| | | | | İ Yazan? AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI “ İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 167 “Bir yar sevdim, çabuk uçtu elimden!,, şarkısı dillerde dolaşırken, Murat, ww altında sızıvermişti. Kaptan paşa, bu sırad li elini yavaşça Muradın koynuna uzattı. Ahmet paşa, Venedikli tacirin “ağ elan işitince canı $i- rimel, Mu- > dara a bu a dokun- i İş anı Gi til n pe Hledikrim sonra kendisini serbest bırakacağım. Rüstem beğ, Ahmet paşanın kulağına eğildi: — Bu bir m Padişah duyarsa, Muradın yakar. Ahmet Paşa, Mei e k ii eler araştırırken, sa- ki, şarap tepsisile beraber afyon ei b ik olamaz il t paşaya ayni fikirde Mİ ğunu ihsas etmişti. Çengi asd davul z Kı yamet kop! ve saral, in defler Muradı yavaş semletiyor. iu. urat reis, uzun seneler vardı ki, bu ül eğlenceli bir düğün görmemişti i. ein, m dağılırken, Ahm air du ıma ermişsin, dedi, he- le bir çubuk tüttür de aklın başı- na gelsin! Murat Kumkapıda (Jüzetta) nın gizlendiği köşkün anahtarını ei yerleştirmişti. o Kendi kendine — Yan saat sonra gitsem de Di e kendisine uza- tılan çubuğu aldı. iğer elleri er de geniş kol- tuklara oturmuşlar ve tazelenen afyon çubuklarını çekmeğe başla- mışlardı. Murat bir gece (Otranto) da afyon içmiş, çok sarhoş olmuştu. Bir akşam da Köycükte Hamza beyin odasında afyon içtiğini ha- tırliyordu. Eyüp civarındaki bahçeli bir il çikan sonra, göğsünü kabartarak geniş bir nefes aldı.. Arkadaşlarının yü- züne baktı.. Hepsi çekiyorlardı. Hepsi neşeliydiler. Murat ardı sıra bir ii e birden çektikten sonra, akta kıvrıla kıvrıla oynıyan çengi A gördü. Bu kadın neden türkü si İM Benim geldiğimi ein mi? iyerek sakinin kulağına bir şeyler fısıldadı. Saki mi Ne ne yapıp ya- pacak, li Söğmağ ederek, koynunda > anahtarı kim- “seye sezdirmeden alacaktı. Çengi Afet, iğ gönderdi- gi haber üzerine yüksek, yanık se- sile Muradın Şarkılardan e söylemeğe başladı: deri: çabuk uçtu a Murat inizi içti... ki paşanın gözleri Bir Simi gülü- yi reis? — Yaşa... Diye bağırdı. e Afet şarkısına devam ve göğeüne gül takışında. Yakardı, içime her akı ig Bayıldım tâ bana ilk bakışın da, Bir yar sevdim, çabuk uçtu elimden!» derim haa in söylemiş Murat bu ie sarı saçlı bir yı ve çengilerin ağzı ii çarçabuk MN her köşesine Fay erniilar coşmuşlardı.. Zil ve def sesleri e her- kes içki kadehi rada eski şen mi — > rini öle bu şarkıdan €ssir olmıyan kimse reisi erkesin ağzında, ei Bir yar sevdim, mein Kaptan paşa, sakiye seslendi: — Kalelerin elde baka- biyeli doldu. Saz ve söz durmuştu. Kameriyenin altında derin ve manalı bir sükünet vardı. Muradın, donanmaya yeni nan basilaliğ ra hakkında e gündenberi kaptan paşaya söyle- mek istediği söner boğazında dü- ğümlenip kalmı omuzlarına dani ii rdu. Gözleri birden kapanmıştı. Murat çoktan- beri bu kadar çok sarhoş olduğu- nu emin Murada bir taraftan afyon çek- ei — ai da ardı sıra şarap ediyorlardı. Murat bir die içinde kendin- den geçmişti, Kemal reis te sarhoş olmamış değildi. Eğer onun da gözleri ka- panmamış olsaydı, belki de Mu- ani bile kımıldamağa mecali yoktu,. Ve kollarını kıpırdatamı- Töre Afyon , Ahmet paşadan baş- ka eri uyuşturmuştu. n paşa bu sirada yavaşça elini Nuran koynuna soktu.. Arkası var) 1 Pakel; aşk devletinin te- şekkülünden beş asir evvel (Yunus) is- minde bir Türk tarafından icat edil. sonra onuncu asırda Bağ- imi Her akşam bir hikâye | Yirmi sene sonra j — Şu kadını tanıyor lm . ngii aik bey gözlerini kısarak © tarafa doğru — Tanımıyorum. Bir nberi > Ya bir ahbapmış gibi hep san: kıyor. Hattâ selâm Bye: ve yaptı nis — O halde neden benim bak- sen mukabele edec: — Kendimi keli dışarı attır- mağa hiç niyetim yok. kıskançlıktan vaz geçemiyorsun, iç olmazsa onu kibarca, zevki selime uygun sur yap. — m en hiç kıskanç değilim. Ol- mıyacağım da... Fakat böyle ken- disini bir erkeğe göstermek için en bir kadın ile eğlenmek aki bir n bir kadın... e utanmaz şey. enin karım olduğunu ne- reİla bilecek? — Demek beni bir aşifte zan- nediyor, öyle mi? — Sani a bunu evvelden kaç ke- ez. — Bak kadın kavga ettiğimizi anladı da ne keyifli keyifli sa- na bakıyor... — Muallâ, çocukluk etme di- yorum. Bu kadının hiç günahı yok, Kendisini tanımadığımı sana temin ederim. Bak — Ben gidiyorum, seni hanı- mefendi ile yalnız birakiyorum. — Şu dakikada o kadını « sana hakikaten tercih ederim. de boyadan eser yok. Sade, en (Vasco de Gama) ve (Albuguergue) Arap gemicilerinde meye pi İ ni ederek şöhret lardır. ii nl Tele (Jerome namındaki papaz: ei GER (ibmülhe Türklerden / (Yunus) üsell sadiye ecramı semaviyenin eb: tai hakkındaki malümatı Avru- palılar tamamen şarktan almışlardı? tar- znda v m şi izahatla hakikati itiraftan tih devrindeki harp gemilerinde en mükemmel pusla ve haritalar bulundu- imkân kalacak arita kâ- leri * er mesleği) ni on altıncı asır hüke- masından ize mektep (tedrisatı arasına sok! sonra, haki di kâşifler nr) Saçları oksijensiz. İşte böyle bir karım olmasını is- — Pekâlâ, ben odama çıkıyo- hat rahat oturacağım. Sen de key- fine bak? Genç kadın hiddetle yemek sa- lonundan çıktı. Faik bey başını kaldırınca o biri kadını masa» sının önünde, ayakta gördü. Ka- — ARE efendim... di- yordu. —Kiminle müşerref oluyorum, hanmendi tanımıyor musunuz? — — yam İdi Erenköy . Mev i köş- kü d de bulamıyor ece — Evet ek rapi Zübeyde? —— evvelki son yazı düşün- ZE... “Faik bey sapsarı kesildi. Ağ- zından: — Yirmi sene oldu! cümle dökü — Evet, seferbörlk ilân edil ii Sen ere çe İlk on buselerimizi teati ederken birbirinizi bekiyceğimie dair yemin RE ana: orkma, arp çabuk biter, ben Heretli bir halde döneceğim, o evleneceğiz» iyordun. Ben di sana; «Faik, ben dünyada iki kere sevebilecek bir kız değilim, ölünciye kadar seninim, seni bekliyeceğim» di- e cevap vermiştim. İşte bekledim. gelmedin. diye bir Di mra biz Suriyeye gittik. Sa- taahhütlü mektup yazdım. Ge- ri geldi. İşte yirmi sene sonra, tek- ar İstanbula geldim. Şimdi yal- ım. Erenköyüne gittim, Mavi ledi satın aldım. Seni bulmak is- tiyordum. İlk buseme sadık kal Mimi sana söylemek istiyor- um. — kemAğAY nasıl affettirebili- rim, li ? n bir şey değil... Te biye tanımaman çok fena- gitti. — beni Zübeyde. — Bana sen diye hitap etme. İnsan tanım bir YANİ sen diyemez. Fakat ben sana diye- bilirim. mii tün bu yirmi se- ne seninle A v4 e aşktan, samimiyette ettim. Yi sn emdi? şey bitti, Mavi ü bu ziyaretleri kesmen için rica 5 dar söyler söylemez yemek Ez gi Faik bey ŞAN ısında derin Kaybettiği saa- det hülyası kalbini acı acı yakı- du. a <3 arıya odasına çıktığı 2: man, garson, hanımefendinin eş no konseri, 5. 30'h eler 23,50 di yausikisi,- 1,15 pi | nema ee rn el 9 Eylül p eee : 18, 5 Mim öge ve Gi YE 20, sahabe, 20, 30. Badapenle K 0,5 m) — 19,30 Bus, dapeşte müsiki heyeti ta: ml konserg.. 21 spor, 21, 20 an kong, 22 kas rşık neşriyat, 22, ie al he rler, 23,10 çim ğan musikisi, 24 Prağ (474 Vm) — 204 üsahabe, 21 karışık konse Ri 22. radyo imi İla e 2. 20 pan e ii ii anca haberler, 23,30 z 2: vi (507 m.) — 20.15 sai rı, spor yor beder 20,30 bar ii 21,05 şarkıla; r ve neşeli Viyana havi e 21 My 24,05 dans mus 24 müsahabe, devamı. Budapeşte (550.5 m.) — 20,10. ye - Re müsahabe, 2 tape e Wi. 2 Rayterin idaresi sı si kommr 24,10 Len ön caz e m.) — 18,50 plâk, 19 1910 plâk, 19,20 almanca © müsahabe, 19,55 almanca haberle, Saat Ke 20,10 karışık Yi er, zenci şarkıları, müsaha- be 2. 3 He 22 il e KT) Hin- a konferans, 22,20 ku- DO) ani 3 m 23,15 plâk, 23,45 almanca siva yeğ rağ 470 haberler, vi 20,35 köylü müsababe. 21.30 köylü. ikisini tir, S2 55 in en piya- yalarını başka odaya taşımış ol. duğunu söyledi, $ — Aşağı indiriniz, gidiyorum, dedi. “m “# “3 Ertesi günü mavi köşke ğ koştu. NA. “ ziyareti bekledi- 1. Yirmi sene evvek vi ii e ll salı” pd vr üzel bir pi- jama 1. O zamanı yaşar gibi 4 a Bom v Bu ziyaretler ii etti, i #as $ Zübeydenin yirmi senedir seli lediği çocuk doğmuştu. Zübeyde çocuğu kucağında: » diyordu, biribirimizi gör gayet iyi bakacağım. Yirmi girdiği gün, vaktile beni nasıl sev- diğini ona eğen Oğm a beni a ffeder. Ben artık seni sevmiyorum. kimseyi sevemem. Dünyada yi nız çocuğum var. a beşiğine koş; rine kapandı ve hüngü hüngür a alindi