TOMB No: 66 Ayı Kâtip Vehbi bey, ceketle pantalonu bir örnek diktirtiyor fakat yeleği mütlâka ağır bir kumaştan İste- yordu. Ya kadife, ya atlas, ya da nakışlı, pırıltılı göz kamaştırır bir kumaş. O gün giydiği ceketle panta- lon, havai maviye çalar açık renk bir yünlüden, yelek, dallı çiçekli, döşemelik atlaslardandı. Krem zemin Üzerine eflâtun ve yeşil kadifeden susamları ve yaprakları vardı. Gömleği, omuzdaşlarınki gibi yakadan büzmeli, yandan düğ- meli fakat basmadan değil, Toz i reuginıiu Bursa bürüm- Pntın eri, yine bıçkınlarınki gibi yumurta ökçeli fakat ne ya- rım, ne de siyah vidaladan. Yan- dan ilikli ve kanarya sarısı de- riden. Tombulumuz, puşuubı akşa- mı saçını kestirip sıkı fiki traş olmuşken, yine Çırpıcı yolunu tut- tukları esnada, Galataya gelince aklına bir daha traş olmak esmiş, arabaları bir daha durdurarak, Büyük Aynalının köşesindeki ber- bere allamış, birkaç kat daha perdaha vurdurmuştu. Saçları lâvantalara bulanmış, kıvrık kâbkülleri yanda, ter b- | yıkları kozma ralı, Ay d suratla landodaki köşesine ku- rulmuş, altın kenarlı mavl gör- lüğünü de burnunun Üstüne oturt- muştu. Mütemadiyen cep aynası elinde, — Bu geçi tenekeli came- kân burun direğimin imanımı gev- retiyor amma şık kaçıyor be |.. diye diye, boyuna altın eaatini çıkarıp etrafa göstere göstere, 18 ayar kösteği sallandıra sallan- dıra, Çırpıcı çayırına ayak bas- mıştı. İşte bu kadar süslenip püsle- nip, İkiğdirhem bir çekirdek halde gezmeğe çıkan tombul miras yedi, ağız buruna karışmış, fes başın- dan fırlamış, üstü başı toz toprak içinde ve bumburuşuk, ipek göm- leğinin, atlas yeleğinin, —haval mavi ceketinin — önleri lekeler, yağlar, meze kırıntılarına mülem- ma, yüzükoyun yatıyordu. Bolses Tahsin, anzorota id- manlılardandı amma öğle sıcağın- da, Agustos güneşi altında, bu kadar karışık içki, çeşitli meze, bol yemek... İnsan ne hale gelmez? O da, yan üstü uzanmış, ağzı aralık, bir eli yanağında, gazel söyliyor vaziyette idi. eye benziyen Serçe Tevfikin zaten eti ne, budu ne? Ne kadarcık vücudu var? Lândonun yaylı minderlerin- den birinin kenarma, cılız bir kedi yavrusu — gibi — kıvrılmış, tortop olmuştu. *Kâtip Raif, suratına satrançlı kocaman bir mendil örtmüş, boylu boyunca sırtüstü yatmış, dizlerini kaldırıp bükmüş... Bir eli mendi- Hin altında, herhalde bıyığında. Pehlivan — Hilminin sırtında ceket, yelek yok; gömlek, möm- lekte yok; yalnız bir ten fanilası, açık göğsünden fırça gibi kılları ve şişkin memeleri taşıyor.. Iki dizüstü oturmuş; gözleri alış kafası kalkıp kalkıp önüne or. Genzinde polip mi var r, nefes alırkan purnu ıslik Raif Sırtüstü bir | UL Yazanı Sermet Muhtar çalmada, Dübaracı yoklardı. En rahat yeri onlar bulmuştu. Kadanaları çıkarılıp çayıra salı- nan İândonun içinde, başbaşa hotluyorlardı. Kambur Nabi, hall görünce utancından yerlere geçmişti. Yü- zü gözü pancar zırılzırı! terler döküyor, rezil ve rüsvay olduk diyordu. Elâleme karşı bu maskaranın maskarası vaziyeti bir an evvel düzeltmek şart, Vakit geçirmenin | sırası değil. Usulcacık Vehbi Beyin yanına | çömeldi: — Yavrum! dedi. Aldıran “yolkk —A dürttü. Yine boşuna. Elini delikanlının alnına keydu. Biçare, sanki ile Sulu — arada İanım, ikf gözüm ! humma ateşinde 'Yugoslavya, Sualler Sordu! ( Baştarafı 1 inci yüzde ı Elebaşı ne diyor? Paris, 20 (Hususi) — Marsilya cemiyetinin reisi Ante Pavliç, ce- miyet erkânından Egon Kuatrniğin İtalyada iki gün evvel yakalandık- ları hakkındaki haberler derin bir heyecan ile karşılanmıştır. Kuaternik ve Pavliç İtalya za- bıtası tarafından Fransaya teslim | edilmiştir. Her ikisi de Italya po- lisine verdikleri ifadelerde, Mar- silya suikaslile ve Uataşi cemiye- tile hiç bir alâkaları olmadığını söylemişler, bütün ithamları red- detmişlerdir. Fakat İtalya zabıtası mın bunların hakiki suçlu oldukla- rına dair deliller elde etmesi Üzerine ikisi de tevkif olunmuştur. Sui- kastçıların elebaşısı olduğuna kat'i deliller ile hükmolunan Pavliç şunları söylemiştir: “ — Ben dindar bir Adamım. Fenalık yapmak maksadile kurul- muş hiç bir teşekkül ile alâkam yoktur. ,, Kuaternik'e gelince; İtalya za- bıtasına göre, bu adamın hakikt ismi Egon Kramerdir ve Elebaşı- lardandır. Kendisi sene başında Zagrep suikastını hazırlamıştır. Idam Mahkümu Paris, 20 (Hususi) — Suikat- faciasını tertip eden Hırvat Ustaşi | SON POSTA Büyük — Millf Roman MİRASYEDİ Uzanmıştı .. Hepsi körkütük sızmışlardı | gibi cayır cayır yanıyor; hiç bir tarafı kıpırdamıyor bile; dalgın dalgın yatıyor. Başını kaldırayım, biraz otur- tayım derken ne görsün? Mintanın, — yeleğin, göğsli berbat mı berbat, aşağı batmış. Biribirine yapışmış, vıcık vıcık olmuş meze döküntüle Cacık bulaşıkları, domates çekirdekleri, sardalya kılçıkları. Toz pembesi bürümcük gömlek, kebap kanlarından, yalancı dolma yağlar.mdan, şarap lekelerinden yanar döner kumaşlara dönmuş. ceketin Baştan Kambur Nabi hemen cebinden bir ipekli mendille bir yazma mendil çıkardı, ipeklisini, mncıı € ıdan mintanın üz rünü ıslatıp ceketi, )elegl üstünkörü bir sildi, Tombulun dünyadan haberi yok. ( Arkam var ) nun no y Siyasî VTıeşâbbüsler Ba#ladı Macaristana çıların relul olan Pavliç S0 yaşın- da bir Hırvattır. Vaktile Yugos- lavyada vatan hiyaneti cürmile giyaben idama mahküm edilmiştir. Bir Yığın Yalan Paris, 19 (A. A.) — Marsilya faciası neticesi olarak, meselâ Avusturya Başvekili M. Şuşnig yetri gibi şahsiyetlerin katledildi- ğne dair yanlış haberler dolaş- maktadır. Fransız matbuatı bu nmeşriyat- tan şiddetle mütecessir olmuştur. Ve bunun yegâne gayesinin Ay« rupa efkân umumiyesini tahrik olduğu kanaatine varmışüır. Dahiliye nazırı M. Marşando, halkı yanlış haberlerin kolayca kabulüne karşı ikaz eden bir teb- liğ neşretmek İüzumunu hisset- miştir. Bu gibl meşriyatı yapanlar hakkında takibat açılmıştır. Cenevrede Görüşmeler Cenevre, 19 (ALA.) — Bu sa- bah Yugoslavyanın Milletler Ce- miyeti mümessili, Milletler Cemi- yeti umumi kâtibini ziyaret ede- rek Marsilya cinayeti hakkında l yapılan polis tahkikatı hakkında kendisile bir ve Fransa bahriye nazırı M. Pi- | Birinci teşrin 20 ı Borsada I Hafta İ inde N eler Duyduk ? Muhtelif İstanbul hat yetlerini ettik : Afyon— Hafta içinde serbest piyasada 8 - 10 sandık kadar kaba afyon ( Akşehir, Bolyadin, Karahisar ) kilosu 525 ile 550 kuruş arasında satılmıştır. Bu fiatta yine almıya hevesli depozi- terlere rastgelinmektedir. Uyuşturucu maddeler inhisar idaresinde mal satın almak için bir hazırlık — görünmemektedir. Ancak merkezi Avrupadaki kartel ile konuşmaların kesilmesine rağ- men başka başka yerlerde ciddi sürette satış yapmak için uğraş- makta olduğu haber alınmakta Katihsal — mallarımızın piyasasında bir ait alım ve satım vazi- şu satırlarda — hulâsa son ve bu çalışmanım müsbet netice- lerine intizar olunmaktadır. Yu- goslavya ile müşterek afyon satış bürosunun müddeti yeniden uza- tılmıştır. Bu teşekkülün bugün- lerde büyük bir sâtış yaptığı da söylenmektedir. Bu hal teeyyüt ederse ' İnhisarın da piyasadan mal alması yakınlaşmış olur. Tiftik — Tiftik piyasası haf« | ta içinde yine nadir görülen bir harekete sahne oldu. Almanya sparişleri için muhtelif firmalar tarafından 7-8 bin balya kadar tiftik satın alınmıştır. Bunlardan yalnız bir tanesinin bir defa da 3000 balyalık bir parti oluşu iş- lerin ehemmiyeti hakkında ko- layca bir fikir verebilir. Bilhassa Kastamonu — malları için talep fazladır. Bu ların fıılları bilhassa çok )ükınl— miştir. Diğer meviler üzerindeki terakki nisbeten azdır. Kastamonu tiftiklerinin kilosu nevi m hufta içinde 82 kuruştan satılmış- | tır. Eskişehir, Ankara ye emsali tiftikler de 66 kuruştan 70 kuruşa kadar muamele görmüştür. Hafta içinde oğlak malları da biraz farketti. Bunların kilosunda beş kuruş — kadar bir yükselme görülmüştür. Stok günden güne azalmak- tadır. —İstanbula mal — gelmiye devam ettiği halde bu ayın or-« tasındaki mevcut 13 bin balya kadar tahmin edilebilmiştir. İngiltereden talep yoktur. Esa- sen fiat idaro etmemektedir. Sov- yet Rusya ticaret mümessilliği bu saatten fazla gö- rüşmüştür. Daha evvel Yugoslavya sefiri Milletler Cemiyetinin Italyan umumi kâtip muavinini görmüştür. Dinf Merasim Paris, 19 (A, A.) — Paris ortodoks kilisesindeki dini mera- simden başka bütün Fransa ve Fransanın müstemleke imperator- luğunda kral Aleksandrın hatırası için dini merasim yapılmıştır. Merasime riyaset eden M. Heryo, Fransanın derin teessürü- nü ve Yugoslavyaya karşı kardeş muhabbetini söylemiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: “— İsanlarınki gibi, millet- lerin de hayatı bir parça saadet ve birçok kederlerden yapılmiştır.,, Marsilya, 19 (A. A.) — Yapı- acıklı merasim — esnasında sulkastin yapıldığı yere çelenkler konulmuştur. İtalyada Roma, 19 — Burada ve Mila- noda kral Aleksandrın hatırası hafta da süküneti muhafaza et- miştir. Piyasa Almanya alışlarına bağlı olarak sağlamdır. Yapağı — İnce Anadolu mal- larından hafta içinde — dörtyüz balya kadar 58,5 altmış kuruşa kadar satılmıştır. Muamele gören ikinci nevi yapağıların da fiatı 55 kuruş etrafındadır. Yapağı piya- sası istokların çok azalmış bulun- masından yavaş haroket etmek- tedir. Alıcı firmalar Almanya hesabına mübayaa etmektedirler. Hububat — Buğday — Hafta içinde Borsaya arzedilmek Üzere tüccar namına vasati olarak gün- de yirmi vagon kadar buğday gelmiştir. Bu hal bilhassa son günlerde piyasayı on para kadar düşürmüştür: Ekstra beyazlar 4,50 * 4,75 kuruşa kırık çavdarlılar da dört kuruş etrafında satılmıştır. Piyasanın umumt vaziyeti gev- şektir, Arpa — İhracat üzerine hâlâ işler. olmuyor. Her dakika sipa- rişler bekleniyor. Haydarpaşaya — hafta içinde eski satışlarin karşılığı olarak ve ihracat alıcıları namına iki yüz elli vagon kadar mal gelmiştir. Piyasada satılmak üzere gelen miktar azdır. — ve yerli sarfiyatı ancak karşılıyan bu arpalar flat- ların düşmemesini temin etmişler- dir. Kilosu 3,50 kuruş etrafında- dır. Yerli sarfiyat günde beş altı vagondur. Bu sene Rumeli ve Marmara sahillerinden İsanbula mal gelmiyor bu sebeple Tstanbır sarfiyatı da Anadolu yüklemelerine bağlıdır. Piyasanın umum! vaziyeti gevşektir. Fındık — Fıindık piyasası haftanın ilk günlerinde yükselma hareketine devam etmiş ise de hafta sonunda bir durgunluk arız olmuştur. Geçen hafta 37 38 ku- ruş aralarında muamele gören İç fındıklar pazartesi gününe kadar 39,5 kuruşa yükselmiş İse de dört beş vagonluk işten sonra piyasa durmuştur. Perşembe günü geç vakit bu mallara 38 kuruşa alıcı çıkmış İse de 39 kuruştan eşağı bırakan — satıcıya lesadüf edilmemiştir. Bu hafta içinde piya- saya gelen üç vagon Akçeşehir malı iç fındık kilosu 38 ile 38,5 kuruş arasında muamele gör- müştür. için dini merasim yapılmıştır. Merasimde İtalya kralı va hükümet erkânı temsil edilmiştir. Gençtik Teşkilâtı ( Baştarafı 1 inci yüzde ) balarımızda mevcut gençlik teşek- küllerile yakından temas yap- maktadır, Hüseyin Rahmi Bey daha bir müddet bu cıvarda tetkikatına devam ettikten sonra, Ankaraya dönecek ve tetkikatını mufassal bir rapor şeklinde Fırka Umumit kâtipliğine verecektir. Bu mesele uzun uzadıya Fırka grupunda gö- rüşülecek, kat'i kararlar verile- cektir. Cümhuriyet Halk Fırkası gençlik teşkilâtının bir seneye kadar bütün uzuvlarile vücut bu- lacağı kuvvetle tahmin edilmek- tedir. Yeni teşkilâta — girecek gençlerde birçok vasıflar aranacak ve bu gençler yeknasak kıyafet taşıyacaklardır.