Bulgar!;r—a lki Çift Söz Hiç istenilmiyen bir dırıltı, şu günlerde — Balkanlarda — sinirleri az da olsa gerdi. Bulgar- Yunan sınırında olan İşleri söz gelişi et- mek İstiyoruz. Dört Balkanlı Budun, (devlet) balkanlarda — sonsuz bir barış kaynağına — can vermek — için yürekten — taşıp gelen bir is- tekle balkan andlaşmasını yap- tılar. Böylece, düne kadar bir kan çanağı olan Balkanlarda artık barış yeli, essin, kimsenin burnu kanamasın. Balkan andlaş- masının biricik ülküsü işte budur. Kim ne yaparsa yapsın, bu and ve bu ülkü sonu olmıyan günlere kadar yaşayacaktır. Fakat dört Balkanlı dostun yaratmak istediği bu ülküye ay- kırı işler de olmıyor değildir. İşte Bulgar - Yunan sınırında patlak veren son kanlı gürültü bu aykırılıklardan biridir. Önceden söyliyebilirir. ki bu İşte iyi komşumuz ve and arkadaşı- mız Yunanlılara suç bulamıyoruz. Bulgar sınır askerleri, kimseye duyurmadan, kaçanları pişlemek ,için sınırların Ööte yanına saldır- mışlar, birkaç kilometre yürümüş- ler, ateş etmişler, beş kişiyi ö- Gürmüşler. — Bu iş bizim değil, Bulgaristan ile Yunanistanın kar- fılıklı görüşüp çözecekleri ( halle- “Gecekleri ) bir İştir. Bizim burada söylemek isledi- ğimiz nesne şudür ki, ne olursa olsun ve kim işlerse işlesin, Bal- kanlarda barışı — bözacak İşlere karşı sus pus ramayız, kula- ğımız kiriştedir. Çünkü — bütün İsteğimiz Balkan barışının pürüz- süz ve engelsiz yürümesidir. Bal- kan andlaşmasının altına dâ tu- tamızı (imzamızı) bu İstek ve bu ı:lkll&:lıı bastık. bi garistan — bu andlaşmıya , Kirme i deyen de olabilir. 'a Şöyle bir karşılık verebiliriz: Bulgaristanın, kendisini açıkta Sirakması, barış İstemiyor demek değildir. Bulgaristan barış istek- İisi olduğunu söyleyip açığa vur- b înd::;ıııdın uzak kalması- la başka düşünceler Üün- den olduğunu Iıildî::l. ÖF | Şimdi son sözümüzü — söyle- yelim: '/ Kendisinin candan, gönlülden barış istekl si olduğunu söyleyen komşumuz — Bulgaristandan bu İsteğe aykırı İşlere meydan ver- dirmemesini — dileyorur. — Çünkü Türk eli ve arkadaşları, kendile- rine Balkan barışı uğrunda birçok borçlar ve yükler yükleten bir andlaşma turalamışlardır. Günün birinde bu andlaşmıya uyarak ayağa kalkmak gereklenirse kim- se bize suç bu'mamalıdır. Bu, Bulgar komşumuza iki çift #özümüz olsun. Altı Kişi Bir Kız Kaçırma Suçun- dan Yakayı Ele Verdi Sındırgı ( Hususi ) — Karaağaç köyünden Ai oğlu Mustafa ile arkadaşları Muhiddin oğlu Halil, ltiyır oğlu Halil, Ali oğlu lsma- l, Ismal oğu Mustafa ve Nizam oğlu İsmail birlik olup Ibiller köyünden davulcu Ibrahimin kızı ÂAyşeyi kaçırmak ve Ali oğlu Mustafa da kızıcağızı berbat et- mek suçundan yakalanıp Adliye- Ye verilmiş.erdir. Başbakanın Seyahati Başbakan General İsmet İnö- nünün Trakya seyahatine çıka- Cağı ve yarın şehrimize gelmiş olacağı haber veriliyor. / İnsan yaradılış Lıkımıuduu,hdn;u'n:.ı:yvunlnıı nisbetle | ediyor. Üsütüüyaktü ki sekerlün AUJCEL VETiNeyel, VUTÇ ve> gviı_ıl:.::ihı I:ı_lııır'“ısl:y;ı': m:?gn îi’n:l.ıu ıhı.k'::z':ıd: F.":kl:: yen insanlar, hayvandan farksız sayılmak gereklir. — Zekâ insan kı dan fışkıran »zekâ küdreti, yalmız en yırtıcı | Küdreti ise bilgi ile doğar ve yücelir. hayvanları değil, bütün tabiati, kâinatın bütün varlığını esir Onun için zekâmızı yücelekneve savasalım. SON TELGRAF HABERLERİ Kıyafet Kanunu Kabul Edildi Yalnız Diyanyet İşleri Reîsî, Ha;a;başı, Ermeni Ve Rum Patriklerinin Ruhani Kılıkla Gezmelerine İzin Verilecek Ankara 3 — Meclisin bu- günkü içtimaında Dahilıye Bakanı Şükrü Kaya #söz alarak Kıyafet Kanununun lüzumunu izah etmiş ve kanunun müstaceliyet ile mü- zakeresini istemiştir. Dahiliye Bakanından sonra Kılıç Hakkı söz almış, bu kanunu hazırladığından dolayı hükümete teşekkür etmiş, Şükrü Kaya tek- rar kürsüye gelerek kanunu mad- de madde izah etmiş. ve her madde hakkındaki esbabi muci- beyi anlatmıştır. Bu kanunun müzakeresi esna- ada Turgut Manisa, İbrahim Isparta, Lütfi Müfit Kırşehir, Eroğlu Damar, Refik Şevket lace, Mustafa Şeref Özkan Göz ak mışlar, bu kanundan dolayı hükü- meti övmüşlerdir. Müzakerelerden sonra kanunun heyeti umumiyesi alkışlar arasında onaylanmıştır. Kanunda şu hükümler vardır: “Herhangi din ve mezhebe mensub olursa olsunlar ruhanilerin mabed ve fyinler haricinde ru- hani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezheb- den münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabed ve âyin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bir müsande müddetinin hitamın- da onun aynı ruhani hakkında enilenmesi veya bir başka ru- aniye verilmesi caizdir. Türkiyede —kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluk- KBDA SKT a l K ve ma ;ıht. ıllııı_lk.:ıpll.:ı:ıı taşımak istedikleri zaman yalnız nizamna- me veya talimatnama ile muayyen tiplere uygun kıyafet, alâmet ve levazım taşıyabilirler. Türkiyede Iııı:lıl Tlrldııl.riî ve bancıların, yabancı memleket- L.riıı siyaset, Aaskerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıya- fet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır. Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet ve İevazımları ile Türkiyeyi xiyaret etmeleri, Icra Vekilleri Heyetince tayin olunacak mercilerin ııl!ıı_liedl— tabidir. Türkiye devleti nezdina me- mur bulunanların kıyafetleri bey- nelmi'el merl adetlere tabidir. Müsaadel mahsusa ile gelen yabancı memleketler kara, deniz, hava kuvvetlerine mensup kimse- lerin resmi Üniformalarını nere- lerde ve ne zaman taşıyabile- cekleri İcra Vekilleri Heyetl kararile tayin olunur. Bu kanunun tatbik suretini gösteren bir nizamname yapılır. Birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren altı ay sonra ve diğer maddelerin — hül eri kanunun neşri tarihinden itibaren meridir. Meclis Çarşamba günü topla- nacaktır. Ankara, 3 — Kıyafet Kanunu Çarşamba günü resm! gazete İle neşredilecektir. Kanunla Hükümete - verilen salâhiyete nazaran Diyanet İşleri relsine, Hahambaşıya, ermeni ve Rum patriklerine mabed ve âyin haricinde de muvakkaten ruhant kıyafet taşıyabilmeleri müsaadesi verilecektir. Güreş Şampiyonası Dün Akşam Fursada Müsabakalara Başlandı Bursa 3 — Beşinci Türkiye güreş şampiyonluğu müsabaka- larına burada bı ş, Eskişehirli Dastan Bursalı Ahmedi, Ankaralı Mahmud Konyalı Osmanı, İstanbul- lu Ömer Ankaralı Selimi, Esk'şe- hirli Mehmet — Konyalı Kâzımı, Balkan şampiyonu Yaşar, Esş- kişehirli Izzeti, Konyalı — Ih- san, — Arıkaralı — Rizayı, An- karali Hüseyin Bursalı Zekiyi, Eskişebiri Mustafa Konyatsı Fa- ruku, İsta»! -'lu Ömer Eskişehirli Mestanı, Bursılı Ahmed Konyalı Osmanı, latsnbullu Ömer Bursalı — Yakında edilecek. Bir gı seviyede sanmış o'mak demektir. İ LK LO GA yurdumazda ilk olarak, dünyanın en meşhur muzika eseri olan “Karmen, öperası temsil t edarken “Türk kadınları operaya pek ölverişlidir., diyor ve bununla sanki bir hakikati ifade etmiş o'mak kıvancını düyü- yor. Bunu bu biçimde söylemek, şimdiye kadar Türk kadınını beşka milletler kadınlarından daha aşığı bunu söz — gell; Bulgarlar Suçlarını Kabul Ettiler Atina, 4 ( Humusf ) — Yunan ve Bulgar zabitlerinden mürekkep müş;. terek kamisyon dün akşama doğru hudut hâdisesi bakkında tetkikat — yapmış, — kanlı — Yunan hududunun — içerisinde ve Bulgar aakerleri unfı_ııd,n moydana getirildiğini tesbit etmişlir. Bulgarlar bu neticeyi kabul etmişlerdir. Ahmeci, İstanbullu Selim Konyalı Salim İhsanı yenmişlerdir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Başka milletli bizim kadınlarda bizim kadınların da her işi onlar gibi ve hattâ onlare ayet tabil görmek ge- L gibi sözlere gözleri- dan daha iyi beceröceklerini rektir. Gazetelerimizde sık a: göre, bu gibi sözlerln yerinde söyl. olduğuna biz inanmıyoruz, Sen de ey okuyucu: İSTER İNAN İSTER İNANMAİ! Saylav Seçimi Yeni Esaslar Bugün Fırka Grubunda Görüşülecek Avkara, 3 (ALA.) — Bu ak- şam toplanan Cumuriyet Halk Fırkası divam saylav seçimi iş- lerini konuştuktan sonra aşağı- daki tekliflerin Fırkanın Meciis Grubuna sunulmasına karar ver- miştir.Kadın erkek otuz yaşını biti- ren yurtdaşlar saylav seçilebilecek- lerdir. Bu seçimde kadınlar da rey vereceklerdir. Rey verecekle- rin yaşı on sekizden yukarıya ç- karılacaktır. Bu yaşı meclis tesbit edecektir.Bütün bunlar için teşkllâtı esasiye ve saylav seçimi yasaları yakında değiştirilecektir. kadınlarında - kafa ve kulak v yardır. Onlar nasıl beceriyorlarsa miş İâkı V ni | tıkları bir işe bakılırez, g A | Sözün Kısası Et Mi Yemeli, Ot Mu Yemeli? * * kardeşlerim'zi ş'mdiye kadar, di bg m gibi akıllı adam- Bu günlerde yap- benim düşü- nüşüm değişecek — gibi görünüyor. Siz de bu işin ne olduğunu okuduktan- sonrr, istediğiniz gibi düşünürsünüz. Bakınız ne yapm:ş'ar: Macar kar- deşlerimizin hükümet merkezi olan Budapeşte şehrinde bir bıhis çıkmış, et yiyen mi daha İyi yol yürür, yoksa nin daha iyi yü- için bir müsabaka liz otla besli- lamle, yalnız etle y aşında bir adam, -Budapeşteden Romaya - bizim çocuk- huğumuzda cenildiği gibir Maşiyen alâ kademeyhi Gitmek üzere yola çıkmışlar, Bu müsabakaya Macaristan kasap- lar kurumu pek ziyadce ehemmiyet vermiş. Çünkü yalnız ot yiyen adam da Romaya sağ ve salim varırsa, Macaristanda et yiyenler azalacak. Onun için yalmız et yiyen adamın Köybesini, koynunu koltuğunu soğuk etlerle, — sucuklarla — doldurmu; Bundan başka, şimdiye kadar yı k o ya 4 olan adama da, karorak müsabakayı kaybet- ia, Üzeri Macar ulu: - iş kocaman bi Fakat bu hududuna kadar - hediyeyi taşımış, yememiş, hududda olarak kontrol memurlarına etmiş. yalnız bütün teslim Müsabakanın nasıl nihzyöt buldu- gunu anlamak için ben, kendi hesa- bıma, hiç merak etmedim. Eski za a vakıâ biribirlerine yürüyerek, hem de gitmenin ehemmiyeti varmiş. Nitekim bizde de eski za- manda İstanbuldan Bağdada ncele olarak bir posta tatarı çıkarmak lâzım olunca şehrin her tarafında münadiler bağırtılırmış. Hattâ bir gün öyle mü- nadiler bağırdı! n vakit, bacakları kesik, yerde sürünerek giden bir mda müracaat eder: Ben de, der, Bağdada gitmek gi İçin geldim.. — Yal derler, bir haftada gide- bilecek misin? — Hayır, dbı;l. cevab "dhigh..l i söylemeye — gelmiştim! bu zamanda bir şehirden bir şehire yürüyerek acele gitmenin hiç ehemmiyeti kalmamıştır. Bir ye- hird şehire « gidip gelmek için şimdi şimendiferler var, otom biller var, hattâ tayyareler var. günde dÜnyanın bir. ucundan ucuna gidiyorlar. Oıu':ı;çlı Budapeşte'den Romaya posta tatarı ılıdıııır. yalnız et yiyemi yahut ot yiyeni seçmeye de artık lüzum yoktur. Macar kardeşla- rimizin bu tuhaf maniayı tertip et- mekten maksatları, yalnızca et ile ot arasında bir spor — müsaba- kası yapmak idise, bunun için de bir kere elli yaşındaki adam yirmi beş yaşında bir delikanlı ile sokulmazdı; sonra da, tâ - Roma'ya kadar yaya olarak adam göndermek bir apor müsabakası sayılamaz sanırım. lülâsa bu müsabakaya ben, tuhaflık- tan başka bir mana veremedim. Zaten et yemekleri iİle et yemek- leri arasında hangisinin daha kuvvetli olduklarını anlamak için müsabaka açmağa ne İüzum î:? Et yiye hayvanlarla, ot yiyen hayvanlar sında bir mukayese yapmak yetişmez mi? İnsanlar da mezbaha vergisi öde- meğe mecbur olmasalardı, elbette yalmız et yemekle elbette daha kuv« vetli olurlardı. Etin Üzerine mezbaha — vergisi hinince böyle yapabilmek kabil değil, O ha'de yapılacak şey, biftağin yanı mıra garnitür olarak sebze de yemek- tir. Bunu bilmek için ellilik bir'a yirmi beş yışında bir. delikanlının yanıncda günle: ağlarda, bayırlarda koşturmağa hç te lüzum yoktur. ? Bir Saba Kıulla Sındı (Hususi) — Buraya bağlı (l;rğl“_ nahiyesinde — çok acıklı bir cinayet olmuş, on beş yaşında Mustafa adında bir genç, kendisine dayak atan babası De- met oğlu Yusufu tüfekle öldür- müştür. Mustafa yakalanmış, su- çunu itiraf etmiştir. — » Talim Ve Terbiyede Ankara 3 — Milli talim ve terbiye heyeti azalıklarına muak lim Bay Abdüllâtif ve müfettiş Bay Harun Reşid seçilmişlerdir.