İTTİKAT » TERAKKİ 8 inci kısım No, 53 Her hakkı mahfuzdur. 9 « 9 934 Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? » Ziya Şakir Almanlarla Avusturyalılar Sıkıştıkça lânımızı Bekliyorlardı.. Bizim De Harp İ Buna mukabil heybetli ( Rus silindiri ) ağır ağır Şarktan ilerli- yor, önüne gelen bütün mukave- met vasıtalarını çığneyip eziyor; Şarki Prusya ve Galiçya tarafla- mmr kan ve ateşle yoğurarak AL Mmanları ve Avusturyalıları hezimet uçurumlarına doğru sürüyordu. Al- ğ Mmanlar ve bilhassa Avusturyalılar, fena halde sıkışmışlardı. Sefir, he- men hergün Babıâliye geliyor. Sad- Tazama: — E, artık seferberliğinizi İkmal ettiniz. Daha ne bekliyor- Bunuz. Bu vaziyetten, (Kayzer) (1) fena halde sinirleniyor. Benden hergün izahat talep ediyor. Diye ısrarda bulunuyor.. Sefir gittikten sonra da Enver Paşa, kaşlarımı çatarak: — Sefirin haklı var. Müttefik Oocdular, fena halde dayak yiyor- lar. Böyle bir zamanda onlara yardım etmezsek, ne zaman ede- ceğiz?., ( İttifak ) m manası kak Muiyor. Diye sefire hak veriyordu. Birgün yine telâşla Almanya sefiri Babıâliye gelmiş, sadrazam Halim, Harbiye Nazırı Enver, Blhriyg Nazırı Cemal Paşalarla Dahiliye Nazırı Talât Beye şu söylemişti: — Biz, şarkt Prusyada Rus- lara karşı büyük bir çevirme hareketine hazırlanıyoruz. Kayzer, bu taarraz kuvvetlerinin başına, Ceneral Fon Hindenburg'u ge- çirdi. Zaferden eminiz. Bari sizde kımıldanın. Bir hareket gösterin. Hiç olmazsa bir nümayiş yapın. Artık, bu böyle devam edemez. Sizden kat'i cevap istiyoruz. Şunu da unutmayın ki, Allah göstermesin, bizim mağlübiyetl- Mmiz, sizin de felâketiniz demektir. Bu tereddütle kendinizi mahve- deceksiniz. Demişti. Sefir gittikten sonra, bu mesele evvelâ bu dört zat #rasında ve sonra da diğer vü- kelânın celbile bütün meclis hu- zurunda müzakere edilmiş.. Yine, ekseriyetin (bitaraflığı muhafaza) da devam hususundakl ısrarlarile heticelenmişti. Bir iki gün sonra, Almanların Ve bilhassa Fon Hindenburgun kazandığı (Tanenberg) — zaferi, harbin mukadderatırlı yine altüst etmiş.. Alman kudret ve dehası» Dın, nâ mağlüp olduğunu iddia edenlere hak — verdirmişti. Bu :'.hlî:l _g:ıuıl) .iımindekl Alman yaleti verilmiq:mğt:: ç.ny ::- Yavuz ve Midilli ıııuıı...g.,.:.,—. halde filonun talim için Kıı—.:: nize — çıktığı — işitilmişti, Harp aleyhtarı olanlar, filonun Karade- hize çıkmasından fena halde on- dişe etmişlerdi. Çünkü, herhan- gi küçük bir hadise, derhal har« be sebebiyet verebilirdi. Bunabina- endirki vükelâ heyeti, Harbiye ve Bıhn'ye Nazırlarından - izahat İs- temişlerdi.. Bahriye Nazırı Cemal — Filonun #mir vermedim. Dedi, Fakat Enver Paşa der- [î) Alınnıyı İmparatoru. çıkmasına ben LT ( Osmanlı bayrağı çekildikten sonra (Yavuz) ismini alan (Goben) zırklısı) hal kaşlarını çatarglk cevap verdi: — Amiral Şuson, Başkumandan vekili sıfatile bana müracaat etti. Donanmaya — büyük manavralar yatıracağını söyledi. Tabiidir ki Marmara denizinde büyük manavra yapılamaz. Gobenle Breslavın, Osmanlı sancağı altında olsa bile Çanakkaleden dışarı çıkmamasına ve çıkarsa batırılacaklarına dair de düvelimütelifenin bize tebliği yar, Eh, amiralın lüzum göster- diği manevra nerede yapılacak?.. Filo, İster istemez, Karadenize çıkacak. ;- Ya, bir hâdise zuhura ge- — Ne hâdisesi zuhura gelebi- lir?.. Amiral ne delidir.. Ne de çocuktur. Aklı başında bir &sker dir. Bâhüsus lüzum gösterdiği ilm? ve fenni bir sebeple hareket etmektedir. Enver Paşanın bu sözlerine, derin bir sükütla mukabele edil- mişti. Ancak, son meclis müzar keratında, Osmanlı hükümetinin bir müddet daba bitaraf kalmasını rica etmek için Berline gönderil- meleri takarrür eden Halil ve da- mat Hafız Hakkı Beylerin, bir an evvel azimetlerine karar verilmişti. * Seferberliğin ilk günündenberi Almanyadan, —Avusturyadan ve hattâ Italyadan musevi tüccarlar, fabrikatörlerin komisyoncuları mütemadiyen — İstanbula — gidip geliyor; buradaki maruf musevi tüccar ve komisyoncularla sıkı temas ve müzakereler cereyan ediyordu. Harbiye — nezaretinin leyazımatı umuümiye dalresinin salon ve koridorlarında, koltukla- rının altında çantalar, kataloklar sıkıştırılmış olan bu tüccar ve komisyonculardan geçilmiyor; le- vazımatı umumiye reisi İsmail Hakkı Paşanın etrafı, glttikçe sıkışan bir şebeke ile çevriliyor- du... Bu şebekenin bir ucu, Istanbuldaki — Alman kolonisine diğer ucu da; İttihat ve Terakki cemiyeti mahafilinde büyük bir nufuz kesbetmiş olan bazı maruf isimli musevilere temas ediliyordu. Tokatlıyanda, Perapalas'da, Be- yoğlu kibar hayatına mensup musevilerin salonlarında ziyafetler veriliyor; bu ziyafetlerde levazım dairesine mensup erkân ve ümera davetlilerin en şerefli mevkilerini işgal eyliyordu. Bu hal, birçok dedikodulara sebebiyet veriyordu. Bu dediko- duların en başında da, bu ziyar fetlerde patlıyan şampanya şişe- lerinin, top gürültülerine birer kılavuz olduğu iddiası bulunuyor- du. — (Sulistimal) — tabiri, henüz mevzuubahs değildi. Endişeler, sadece bir nokta üzerinde toplan- makta idi. Kulaktan kulağa de- veran eden şayıalara dikkat edi- lecek olursa söylenen sözler, şu kelimelerle hülâsa edilebilirdi. (Arkası var) Kasa Soyan ihtilâlciler ( Baştarâfı 1 Iincl sayfada ) Üzerine çavuşlar ve siviller kışla» dan çekilmişlerdir.. Bu sırada ihtilâlci çavuşlardan — Tomokos kışların kasasını kırarak içinden 16,200 dırahmi almıştır. Hâdiseyi haber alan mevki kumandanı hemen takibata giriş- miş ve ihtilâlci çavuşları yakalat« mıştır. Yalnız kasayı kıran henüz yakalanamamıştır. Yapılan tahkikat neticesinde, harekete karallık ilâm maksadile teşebbüs — edildiği ve — ihtilâlci- lerin başında kadro harici zw bitlerden miralay Niklambas ile yüzbaşı — Sarantakosis'in bulun- dukları anlaşılmış, ikisi de tutul- muştur. Bu arada birkaç sivil de tevkif edilmiştir. Tahkikat devam ediyor.— A. V. Elebaşı olarak — yakalananlardan: Kanotge, şapkalısı yüzbaşı Saran« takos, fötr şapkalısı miralay Niklambar Tahlisiye Umum Müdürlüğünden : Sinopta Boztepe Fenerinin bulunduğu mevki ile Marmara ada- sının yanında Hayırsızada fenerinin bulunduğu mahaldeki sis dü- düklerine ait makine dairelerinin inşaatı kapalı zarf usulile ve ayrı ayrı olarak münakasaya konulmuştur. Her birinin keşif bedel- lleri “6000,, küsur liradan ibaret olan mezkür binaların ihalesi 24 Eylöl 934 - tarihine müsadif Pazartesi günü saat İd te ayrı ayrı olarak icra kılınacağından taliplerin şartnameleri görmek üzere Galatada müracaatları. Çinili Rıhtım — hanındaki Idarei Merkeziyeye «5393,, İstanbul Posta T.T.Başmüdürlüğünden: Altı buçuk ile sekiz metrelik 300 ilâ 400 adet kestane telgraf direği Istanbul'da teslim şartile pazarlıkla mübayaa edilecektir. Talip olanların teminatlarile birlikte 12/9/934 saat onda Galatasa- rayında Beyoğlu Posta müracaat eylemeleri. 'BiRİKTiREN T. T. merkezinde müteşekkil komisyona “5524,, RAHAT-EDER