Muharriri: A. &. No.: 68 Papa'nın Takdisi.. 20- 10 - 934 aaT Saaliğenl A Rahip İğnas dö Dölöyülanın Ani Ziyareti, Kıralı Ve Yanındakilerin Neş'esini Kaçırıvermişti.. Diye mırıldandı.. Mütecessis gözler bir anda kapıdan giren papazın Üstünde toplandı. Mağ- rur ve mütehakkim adımlarla dimdik yürüyen bu papaz etra- fını derin bir nefret ve İstikrah ile süzüyor; önünde eğilen muhte- şem saray kadınlarına, en nam- dar asilzadelere küçük bir tebes- sümle mukabeleye bile tenezzül etmiyordu. Yavaş yavaş, tıpkı bir hayal gibi, kıralın tahtına ilerlemiş; tah- tın Üstünü örten ipek sayebanın altın işlemeli abanoz direği önün- de tevakkuf etmişti. Kıralın tahtını ihata eden ne- dimelerle asılzadeler, bir anda kalplerine nüfuz eden bir haş- yetle birer adım geri çekilmiş- lerdi. Hattâ kıral bile vücudünde hafif bir Üürperme hissetmişti. Rahip, sağ elini kaldırmış, insanın ruhuna kadar nüfuz eden bir sesle söze başlamıştı: — Haşmetpenahli.. — Doğruca Romadan geliyorum.. — ve, ebi mukaddesimiz, Papa hazretlerinin takdisatını — getiriyorum... Zati akdesleri, zati haşmetlerinin esa- retten halâs olmalarından dolayı izharı memnuniyet ettiler.. Ve beni vazifel takdisi bizzat —ifa için — gönderdiler... Ben.. Mücahidi Hsâ tarikatinin reisi rahip Löyula.. kırallar — kıralı, âlemi nasraniyetin hâmil azamı, yer yüzünde Hazreti Isânın vekili Papa hazretleri namına.. Fransa kralı birinci Fransuvayı — takdis ediyorum. — Fransuva, bu kelimelerin altında gizlenen tehdidi pek âlâ hlasetmiş, en neşeli bir zamanın- da zevkine zehir katan bu müte- hakkim papaza karşı kalben bü- yük bir öfke ve hiddetle titre- mişti. Fakat rahibin* siyah gözle- rinde parlayan müessir kuvvet karşısında mağlüp olarak, yavaş yavaş iyllmiş.. Bir dizi yerde ve başı önünde olarak : — Ebi mukaddesimiz nam- na yapılan bu takdisi, hürmetle kabul ederim. Demişti. Rahip, orada — bulunan bir koltuğu, tahtın yanına çekmiş, metin bir tavır ile — yerleşmi; Birinci Fransuva, kendi hüküm- darlık haşmet ve azametini bir- denbire küsufa uğratan bu - tunç- tan yaratılmış gibi - sert adama karşı büyük bir nefret ve istikrah hissetmekle beraber (Roma) nın (ilâhi kudret ve nüfuz) undan korkuyor; (Papa) nın en büyük gözdelerinden ve gizli teşkilâtın en salâhiyettar reislerinden olan Rahibe karşı, mültefit bir tavır takınmak lüzumunu hissediyordu. Muzika, durmuştu. — Salonu dolduran asılzadeler, üçer beşer kişilik gruplar teşkil ediyorlar; başbaşa vererek - fısıldaşıyorlardı. Saray kadınları ve Fransuvanın nedimeleri yavaş yavaş tahtın etrafından çekiliyorlar; asılzade gruplarının aralarına' karışıyorlardı. Bu korkunç rahip, azametle başını kaldırmış; söze başlamıştı: — Haşmetmeap!.. Ebi mukad- desimiz, zati haşmetlerinin tekrar Fransaya avdetlerinden ne kadar memuun iseler, Fransanın ahva- linden de okadar müteessirdir- ler.... Romaya — akseden — bazı haberler, Vatikan muhitinde pek fena bir tesir husule getirmiş.. Adeta Fransaya — karşı nefret hisleri vermiştir. — Niçin muhterem peder?.. — Şunun için ki Haşmetmeap.. Manlesef Fransa, ilhada doğru teveccüh etmiştir... Bütün Fransa- da ve bilhassa Pariste dindarlığın gittikçe zeval bulduğu rivayet olunuyor. Kiliselerdeki cemaatin günden güne azalmasından, pa- paslar şikâyet ediyor. Bu haller, Hazreti İsanın manevi saltanatının Fransada zevali demektir. Bâhu- sus, haber aldığımıza göre Pariste bir takım #sibirbazlar - türemiştir. İlim ve fen nami altında bir takım şarlatanlıklarla halkın iman ve büyük dini- mizi tezelzüle uğratacak kitaplar neşrediyorlarmış. itikadını sarsıyorlar, Franstvanın öfkesi artmıya ve sabırsızlanmıya başlamıştı. Tahtı- nın müzeyyen arkalığına dayan- mış.. Bu sözleri derhal kapatacak bir cevap vermek istemişti: — Bu rivayetlerin ne dereceye kadar doğru olduğunu - bilmiyo- rum, muhterem peder, altı aydan- beri uzak — yaşadığım Fransanın böyle bir dalalete doğru sürük- lendiği sahih — ise, buna cidden ben de teessüf ederim. Yarından ikkarea bu işlerle meşgul olaca- ğım. Fransanın dindarlığını sarsan âmiller varsa, bunları birer birer ortadan kaldıracağım. Bu hususta tamamen mutmalin ve müsterih olabilirsiniz. Papas, nafiz ve mülessir göz- lerini birdenbire Fransuvanın göz- lerine dikmiş ve şu sözlerle mu- kabele etmişti: — Pekâlâ, haşmetpenah!. Fa- kat, Fra: sarayının Türklerle gizli bir ittifak aktettiğine dair şayi olan rivayetlere ne buyura- caksınız?. Fransuvanın vücudü, bir anda titremişti. Ve bu müteassıp rahi- bin gelişinden sezdiği şüpheyi, işte şimdi kat'iyetle halletmişti. Bir siyah burgu gibi oyula oyula kalbine kadar giren papa- zın gözleri, yenilmez bir inatla göz- lerinin içine bakıyor, cevap bek- liyordu. Bir tek sual ile kendi- sini kıskıvrak bağlıyan bu müt- hiş adama karşı mağlüp olmak, Birinci Fransuvaya çok ağır geli- yordu. Bu suali, sert ve kestirme bir cevap ile kapatmıya İmkân görmüyordu. İnkâr etmeyi şeref ve haysiyeti namına bir tenezzül addediyordu. Kıral, elini tahtın kenarına dayayarak doğruldu : — Mühterem peder1.. Müsa- ade buyurursanız, bu - sualinize bir sualle cevap “vereceğim... Za- vallı Fransa Şarlken'in ordularile muhasara edilerek bedbaht kıral- ları da mağlüp ve esir edik | diği zaman Roma, bu facia karşısında acaba ne hislerle mü- tehassis oldu?.. O Roma ki bir zamanlar, Fransa Kıralı ile ittifak etmiş ve Şarlken'in istilâsindan güçlükle kendini kurtarabilmişti... (Arkası var) SÖON POSTA Güzel Ses Altın Bahasına ! (Baştarafı 1 inci yüzde ) çocuğunu aldıği gibi imalâthane- lere hücum etmektedirler. İhmalâthaneler ecnebi kunr- panyalar olduğu için ve plâk dol- duran cihazlar Avrupadaki mer- kezlerinden geldiği için plâk dok- duran mühendisler alaturka sesten zerre kadar anlamazlar. İmalât- haneler her sesin güzel olduğunu iddia edeni plâğa — almamak için — birer — ( ehlihibre ) — teş- kil —etmişlerdir. — Musikişinasla- rımızdan mürekkep bu heyetler müracat edenleri bir defa otutup dinliyor, sonra hususi bir mual- lim tarafından birkaç şarkı geçi- liyor. Öyle plâğa okunuyor. Bu ses imtihanını kazananlar, öyle bakalorya kazananlara ben- zemiyor. Çünkü verilen not he- men altınla hesap olunuyor! Rakip kumpanyalar arasında müthiş bir rekabet te var: Geçenlerde kızına şarkı okut- mak isteyen bir zat ikl kumpan- yaya birden müracaat etmiş, kum- panyaları altüst etmişlir. Zira bu hanımın sesi çok güzeldi. Bunun üzerine iki büyük kumpanya ara- sında müthiş bir müzayede baş- ladı. İki taraf ta elçiler koy- dular, — nutuklar — tertip — etti, ileri — sürüldü, — fiatlar yükseltildi. Nihayet, dün adı- m sanmı kimsenin bilmediği bu genç kıza (10) şarkı için (1000) lira”veren kumpanya partiyi ka- zandı, bu muvaffakiyetl elde eden ses komsiyoncusu zat ta (200) lira para aldı!, Nasıl, ses borsası kızışkın bir peyler | halde değil mi? Filvaki güzelce bir sesi olan, hem de müstear bir isim altında okumak Üzere bir şarkısıma (10) liradan (100) Hraya kadar alıyor, ki bu zamanda altın bile bu kıy-« mette değildir. Kumpanyalar ay- rıca satılığa — çıkarılacak — plâk başına da okuyana bir hisse veri- yorlar. Bu hisse plâk başına bir kuruştan 25 kuraşa kadardır. E, lütfen bir hesap edin: Bir plâk, satışına göre ( 10 veya 20 ) bin salıldığına — göre plâklardan alınacak en küçük bisse (100-500) lira tutuyor ki bu zamanda oturduğu yerde bir plâk bir adama ( altın — yumurtlıyan tavuk) demek oluyor. Kumpanyaların açıkgöz Musevi simsarlarından biri bu kızışmış borsa halini eski günlerle kıyas Gderek diyor İi — Vallahi beyim, — bu plâk işinde biz eskiden de böyle avuçla para verseydik şimdi avucumuzu yalardık. Şimdi bir şarkıya en aşağı 10 liradan tutunda (200) liraya kadar verdiğimiz oluyor. Hattâ 4 satırlık bir şarkı güftesine 10 lira veriyoruz. Halbuki eskiden öyle miydi? Ben meşhur Hafız İbrahime plâğa şarkı okuüttum, Anadolu bu adamı görülmemiş sürette tuttu. İstanbuldan Ana- doluya plâkları deniz gibi aktı. 25000 - 50000 plâk satıldı. Ben bir plâğı zavallı Hafıza kaça oku- tuyordum, — biliyor musunuz ? (50) kuruşa! Plâkların hepsini okuyup — bitirdiği. zaman — da bir ikramiye olarak kendisini gö- türdüm. Yenicamiden (6 ) liraya bir takım elbise hediye ettiml!!.. L M. Birinci teşrin 20 İstanbul Evkaf müdüriyeti ilânları Tahmin olunav Bedel Lira K. 356 25 Kadirga'da eski Bostamıâli Yeni Emin Sinan mahallesin- de Tülbentçi hanı içi. S. 45/47 No.lu 142,5 metre ter- | 2691 00 biinde bulunan arsanın tamamı. (2736) Sultanahmet'te Üçler mahallesinde meydana nazır 207 metre terbiinde bulunan Üçler camii arsasınin tama- mı. (841). 96 Küçükayasofya mahallesinde Hisardibi caddesinde 127 No.lu 64 metre terbünde bulunan arsanın tamamı, (5122) Kadirga'da Şahsuvar Bey mahalles'nde Kadirga limanı caddesinde 53 No.lu M. 2047 metre terbiinde arsanın tamamı, bulunan Edirnekapısında Hacı Muhiddin mahallesinde Acıçeşme caddesinde eski 45/47 yeni 41 No.lu 84 metre terbiinde arsanın tamamı, (5321) Dayahatun mahallesinde Büyük yeni han ikinci katta 38 No.lu arsanın tamamı. (2928) Çarşambada Koğacıdede mahallesinde Çarşamba cadde- sinde 125 Nolu 34 metre terbiindeki arsanın tama- mı. (3185) Mahmutpaşa'da Sururi mahallesinde Sultan odaları soka» caddesine (1120). mamı. (1139) mı, (1786) ğında 21/23 No.lu dükkânın tamamı. (5046) Topkapı Beyazitağa mahallesinde yakın mahalde bilnde bulunan arsanın tamamı. (5487) Kumkapı'da Kazganisadi mahallesinde eski 3 yeni 7 ilâ 17 Nolu arsadan müfrez 280 metre tarbiindeki Kilise S. tramvay 6/10 No.lu 234 metra ter- arsa Çenberlitaş, Vezirhan derununde Küçük iç handa ortâ katta 2 Nolu odanın tamamı. (1101) Yedikule, Çırağı Hasan mahallesinde Çüukurçeşme kağında tapu kaydı mucibince 402 metra - terbiinde bu- lunan arsanın tamamı. (902) Üsküdar'da Selâmiali Efendi mahallesinde karakolhane S. eski 64 ve 64 mükerrer yeni 82- 84 No.lu bir. çatı- tahtında iki bap hanenin tamama. (125) Kadirga'da Bostamâli maballesinde Kadirga caddesinde 134 No.lu bilâ hava dükkânın tamamı, (4358) Gedikpaşa'da Mimar Hayrettin mahallesinde Bedestan S. 2 No.lu 23 metreden ibaret meşrutahane arsası. (1036) Çenberlitaş, Vezirhan alt katta 64 No.lu odanın ta- so- Limanı 362 metre terbiinde Langa'da muhterik Haci Ferhat camiinin mevcut taşlarile beraber arsasının tamamı,(678) Beyoğlunda Hüseyinağa mahallesinde Bilezik sokağında 23 Nolu 78 metre terbiinde bulunan arsanın tama- Üsküdarda Tavaşı Hasanağa mahallesinde Karacanhmet caddesinde yeni 429 No.lu 115 metreden ibaret arsanın tamamı. (1272) Galatada Bereketzade mohalllesinde Cami S. 7 Nolu arsası. (630) mamı, (4029) ğında 358 metre meşuta: oda (5585) nin tamamı. (136) mı. (5495) 3500 bulunan Süruri mamı. (552) 945 00 muştur. eaatları. (6367) Bir Filin Cinayeti Hanovra, 19 (A.A.) — Hayva- nat bahçesinin bir fili, kendi gar- diyanını ağır surette yaralamış ve gardiyan hastaneye götürük dükten sonra ölmüştür. rsası. (949) ; Kadırga'da Bostamâli mahallesinde Kadirga Limanı cad- desinde yeni 114 Nolu mukaddema dükkân elyevm 177 metre terblinde imam meşrutahanesi arsası. (312) Çenberlitaşta Mollafenari mahallesinde Vezirhan alt katta 14 No.lu odanın tamamı, (5529) Şehremininde Çivizade mahallesinde 105 metre terb- inde Karabaş Mehmet Efendi camili İmam meşrute Kasımpaşa'da Camiikebir mahallesinde Mescit soka- ğında 230 metre terbiinde 18 No.lu cami arsası. (327) Yedikule'de Mirahor İlyas Bey mahallesinde Hacı Manol sokağında 114 No.lu 115 merteden ibaret arsanın ta« Kocamustafapaşa, Canbaziye mahallesinde Cami soka« terbiinde Mustafa Bey camil imam Sirkecide Karaki Hüseyin Çelebi mahallesinde Nöbet« bane caddesinde 9/11 No.lu 123 metre terbiinde arsa- Gedikpaşa'da Şahsuvar Bey mahallesinde Bostan soka- ğında 15/17 No.lu 326 metre terbinde arsanın tama- Kasımpaşada Süruri mahallesinde 700 metre terbiinde Mehmet Efendi camil arsasının — ta- Aksaray'da Valde camii karşısında 315 metre terbiin- de bulunan Yakupağa camii arsasının tamamı. (538) Yukarıda yazılı olan emlâk yirmi gün müddetle ilâna kom- İhalesi 24/10/934 tarihli Çarşamba günü saat 15de yapıla- caktır. Taliplerin pey akçalarile beraber Mahlülât kalemine müra- Karaya Oturmuş Dün Liman idaresine gelen malümata nazaran — Vapurculuk Şirketinin Gerze vapuru Karabk gada karaya oturmuştur