9 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sarlılar Kimi İstiyecekler Şu *“Sar,, işi evrensel (elhanşumul) bir savaş doğurabilirdi. Çünkü küçük bir toprak parçosı olan “Sar, bir * kuyusu gibidir. Burasını almanya istiyor, Fransa benim, diyordu. Gelecek ay içinde n Sarlıların İstekleri sorulacak, tokluk kimi izterse *Sar, da onun olacak. Görünüşe bakılırca Sarlılar Alman- Fayı istiyecekler. Buna karşılık Fran- *a Sardaki kömür kaynakları için Almanyadan 30 milyon frank para alacak, Löylece Sar işi bir gürültü patlağı vermeden savuşturulmuş ola- saktır. Fransız gazeteleri bu işten Ölürü sevinçledirler. Çünkü küçük bir top- Tak parçası için bir savaşa gi Fansanın İşine gelmez. Fransaaın gelberi edilmek gerek - olan ılyn'k işleri var. O, İtalya ile pıkı bir anlaşma kaygusundadır. Ba anlaşma başarılabildiği gün Fesnsanın aıyasal romu (siyaaf vaziyeti ) — sağlı Miş olacaktır. Fakat bu and'aşmanın yapılabil. Mesi de biraz güçtür. Cüakü İtalya, böyle bir kafadenkli'iği için çok Deyler istiyor, Fransa ise, bu istekle- rla hepsini yerine gelirecek durumda ( vaziyetta) değildir. e Sözü bitirirken bir daha söyliye- Üm; Sar işi şimdilik evrensel bir Patırdı — doğurmak — korkusundan Uzaktır. — * Sovyet Rusyada Suikasd Tahkikatı Moskova, & (A-A.) — Beyaz Rus- yada Sovyetlere kargı bir kurum ha- zırlamakla suçlü olarak son günlerde yakalanan 12 Beyaz Rus fevkalüde malhkemenin asketi kollejine gönde- rilmiştir. Cenubi Amerika : Savaşı Vaşington, 8 (ALA.) — Hh.bl:; ':l.. rildiğine Öre, Amerikı Ükümet dxıe'f Amı!ikı'cıııııh;ıı'yıüırlk birlik Olarak, Bo ivya ile Paraguay arasım. İü'l' harbe nibayet vermek İiçin tavas- tut kabul etmiştir. Kübada Gürültü AA.) — Alınan şld- FaDÜle, n sor günlerde hâdiseleri bir HARİCİ - TELGRAFLAR ı Facianın Suçusu Aranıyor Milletler CemiyetindeHararetli Konuş- malar Oldu, Macaristan Cenevro, B ( A.A.) — Ulaslar der- neği konseyinin, Yugoslav şikayetini konuştuğu — dünkü — ilk — toplantısı hâdisesiz geçmiştir. Yugosl duğu ve momurlarının Yugoslav müuhtira- smdaki belgelere göre tesbite çalış- tığı mesuliyetlerini bildirmiş ve de- miştir ki : * Yugoslavya zorbalığın — ortadan kaldırılması - için ar oran — bir mukavele yapılmas'nı mümkün kılınak üzere bu uğurdaki —müzakerelerin el olmasını onay'ıyacaktır. « S incer döleğesi M lavyamın ileri sürdüğü bütün vâkıaları inkâr ederek demiştir ki: * Marsilya suikasti Macarletandü hazırlanmamıştır. Koral — Alekamndı, Macar toprakları dışında ihtilâlcilerin verdikleri bir kararla ölüme mahkâüm olmuştur. Suikasd, yalmız harp sonu andlaş- malamın ortaya — çıkardığı — ihtilâlei dürümün bir neticesidir., Macar murahham, Avrupanın bö. Jümünde barış ve uluslar arasında da iş birliğini yalnız andlaşmaların de- £ ştirilmesi temin edebileceğini iddia iştir. “-M'unhhıı. küçük Hilâfın ithamla- rımı red ve bunları sıyasal manevre diye söylemişlir. Bundan sonra :lıııık:ıı diş bakanı Titülesko söz alsral K (— Madem ki, M. Ekhart küçük itilâf muhtırasım siyasal manevre ola- tak tava'f etmiştir, o halde konuşma- mın Macar Hkkanmudu. üeğredilnlş ol ed belgelerinin araştırılmaşın- den Önce kapanmasnını İsterim.,; de- miştir. Sonra M. Bensa, Çekoslovakyanın Yugaslav ta'ebine niçin temamen iştirak etmek İstediğini anlatarakı "— ÇW'NİMI de ihtilâfın vastasile yal ştırılmtasını ve ıklnldıo-",h kabil zu!ı'ııınııdılhrıı tmkânsız hale gelmesini istiyor, de- miştir. M. Benca, Yugoslat — Mmuhtırasında bahsedilen hereketleer benzer ve Çe- koslovak devletinin bütünlük ve gü- venini ameç tutan teşobbüslerin bir müddettenberi Macar Şimal sınırında hazırlanmakta — olduğunu söyledikten 33 Sevmediğine Edevi Telrilbi 11 — Çok terbiyesiz karı lın:ıl Beyhan, beynunu bükmlüştü : — Uğradığıma, uğrayacağıma pişman o'dum. Ber daha mı? 'armaklarile yakasını tutmuş yordu ; — Tövbeler tövbenl... Türkân düşünceliydi — Gelenlere böyle muamele Diye Sinan Tahsin, ten- etmemişmidir. ya! — Yine bir iş çıkacak olursa, Mü- ne dersin | yhan, kaşlarımı çatmıştı * — Hizmetçisinin” - terbiyesiz- Tiğini söylerim. Türkân, cevab vermedi. Bey- han, garsonun getirdiği et u- Yündan bir kaşık almıştı: — Oh! çok sıcak ! Havlusi'e ağrzını sildi : — Dahası var, Türkân... B_ıl da, galiba senin marifetinin bir Gteri olacak ! Türkân, kesib çatala batırdığı lokmayı ağzına götüremedi : — Hangi marifetimin eseri? Beyhan, arkadaşına, ateşi sarı demetini de anlattı. Türkân, gözlerini kırpmadan dinle- bin et bih böyle — Harun Şinasi, göndermiş olabilir. Ş ? Beyban, kirçiklerini sinirli - si- li Oynatarak bakıyordu: Ne kadar da kayltsizce — 9 /12/ 038 Aşık lüyorsun ! .ByTğrklu. omuz'larını kaldırdır — Bımdan ne çıkar? — Nesil ne çıkar? — Öyle ya... Bir insana, bir ahbabı, bir arkadaşı, çiçek gön- deremez mi? Bundan tabil ne olabilir? Bir kadma, bir. genç kıza, bundan güzel ve bundan kibarca ve bundan masamane he- “diye gönderilebilir mi? Beyhan arkadaşinı elile sus- “turdür — Devam etme... — Acaipl Neden ? — Çünkü, sinirime dokunu- yorsun. Tanıştığımızdanberi yirmi dört saat geçmemiş bir adam, ba- na, ne diye ve ne münasebetle hediye gönderiyor? Bunu duyan olursa, ne mana verir? —- Türkân, evvelâ — arkadaşına an yan baktı, sora bir kahkaha h: npırdan' ne kadar romantik kalmışsın, Beyhan! Kulaklarıma anamıyorum. S Bııhyan. duürgün ve ağır. dü- mîdgîııdi. bunune münasebetle rsun ? 'öy"l('ıgrîdn bir kahkaha daha attı: —A yavrum, — a çocuğum, hangi zamanda, hangi asırda ya- şıyoruz? Küçük hanıma - çiçek göndermişler! küçük hanım çekk- i B 1 Ekhart, Yugoe- “onseya dikkate değer Bir teklif sunan Tevfik Rüştü Aras sonra, yeni Orta Avrupa ulusları bir- lğ..ı)lı tarihi yürüyüş ve gevliğini durdürmek İstiyen güçlerin - varlığını teyid etm'ş ve dem ştir kl: Fo Eğer ileride herhangi bir kimse Yugyolav - Çekoslorakya veya Romanya brliğine dokunmak isterse bir felâket, .çtönabı İmkânsız olarak doğacaktır, ,, Ul deraeğinin barışın yürü. mesi yolundak. rolünü — gösteren M, Benes “bu mülim noktayı bilhassa kayıd ve İşaret aderim,, demiştir. Bundan sonra Türkiye Hariciye Bakam Tevfik Rüşdü Aras, güçlü ve banş sever bvir hükümdâar olan Kral Aleksanlır ile M. Bartunum hatırala- n gok Bir mutukla aamış ve göyle demiştir 1 — “İşte ba düşünce iledir ki, Türkiye nammna ve bunda dahi barışın perk $- Üirilmesi eserimize iştirak eden Bal. kan uluslarının duygularına teredman o'duğum kanaatile, uşuğıdaki bildiri- ml yapmakla şeref bulurumt Müsalem>tperver tesanüt eserimizin büyük —kurucusu bagatır, Yugoslav Kıralı Birinci Aleksendeim 8'ümü ile Avrapa düzenlein enerjik koruyucusu niyor; etraf, ne der acaba? Türkân kolunu sallıyordur — Etraf, dediğin kim, kimler? Ben mi? Kalem âmirin Bakırköy- lü mü? O çıyan Pertev Nejad m-? Mükayyid Naliz mi? Müdür mü? Müdür umumi mi? Odacılar mı? muhasebedeki Behice mi? yoksa telefondaki Hılkat mi? Yoksa kom- şuların mı? söyle, kimler?:, Sesini yavâş'atmış, ağır ağır, tane tane söylüyordu: — Erkekler mi? Kadınlar mı? Erkek, eğer gençse, keşke ben do bir buket gönderebilmek fırsatı- mı bulsam, diyecek! eğer ihtiyarsa, hazin hazin içini çekecek ve bel- ki de gözünün gizli yaşlarını kal- bine içirecekl! Fakat —kadınsa? Evet, kadınsa, genç olsun, ihti- yar olsun, hepsi kıskanacaktır. Beyhan halsiz halsiz güldü: — Şiir yapıyorsun, Türkünl Türkân, ciddiyetle kaşlarını çatıvermişti: — Yok, çocuğum, yok, yay- rum! Kendini şilre, rüyaya, hulya- ya kaptıran sensin! Bu zamanda, kimin kimseye baktığı var kil —Sinan Tahsinin, komşuları... Türkân, arkadaşmın — sözünü kesti: — Hasedlerinden, gıbtaların dan... Bışka bir şey değil. Dün- a değişti, çocuğum, senin annen, ğuynk annen, bir erkek gibi, ka- leme giderler miydi? Şimdi bizim oturduğumuz gibi bir lokantada yalnız — başlarıa — oturabilirler miydi? Bir arkadaşın değil, bin arkadaşın çiçek gönderir. Bundan hiçbir. şey çıkmaz! Müdürünün evine gidebilirsin... Sokaktan ya- | elduğumuzu idrxk ediyoruz. Itham Edildi Fransa cümhuriy-ti Dişişler Bakanı M. Bartunun 6 Ümü, uludanımızı pek #ai bir surette mütcessir etmiş ve bu uluslar nezdinde müttefik bir t kbih hissi uyandırmış ir, Birçok zorba hurskellerine katıla. rak Avrupada bir anaryi ve güver Ü durumu yaratan bu çifte se | korgamda, uluslar dörneğinin g mdiki mücesif durumu — kunüle — götiren sön abvali aydınlatmağı ve zorba — here- ketlerinin tekrarlanmessına asaşel ol- onya mahzus tedbirlerln kabu d ve ( Oluslar arasında güvesla bax oluslar arası — iş birliği k araştırılmasına tevessdi etmesi ği kanaatini izhar öderken mezin düygülürma — sadık "B':._ #y- dalatmanın amacı — mes'aliyeti sebit olacak mahkam — ve şahıslara karşı icabeden zeeri tedbirlerin a! nmes dır. Balkanfi andlaşmesını huza — etmiş olan dö:t mammlaket n Belgradda neşre- dilen tebliğe dalma sadık o'duklarını ilâ Amerika Donanması Vaşington, 8 (A A.) — Amerika bükümaeati, Londrada demiz - silâhları görüşmelerinda Amerka murzahb: sı olun. M. Norman Düvis'in, bütün mes'uliyeti Japonya —Üzerite atan Ahtarına rağmen Japon hükümetinin iki hafta içnde Vaşington andlaşma- sından çekileceğini bilmekle beraber bir yönden Ametiks - Japonya mü- nasebatıni tehlikeye — düşürebilecek ve diğer yönden de acunun bütün memleketlerinde — genel — sılâhlaema yarışı doğurabilceerk mahiyette vakitsiz bir harekete girişmemeyi hararetle lster görünmektedir. Söylendiğine göre, yakınları meclis deniz başkanı M. Ku'nsonun üç Jupon ge- misine karşı'ı » ü isliyen — Bil'İrliminden çok momnun değillerdir. İşten çıkarılacak gemiler'n yerine konulmak 78 geminin yrplmasına şimdiden başlanmısı müm kün olmakla beraber, kongrenin son kânut toplantısına mühim hiç bir yeni gemi yapma programı verilmiyecektir. Deniz Bakanllığının şimdiki- pro- gramında yalnız Z4 geminin yapı'na- # vardır. Fakat, Reis'cümhura, Deniz M. Ruaveltin vuklusu geçerken kafes ardında ud çalan, kınalı parmaklarile ger- gef işleyen kazlar, tarihe karıştı. Şimdi müzelerde resimleri var, okadar! Harun Şinasi de buket gönderir, ne bileyim ben, faraza Şinasi Harun da... Sen, bu hedi- yeleri reddetmek nezaketsiz'iğinde balınabilir misin? Gidib annene mi soracaksın?.. O, eski âdabı- muaşeret kaldeleri değişti. Baron ne Staff'ın - Savoir Vivre'i artık okunmuycr... Dirseklere kadar uzun güderi eldiven giyerek pol- ka, mazzuka, vals oynasana, ba- kayım!.. Saçlarını alâyarson kes- treceğine — tepende topuz, $şa- kak'arında şinyon yapsana, ya- hud, iki Öörgü — saçı topuk- larına kadar sarkıtsana .. Hay- di, o zaman boyunu — bosunu göreyim. Dün Çarliston, Şimmi oynasaydık, deli! diye bizi tımar- haneye atarlardı. Fakat bugün dünkü Şık tüvaletle ortaya çık; maskara, karikatür olursun! Türkân, önündeki tabağı elile İtmişti, garsonu çağırdı: Bana bir komposto.. Buz da koydurt.. Garson çekilince, başını Bey- hana doğru eğdi: — Sen, eskiden bu kadar çekingen, pısırık değildin, son günlerde değiştin! Yoksa şiir, roman okumıya mi başladın? Beyhan, dayanamadı, güldü : — Ne tuhafsın, Türkân! — Hayır, tuhaf değilim,. Senin haline acıyorum. Ayağına gelmiş bir nimeti, hem de pek akılsız- casına tepiyorsun! — Harun Şinasiden mi bah- komisyonu | Bir Kadının Acıklı Hikâyesi “Istırab ocaği,, lâkabini kul * lanan bir kadın okuyucum, iyl tahsil görmüştür, hayatta para kazanacak bir mevkle geçmiştir, Hayat “insanı,, almuştur. Buna rağmen bana anlattığı “derd,, in içine nasıl düşmüştür,anlıyamıyorum, hikâyesini, ibrete vesile verir düşün cesile birkaç satırla anlatayım : Bu kadın okuyucum para kar zanak bir mevkie geçdikten ve yabancı bir memlekete gittikten sonra eski aile dostlarının birin- den mektubla bir izdivac teklifi ahır. Erkekle aralarında pek çok yaş farkı vadır. Talebi hoşgör- mez, fakat bir müddet tereddüt- ten sonra akrabalarmın — isratı Üzerine kabul eder, nişanlanırlar ve vikâh için belediyeye müracaat ederlu.B:ı.n;uamele devam ededur- sm, evli hayatı yaşamya bi larlar. Hattâ yarıyarıya ınnıte:ıî bir ev yaptırmıya da koyulurlar. Fakat bir defa «zamanından ev- vel,, evli hayatı başlayınca erkek bu gibi vakalarda yüzde 99 ok duğu gibi, nikâhdan — vazgeçer. evir tapasunu müşterek — çıkar- makta da taallül eder. Hikâyenin — bundan da mühimdiz: “Kadın ev meselesi için mah- kemeye müracastta bulunur. Ve ill safhada davayı kaybeder, temyizdı ise kazanır, ve arada da adamın bir ricası ile karşılaşır. adam: — Davadan vaz geç, memu- riyetinden de çık, gel birlikte oturalım, — istediğin nikâhı da yaparım, demektedir. Benim büu ökuyucuma tavsi- yem, ricama kabulünü, nikâhın yapılmasına taptınun tescil edil- mesine talik etmesi, ve 6 ana ka- dar memuriyetinden de çekilme- mesidir. Şurasını da söyliyeyim ki, kabahat kendisindedir. Çünkü tabsilinin — yüksekliğine — rağman bir genç kazın her şeyden ziyade muhafaza etmesi icab eden ma- nevi varlığını her şeyden avvvel teslim etmiştir. Şimdi mesele kaybedileni kurtarmaktadır. TEYZE “Bakanlığının — İsteğini. değiştirmek için berhalde çok çalışmak gereke- cektir. setmek İstiyorsuu? Türkân, hiddetli hiddetli ba- şın) salladı : Evet, —ondan bahsedi- Ne olacak? Sevmi- Anladık. — Fakat nefret yok tiksinmek, niye? Çocuk, zengin. Biraz yözüne gülüver. Gozeriz, eğleniriz. Bunda bir fenalık yok ki.. Belki de günün birinde f.krin değişir, hoşuna git- miye başlar. Mes'ut, temiz bir vuva kurarsınız. Görücüye çıkarak ev- lenmek fikrinde isen, ona, hiçbir şey diyemem. Beyhan, muştu: — Kardeşim, sana anlatanı- yorum. Bu, bir sinir meselesi! Türkân, kompostosunu da ye- di. Hesabını gördü, kalkarlarken homurdanıyordu: — Evvelce de söyledim, yine de söylüyorum, sinir değil, senin- kisi apaçık şamarıklık... Sana hem lazıyorum, hem de hased edi- yöorum! Lokantadan çıkmışlardı; Bey- han sordu: Çiçeği sana yorum. yorsun? etmek, kollarını — kavuştur- yim mi? Türkân, gülümsedi: — Çiçeklerin ne günahı var? Gönder. Benim inakbulüm. Kim bilir ne cici şeylerdir! (Arkası vur ) göndere- memüün — memnuün

Bu sayıdan diğer sayfalar: