# A 9 Eylül 1934 e AKŞAM Avrupada Amerikayı hatırlatan büyük bir şehir: Lyon Lyon diyince Herriotu, Herriot diyince Lyonu hatırlamamak kabil değildir — Eski erimi başlanıyor: a ee meşhur Lyon şehri! Hakime Lyonun en büyük meziyeti, şöhreti, belediyesidir. yeti ancak «Lyon» görüldükten sonra edi bilir! Herriot yirmi seneyi müte- caviz bir zamandanberi Lyonun belediye reisidir, hiç bir makam, hiç bir nüfuz kendisini Lyon diye reisliği sandalyasından uzak- laştıramamıştır, Başvekil iken de belediye reisi, nazır iken de belediye reisi kal- dadır. acele ihtiyaçlarını temin edip Pa- rise döner M. Herriotan Lyonlular üzerin- 0- yari şaşırıp kalıyor. Buna bir mi- sal söyliyeyim: M. Herriot bundan bir kaç se- aretten İsti- fade ederek Nev York şehrini tet- kik ediyor. Nev Yorkun binaları- nı pek beğeniyor, Memleketine döndükten sonra şehrin zenginle- rini çağırıyor, diyor ki: bir ricam var. Nev York şehrini tetkik ettim. Binalar pek hoşuma gitti. Çok sıhhi ve kul- lanışlı şeyler. Burada şimdi yeni artıman ya mağı vadedeceksiniz!.. Meselâ siz 25 katlı, siz 18 katlı, siz 13 katlı birer apartıman inşa ettirecek- siniz!..» Aradan ancak iki buçuk sene geçmiştir. eni yahut un nuz, zar günleri otomobiller, elle tramvaylar bu yeni şehri ziyarete gelen binlerce halkla üç ağ ya bir Amerikan şehri. On b. katlı eb anlar.. Eğlence yerleri... M. Herriotun yaptırdığı beledi- ye dairesi 20 inci asır mimarisinin bir şaheseridir. Dört bir tarafı 60 runlukta mermer sütunlar- Ha li metre uz! vasıtasile yapılır. Binanın içinde, belediye, hükümet polisi, sıhhiye, posta daireleri için ayrı kısımlar ei 'ni şehrin tiyatro binası görü- ki bir şeydir: Aniresine youaz- zam bir havuzdan g Lyon yeprinde yenii mahal Lyon belediye reisi M. Herrlot 1000 kişilik bir opera ve gene 1000 kişilik bir tiyatro salonu mevcut... Binanın sağ tarafı bir yüzme havuzu, sol tarafı geniş bir tenis kordudur. Bakarsınız: Bir kapı- dan kollarında mayoları, yüzme- ğe gidenler; öbür kapıdan beyaz pantalonla tenis oynamaktan çı- kanlar görülür,, Havuzda da 200 kişi ayni za- manda yüzebilir. Sular; hususi elektrik tertibatı sayesinde aynen deniz gibi beyaz ki asansör ve bu kadar da kahve var!. Binada her zaman 10,000 kişi m le 5 m llürdi zünüzün alazildiği kadar ışık, da- IŞIK... Sorarsınız: u muhteşem saray nedir? — Sü yaptırdığı bir ili mektep! — İçi m yirime bina bu- lunan şu muazzam mi Lyon belediye izi fakir amele için inşa ettirdiği hastane!, amerikankâri yeni apar- İnalelz dolu mahalle neresi- dir?. Bee ie basi verdiği amele mahallesi! Her şey, her şey, belir için. Yalnız Lyonun belediye hasta- sese nedir? | lelerden biri silecek bir mevzu.: mili tane 38 an mür sirasi Pavyon- lar iri yollarile biribirine bağ- lanmış.. Hali hazırda 1800 yatağı ar... İcabında 3000 yatak olabi- lir.. En son sistem tesisatı havidir. Bir hasta öbür hastayı göremez, bir hastanın sesi öbür hasta tara- fından işitilemez. Duvarlardan ya- zın soğuk, in sıcak hava geçer.. Hastaneni üyüklüğü ve ihti- şamı hahimnili bir fikir verebil- etmek kâfidir. Paviyonları biribirine bağ- yan yeraltı yollarında bisiklet- lerle dolaşıyorlar!. Hastane leva- zımını elma paviyonlara 118 b motörlü eşya eee işliyor hastaneyi siz iz düşününüz, nasil bir müessesedir!... Bizi dolaştıran müdüre sordum: — Milyonlar sarfederek böyle bir tek muazzam müessese vücu- da getirileceğine şehrin muhtelif noktalarında küçük küçük hasta- neler tesis edileydi daha kolay idare edilemez mi idi? Müdür güldü: — Z var, dedi, Her zi- yaretçi böyle söylüyor... onra parmağını sağ tarafa doğ- ru uzattı. Bir tepenin üstünde kor- kunç bir kartal gibi kanat açmış duran toprak renkli bir sarayı gös- terdi ası tıp Ci b İçinde Ge eczacı, dişçi şubeleri vardır. Hastane ile o bina ir yer- altı e ile biribirine bağlanmış- hastane müdürü tıp aktiliesi hocalarına yeraltı asan- sörlerile yüze yakın hasta gön- derir.. Tıp Ki Ye asarken ol- ması ve. binne mle| kette i iyi doktor ekili için bulunması lâzımdır. yoktur. Onun için bu kadar zah- met ihtiyar edilmiştir.» Lyon hastanesi müdürü bunu söylerken bizim tıp fakültesi pro- fesörlerimizden Akif Şakir bey de yanımda idi. Nasıl oldu bilmem birdenbire göz göze çu O ba- na baktı, ben ona baktim açmadan yanımdan ayrılıp gitti... Tetrika No. 52 —an syayi uçuruma götürmekte olan. dirayetsiz ve habaset ile malâmal olan rejime karşı kim itiraz etmiş ve protestoda bulun- muş ise Rasputinin bir sözü ile şüpheye maruz kalmış ve nihayet işinden çıkarılmıştı. Her hangi bir devlet adamını azlettirmek, yahut yükseltmek için tuttuğu mikyas o memurun imparatorluğua faydasızlığı, ya- hut faydalı olması değil, kendisi- he karşı-gösterdiği husumet, ya- hut tabasbus ve bendelik idi. Rasputin kimi isterse azlettirir, kimi isterse devletin en yüksek a adamları getirtmişti. Rasputin gayet cahil ve sefih bir adam olduğu halde bulundu- gu müstesna vaziyetten do ei en mümtaz kabiliyet ve seciye bi bulunan devlet adamlarile ken. dilerine denk bir adam gibi gi rüşebiliyordu. Hattâ kont Vitte gibi yüksek şöhret sahibi bir devlet adamı ile dostane münasebatta bulunuyor- du. Rasputin kendisinin kudsiyet ve | sıpta bulunan bir çok iyi papaz- lar üzerinde dahi şüphesiz nüfuz ibi idi. İnsanları, kadınları, ha- diseler tanımakta hiç şaşmaz tem- yiz kudreti vard Rasputinin kehaneti Harbi umumi çıktığı Rasputin Sibiryanın uzak bir eya- letindeki ruhani dairesine çekil- mişti. Muhasamatın başlamak üze- re olduğunu haber alır almaz Çara bir mektup göndermiş ve Grandük Nikola ile — na- zırı Sazonofun sözlerine ka Almanya ile harbe girmemesini iş ve böyle bir harbin önüne geçilemiyecek akibeti Rus- ya imparatorluğunun sonu olaca- ğını ihtarda bulunmuştu. Mundo başladıktan sonra da Rasputin Çariçeye çocuklarının selâmeti uzun sürecek harbin şü; heli ve tehlikeli zaferlerinde de- gil, bir an evvel sulhün avde- ide bulunduğu fikrini aşılamış- zaman tavsiye etm Bu telkinat yüzünden impara- toriçeyi istilâ eden dehşet ve kor- u tereddüt uyandırmış ve bu hal sirayet etmiştir, paratoriçe akibeti harbin sonuna kadar devam etti- rilmesini terviç ve iltizam edenle- re şüpheli nazarla bakıyordu. İm- paratoriçenin bu zihniyeti daha doğrusu asabi harekâtı kendisi- meçhul olan muhibbi bulunduğu iddiası külli- yen asılsız ve esassızdı. Hattâ imparatoriçe iskat edil- dikten sonra kendisine karşı te- veccühkârane davranan muhafız- lardan birine demiştir ki: «Benim Alman muhibbi olduğumu söylü- Ben Almanlardan nefret LoydCorcun Umumi harbin esrarı İncilizsa Sahife 7 harphatıral Muharebe fena bir şekil aldıl tan sonra Çarın kuvveti milleti hürmet ve perestişkârlığına dı gil, daha ziyade korkusuna ist ir. devam ettij ritesi her şı n yakın dostu olan b ı öldürenlerin aleni sureti papaz: bu cinayet ile tefahür etmeleri v bunların tevkifine hükümet m murlarının cesart edememesi Çe rın otoritesi mumunun Şulesir ebediyen söndürmüştür, karşı w kazımıştı. Ölümü ile de Çara kar beslenen korkuları süpürüp götü müştür, Rasputini öldüren kurşunlar a ni zamanda Çarlığın kalpgâhır parçalamıştır. Rasputin bir gü öldür üleceğini mİ ti. Lâki kendisi öldürüldükten sonra a tı ay içinde ve imparatorluğu nun da yıkılacağını kaydetmişt söylediği çıkmıştır. Rasputinin ruhu zaten suikasta uğrıyara öldürüleceği vahimesile aklen m lâl idi. Çılgın olan zevcesi tar fından ayrıca tahrik edildiğinde mnuniye Tüzur görmiyen zevata karşı şiddetli h sumet hissi duyuyordu. Kendisi ile Dumanın temsil e) son hadise ile büsbütün genişl mişti. Rasputin meydana çıktığındar beri Duma bu papaza karşı ateşi hüsumetini izhar etmişti. Dum meclisi kendi reisi Rodzianko va sahalardaki hakimane ve akili ne tavsiye ve tekliflerini daim çatık kaş ve sağır kulakla karş lamıştır. Bilâkis akıl ve şuuru tam olm yan başvekil Protopopofa kar; imparatorun hürmeti ve itimad artmıştır. ünkü imparator başvekili ölen papaz ii ilmi batıni vasıta sile temasta ie egri akıl ald ğına kani idi. i Rasputinir vefatından sie m ve tes ri sağlığındakinden daha muzn daha kuvvetli idi. Rasputin sağlığında açıkgöz v kurnaz bir habis idi. Vefatında; sonra pi bir pe vasıta si şar eylediğin. yu mun Gaze mezayasını ll iktisap eylemisti.