14 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

14 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İTTİHAT v TERAKKİ S inci kısım No. 58 Her hakkı mahfuzdur. » Ziya Şakir 14 - 9 9834 Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? Osmanlı Filosu, Günlerce Alman Usulü Talimlerle Meşgul Oluyordu.. Demiş. Askerliği biç şaka gö- türmiyen Yakup Şevki paşa da derhal: — Bilâ tereddüt üzerinize ateş açar, batırırım. Cevabını vermiş...) Fakat, bahsedilen bu muha- verenin neye istinat ettiği bilin- miyordu. Zabitanın ekserlisi, böyle bir emrin verilmediğini iddia ediyor- lar.. Boğazdaki torpil tarlalarının plânlarının Amirala verilmesini ; talim ve tarassut için birer İkişer Boğaz önüne çıkan gemilere, gece avdet ederlerken sahil istih- kâmlarından projektörle yol gös- terilmesini bu iddiaya delil ittihaz eyliyorlardı. Günler sükünetle geçiyor.. Filo Alman usülü torpito talimleri ve saire ile meşgul oluyordu.. Niha- yet, Teşrinievvelin 15inci günü, ikindi vakti Beykoz limanında de- mirli bulunan filo, hep birden demir kaldırarak Boğaza doğru açılmış.. Biraz -sonra, İstinye lima- nında bulunan torpito filosu, şu emri almıştı : Jİstinyede, filotilla komodor- luğuna... Torpito filosunu alarak Rümeli Karaburunun 10 mil açığında süratle bana - iltihak ediniz.. Suşon. | Filotillâ, ana filoya —iltihak ettiği zaman gece birhayli İlerle- miş.. Saat 10' a gelmişti. Şu anda Karaburun önünde içtima eden gemiler, şunlardan ibaretti ; Goben (Yavuz) - Breslav (Mi- dilli) -« Barbaros - Turgut Rels - Hamidiye - Berkı Satvet zırhlı ve kruvazörlerile Gayreti Vataniye - Muaveneti Milliye - Yarhisar - Basra - Taşoz - Samsun torpito- larile ve Nilüfer « Samsun mayin gemileri.. Filo, Boğazdan çıkar çıkmaz derhal harbe hazırlık emri almıştı. Ayni zamanda Amiral Arif Pa- şanın — kumandasında — bulunan Barbaros ile Turgut Reis zırhlıları Boğaz önünde bırakılarak - filo yavaş yavaş ilerlemeye başlamıştı. Yavuz zırhlısından filotilla komo- dör gemisi olan Gayreti Milliye torpitosuna helyosta İle şu emir verilmişti: ( Gayret.. Bordama yanaşımız.| Gayreti Milliye, derhal gitmiş; Yavuzun yanına yanaşmıştı. Ko- modör ile torpitonun süvarisi, Vmiral tarafından zırhlıya celbe- dıl!ııı;. komodöre —bazı şifahi *“'""_'u' beraber torpito süvarisi Cemil Beye de bir paket kapalı zarf ver'lmişti. Bu zarflar derbal torpitoların kumandanlarına tevzi edilecekti. Biri beyaz, diğeri de sarı iki zarf daha vardı ki bunlar da Cemil Beyin şahsına aitıj, Yine bu esnada, Yavuz zırhlışın- dan Gayreti Milliye torpitosuna sımsıkı kapalı bir çaval nakledi mişti. Cemil Bey, bu çuvalın ne olduğunu sormuşsa da, buna hiç kimse cevap vermemişti. Kapalı zarflar, torpito kuman- danlarına dağırılırken Cemil Bey de şahsına ait olan zarfları aç- mıştı. Üstünde Bahriye Nezareti- hin damgasını taşıyan beyaz zar- Torpite filotillâm komodora binbaşı Madlong Bey fin muhteviyatı şu satırlardan ibaretti; Gayreti Vataniye torpitosu Kıdemli Süvarisi Fütüvvetlü Cemil Efondi Kaptana Donanmayı hümayunun Bahri- #iyahta lcra edeceği manevralarda donanmayı hümayun birinci ku- mandanı — Amiral Suşon — Paşa cenapları tarafından — verilecek emirleri hüsnüniyet ve cessurane bir hareketle kabul ve ifa etme« nizi tavsiye ederim, Bahriye Nazırı Ahmet Cemal Üzerinde Almanca başlık bu- lunan sarı zarf açıldığı zaman da içinden şu kısa emir çıkmıştı. | Muaveneti Milliye muhribi ile beraber Odesaya hücum edecek- siniz. | Amiral Suşon Ayni emirleri telâkki eden ko- modör binbaşı Madlong, Gayreti Vataniye ve Muaveneti Milliye torpitoları süvarilerine derhal 15 mil ile Odesa istikametine yol verilmesini emretmişti.. Bu iki torpito, tamamen harbe hazır bir vaziyette Karadenizin korkunç»e Beşiktaş dikiş yurdunda dün talebelerin bir senelik faaliyetini gösteren bir dikiş ve'el işi sergisi açılmıştır. Sergi, genç hanımları- mızın el emeğile vücuda getirdik- leri işlerin - kiymetini — tebarüz karanlık sularını yara yara ilerliyor; ihtiyaten bir kömür vapuru da bunları takip ediyordu. Amiral Suşonun verdiği emir, yalnız bundan ibaret değildi. Muhtelif gemilere, muhtelif vazi- feler verilmişti. Evvelce romörkör iken şimdi mayn gemisi yapılan Samsun vapuru, Nikolayef lima- mının ağzına, Nilüfer — vapuru, Sıvastopol — limanının önüne, ( Midilli - Breslav ) kruvazörü de, Kerç boğazına torpil dökecekler; müteferrik bir halde — bulunan Rus filosunu buralarda hapsede- ceklerdi. Ayni zamanda Hamidiye kruvazörile Berkı Satvet muhribi, Novrosiski limanını bombardıman edecek, gaz depolarını tahrip eyliyecekti. Başta (Goben- Yavuz) olmak üÜzere mütebaki gemiler de ortada — dolaşacak, şayet — Rus filosu limanlardan çıkarşa Üzerle- rine hücum ederek harbe girişe- cekti. En ağır vazife, ( Gayret ) ve ( Muavenet ) muhriplerine tahmil edilmişti. Bu iki muhrip, fenerleri söndürülmüş olduğu halde sessiz sedasız. Ödesaya doğrü - kayıp giderlerken, komodör, süvarinin yanına gelmiş, ga suali sormuştu: — Şayet, icap ederse, sizin askeriniz şapka giyer mi? (Arkası var' Toplantı, Davetler Fluryada Güzel Bir Eğlenti Hilâliahmerin — Bakırköy — şubesi mantakasının hasta ve yoksulları için bugün öğleden sonra saat 15 buçukta başlamak — üzere Filurya — pilâjında güzel bir müsamer& terlip etmiştir. Müsamerede- bu nevi eğlentilerde yapılagelen bütün güzel sürprizler koşular, çuval müsabakaları yen! usul eşek yarışı yüzerek yaban ördeği avlama yarışı gibi çok hoş tertipler de vardır. Hem eğlenmek hem hayırlı bir hizmet görmek için bu fırsatı kaçırmayımız. OÖn üçü onda Sirkeciden kalkan tren tam — zamı l maballine yetiş Adli Tıp müessesesine Davet İstanbul Cümhuriyet Müddelumu- miliğinden : Mezunen İstanbulda bulu- nan Bozcaada C. Müddelumumisi Zeki Beyin hemen Adli tp İşleri Umum Müdürlügüne müracaati ettirmesi — noktasından sayılır. Sergi bugünden itibaren umu- ma açık tutulacaktır. Resimde sergiyi el emeklerile bezeyen hanım kızları görüyorsunuz. değerli “Sayfa 9 Şehir Tiyatrosunda Vasfi Rıza Bey Bir Mektup Yolladı ( Baştarafı 1 inci sayiada ) peratifir ©o kadar hüsnüniyetle yapılmış bir teşekküldür ki be- nim, yahut her hangi bir arka- daşın bü teşekkülle alâkasmımı kesmesi imkân haricindedir.. xoo- peratife ortak olmak beygiri ve üç aahı olan bir mal sahibine, bir tek nalla ortak olmıya ben- zer. Küçük bir sermaye ile büyük bir işe kimi ortak almışlar da, o herşeye itiraz etmiştir?. Koo- peratifle benim aramda ihtilâf çıkması efendisinin mirasına ko- nan kölenin, beğenmeyip malları iade etmesinden başka birşey değildir.. ben kooperatif teşek- külünden ayrılmadım.. ben çabuk yorulan, buna rağmen aldığım vazifeleri yorulacak şekle sok- maktan zevk duyan bir adamım.. geçen kış çok çalıştım.. bir yaz dinlenmek ihtiyacını hem kendim duydum, hem doktor keşfetti.. önümüzde —altı aylık — geceli gündüzlü çalışılacak bir mevsim var.. O çalışma ve didinme ayla- rına sağlam ve neş'eli olarak girmek mecburiyetindeyim.. Bunun için de dinlenmem, tiyatro ile meş- gul olmam lâzımdi. Bunu arka- daşlarımdan, büyüklerimden rica ettim.. Onlar da büyük bir neza- ket eseri göstererek beni yazlık bahçe temsillerinden affettiler.. İşte bütün mesele bundan ibarettir «Şimdi bütün kuvvetimle önü- müzdeki ayda oymıyacağımız ilk operetin muzik provalarma çalı- şırken gazetenizdeki havadis beni büsbütün şaşırttı. Ben de diğer arkadaşlar gibi Şehir tiyatrosun- dan ayrılıyor ve İstanbuldan uzak- laşıyormuşum!! Size bu haberi verenleri cerh edin: Yalan! Deyin!.. Aklımdan geçirmek de- ei eli ( Baştarafı 1 inci sayfeda ) Her yıl (40) bin kişinin teda- visi belki —mümkündür. Fakat bunları iyi ettiklerine ve hayat- larını — kurtardıklarına — kat'iyen inanmıyorum, Eğer, ameliyat, — rontken ve radyumla (4d0) bin kişiden (10) bini kurtarılabilmişse büyük bir muvaffakiyettir. Kaldı ki, ben bu kadara bile ihtimal vermi- yorum.,, Cemil Paşa, İstanbul halkının yüzde (20) sinden fazlasının kan- serli olduğu yolunda Kâzım İsmail Bey tarafından öne sürülen müta- leayı doğru bulmamaktadır. Paşa diyor kiz * — İstanbulda yüzde yirmi değil, yüzde iki kanserli olduğunu kabul etmek bile doğru değildir. Kâzım İsmalil Beyin söyleyişine bekılırsa, 750 bin mnüfuslu bu şehirde takriben yüz elli bin kişi- nin kanserli bulunması icap eder ki, kat'iyen gayrivarittir. Bütün Istanbulun kanser ille- tine müptelâ olduğuna ne kolay hükmedilebiliyor! Allah saklasın; veba ve kolera illeti müthişeleri istilâsi sırasında bile Istanbulda bu kadar kimse hastalığa tutul- mamıştı. Böyle ceffelkalem hü- küm yürütmek bilmem ne kadar doğrudur? Sonra, Kâzım İsmslil Bey, bu hastalığın zengin, fakir tanıma- | | ihbarlar alâkada: m kamlar ta- dığımı ırk farkı gözetmediğini de kaydetmiş. Ben, fakirlerde, husu- sile dar sokaklarda, güneş gör- mez, tahta, rütubetli mahallerde gil, rüyamda bile görmedim.. Beyefendi, bugünkü Şehir ti- yatrosunun temelleri, üç Darül- bedayi teşekkülü ankazı üzerindedir Bu son ve üçüncü teşekktil Muhid- din Beyefendinin doğrudan doğ- ruya kendi eseridir. On sekiz senedir. İçatısı altında çalıştığım bu müessesenin üçüncü kuruluşun da Muhiddin Beyin eteklerine, bırakmadan yapışanlardan biri de benim.. Bugünkü teşekkül içinde benim de çok emeğim vardır. Ben bugünkü varlığın çok yok- sul zamanlarını yaşadım. O can çekişen hasta Darülbedayiin sede yesini omuzlarımda taşıdım. Dok- toru onun tedavisini üzerine aldı. Şifasını verdi. Hasta şimdi can« landı.. Onun sıkıntısını, eziyetini çeken hastabakıcı gibiyim.. Tam sıhhatini, neş'esini buldu. Onun sefasını süreceğim zaman mj bırakıp gideceğim.. Ben hiç çe- kinmeden Şehir tiyatrosu üzerinde hak iddia eder.m.. O beni do ğurdu, ben onu yaşatmaya ça lışırım.. Bütün Feyzimi ondan aldım; onun uğruna sarfettim.. Beni on« dan iki şey ayırır: Ya onu orta- dan kaldırırlar, yahut ta beni kavarlar.. Gönül rızasile çekilemi» yeceğim bir yer varsa o da Şehir Tiyatrosudur.. * Arkadaşların ayrılacakları ha- vadisini dün duydum.. Bana hü- zün çöktü. Eğer doğru ise bu acıklı vak'a beni çok üzecek, Gazetedeki resmi ne güzel inti- hap etmişsiniz.. — Arkalarından ağlayan bir adam, bir dost,, İnşallah yalandır!.., Yeniöy Vasfi Kkiza Cemil Paşanın Cevabı oturanlarda daha çok kanserli gördüm. Zenginlerde muhakkak ki nispet itibarile daha azdır.,, Cemil Paşa, kanserin mikrobu olmadığı bakkındaki iddialara karşı da, aksini iltizam ettiğini mikrobik ve sari bir hastalık ok duğu kanatinde bulunduğunu söye İiyerek : «— Bunu zaman gösterecek- tir.» demiştir. Vergi Meselesi ( Baştarafı 1 ivci soyfada ) Bunlardan ayrı olarak inhi- sarlar idaresile Mal'ye Vekâletine bir ihbar daha şudur: Değirmenciyan — Efendi, vak« tile müskirat inbsarı Lehlilerde iken (5000) lira sandık parası ele mış, fakat Lehli şirket bütün hak ve borçlarile inhsar idaresine intikal Çettiği zaman bu para Değirmenciyan Efendin'n cebinde kalımıştır. Diğer taraftan Oscp Efendi- nin, kâtibi- Karabet L kkında 30 bin liralık bir et da- davası açtığı da işsret olunuyor. Yapılan bir ikbarda bu davallik Maliyeden vergi kLaçırmak için bir - danışıklı ’.i»ğı'ısldı başka birşey olmadığı Ca bulcirilmştir. Biz haber alcık ki bütün bu yapılmıştır. ki rafından ehemmi; e'i ıtaM-:k edi- liyor. Hakikat, bu te k k ve tahe kiklerden sonra aslaşılacaklır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: