Trakyanın inkişafı için Milletler cemiyeti top- yakında yeni tedbirler alınacak Sene 16 — No: 5718 — Fiatı her yerde 5 MARE PAZAR — 9 Eylül 1934 “Avrupada harp tehlikesi var- dır fakat harp patlamıyacaktır,, M. Benes muharririmize: “Harp orada ise bizler buradayız, diyor Prag 6 (Huswe si) — Çekosle- vakya (hariciye Dazırı M. Benes, Prag felsefe kon- gresine (iştirak eden murahhas- ların şerefine bir çay ziyafeti ver- miştir. Bu ziya- fstte murahhas- lardan başka di- ğer birçok zevat ve gazeteciler de bulunmuştur. M. Benes Türk murahhasları ile çok samimi su- relte görüşmüş ve beynelmilel felsefe kongre- sinde Türklerin temsil edildiğini görmekten çok memnun olduğu" nu söylemiştir. M. Benes ile konuşulurken bir aralık söz dünya sulhuna (intikal etmiştir. Çekos- lovakya hariciye nazırı sulh hak- Bir kamyon arabaya çarptı Arabacı ağır yaralandı şoför kamyonla kaçtı Cuma günü Topkapı haricinde Jandarma mintakasında feci bir araba ve kamyon çarpışması ol- muştur, Geçen cuma günü o yolda iş“ İiyen Zeki isminde bir arabacı iki yolcuyu arabasina almış ve ağır ağır bahçeye doğru ilerilemeğe başlamıştır. Araba kalabalık yolun bir kenarından ilerilerken arka- dan çok hızla ileriliyen bir kam- yon peyda olmuş ve bunu gören- der bağrışarak kaçmışlardır. — Biraz sonra koca kamyon bü- tün hızile gelip arkadan Zekinin arabasına çarpmıştır. Bu şiddet Ji çarpışmada arabanın ön tara- fında oturan Zeki yere yuvarlan- mıştır, Bu esnada hayvanlar da ürküp bir müddet arabayı sürük- lemişler ve Zeki tekerleklerin al- tında kalıp tehlikeli surette yara- lanmıştır. İçindeki yolculara bir şey olmamıştır. Etrafta bulunanlar derhal ür- Ken beygirleri durdurarak ikinci bir kazanın önüne geçmişlerdir. Ağır yaraların tesirile ağzından, burnundan kan gelen Zeki ifade veremiyecek bir halde hastane- ye kaldırılmıştır. Kazaya sebebi- yet veren kamyon vakayı mütea- kip hiç durmadan bütün süratile kaçtığından şoför henüz yakalana- mamıştır. Jandarma bu meçhul kamyonu arıyor. Çekoslovakya hariciye nazırı M, İ miyeti Milliye» refikimizde çıkan ve i mühim bir yarayı deşen bir makalesini Dikkatle mz Mekteplerimiz ve gençler Falih Rıfkı bey arkadaşımızın «Hâki- MZ Gele 5 m . bu yazıyı dikkatle okuduklarına şüphe yoktur. Mektep açmak, memleketin dört ta- rafında şu kadar lise, şu kadar orta mek- ! |İ tep ve bilmem ne kadar ilk mektebi- mizdeşu kadar biri Türk çocuğu oku- | tayorut demek kâfi değildir. il Asıl aranscak şey mektep kapıların- dan çıkardığımız bu gençlere verdiğimiz tahsilin kalitesidir. İmtihanlar biraz sıkı tutulunca neti- ce maslesef hiç te bizi memnun ede- lığı düzeltmek için hakikati meydana koymak en kestirme yoldur ve bu ba- kımdan arkadaşımızın makalesini mem- İdket hesabına çok faydalı görüyoruz. Ticarette namuskârlık Dünkü «Akşam» da yağların açılığı hakkında bir yazı vardı. Banu okurken bizde ekser tüccar ve esnafta öteden- beri kökleşmiş fena itiyadı hatırladık: Tabiri mahsus ile dalavere ile mal sat- mak. Bakkaldan halis Trabzon © veya Halepyağı diye aldığımız yağların halis- liğinden emin olabilir miyiz? Yazının mevzuu yağ “— vel bu misalden bahsettik; yoksa bu maa- lesef hemen her nevi crzaka, çimi mala, teşmil edebiliriz. Halbuki başka Avrupa memleketlerinde bir bakkal dükkânm- dan alış veriş edip çıkarken eminsiniz ki yüz kuruşa aldığınız yağ hakikaten yüz kuruşluktar, | Bu yalnız o belediyenin mürakabesi meselesi değil, her seyden evvel bir meslek ahlâkı meselesidir. Sırası geldikçe ücarette etâs namus. kârlıktır, der dururuz, Fakat tüccar ve esnafımızın kaçı bu güzel düstura göre | hareket etmektedir? İhracat mallarımızdan bazılarının dün- | ya piyasalarında rağbetten düşmelerine ee ekseriya bu bilekârlik değil mi- ir kında çok nikbin olduğunu söy- lemiş: “Vakit vakit mütefekkir- lerin birleşmeleri ve konuşmaları sulhu daha ziyade kuvvetlendire- cektir, demiştir. Milletler cemiyeti müzakerele- rine iştirak etmek üzere olan | Çekoslovakya hariciye nazırına | sordum: — Şu halde ortada harp teh- likesi yok demektir. M. Benes bu sualime şu cevabı verdi: — Harp tehlikesi vardır, fakat harp patlamıya- caktır. Harbin böyle her zaman patlamak üzere olması bilâkis sulhü kuv- vetlendiren © âmillerden biridir. Bu gibi alâmetler bizleri daha tetik bulun- duracak, her hangi menfi bir nikbinlikten kurtara- cak ve daima sulhun nigehbanı yapacaktır Endişe etmiyelim, harp orada ise bizler bura- dayızl İlzmirin kurtuluşu 12 yıl evvel bugün ordümuz İzmire girdi İzmir, bugün kurtuluşunun on ikinci yıldönümünü kutlu- luyor. 26 ağustos sabahı Af- yondan başlıyan taarruzumuz, İ İ) ldâgüngibi az bir zaman zar. | fında düşman istilâsi altında bulunan bütün garbi Anado- f luyu kurtarmağa muvaffak olmuş ve Büyük Gazinin tari- |) bi emri yevmisindeki «Ordu. lar ilk hedefiniz Akdenizdir» ) emrini yerine getirmiştir. 9 Eylül yalnız İzmirin de gil, bütün Türkiyenin en bü- yük bayramıdır.Muzaffer ordu- larımızın İzmire girişi Afyon. da, Dumlupınarda kazandığı. İl mız zaferlerin parlak neti- N cesidir. Türk tarihinde altın harf- lerle yazılan bu yıldönümünü yaratan ve başaranlara Türk | | milletinin ebedi şükranlarıni sunarız. Gazi enstitüsü Ankara 8 — Gazi enstitüsü mü- dürü Halit Ziya bey sıhhi sebep- lerden dolayı istifa Fa etmiştir. Haydarpaşa lisesi Ankara 8 — Haydarpaşa li. sesile beraber ayni ye rdekurula- cak muallim mektebinin de teş- kilât kadrosu üzerinde çalışılmak- tadır. landı, Cenevrede hara- retli konuşmalar oluyor Telefon : 24240(İdare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Trakyanın iktisadiyatı Peynircilik, yaş meyva yetiştirmek ıslah edilecek Iktisat vekili Celâl beyin Trakya seyahati hakkında muhabirimize mühim beyanatı Alpullu 8 (Hususi) — İktisat vekili Celâl beyin Alpulluyu ziya- retine ait malümatı telgrafla bik dirmiştim. Bu ziyaretten istifade ederek iktisat vekilimizle Trakya intibaları hakkında görüştüm. Ce- lâl bey ilk sorduğum: «Trakyayı nasıl buldunuz?» sualine şu ceva- bı verdi: «— Edirne hakkında düşün- diklerimi orada halkın huzurun- da söyledim. Edirne bizim için va- tanın en kuvvetli bir parçasıdır. Onun saadeti için her fedakârlığı iktihama hazırız. Edirneden Alpulluya Ücenliip. rü yolile geldim, Bu yolu bilhassa köylülerle görüşmek için tercih ettim. Çifçinin vaziyetini iyi bul- dum. Pancar zeriyatile uğraşanla- rın diğerlerinden fazla kazanç ha- linde olduklarını bizzat kendile- rinden işittim, — İktisadi programınızda Trak. | ya için neler düşündünüz? «— Muhit için yapılması lâzım gelen şeyleri en ince teferrüatına kadar tesbit etmek ve buna göre karar almak mutadımdır. Trakya münevverlerile yakından temas et- tim. Muhit için menfaatli gördük- leri arzu ve dileklerini bana söyle- diler. Bunları omütehassıslarına | tetkik ettirdikten sonra bir kara- ra varacağım ve o kararı bir um- dei esasiye olarak tatbike çalışa- cağım. Bunun için biraz beklemek lâzım gelir. Trakyanın mühim iktisadi işle- ri arasında peynirc , yaş mey- valarını ve yetiştirdiği bazı ipti- | dai maddelerin sanayiini ele ak | mış bulunuyoruz. Şimdilik bunlar | tetkik mevzuumuz meyanındadır ve yapılması müşkül görülmiyen işlerdir. — Alpullu fabrikasını ilk defa mı ziyaret ediyorsunuz? Değilse o vakitten bu güne kadar ne gi- bi farklar gördünüz? * «— Alpullu fabrikasıni ziyare- tim bununla iki oluyor. Benim ilk ziyaretim ile bu ikincisi arasında geçen üç sene zarfında büyük iş- ler görülmüştür, Fabrikanın tesi- satı büyütülmüş, fenni işler tama- | RAL ANA 1 0 BAM 3 BG —Sen şu aksiliğe bak, bu yaşa geldim, para biriktirdim, oturacaktım, kavuşturamıyorum iştel., / Iktisat vekili Celâl bey son seyahati esnasında men denilecek derecede memleket çocuklarına intikal etmiş, muhite ve memleket iktisadiyatına olan tesirleri genişletilmiştir.» — Diğer şeker fabrikalarının vaziyetleri nasıldır? Onlar da Ak pullu fabrikası gibi muhitlerini zenginleştirmişler midir? «— Alpullu şeker fabrikası di ğer şeker fabrikalarının kardeşi dir. Tesisat itibarile hepsi ayn (Devamı 2 nci sahifede) Cemal Nadir ve Amca Bey Bir haftadanberi tatil yap- makta bulunan karikatüristimiz Cemal Nadir bey yarından itibaren tekrar çalışmağa baş- lıyacaktır. Aynı zamanda Amca Bey de tatilini bitirmiştir. Binaenaleyh karilerimiz yarınki nüshamızda hem Cemal Nadirin karikatürlerini, hem de Amca Beyin görüşlerini e seve seve bakıp opazak lida kollarımı kavuşturup