Köylerinde Son Posta Biga ( Hususi ) — Ağaköyü Biganın en güzel köylerinden biri dir. Rumeli muhacirlerile mes- kün olan ve kırk sene evvel teşkil olunurken elli haneden ibaret bulunan bu şirin köy, son- raları evvelki gelenlerin akrabasile dolmuş, ve yüz haneye çıkmıştır. Geniş caddeler açılarak köy ufak bir şehir halini almştır. Köylüler civarlarında orman olmadığı için odunlarını çok uzak yerlerden getirmektedirler. Gidip gelme, kesip hazırlama için bir araba oduna tam kırk saatlik bir zaman sarfetmektedirler. — Yeni yetişen gençler çok açıkgöz ve bayat adamıdırlar. Mer'aları pek dar olduğundan fazla hayvan besliyemezler. Köyün halkı fakir olduğundan aralarında para toplayıp bir mektep — yaptı- ramamışlardır. Maarife, yavrularım okutmıya çok meraklı oldukları halde mek- tepsalizlik yüzünden çocukları tah- silsiz kalmaktadır. Manmafih, aha- lisinin çoğu halk mektebinde oku- muşlar ve yeni yazı öğrenmişlerdir. Köyün civar köylerle olan me- Bafesi, adeta bir sigara içimi kadardır. Köyde bir kavehane ve kâfi miktarda bakkal ve salre vardır. Köy gençleri kumar ve içki bilmezler. Çocukları tütün bile içmezler. Eski bir görenek olarak evin büyüğüne son derece riayet edilir. Evin birkaç tana evli oğlu olsa bile yine kumanda babada- dır. Evleri birer katlı ise de içleri ve eşyaları çok temizdir. Düğünleri ve çok basittir. Lâkin yine bir delikanlı 50 liradan aşağı evlenemez. Ev- lerinde kahve ve çaya müptelâ değildirler. Kahveyi yalnız misafire ikram ederler. Satacak kadar değilse de kendi idarelerine kadar tereyağı çıkarırlar ve güzel yayık ayranı yaparlar. Gençlerle, genç kızlar arasında aşıkdaşlık yoktur, Kız kaçırma vukuatı almar, Hergenç, alacağı kızi resmen ister ve evlenir. Hulâsa: kalpleri k saf olan bu yurttaşlar, endi hallerinde, kendi âlemlerin de pek mesudane vakit geçirmek- tedirler. H. Şevket Bigada Çocuk Sevgisi Biga (Huııl; — Burada ço- cuk sevgisi çok fazladır. Bigada- ki Himayei Etfal teşekkülü kuru- laşundaki gayeye hizmet etmek- ten bir ân bile uzaklaşmamakta- dir. Yeniden 40 kadar — öksüz yavru giydirilmiştir. Cemiyot azâ- sından Müftü Mehmet efendi ile muallim Yusuf Beylerin bu saha- daki çalışmaları takdire lâyıktır. Karanti köyü muallimi Ibrahim Beyle refikası muallime — hanım da çocuklara büyük bir şefkat göstermekte, mektep talebelerini tıpkı kendi çocukları gibi büyüt- mektedirler. Bartın Belediyesi Ve Kasaplar Bartın, (Hususi) — Belediye son günlerde et İşine ehemimiyet vermeklte, mezbaha dışında, ka- çak olarak kesilmiş etlerin müsa- dere edileceğini ve ayrıca ceza yapı acağıniilân etmektedir. Ya- pıla - te tişte üç kasapta damgasız et bel narak müsadere edilmiş. » liçlerine de encümen kararile Erganide İşletme Hazırlığı 936 Da İstihsalât Piyasaya Çıkarılacaktır. Bir Ton Ergani ( Hu- sust ) — Ergani kelimesi Türkiye- mizde hemen ba- kırın ikinci bir adı gibidir. Dün- yanın sayılı ba- kır madenlerin- den birini teşkil eden bu maden asırlardan beri malümduür. ve İş- lemektedir. Son zamanlara kadar kalhanelerde eri- tlmekte olan bu maden — 446 dan 18 e kadar bakırı havidir. Bir kaç sene evvel yapılan sondaj neticelerine göre şirketin imtiyaz sahasında 25-30 milyon ton cevher bulunduğu anlaşılmıştır. Bucevher vasati otuz metre kalmlığında bir toprak ve kaya kütlesinin altındadır, Madenin işleme tarm tesbit edildiği zaman bu toprağın kal- dırılarak madenin tamamen mey- dana çıkarılması düşünülmüş ve plânlar buna mazaran yapılmıştır. 1,5 milyon metre mikâbi tah- min adilen mâdenin — bu toprak takkesi yeni işlemeye başlıyacak olan Bakor makinesi ile kaldır- lacaktır. Madenin İşletilmesi ve Izabeal için Tâzımgelen bütüm tesisatın plânları mühim bir para mukabk Tinde Almanyada popteye yaptı- rılmıştır. Bakır şirketi çalışsa tarzını Üç şubeşa ayırmak süretile ba- şarmaktadır. Bu şubelerdenbiri mâden kıs- mıdır. Burada Almanyada tah- silini ikmal etmiş Halil Ali Bey isminde bir Türk genci bulur- makta tve plânı kendi bilgisinin imzimamile mükemmelen ve bir Alman arkadaşile tatbik etmek- tedir. Mâüdenin izayesi için lâzım Tokatta Yeni Belediye Reisinin İhtiyaçları Karşılayacağı Anlaşılıyor Tokat, (Hususi) — Yeni Bele- diye reisliğine seçilen Lâtif zade Mustafa Bey kasabanın en lüzumlu ihtiyaçlarını tesbit etmiş ve bun- ların bir an evvel başarılması için çalışmiya başlamıştır. Yapılacak işlerin en önünde su İşi vardır. Bir su mühendisi tokada içilecek suyun fenoi şart- lara uygun olarak getirilmesini tetkik etmiye başlamıştır. Bu iş yakında başarılacaktır. 'Tokatta yol yapmiya canla başla çalışılmaktadır. Sıvas-Arto- va, Tokat - Zile, Turhal - Niksar, Reşadiye - Erbaa şosoleri özerin- de tamir işleri bitmek Üüzeredir. Hükümet dairesi önünde de geniş bir cadde yapılmaktadır. Yeni caddeye Recaibey caddesi İsmi Kasap Katırcı Osman oğlu Hasanın dükkâmında da — sahte damga basılmiş et bulunarak key- fiyet tesbit edilmiş ve kendisi Müddei umumiliğe verilmiştir. Bakır 7 İsterline Mal Olacaktır e Nafıa Vekili maden sahasında tetkikat yaparken olan çakmaktaşının şimdiye kadar mâdenin ctvarında yapılan tahar- riyata rağmen bulunamamasından nihayet Osmaniye — kazasından getirilmeye karar verilmiştir. Bu mesele şimdilik şirketin en mü- him İşi gibidir. Ikinci şube İnşaat çııl.ıuidin İnşaatın — hitamile bu gubenin varifesi bitecektir. Yapılan plânlara göre | şaat bir Alman müteahhide ihale edik miş olduğundan bu şubenin işi inşaatı koniroldan ibarettir. Bu kısımda Esviçreli bir. müteahhidi ile Bavyer hı bBir Surveyyan ve birçok ta Türk çalışmaktadır. Şimdiye kadar yapılan inşaat meyanında izabehane ve santralı için lâözumu olan iki su deposu vardır. Bunlardanbiri — Dicleden su almakta ve çamurunu mümkün olduğu kadar temizleyip pompe- larla iklaci depoya sevketmekte- dir. Ikinci depo 3000 metre mi- kâp hacmi istiâbisinde ve kim- yevi tasfiye cibazlarım da muh- tevidir. Bundan başka tren vagonlarını imalâthane sahasına — çıkarmak için bir vagon asansörü yapıl- mıştır. Şirketin tamirhanesi bir fabrika kadar büyüktür. Tamamen demir iskelet ola- rak Avrupada yapılmış ve burada | Afyonda Maarif Hâyâîı moütaj edilmiştir. Bu tamirha- nede, torna, tes- viye, elektrikçi- Uk saraçlık, ma- rangozluk, — tez- gühları vardır, ta- mirhanenin — şefi Almanyada tah- sil görmüş Meh- met Bey isminde değerli bir genç- tir. Bundan baş- ka duman kanalı, ve duman kuyu- su ambarlar, fırın ve bekârlar evi müdür evi, mü- hendis evi tamamen ikmal edi- miştir. Üçüncü şube muhasebe ve eşya kısmıdır. Bu kısmın şefi Iş bankası erkânından ve Avrupa- da tabsil görmüş Derviş Beydir. Umum şubelerin idare kısmınmı da bu genç tedvir etmektedir. Madende yapılan tesisat ge- lecek sene sonuna kadar ikmal edilecek ve tren geldikten bir sene sonra yani 1936da ilk istih- salini piyasaya verecektır. Tesi- geceli — gündüzlü çalışmak şartile senede 25 bin ton bakır çıkaracak — kudrettedir. Yapılan hesaplara göre bakırın tonu 7 Ingiliz Hirasına — maledilecektir. Şimdilik piyasa 16-17 Ingiliz lirasa arasındadır. * Burada göze çarpan bir nokta vardır: Küçük işcilerin çoğu ecnebidir. Burada yüzlerce usta vardır. Bunların içinde Bulgar, Macar, Italyan, Alman amele. bile var. müteahhit ecnebi Firması olduğum dan her nedaense bunları tercih etmektedir. Bu husus son gelen devlet erkânının nazarıdikkatini celbet- miştir. Türk işcileri küçük tan'at- kanunun - tatbikini dört — gözle beklemektedir. a Haytar Afyon Hsosi binasi Afyon ( Hususl ) — Afyon'da Maarif hayatı hergün biraz daha inkişaf etmektedir. Bütün köyler- de ve şehrin muhtelif yerlerinde millet mektepleri açılmıştır. Oku- ma, yazma Öğrenmemiş tek kişi kalmamasıma — çalışılmaktadır. Afyon lisesinde okuyan tale- benin adedi 750 dir. — Izdiham dolayısile pansıyon - İssimı ayrı I bir binaya nakledilmiştir. -Afyon lisesi Anadolunun belli başlı ve en büyük irfan müecsseselerinden biridir. Düzce Kaza Kongresi Düzce ( Hususi ) — C. H. F. senelik kaza kongresi yapılmış, Remzi, Ferhat, Ziya, Ferit, Hik- met, H. Mustafa, A. Riza Beyler fırka idare heyetine seçilmişlerdir. Kitaplar zi Üç Roman Narullah Ata Haydar Rifat Bay ile birkaç arkadaşının çıkardıkları « Dün ve yarın » çevirme kitap koleksiyonu Üç yeni romanla zenginleşti. Bum- lardan biri, Balzac'ın « Gorlot Baba » sı fransızcanın en gücel, her yanda en çok tanınmış, ustar işlerindendir. Bugüne kadar onu dilimizde okuyamamız gerçekten büyük bir eksiklikti. —Fransız edebiyatından bahseder, Balzac'ın en sevilecek yürlerden biri oldu- ğunu söyler dururuz; fakat yine onun kitaplarını tercülme etme- yiz. Niçin? Çünkü büyük oldu- ğunu bildiğimiz yazılardan sanki korkarız; onların anlaşılması güç olduğunu, çoklugun onları oku. maktan tat duymıyacağını sanırız. | Bu düşünce belki Stendhal gibi, Meredith gibi yazıcılar için doğ- rudur; fakat elbette onlar kadar, belki de onlardan çok büyük olan bir Balzac, bir Dickens için öyle değildir. Onlarin yazılarını, herkes demiyeyim, büyük blr kalabalık — severek, — eğlenerek, okuyabilmiştir, okur da. Türkçeye birçok fransızca romanlar çevrik diği halde onlardan kaçınılmış, hep aşağı yazılar seçilmiş olmasını bundandır. sanıyorm. Umarız ki Haydar Rifat Bey, bu « Gorlot Baba » dan sonra — Balzac'ın öbür büyük romanlarını, «Eugönle Gravdat» yi, « Cözar Birottenu'yur « La peau de chagrin v 1 de dili- mize çevirir. Üç romandan ikincisi Rus Turgeniyef'in — « İlkbahar — sel- leri » dir. Bunu dilimize Sami zade Süreyya Bey çevirmiş. Tur- geniyef'in yazıları yurdumuzda Balzac'ınkilerden daha çok bilinir; Haydar Rifat bey onun «lik Aşk » 1 ile «Duman» ni çevirmiş- ti; birçok gazete ve cönklerde de, Rus edebiyatı moda olduğu zamanlarda, ondan parçalar alım dı. Türgeniyef belki Gogol, Tols. toy, Dostoyevski gibi büyük Ruslardan — değildir; fakat hiç şüphesiz okunmağa değer, hattâ okunması lâzım olan muharrirler« dendir. Rus edebiyatı ile uğraşmak bir zaman moda olmuştu dedim; fakat bu moda da bize kitap vermedi. Şimdiye kadar Dosto- | yevaki'nin romanlarından — yalnız iki tanesi Türkçe kitap halinde çıktı; « Ölüler evinin hatıraları » ile Ruşen Eşref Beyin çevirdiği « Beyaz geceler » . Bunlar da onun en güzel yazılarından değil- dir. Umarız ki « lkbahar sellerir “Dün ve yarın,, koleksiyonunun biricik Rus romanı olarak kal- maz ve bize “Cürüm ve ceza,, yı, “Harp ve sulh, u, “Karamazof kardeşler,, | — müjdelemek — için çıkmıştır. Üçüncü roman, — Maur'ac'ın “Engerek düğümü, kötü değik dir : ancak dilimize çevrilmese de olurdu. Mademki çevirilmiş, öbür ikisi gibi onun okunması fayda- hıdır. Malatyada Yeni Muallimler Malatya, (Husust) — Bu se- neki muallim mektebi mezunla- rından Hikmek, Fahriye, Mustafa, Feyzi, Muharrem, İrfan, Nuran, Ukkâş, Mustafa Sıtkı, Necati ve Kemal Beyler ve Hanımlar vilâ« yetimizde ve kazalarında muhte- lif mekteplere tayin oluumuşlardır.