CD : ON I Dünyua Hâdiseleri | Tayyare Kuvvetleri Ne Halde ? Paris Üzerinde yapılan hava Paris manev-| Mt nıvlçılııın dan sonra Fransız ga- Felariydan, zeteleri — mevcut kan netice.. tayyarelerin — bir misli artırılması lehinde propa- gandaya başlamışlardır. Bu gaze- | telerden bazılarının iddia ettikle- rine göre bugün başlıca devlet- | lerim hava kuvvetleri şu haldedir: Fransa 2200 — Tayyare İngiltere : — 1500 ” İtalya 1150 ” Amerika : — 1800 » Almanyaya gelince onun da | lcabında harp haline ifrağ — edilebilecek sâvil — ticaret olduğu söylenmektedir. * Pıriıte açılan senelik radyo sergisinde teşhir — edilen aletler — arasında bilhassa bir ta- nesi nazarıdikkati cel bet mek te dir. Bunun sebebi herkes tarafından alınabilecek bir ucuzlukta olma- sıdır. Anlatalım: Ticarethaneye gidiyorsunuz, bir kefil göstermek suretile, yahut ta emniyet telkin ederek beş para vermeden ma- kineyi alıp eve getiriyorsunuz. Fakat makine çalışmıyor, zira çalışması için küçük bir delikten içine bir frank atılması lâzımdır. Bu frank size tamam 40 saatlik bir dinleme temin ediyor. Sonra ikinci bir frank atılmalı ki maki- me tekrar çalışsın, adeta kumba- ralı gaz veya elektrik saatleri gibi bir gey. Fakat hoş bir tarafı var: Her ay kumpanyanın memu- ru geliyor, makinenin içinde bi- riken frankları toplıyarak mu- kabilinde bir makbuz veriyor. bu suretle toplanan para makine- nin — bedelini buldumu artık ahize sizindir. * Blr istatistiğe göre bu sene Almanyanın tücaret tayya- tayyaresi 2400 eni te bir radyo makinesi releri Ticaret tayyareleri hakkında | kilometre, mesafe katetmişlerdirdir. Üçüncülük İngil- tere'de, dördüncülük İtalya'dadır. Lehistan beşinci gelmektedir. * ıııgil'ıı polisi el'an birkaç ay evvel bir bavul içinde bulu- man kadının cese- dinin- — hüviyetini tesbit ile meşgul- epeyce zamandan beri meydanda görünmeyen bir kıza âit olacağı zannedilmiş İse de bu zannın yanlış olduğu anlaşılmıştır. İngiliz gazetelerinin anlattıklarına göre bu iş ile meşgul olan polis mü- fettişi — o derece bunalmıştır ki bu kız karşısına çıktığı zaman şaşırarak: l — Neden — sandığın değilsiniz? diye sormuştur. içinde -— TAKVİM —— Ca CUMA Hızır 30 14 Eylül 934 132 Arahi DŞ $ Cem.ahar 1353 Vakli | Esanl|Vasat! YNU eet | Vasa Güneş 11 153 39) Akşam İzz — Va 22 Öğle 146 |ti 09; Yatsı |3 89 | 39 57 Bladi nu*ıuıî'—"" 093 İs 57 tane | tayyaresine malik | 10,141,000 | kilometre, Fransa- | nınkiler 9,962,000 | başında bu cesedin | j Tarihi — SO Müsahabe ——— Napolyonun Bir Cevabı: İşte Size Bir Napolyonun kadınlara hürmet- sizliği pek meşhurdur. Foş, onun daha bir sürü meşhur olmuş hususiyetleri de var ya. Meselâ hizmetçilerini elile ve sık sk döverdi. Hiddeti geçince de, bi- raz evvel hırpaladığı adamlarla candan dost imiş gibi konuşmıya girişirdi, tavır alırdı. Yine o, enfiye — çekmediği demlerde mutlaka çakı ile oynar- dı, oturduğu mühteşem — ceviz koltuğu yontup dururdu. Yine o mükemmel bir hatip ve kâtip olduğu halde Fransızçayı yanlış konuşurdu. Session — diyemerzdi, section derdi, Point culminant demeyi beceremezdi, boyuna lo- int fulminant kullanırd. Napolyon şürde yazardı. Fakat tabiatin güzelliklerinden, hayat hadisele- rinden ilham alarak değil. Kaplan gibi köpeklerden falan bahsede- rek! Napolyonun enfiye çekmesi kadar göze çarpan huylarından, itiyatlarından biri de kızdığı vakit şapkasını yere atması, çiğneme- mesidir. Kadınlara — gösterdiği hürmetsizlik de dahil olmak üzere büötün bu tuhaf halleri, onun Korsikalı olmasına atfediyorlar. Seyyahlar, Korsikada, Ajaksiyoda bütün —ağaçların, — bahçelerdeki kanapelerin kertik içinde bulum duğunu — söylüyorlar. çocukluğunda ormanları, bahçe- dolaşırken ağaç yontmıya alışan Napolyon, İmperator duktan sonra bu adeti bırakama- mış. Bir Fransız muharrir, yine Korsikada bir ihtiyar ile müba- hase ederken herifin kasketini yere attığını, ayağile çiğnediğini kaydediyor. 1813 de «Dresderde Metternich ile siyasi bir münaka- şa yürüdürken şapkasını odanın ortasına kadar fırlatan Napolyon, şüphe yok ki, bu Korsikalıya benziyordu. Yine Metternich hatıratında diyor ki Napolyonun ağzından bir kadına karşı nazik bir kelime çıkmamıştır. Çünkü — Korsikada terbiye böyledir. O diyarda ve hele on sekizinci asırda kadınların hiç bir kıymeti yoktu. Bir anneye kaç çocuğunuz var denildi mi, bun- dan maksat, kaç oğlunuz var, de- mektir. Kızlar hesaba girmez ve 6 anmenin dört kızı olup ta hiç son derece nazik bir | Demek ki | nl-l oğlu olmasa şu cevabı verirdi: Çocuğum yok, dört kızım var!. Napolyonun kadınlara hörmet- sizliği de işte buradan, Korsikalı- hktan geliyor. Madam dö Stael gibi devrinde Fransanın kıymetli incilerinden biri sayılan yüksek bilgili bir kadına Napolyonuu kaç çocuğu olduğunu sorarak - “hiç,, cevabını alması üzerine “ Siz ka- dın değilmisiniz madam,, demesi de ayni sebepdendir. Bununla beraber — Napolyon kadınları çok severdi. İlk karısı Josepline'a gençliğinde candan aşık olmuştu. Çocuklar sahibi bu dul kadın, kendinden yaşça kü- çük ve muhteşem bir istikbale namzet Korsikalıya ilk izdivaç yıllarında pek de sadık değildi. Hattâ onun aşkımı istihfaf ediyor- | du, kendi hava ve hevesinde ge- ziyordu. Harp meydanlarında za- fer topliyan Napolyon, şuh - ve oynak karısını yanına getirebil- mek İçin çok zahmet çekiyordu. Josephinin lâübaliliği bazan o de- receye varırdıki Napolyon, koca- hk haklarına ve kocalık şerefine leke bulaştığından şüphe ederdi, ıstıraplı günler yaşardı, karısının güölerevemLemELeK LA yesasesEse L Yeymi, slyesi, Havadie ve Halk gazetesi | Baki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Bazetemizde Bahfuz ve getetemize gittir. ABONE FiATLARI Abone bedeli değiştirmek ae Gelen evrak geri verilmez. ilânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzıdır. indir. Adres ;ı TÜşŞtUK. & .Resim — Yirmi; « le çıkan yan | ve resimlerin bütün hakları || bhareketlerini tarassut — ettirmek mecburiyetine düşerdi. Napolyon imperator olduktan sonra vaziyet değişmişti. Artık telâş eden, ıztırap çeken, şüphe- ler besliyen ve.. yalvaran Josephin di. Genç imperator, milyonlarla kadını kendine hayran bırakmış bir erkek seviyesine yükselmişti. Elini sallasa ellisi, başını sallasa tellisi ayağına kapanıyordu. Harp kaplanı, kadın kalplerinin de ilâhı olmuştu. Josephin, vaktile pek mühim- i sediği, ateşli hamlelerine soğuk | karşılıklar vermekten çekinmediği kocasının şimdi tek bir sözünü işitmek için yanık İştiyaklar besli- yordu. Fakat Napolyon, — Mısir seferinden döndüğü günden beri ihtiyar bulmıya başladığı Jose- phinle ancak “ resmen ,, alâkadar | oluyordu. Kadının başına bir taç geçirmişti, fakat onu kendi yüre- ğgindeki tahttan atmıştı.. Genç imparator, tam bir Kor- sikalı gibi davranarak karısına artık ihtiyar — olduğunu açıkça söylemekten de — çekinmemişti. Josephin bu öldürücü hakaretin elemile kıvranırken beriki hemen hergün bir kadın değiştiriyordu. Josephin haşmetlü imparatorun İltifatına nall olan o alay alay kadınların nerede, ne — süretle, hangi vasıtalarla kendi kalp hak- kına el uzattıklarını marazi bir dikkatle takip ve tetkik ediyor- du. Hiçbir kadının Napolyona süreklice tasarruf — edemediğini | görmekten garip bir teselli duyu- | yordu. Bugün gelen kadının — ya- rın yerini başkasına bıraması, | Josephin için, adetâ bir öç alma | zevki veriyordu. Kendini — yaralı- yan her kadın, ayni yarayı ala- rak kayboluyordu. Bu, ihmale uğrıyan imparatoriçeyi biraz mah- zuz ediyordu. İşte bu vaziyette ve Napol- yonun bir erkek çocuk doğurakma- dığı bahanesile Josephini boşamı- ya karar vermek istediği sıralarda Matmazel — Jorj atlı bir aktris | sabneye çıktı, harp arslanına sü- reklice bir heyecan aşıladı. Na- polyon bu genç artiste, hemen hiçbir. kadına göstermediği bir alâka İle temayül etmişti. Sıksık | saraya getirtiyor. Ve orada alhıko- yuyordu. Jesepbin ogüne kadar tatsız birer rüya gibi gelip geçen ka- dınlar arasında birdenbire yaşıyan bir hakikat peyda olduğunu gö- rünce hastalanmıştı. Bir aktrise, | günlerce yerini bırakmak son de- Karl Mektupları Çumrabıların 4 Başvekilimizden Temenmnileri f Memleketin zahire ambarı V€ | Konya ovasının bir köşesi olaf | Çumra bir kaza merkezidir. Bağ" rından şimendifer hattı geçen bU belde harbi umuminin acılı güt” lerinde vatanına milletine ve onuft ordusuna azim mikdarda yetişdif” diği buğday, arpa,| pirinç ve saif mahsulatı - İle hizmet etmiştii: İşte bu mahsulâtı veren hazint ile belediyenin malı olan yüz birt' lerce dönüm — arazi ve merl metrük ve istifadeden mahrut bir haldedir. Milyonlarca lirayâ — mal olan sulama sahasında bulü? nan bu arazinin vatana kavuf' makta olan muhacir evlatlari il6 doldurulmasını aziz cümhuriyet* | mizin yüce Başvekilinden ateşifl hürmetlerimizle dileriz. 4 Çumra C. H.F. Reisiz Rakım, Ziratl — Odası Reisis H. Avni, Milli İktissl — ve Tasarruf Cemiyeti Reisi: Ş. Ke — | Bir Mübadil Kadının İstirhami | Bundan bir buçuk ay evvel Adapazarı İskân dalresi tarafın” dan iskâmı âdi suretile verileti hanenin tapusu da verildiği haldt tekrar elimizden alınarak diğef bir mübadile verildiği ve bu hudü sta müracaat etmediğim yer kak | madığı halde henüz bir netice alıf | mamıştır. Sefaletine nihayet veri” mek Üüzere'tapu ile tasarufumuz* da olan, evin tekrar indesi husut sunda İcap eden makamlarıf nazardikkati — celbetmenizi - ricl | ederiz. ; Adapazarı Büyükpoşkirci mahallesin! de ölü Kadir kadir karısı Emine < Otobüslerde İntizam ——— Bir karlimiz yazıyor: | Istanbul, Edirne ve mülhakâ* tına işleyen otobüsler çok intl* zamsızdır. Ayni kasabaya işleyeli iki otobüs arasında bâriz bir fiat farkına — tesadüf edileceği giu yapılacak bir muayenede bunlarıfi | ekserisinin işleyebilmek evsafınl kaybettiği ve emniyet tertibatıf" dan mahrum olduğu görülecekt! Bu otobüslerde sıhhi şartla: fenni emniyet tertibatının ve fist intizamının temini icap eder kâ” aa li rece diyordu. — Taçifl böyle orta ıuh'ıbir’çlçoj. mağ' lâp oluşundan mütcessirdi, dok” tor lara muhtaç olacak kadar muf” taripti. Halbuki Napolyon, üç beş güf sonra Matmazel Jorju da mühimse” memeğe başlamıştı. Bir göz inci" zabile ansızın yıldız mevkiine y_lhî H selttiği bukadını da yine yerint' toprağa bırakmak Üzere idi. nun için bir vesile, kendi meşrt” | bine uygun bir fırsat arıyordu. Matmazel Jorj, kendine dan bağlı zannettiği hoppa rubli aşıkına aradığı fırsatı vermek' | Eıdkıııııli. Bir. gün Nıpolylı.’ | onuşurken elini onun omu: attı, cilveli bir sesle rica etti: — — — — Bana bir resmini ver, $it di ver. Olmaz mı kaplanım? Napolyonun Korsikalılığı kabaf” dı, bir elile omuzundaki yum' el kolu indirirken öbür elile clbî ü den bir altın çıkardı, aktr uzattı : — Alınız, dedi, bunu alını — üstündeki resmin bana çok diğini söylüyorlar. Ben bu yiş! pek anlamıyorum amımı nın yirmi iki ayar olduğuna * nim. Güle güle sakla!.. Ve sırtını. çevire bit çıktı, aktris ıîorju, elinde “:“. altın, hayret İçinde bırakıp * | şap, gitti. — M T CJ pre” berir nt