binaların, cami ve mina- relerin yıkılmasına sebep olmuş, bu yüzden birçok kimseler enkaz altlarında kalarak ölmüştür. Bu | arada halk günlerce çayırlarda ve diğer açık meydanlarda kal- mıştır. Mi Yazımızı bitirirken, hepimiza geçmiş olsun, diyelim. Zalzele Başka Yerlerde De Duyuldu yer sarsıntısı İstanbula cıvar şe- / kir ve kasabalarda da hissedilmiş- | firladı. tir. Muhabirlerimizden aldığımız | telgrafları yazıyoruz : Adapazarı, 5 ( Husust ) — | dün şehrimizde Üüç şiddetli zelb zele oldu. Çok korktuk, heyecan geçirdik. Zelzeleler saat 16,30, 16,50 ve 18,20 da oldu. Hasar va | telef yoktur. Inegöl, 5 (Husuşi) — Burada dün akşam çok şiddetli ve devam> h bir zelzele oldu. Nüfus zayiatı ve hasarat yoktur. Tekirdağ, 5 (Hususi) — Dün gaat 16,30 ve 17 arasında şehri- | “imiş. Söylediklerini hep gazeteye — yazar, miz üç defa şiddetle sarsıldı. Halk çok büyük bir korku ve endişe geçirmiş, herkes evlerden dışarı uğramışlardır. Bazı evlerin duvar- ları çatlamıştır. Çanakkale, 4 (A.A.) — Bugün saat 16,45 de cenubdan şimale ve 10 saniye devam eden şiddetli bir zelzele olmuştur. j gmtedyiğı.. romancıyım, hikâye- | / ciyim. Sizin çalışkanlığımız hoşu- ' ma, gitti. Merkezi Istanbul olan dünkü | | konuşmak : | hur bir kadın terzisile konuşmak- | gibi atıldı. Avucile onun ağzını | kapatarak: Türk Çoîuğu Ve lik Tahsil On Yaşındaki Aile Ba- ( Baştarafı 1 inci yüzde ) — Konuşma... | Ben sualime devam ettim: w — Günde kaç para kazanı: 1 yorsunuzT i — Otuz kuruş. — Otuz kuruş mu? — Hayır” otuz kuürüş — yalnız bana para verir. Kardeşim küçük — o, bana yardım ediyor. — Ânneniz yok mu? — Var... l bu incecik ses oanda pazarı adeta : doldurmuştu. Küçük çocuk hem böyle bağı- riyor, hem de gayretkeşliğinin patronu Üzerinde nasıl bir tesir yaptığını memnun olup olmadığını yan gözle süzüyordu. Fakat patron kendisile meşgul değildi. Elinde büyük bir tarba ile gelmiş olan yetmişlik bir Almankoca karısının: — Anneniz çalışıyor mu? ; Vag ea pıtat:;;"h İK lşeî;."y:;w yetİşmiyor m?- ualine cevap verm meğş- . j guldü. Küçük çoçuk bana döndü, | &?*ıhıü ni:;_olduiu w maksadım soğan almak değildi. yerden tepinmiye başladı : Bu iki çocuğun resmini aldırmak | — — Süyleme be.. Sakın ha an- $ ve resim alınırken fark etmesin- ::r:n ’;&_ dw':innıe J ler diye lâfa tutmaktı. | G ıi_'ı yleme. Gazet " — Pahalı soğanların, pahalı, | ya çatmıştık.. Büyük Allahtan dedim ve ilerledim. Dönüm a n vn bi * — dinlemiyordu. Bi Onların işsiz kalacakları za- — AÂnnemin aldığı para yak mam gözetliyordum. Nihayet bu | nız ev kirasına yeter, dedi. . zaman geldi.. İki küçük oğlan — Peki... Mektebler açılınca — çocuğu küfelerin, — çuvalların | ne yapacaksınız ? mektebe gidecek. — başından aytıldılar, arsaya çekik | — j diler. Göğüslerinden çıkardıkları | O Kasımpaşada bir mektebe ya- yüz dirhem ekmekle iki üç yeşil | zıldı bile hiberi yemeğe başlatılar. Küçüğü: — Peki sen 7. * — Ah bir soğan olsa idi, Çocuk adeta bir baba fera- — gati nefsi ve çok bilmiş bir İnsan — tevekkülile güldü : p | — Babamız yok, ne yapalım. — diyordu. Ve ağzını şapırdatarak yiyemediği soğanın hasretile ne kı&*ı_ıyınık bir halde olduğunu ötekine göstermek İstiyordu. Ben çalışacağım, kazanacağım, a Yanlarına yaklaşdım: o da okuyacak. | — Yoruldunuz, değil mi? de — Senin ismin nedir yavrum? — dim. — Ahmed. — Ya kardeşinin. Büyüğü “Evet,, dedi. Küçüğü B ! hep düşman gözlerle bana baktı. — Söyleme be., Gazeteye ya- — Endişeli ve şüpheli bakışlarla... zar, söyleme, diye sıska çocuk — — Yanında çalıştığınız insanijj) | yerinden fırladı ve kürdan gibi — baban!z mıdir? İnce bacakları üzerinde bir - olo- — ; îı l'hyu"hüiıı babamız yok. mobil süratle yanımızdan kaçtı. — ğ:e:h "Geçenlerde yağmurlu bir gün- — Ona doğru. eğildim: dü — Bulgarçarşısının. yakınında — — Çocuğum, — dedim. Ben | kurulmuş olan bu pazardan gcçl- — yordum, iri soğan. kümelerinin — 'arkasında küçük Ahmedi gör- — düm. Kardeşini okutabilmek için — kendini feda eden bu mini mini — alle babasım... Yağmurun altındat — — Soğun... Taze soğan... Eb — ma gibi, kızıl soğan ! Di Bu manzarayı görünce gözle — Gazeteci mi? Küçük çocuk nefretle yerinden — Gazeteci' mi? Türkiyede hiçbir kimse gaze- rim sızladı ve kendi kendime: teciye bBu çocuğun gösterdiği nef | reti görtermemişti. Bu çocukla | Kadin Saylavlarımızdan ilk ! beklediğimiz şey, memlekette ça — hşan anne ve fakir çocuk mese- lelerini. etrafile tedkik etmek ve | Meclisten onları koruyacak ka- Onunlar çıkarttırmaküır. _ tan da daha müşkülmüş. Erkek | Çünkü —anne ve çocuğun —— n ; | vazi İyl ve en yakındaa — kardeşinin. üstüne ni! bir keçi | vaziyetini en İy y | vr sakli aKi anlayacak ve duyacak olanlar — yine onlardır. — * * TAN eranszca sözü B |( AM * Oy — Istanbul gazeteleri adi pa- çavralar, diye kapısına giden ga- zetecileri kovmıya yeltenen meş- — Şus, sus,; dedi. Gazeteci | — Canım ne çıkar, dedim, yazarsam fena mı olur? — Olmaz... — Haydi sen sus, dedim, se- | nin aklın ermez. Ben ağabeyinla konuşurum. Küçük ağabeyine döndü. nayanlar: MARCELLE | — CHANTAL - iNKiJiNOFE $ İlâveten: Dünya haberleri Mikimaus < Tel: 43&7 kopuyor ... - e a —— — Yarın saat 1İl SUMER SİNEMASINDA 2 büyük ve muhteşem filim birden : MAHŞER Barometrolar düşüyor... Zelzeleler dünyayı sar- siyor... Yağmurlar, tufanlar başlıyor... Nehirler, göller karışıyor... Denizler coşuyor... Kıyamet ŞAHANE VALS Görülmemiş muvaffakiyet : Oyniyan : MARTHA EGGER'TH y ç