E y No: 109 Bizden — gittin gideli bir an, bir lâhze lâfın eksik oldu mu acaba?. Nasıl sen aramızdan yok oldun, koca evin içi çenaze çıkmışa döndü. Herkes karalar bağladı, başına çatkılar çattı... Allı, en korktuğu noktayı da söylemişti; — Cellât arabıne yapacağız? “Beni gördüğü anda vallahi kıtır kıtır keser. Fitnat, bir kahkaha atmıştı; — Hah hah hah, — güleyim bari. Işte bu söze bittim. Arab seni kıtır kıtır kesecek hal, gör- düğü sarılmazsa, memnuniyetinden kıpti ayıları gibi ıöhlr“u:l-ın başla- meler de neler söylememişti; — Sen bizleri okadar budala ahmak mı - sanıyorsun?! — Senin dombay - oğlanla kapandığını ze- bellaya duyurduk mu zannedi- yorsun? Dangalak arabı kandır- maktan kolay ne var?.. Ne dedik biliyor musun? Kızcağızın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. deye kapı — açtık, Anneannesi Cenamıyâr — hanım vardı ya, dedik, hani cihan kaptan — paşasının — çırakların- dandı, — Allhı — arasıra elini öpmeye giderdi. Dün yine gitti. Bir de ne görsün? Evin çi mahşer, Kaptan paşan hanıme- fendi, kerimesi, — gelinleri hep orada.. Hatunun, taş ölçerim ya- ri belinden aşağısı külçe kesil- memiş mi? zavallıcık, ne yatak, ne yorgan, berbatlamıyor mu?.. Paşanın hanımelendi - bizimkine demez mi ki: (Kızım, anne anne- ciğin 40 yıllık emektarımızdır, canımiz ciğerimizdir, paşam da pek hatırını sayar. Bu müslümanı yalnız bırakmıya gelmez. - Altını almak için bizim halayıklardan birini bırakacagız amma hekim mekim devam edecek, ilâçlar ve- recek. Onları içirtmeye yanında aklı başında biri lârım.. Paşacı- ğım torunu baksın diye tekrar tekrar tenbih — etti. Bizimkinin huyunu bilmezsin. Hatunu yüzüstü bırakıp gidersen, vallahi bir et- miyeceği kalmaz; seni Fizana ka- dar sürdürür.) Fıtnatın verdiği bu teminatlar, Küçük Altının korkusunü altet- miş, cesaretini arlırmış: — Öyle ise peki ablacığım, yarın mutlaka sizdeyim; iki elim kanda olsa geleceğim! diyerek ayrilmişken — yirmi adım — ötede birden duralamış, seslenmişti: — VWbla dur, bir lafım daha var| Okadar uzun boylu konüş- dukları halde hiç hatırına ge- memiş olan ciheti de bildirmişti: — Ya Ayı Nuriyi ne yapa- cağız? Alık oğlanın eli ayağı, baş gövendiği şimdi o. Fıtnat, daha sürekli bir kah- kaha atmıştı: — Man olsun sen hâlâ süt kuzususun. Ayı Nüri dediğin o ilvan dobiraki, kalpak pöstekli herif kim oluyormuş?.. Beşiktaş Muhafızının adamı mı diyeceksin? el elden — Üstündür Ayol arşa çıkınca,.. Sen yoökken bize kim dadandı. — bılıyor müsun?. — Hani Yıldzın tüfekçi başılarından, en dişli hünkâr yaverlerinden bir “aavut beyi yok mu, şu vurduğu l saniye koşup — boynuna | Sermet Muhtar Alus Yazam Lğ_'_l A >A vurduk, — kestiği kestik — yaver, işte o, İncitaba tutuldu; gece aşırı geliyor... Bir — çıtlatalım yeter. Bak ayının masıl derisini yüzer, postunu çıkarır. İşte Küçük Allı, Fıtnatla an- laşıp işini sağlam kazığa bağla- yınca Üstünden ağır bir yük kalkmış gibi nefes almış, yüreğini kıskaç gibi stıkan pençeden kur- tulmuş, tüy kadar hafiflemişti. Ip atlayormuş gibi hoplaya hoplaya Horhora koşmuş, ertesi gün bohçasını koltuğuna sıkıştırır sıkıştırmaz, — kürkçü dükkânının yolunu tutmuştu. Bohçaya, yükte hafif, bahada Ağır nesi varsa hepsini - koymuş, en süslü fistanlarından bir kaçını bir biri Üstüne giymiş, en yeni iki çarşalım da üsl üste örtünmüş, bu marifetlerini baskı kadına dahi göstermeden, o mutfakta yemek pişirirken, usulcacık kapıdan sıvış- mişti. Yalnız, odada gitmek hazır- hğına başlarken, aşağı seslen- miştik — Teyzeciğim, ben — şimdi gusülhanede iki sabun sürüp ça- maşır değişeceğim; sonra da biraz sokağa çıkacağım. Dombay ge- lirse ne diyeceğini sen benden İyi bilirsin, x4 Vehbi, danalar gibi bağıra bağıra, bir taraftan Allıya, bir taraftan kocakarıya küfürler basa basa; on on beş kere Üst kattan alt katı, alt kattan üst kâtr boy- ladı. Kömürlüğe, merdiven altına, | garnıca, hasilı ne kadar kovuk, | delik. deşik varsa hepsine ayrı ayrı bakdıktan sonra, — Ulan cadaloz bu dalavere- de senin de parmağın var. Senin leşini sermiyeyim de kimin sere- yim?. Diye aşağıki küçük odanın kapısını tekmelerken — teyzehamı- mın da yerinde yeller esiyordu. O da bohçasınını koltuğuna almış, caddeyi tutmuştu. Sokaktan gelip geçenler, evin önünde durmuşlar, içerde bir. ci- nayet mi var diye bakışıyorlar, komşular pencerelere Üşüşmütler, erkekler kafesleri kaldırmış, — Ne oluyor, göğdeyi kan mı göotürüyor? Diye biribirlerin so- Şehzadebaşı Hİ I L A L Sinemasında çok rağbet gören iki büyük Film devam etmektedir. -RASPUTİN - ÇARIİÇA KADIN AVCISI 'sON POSTA Resimli Büyük Milit Roman TOMBUL MİRASYEDİ 16 - 12 - 984 .ug//so nos Tahsin yemeğini bitirir bi> türmez yemişe kolları Sıvayordu ruşturuyorlardı. l Pencereden pencereye, gelsin çene: — Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu. Kabahat bizlerde. Karmın kötülüğünü, kapatmalığı- ni duyduük, ne diye susub durduk? | | | İ | | — Hafıze Hanım, iki saat ev- vel, sizde iken göylemedim mi? Bu sabah namaz vakti kapmın önünde ızbandat gibi biri dola- | gyordu, — cigarasını - çekip çılılp yukarı bakıyordu demedim mi?... (Arkası var ) Bugün matinelerden itibaren MARTHA EGGERTH'in en son filmi oian BİTMEMİŞ SENFONİi YILDIZ Sinemasında BAŞLIYOR HER ŞEY KAZANANIN Bugün bu eğlenceli filmi TÜRK Sinemasında görünüz. JAMES CAGNEY MARİON NIXON İlâveteni EKLER dünya haberleri Müjde 1 — İstanbullular, yakında parlak — bir düğüne gideceksiniz. Hasırlanınız, iki güzelyıldız evleniyor. Gelin : CLAUDETTE COLBERT Güvey: CLARK GABLE iKi GÖNÜL BiR DLUNCA Perşemba akşamı TÜRK Sinemasında Birinci kânun 16 Muhabirimğş _T e!efon_la_ Bildiriyor: ÂAtinada nühim Siyasi Allının Kapanısını Arab Duymamıştı..| Görüşmeler Yapılıyor ( Baştarafı 1 inel yüzde ) kisveleri yasak eden bir kanumun çıktığını Cenevre'de haber aldım. Yunan gazelelerinin bu meseleye fazla ehemmiyet verdiğini gör- düm. Halbuki Türkiyo Cümhuri- yeti, rohani kisveleri yasak et- mekle Yunan hükümetine karşı bir harekette bulun değildir. Bilâkis bu iş Tlîrkı)muâümlıuny— tinin inkılâp programıma dahil bir maddedir ve yalnız ortodoks ruhanilerine — mahsus — değildir. Diğer mezheplere mensub ruha- nilerin kisveleri de bu kanuna dahildir. Yunan gazetelerinin ve Yu- nan efkârıumumiyesinin bu mese- leden fazla mütcessir olmaması lâzımgelirdi. Çünkü Türkiye Cum- huriyeti yenilik proğramına devam ederken hilâfeti, tekkeleri, medreseleri de ilga etmiştir. Bi- nüenâleyh ruhani kisvelerin ya- sak edilmesini, Yunanistana karşı bir hareket göstermek hiç doğru değildir. Yunan siyas! fırkalar liderlerinin. bu meseleye — dalr aldığı vaziyet memnuniyet uyan- dırmıştır. Soy adları meselesine gelince — kanun mucibince Türkiyede her- kes bir soy adı. almıya mecbur- dur. Fakat evvelce soy adı olan« ların yeniden ad almaları gibi bir mecburiyet yoktur. » Bay Tevfik Rüştü son olarak uî «Ruhani kisveler meselesi, iki millet arasındaki dostluğun kuv- yetlenmesine vsile olacaktır.» İzinsiz Yolcu Taşıyan Motörler Armutlu (Hususi) — Bazı mo- törcülerin izinsiz olarak İstanbula yolcu götürüb getirdikleri görük mektedir. Bu hal birçok acı ka- zalara sebeb olacaktır. Motörlerin izinsiz yolcu taşımalarının önüne geçmek çok faydalı olacaktır. Altınordunun Kongresi Altınordu — Kulübü Reisliğindem Yeni nizamnameya göre akdi lâzım- gelen — kongrenin 21-19-934 — cuma günü asat 14 de toplanacağı azaya bildirilir. Yeni Macar Paraları ı Macaristanda 50 Pengölük yeni | paralar 1935 yılı Mart ayından sonra piyasava — çıkarılacağından, Türkiye para piyasasında da, eski kâğıt para- Tar bu ayı müteakip hükümsüz kala- caktır. Ellerinde eski Macar parası bulunanların derhal değiştirme mus- melesi yapmaları a'âkadar makamlar tarafından bildirilmektedir. Açık Teşekkür Çekmekte oldağum ( Apandisit ) hastalığım beni kıvrandırmakta iken çabuk ameliyat yaparak on günde memleket hâstanesi baş döktoru operatör Talât beye ev halkile birlikte büyük Şşükran ve minnettarlığımızı alenen ilânına gaze- tenizin yardımımı vler ederiz. | Tokat: Kolordu muhasebe başkâtibi | Mustafa Kilıç | | ; İstanbul Asliye Mahkemeleri Birinci Yenileme Bürosundan ı | 4/12/933 tarihinden evvel ikame - olu- | nup İstanbul Asliye Birincl Ticsrat mahkemesinde derdesti ruyet ve | Dormöy ve Şürekâsı girketi ile Aleko Petridi ve Niko Gikas arasında müte- kevvin dava dosyasının yenilenmesi ?Zı veri'en beyanname ve gönderilen vetiyenin muhatabı müddeinleyhler. den ;fıkı Gikasın — ikametgâhının meçbul olduğu muküaddema gazete- lerle ilün edildiği görülmüş ve bir ay müddetle ilânen tebligat ifasına ve 7721935 tarihine müsadif 'ıtpıl. mü saat 15 de yenileme muamelerine lmamına karar verilmiş oldu- mndan mezkür günde Yenipostahane :ııuııı kâin Birinel Yenileme Büro- suna gelmediği tokdirde 2367 N.h hııı ahkâmına tevfikan yenlleme- nia gıyabında yapılacağı İlân olu- nur (198) İstanbul dh:ı:l lcra me- murlu; ni orçtan di hacz ıl==ıırık bu k:: ıtıl.'x ga karar verlilen doo lira etin- dekl 1 adet — matbaa 29/12/934 Cumartesi günü saat onda birinel açık arttırma suretile Cağal- oğlu yokuşunda 8 No lu Sinan bey matbaasının Önünde satılacağından tali; m mezkür gün ve — saatte de — bülunscak — memuruna müraenatları. — (0872) ROMATİZMA Ağrılarının Durması Romatizma ağıısı ilk hissedildiği zaman, adaleler yahut malfsallarda vert- lik hasıl olunca, uğuşturmamak şartile Sloan'e Liniment sürünüz. Slosna Linimeni — cevelâni —detil uyandınır, ağriyan adalelere yeni kün getirir. Marazın doğrudan doğruya mü- vellidi olan kan terakümüne tesir ede- rek ıztırabı imha eder. Uğuşturmiya Vü- zum yoktur. Çünkü Sloan'e Liaiment derhal nüfuz eder, ımtit ve ağrıyı teskin eder, Küçük bir gişesi uzun müddet dovam eder ve idarelidir. Umum Romatizma ağrılanı; lumbago, siyalik, arka ağrıları, burküulma ve aumumiyetle mafsal ağnları ve nevralx jiler için Sloan'e Linimenti tercih ediniz. SLDANS Ğ . LIİNİIMENİTİ DABCOVİCH ve Şürekâsı Teli 44708 - 7- 41220 Avruta ve Şark Hmanlar — aramada muntaram posta. Anvera, Rotterdam, Hamburg ve Takandinavya limanları İçin yakında hareket edecek vapurları ve düayanın başlıca İlmanlarında transbor demen Yakında gelecek vapurlar August Leonhard — vapuru 10 Künunusvvele doğru. Norburg vap. 30 K. evvole doğru Yakında hareket edecek — vapurlar Avgust Leonhard vapuru 17 K. evvele doğru. DOYÇE ORİENT BANK Türkiyedeki şabeleri: Galata - isianbul - izmir Deposu : İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi *