Ziya Şakir Bis Takım Türediler, Her Tarafta Halk İTTİHAD ve TERAKKİ ; Ha Nasıl Doğdu?.. 8 inci kıtım Na. Her hakkı mahfuzdur. Nasıl Yaşadı?.. 16 -12- 984 Nasıl Ölda? He Hükümet Arasına Girmişlerdi.. Halbuki Şerif Hüseyin, Ema- ret makamına gelir gelmez, eski emirlerin idaresirliğinden doğan birçok fenalıkların önüne geçmiş.. © havalide asayişi slah ederek oldukca kuvvetli bir emniyet te- sis etmiş.. hükümete âsi olan ba- zi kabileleri tedip eylemiş.. mut- lakiyet idaresinin zulüm ve sey- yiatma hitam vermişti. Şübhesiz- ki bunlar da birer ıslahat eseri idi, Şerif Hüseynin bufaaliyeti de derbal başka türlü tefsir edilmiş, aleyhine bir hüküm veri:mişti. Meşrutivetin —ilânım — müteakib her yerde zuhur eden ( türediler), çarçabuk Hicaz havalisinde de türemiş ve Gremişti. Meşrutiyetin Ük günündenberi İttihad ve te- rakki cemiyetinin şeref ve haya- tımı kemirmiş olan bu zümre - A- nadoluda, - Rumellde, Trakta ol- duğu gibi- Hicazda da Halk ile hükümet arasına girmişler; birçok hoşnutsuzluklara sebebiyet ver- mişlerdi. İttihad ve terakki cemi- yetinin küdret ve müfuzuna — isli- nad ederek bir taraftan hükü- met memurlarını birer kukla gibi ellerinde oynatan bu tufeyli ma- kulesi, diğer — taraftan da — şe- riflerla ve hattâ bizzat Emirin barekâtına müdahaleye başlamış- lar; her tarafta şikâyet sebeble- rinİ artlırdıkca artırmışlardı. Gerek Babıâli ve gerek itti- had ve terakki merkezi umumisi, * memleketin içinde ve dışında - zubura gelen birçok gailelerin altında — ezilmekte idi. Hergün Hicazdan gönderilen jurnalların kıymet ve mahiyetini inceden inceye tetkik edecek halde değik di. Ekserisi tasniat ve tezvirattan Abaret olan bu juraallar Üzerine İstanbulda yanlış hükümler veri- liyer; hükümet kuvvetleri, Nizum- suz izâcâta alet ediliyor.. Bilhassa masum Türk askeri ile halk ve bedeviler arasında derin bir uçurum husule getiriliyordu. Ha'k ve Emir ile hoş geçinen vali ve memurlar, cemiyetin bu tufeyli gürubu tarafından hazme- dilemiyor, bunların — aleyhinde derhal İstanbula jurnallar gönde- riliyor.. Güya cemiyetin gayesine hizmet eden - fakat — hakikatte €emiyetin anâ programını ayaklar allında çiğneyen » vali ve memur- lardan başkaları sık sık değişti- riliyor, ve yahud azlediliyordu... Bu müzebzeb — hal, Belkan harbinin tekaddüm ettiği zamanlara kadar devam etmişli, (Yemen) isyanını bastırmak için gönderilen Erkânıharbiyei umumiye reisi İzzet paşa, o havalinin şikâ- yet ve ihtiyaçlarını tetkik ederken bu yolsuzluk ve idaresizlikleri de görmüş vaziyetin nezaketini Babr âliya bldirmişti. Gerek Babiâli ve gerek İttihad vo terakki mer- keziumumisi, ancak o zaman kendini toparlıyabilmiş;(Asir) mutasarrılımın azli, bütün bu fenalıklara sebebi- yel verenlerin tebdili gibi teşeb» büs'erle yapılar hatalar tamir edilmek isteailmişti. Fakat Balkan harbinin zuluru, her işi altüst ediyermişti. Harbin devam ettiği müddet te keşmekeş içinde geçti. Ne, hücümelin aciz ve tereddüdü kuvvet kesbedebildi.. Ve ne de Şerif Hüseynin Httihadcılara karşı beslediği şüphe silinebildi. Bu sıralarda (Arab ittihad ve İstiklâli) cereyanları açılmış.. Bu işin elebaşıları arasında — Şerif Hüseynin de adı söylenmiye baş- lamıştı. Hükümet - evvelce arzet- tiğimiz veçhile - Surye ve Arabis- tandaki siyasetini tebdile mecbur kalmıştı... Rumelide — Arnavutlara karşı — takib — edilen şiddet siyasetinin — kötü —bir — nelice verdiği tahakkuk etmişti. Buna binaen, Sürye ve Arabistanda mülâyim bir idare usulü tatbiki tasvvur edilmekte idi. Buna bina- endir. ki Surye ve Filistindeki Arab komitecilerinin ef'al ve ha- rekâtı afledilmiş, bunlara dair olan evrak hükümetin (battal) torbalarma — girmişti. Arbık ya- pılacak bir şey kalmıştı. Arab- larla meskün vilâyetlere aklı ba- şında ve idareli valiler yollanıla- cak; kül altında kalan ifsadat ateşi, dirayetli tedbirlerle büsbü- tün imha olunacaktı. Bu gaye ile hareket eden hükümet, işe valilerden başlıya: rak girişmişti. Bu sırada Enver Paşanın tavsiyesi üÜzerine sabık Yanya Müstahkem Mevki Ku- mandanı Vehib Bey de Hicaz valliğine tayin edilmişti. Hicaz gibi -yerli ve ecnebi- birçok ihtirasatın — çarpışlığı bis yere gönderilecek. ve sradaki narik cereyanları idare edecek zatin her sözü ve her harekeli ölçül olmak Tâzımgelirdi. Bahusus bu zat, Şerif Hüseyin gibi gayet zeki ve fakat hükümete karşı fevkalâde şüpbeli bir adamla mü- yazi bir şekilde —yürüyecekti... Vehib Beyin tayini Üzerine bölün hassasiyeti bir kat daha uyanmış olan Şerif Hüseyin, fena haber- ler almıya başlamıştı. Yeni Vali- n'o, daha memuriyet mahalline gelirken Cidde ile Mekke yolu üzerinde, bir takım hoşautsuz- luklar tevlit ettiği: — Mekkeye varır varmaz, Şe- rifin ya kendini ve yahut başını, Istanbula göndereceğim. Dediğine dair akseden riva- | yetler, Şerif Hüseyinl hayretler içinde bırakmıştı. Artık yerine yerleşen yenl' valinin birdenbire büyük bir şid- detle işe başlaması, hem Şerifin, hem de muhitinin endişesini art- tırmıştı. Ahali ve urban arasında itibaren MELEK - İPEK sinemalarında birden gösterilecek olan senenin en büyük şaheseri ve SİLVA VARESCU rolünü MARTHA EGGER' ÇARDAŞ FURSTiN filminin ilk temsili münasebetile Ünümüzdeki ÇARŞAMBA günü akşamı saat 9 da MELEK sinemasında büyük bir SiNEMA MÜSAMERESi VERiLECEKTİR. Localar hususi ko'tuklar ve hatta Ba'kom Birimci ve ikinci mevki FİYATLkARDA ızıâ:' kalını k İiçia biletlerinizi âl e yi almama| ü ai Tükana aa Te n aa a alale. Tei SÖRÜSL İ 0 hükümete karşı adeta tehditkâr bir vaziyet başgöstermiye başla- mıştı... Bu hali hisseden Vehib Bey derhal meslekini tebdil etmiş, bu tehlikeli vaziyeti tatlılıkla ge- çirmiş.. Fakat ne çare ki bu va- ziyet fena bir şekilde neticelen- mişti. Hem Şerifin adavet ve hu- sumeti tahrik edilmiş; hem de bogilizlere karşı temayülâtın art- masına sebebiyet verilmişti. Harbi umumt başladığı zaman başta (İmam Yahbya) olmak üzere bütün Arabistan Türklere karşı teveccühkâr bir cebhe almıştı. Buna rağmen Şerif Hüseyin aleyh- darlarırın tezviratı artmıştı. Niha- yet bunların Istanbula gönderdik- leri evrak, Şerif tarafından yaka lanmıştı. Şerif Hüseyin Paşa bu evrakı — oğla — Faysal — Beyin eline vermiş. Kendisine isnad edilen şeyleri red ve cerh ede- cek delâili izah etmekle beraber artık bu tezvirat ve tasnlata ni- bayet verilmesi ricasile Istanbula göndermişti, Faysal Bey, Istan- bulda Talât Beyle diğer hükümet ve cemiyet kerkâni — tarafından dikkatle — dinlenilmiş, kendisine icabeden teminat verildikten son- ra, memnunen geri çevrilmişti. Netekim Cemal Paşamn bir'nci Kanal seferine davet ettiği Şerif Hüseyin, bu harbe bizzat iştirak etmişse de, mükemmelen techiz edilmiş bir müfreze ile iki oğlunu dermişti. Bütün bunlar, Şeri- in hüsnüniyetine delâlet edebi- Lrdi, Fakat bu vaziyet, iyi bir şekilde idare edilememişti. Istan- bulda Faysal Beye verilen temi- nata rağmen Mekke ve Medinede Şerif Hüseyit hakkında çevrilen entrikalar eksilmemişli. ÜAr'ıssı var ) | — Gatetenin esas yazısila bir sütunun ikl satıri bir. (santim) sayılır, 2 Sayfjasına göre bir santi- min ilön fiatı şunlardır: 3-Bir santimde — vasali (8) kelime — vardır. 4 İnce ve kalın yazılar tarafından temsil edilen biletleri sinemasnda satılm iş YOKTUR. Ye niden So yad Seçenleri Yazıyoruz İstanbul Emn'yet Müdiriyeti tele foncularından bay Hâzım Acar, İstan- bul sahil aıhhiye ser tabibliği muhafız- larından bay Zühdü Ögye, Beyoğlu Firuzağa Karaburun caddesi No, 24te bay Halid Gürman, İnbisarlar Toptaşı deposu müdürü bay Mahir Ertür, ekaper bay Halit Yılmaz, eksper bay İhsan Çevik, İstanbul telefon şirketi komiseri bay Hfx, oğlu paket pos- t hanesi memurlarıncan bay Fehmi Şivga, Beyant P. T. T. müdürü bay Sabri Cun, telefon şirketi al oneman müdür muavini bay müfid, eşi bayan Mürüvvet, oğlu bay Senzi, kızı bayan Semiramis Arkon, telefon — girketi memurlarındın bay Zekdi, annesi bayan Dürdane, ablası bayan Cavi- dan, kardeşi bay Muvakkır Orhon, Sıhhat ve içtmai muavenet Vekâleti İçtmal muavenet Umum Müdürlüğü dosya memuru bay İhsan Barslane, muamelât memuru bay Hikmet Mag- mumi Tonç, Riıhtim şirheti Galata idaresi memurlarından bay Osman Kalender, Üsküdar bağlarbşı mahal- lesi Mezarlık sokağında No, 25 te Tzpu ve kadastro Umum müdiriyeti kayıt kalemi mümeyyizlerinden Muzs- tafa oğlu bay Hüseyin Remzi, yine ayni mahalle ve sokakta No, 29 da Hamidiye — birinci — çarkçım — bin- başı Mustafa oğlu bay Hasan Er- tan, diş hekimi b-y Sarım Gökyüzü, tramvay şirketi İşletme müdür mua- vıni İsmet Karadoğan, Alemdar Bele- diye tahakkuk memuru İsmail Arma- gan, İzmirde gezeteci Alber Girgin, Topkapı aarayı müzesi çisi kısımı şeli Mehmed Cemil Aksoy, Kartalda tabrirat kâtibi Sabri Yula, Noter İbrahim Uysal, hükümet doktoru Rıza Gültekin, Maarif memuru Tevfik Tekin, muallimlerden Hayriye Erses, Sabiha Akman, Belk:s Alkan, İlyan Türkay, çimento fabrikasından Barbaros Kös- dinlemiş, Beyoğlu Altncı noter Fah- reddin Karaağlan, Noterin başyazıcım Feyzi Sarıkay:, kıyılar ve - simrlar sağlık idaresinde Vehab Tumçel soy- adlarım almışlar dır. | Fethi Boyin Soyadı İş bankasının İstanbul şubesi Hu- | kuk müşaviri Bay Fethi soyadı olarak “Başaran,ı seçmiştir. Bu söz Bay Fet. hinin ailece kullamlan eski adının Türkçeleştirilmiş bir kılığıdır, Eski Şirketler komizerlerinden Bay | Saim Önat, İktisad Bakanlığı umum — evrak — mümeyyizl Refik Sermed Refik Akalın, Eski Şurayı Devlet memurlarından bay Ziya Ziya Akal n, | Mzrsş Emniyet memuru bay Levbi | Levhi Akın soyadlarını almışlardır. Cevaplarımız | Beşiktaş İhlâmur caddesinde küçük hamam ittisalinde “ Yürüyen sahne ,, | | gençlerineı | Mektubunuz vazıh değildir. Aldı. — gınız isimler soy adı mu, yaksa kendi * adınız mıdır? Yani kendi adlarımızı mı — değ 'ştirdiniz? Mektubunuzu saklıyoruz. Cevabınızı bekliyoruz. Heybeliadâ Taran Zafer caddel No, 16 de Bay Faruka: ' *Şeker,, bizim arapça “Sükker,,den aldığımız ve telaffuzunu değiştirdiği- miz bir kelimedir. — Fransızlarda bu kelimeyi “ sükr ,, olarak kullanırlar. Böy'e olduğuna göre “şeker,, kelimesi yabancı bir dilden — sayılır. Diğer taraftan tarama derglal de bu kelimeyi | almamıştır. Runu soyadı olarak aldı- ğgıniz takdirde ileride bir. müşkülat'a kargılaşıbilirsiniz. Kayseri okurlarımızdan Bay Muy- tafa Lütfiye: *“Başşa,, diye bir kelimenin meve: | ©'ub olmadığını araştırdık. Böyle & - gey yoktur. Bu belki de “Başağa,, nım muhaffefidir. Yahud laalettayin bir yerden gelmiş büsbütün yabancı B'r ke'imedir, Hava mektebinde — yüzbaşı Baey Eşrefo: Arkun, Argın, Argun (zalf, dor- minsız, halim, aheste, yavaş) demeke tir. Arkumak, Argımak (zayıflamak) Mmanasınadır. Ergun da halim ve yavaş demektir. Argon Türkçemizde yoktar, Yonl Neşriyatı Ayın Tarihi Matbuat Umum Mücür.üğünün her #y çıkardığı s.yasi ve iktısadi kitabın Yuncu Ağustos sayıcı iç ve dış hâdi- se.erin bütün malümatile çıkmıştır. Bu sayıda Kurumlar Cemiyeti ve Köüöçük İtilâf hakkmda, Avrupanın siyasi büdseleri üzerinde birçok kıys melli yazılar va etütler vardır. Ayrıca Avrupa matbuatnda görülen dikkate şayan ve mühim imazaları — taşıyan yazılar bu yazıya sığdırı!mıştır. Büyük Gazete — Büyük Gaze- tenin sek zinci nüshası çok güzel bir kopak içinde 24 sayfa olarık bugün çıkmıştır. Bu sayıda birçok meraklı yazı ve resimler verdır, Karınca — Türk Kooperatifçilik Cemiyeti tarafıddan ayda bir çıkarı- :ı’dı çıkan — bu fikir ve san'st -mecmuasnın gençi Z4 ncü sayısı, birçok zengin yazılarla intişır etmiştir. Ticaret ve Sanayi ODdası Mecmuası — Her ay çıkarılın bu ikt sadi ve Bcari mecmuanın İkinci- teşrin » yıa” çıkmıştır. M Nai se, Kassini dalela Za yarın ,, çevirme kitaplar serisinin on ılheı—ıayııı Tolstoy'dan ( Alışanzade L Cakki ) inin — türki çevirdiği ( Samimi saadet ) teşkil ediyor. 143 sayfalık iyi bamlmış bir kitab olan bu eser elli kuruş fiatla satığa çıka- rılmıştır. Hazır Hesapı Memleketimizin tanınmış ve caki hesab muallimlerin- | den Bay Abcdülazizin bu isimle bir kitabı satışa çıkmıştır.Kilosu, metresi | bir kuruştan iki yüz kuruşa kadar olım maların gram ve santlmetre fiatları, tane ile sayılan ahışveriş he- sapları çok kolay anlaşılan cedvelilerde toplanmıştır. Bu kodar kullan şlı o'an bu eserin fiztı on kuruştur. Dağ tma erleri: Sirkeelde İkbal, İnkılâb, Cum- ı...-ıy.q kitab evleri ile Pangaltıda Ergenekon caddesinde 95 numeralı | Süreyya apartımımında kitabı y:zanın evidir. Dışarıdan gelen siparişler posta ve havelesi mukakisinde ce gön- derilmektedir. Esnaf hesab makineleri tamamile bir seri kitab çıkaran bu Oata eserini ev kadınlarına, mağrza #ihiplerine tavsiye ederiz. Sayısı azalın ş o0'an esnaf hesab makineleri sorisinla | k kitabı (49), ikineisi (60) ve Üçüncüsünün ki ce (800) kuruştur. İ İrtihal Sadrı esbak Kâmil Paşa meorhum gelini ve merhum Abdu'lah Bey hali- — | lesi Gazi Oranos ahfadından Bayan Şaz'ye Ayşe düçar olduğu hastalıktan kurtu'amıyarak vefat etmiştir. Cenazesl dünkü Cumartesi günü Paşabahçesin- deki sahilhanelerindi kaldınlarak köy kabristanındaki medfeni mahsu« sunda vediai rahmeti rahman kılınmıştır. HASAN ÖKSÜRÜK PASTİLLERİ Öksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz ve Göğüs Hastalıklarile Sesi Kısılanlara şifat tesirleri çoktur. 30 kuruştur. HASAN DEPOSU HASAN KUVVET ŞURUBU, Zaafı Umumi, Kansızlık ve Kemik hastalıkiarına şifai tesir- leri çoktur. Çocuklar, B gençler, genç kızlar ve ihtiyarlar her yaşta istimal edebilirler. HASAN DEPOSU