Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'?i Son Alman Seçimi Karşısında Duğyduklarım Demokransiye taraftar olan bir ada« min tahakküm esasını güden rejim- lerl ülkü edinmesine iİmkân yoktur. Ben demokratım. Binaenaleyh gerek Faşizm, gerek — Nasyonal sosyalizm gibi müutlak bir boyun kırılmasını İstiyen idarelere — taraftar olamam. Çünkü mürakabesizliğin bütün hüsnü hiyetine rağımen er, geç müsamaha doğuracağına kaniim, — Binaenaleyh otokratik rejimleri bu noktadan seve- mem. Fakat bu gibi ve tabit telâkki- me rağmen Alman Başvekili M. Hit- leri Alman Cumhurreisi ve Başvekllli- ğine yükselten umumi seçimde Alman milletinin gösterdiği beraberliğe hay- ran olmadığımı söylersem yalan olur. Bir insan, her şeyden evval görüp Öğrendiği İyl şeyleri reddettiği fena- lıklar gibi, takdir ve tâhsin etmesinl bilmelidir. Bu noktadan, Alman mil- letinin gösterdiği slyasi rüştü beğen- memek mümkün değildir. Almanyayı ve Almanlığı sevmiyân birçok memla- ketlerin gazeteleri, bu İittihat için, Almanya aleyhinde birçok şeyler yazı- yorlar. İşte cebir olduğunu kaydeden- ler olduğu gibi Hitlerin evvelce kazan- dığını şimdi kısmen kaybetmiş bulun- duğuna işaret edenler de bulunuyor. Bilhassa bu son iddia, Alman intiha- | batının serböstisini Isbat etmekten başka bir şey ifade etmiyor. Binaen- &leyh, diyebiliriz ki, hâdisatın muh- telif cilveleri karşısında böyle bir bizliği — nadir — milletler — göstere- bilir, gösteremiyenlerin avaveleri, sa- döce hasetten, gararden başka bir mana İfade etmez vesselâm. Süreyya Almanya'da Muhalif Rey Verenler Tevkif Edilmemiş Berlin, 24 (A.A.) — Son reylâmda S M. Hitler aleyhinde rey vermiş olan- lara karşı şiddetli takibat başladığına ve aleyhte rey vermiş olmakla maz- nun 150 katolik ve yahudinin tevkif odildiğinE dair ecnebi — matbuatta çıkan haberler kati olarak tekzip edilmektedir. Baltık Devletleri Riga, 24 (A. A.) — Gelecek Çar- Şamba günü burada Letonya ve Lite vanya mümeaelilerinden — mürekkep bir konferans toplanacaktır. Gümüş Ticaret!l Londra, 24 (A. A:) 1250 bin İngi- liz Hrası tahmin ödilen gümüş, bu- gün Növyork'a gönderilecektir. Macaristandan Siyasi Teklifler Var Poşte, 24 (A. A.) — Yarı resmt Peşter Loyt gazetesi, Çekoslovakya- nın da Roma itilâflarına girmesi ve Çekoslovakyanın Macaristan ve Avus- turya ile mukareneti imkânlarını tet- kik ederek , mez<ür İtilâfların küçük itilâf aleyhine müteveccih olmâdığını ve hüsnü n'yet salibi her memleketin illihak —edek'leceğini — ehemmiyetle kaydettiktan sonra, diğer bir sureti hallin de Almanyanın iltihakı olduğu- nu ve Macaristanın her halde mev- simsiz taahhütlere girişmemesi lâzım geldiğini yazmaktadır. Sovyetler — İsviçrenin Muhalefet Ha- berleri Doğru Değil Londra, 24 ( A. A. ) — Matbuatın, bazı neşriyatı hilâfına olarak, en selâhiyettar mahafil Sovyet Rusyanın milletler cemlyetine girmesine İsviç- renin muhalefete karar — verdiğini tekzip ötmektedir. Amerikadakl Japonlar Föniks ( Amerika ) 24 — İngilte- renin Losanjeles konsolosu Arixzona valisi nezdinde teşebbüsatta bulun- maya memur edilmiştir. Cumartesin- den evvel memleketi teketmek için halktan ültimatom almış olan 1000 Japon çıftçfel aramında 294 tan&e de Hintli vardır. Almanya Seyyah Celbine Ehemmiyet Veriyor Münih, 24 (A. A.) — Almanyada turizmi kolaylaştırmak üzere yeni bir teşkilât yapılâcağı haber vörilmekte- dir. İlâve edildiğine göre turizm fede- rasyonu, hudutlar açılsa bile bundan sonra © süretle hareket edecektir ki hiçbir Alman Harice gitmek arzusunu duymayacaletança, - B kzüli Hazırlıkları Berlin, 23 (A. A.) — Alman hükü- meti, büyük merkezleri hava taarru- zuna karşı himaye edebilmek mak«- sadile büyük şehirlerde nüfus kesa« fetinin çoğalmasına manl olmıya ça« hışmaktadır. Vellington, 25 (A. A.) — Yenl Ze- landa hükümetimin bu seneki bütçe- sinde Dominyonun deniz müdafaasını kuvvenlendirmek Için 300.000 - İngiliz Hrası bir fazlalık vardır. Milli ve edebi tefrika 92 — Ha anladım, haber doğru, &het evleneceğiz, dedi. — Pekâlâ, benim de — size töylenecek mühim şeylerim var. Nesrin Hanımın annesi hakkında, Şimdi geliyorum, dedim ve ka- padım. E:,,, anlıyor musun Nesrin «Be- ğe» telefon ediyordum. Odama — gittim. — Hastabakı gömleğimi çıkarmak için dola- bımı açtım. Üst gözde duran sarı deri mahfazalı, ta nerede, ne kadar zaman evvel, pos bıyıklı bir zabitin elinden aldığım taban- tayı gördüm. Bilmiyorum o da- kikada içimde bir karar başlan- gicı var mm idi? Bunu zannet- Miyorum. Daha çok, onu korkut- Maya niyetlenmiştim galiba. : Sarı deri mahfazalı - şeyi, Şantama koydum ve çıktım Nes- n. Uzun uzun yollardan, onca yıl ©vvel beni nereye ve neye sü- klemiş olan yollardan yine sü- Tüklendim. O kapıdan, o bahçe- ©n geçtim. Yine ©o oıı):’ııyı gir- . arken beni tanı- Madı îlılgl,ıg:ışrı da wiliyliimrdan. Mebrure Sami ÇÖL GİBİ 25-8 -934 VAŞ | ağzımdan saçlarımdan değil amma, gölerimin içindeki kinden, eşi ol- mayan ©o taşkın nefret bakr- şından karşısındakini bildi. Üzerine dikilen gözlerin ren- ginden de değil, sade içindeki- lerden anneni tanıdı. Yüzü sap- sarı idi. Masasının başında otur- muştu: — Ne var? Ne olüyor? Yine facia mı oynuyoruz? Dedi, — Kızımı almıyacaksın. Ala- mazsın. Aklından çıkar bunu, diye haykırdım. — Kızın seviyorsa beni? — Bu; sebep olamaz. Onunla evlenmiyeceksin. Bırakmıyacağım. dedim, — Ne yapacaksın? — Her şeyi yapacağım. Onu almıyacaksın. —Anasını — yıllardır inlettiğin bir kıza elini değdirmi- yeceksin. Bırak onu, sen kendi muhitindekilerle yaşa. Günahtır, utan bari, dedim. Sesimde yalvarma ahengi baş- liyor sandı. Böbürlendi. — Canım efendim, söyledik ya, Nesrin beni seviyor, - bitti, dedi. Şiddetli Bir Nota Fena Halde Moskova, 24 ( ALA)J — Sovyet Rusyanın Tokyo sefiri 22 Ağustosta Japon hükâmetine bir protesto notası vermiştir. Bu notada, gerek Çin Şark demiryollarında müstahdem Sovyet memurlarının tevkifi, gerek bu dömir- yollarına — kargı şakiler tarafından yapılan hücumlar ve resmi Japon makamatının Sovyet konsoloshanesine ve Sovyet Uzak Şark ordusu kumandanlığına tevcih ettikleri ittihamlar protesto SN - ——— —— — Sovyet memurlarına, | Sovyet Rusya, Japon Hükümetini Protesto Etti bi ea dasmE Uzak şarkta tehlike haberlerinin her zaman doğduğu Harbin şehrine Japon asakerleri girerkan edilmektadir. Nota, bütün bunlardan Japon ve Mançuko hükümetini mes'ul tutmakta ve Japan hükümetinin eden neticeleri istihraç edeceği kı= tini izhar eylemektedir. Bu Da Bir Tekzip Moskova, 23 ( A.A ) — İzvestiya gazetesi, Tokyoda çıkan bir gazete- nin Sovyet Rusya ile Çin arasında ang ve Mogolistan hakkında gizli bir itilâf aktedilmiş oîduğunı mütedair olarak verdiği haberli kat'l surette tekzip etmektedir. Dünya Yahudileri Birle- şik Harekete Geçtiler Cenevre, 24 (A A,) —Üçüncü bey- nelmile| dünya Yahudi — konferansı ı ve birçok kararlar yapılması vardır. Konförans dünya Yahudi kongresinin 1935 Ağus- tir. Kongrenin proğramında dünya Yahudilerini dalimi surette — temsil etmek ve müşterek menafli ve huku- ku himayea eylemek Üzera bir idare tosunda toplanmasına karar vermiş- | tesis olunması da — mevcuttur. Bu idare yahudilerin dahili siyaset işle. rile ve din meselelerile katiyen meş- şm—u intihap olunmuştur. Macaristan Ve Yahudilik Peşte, 24 (ALA.) — Son günlürde yahudiler aleyhinde şiddetli neşriyata başlamış olan “Nasyonal sosyalist, gazetesi dahiliye nazırının — emrile kapatılmıştır. Kübada Yine Kan suçlusu miralay Hernanderzin tevkifi için yapılan mücadele esnasında sekiz nefer ölmüştür. Diğer birkaç suikastçi daha yakalanmıştır. Harpdivamı faa- liyete geçmiştir. — Ya sen neyi seviyorsun? P Dedim. "âıpg:: iki yana salladı, taba- kasına uzandı. ; — Parayı kim sevmez? Diye sırıttı. ç — Nesrini seviyor — musun, Nesrinin kendisini seviyor musun? er. - Ont_ceEv[:,P ;:'enı kız. değil, hem onda eski hatıralarımı da bulu- yorum, artık kocadım, malüm ya, yaş ilerledi, dedl. O aralık telefon çaldı. «Kok leksiyo—nundan» bir kldi[ldl.“ Güz- leri süzük, cıgarasını ağzında çiğneye çiğneye bir şeyler konuş- tu. Ahizeyi yerine koyduktan son- döndü: bi d:' 3?3: mu, cevabımı aldin. Şimdi insanca, güzel konuşalım, İster misin? Sana bir yardımım dokunabilir ml?di. Bozulmuşsun! Yazık.. Bak.. De Öyle İğrenç, öyle görülmedik derecede mel'un suratı var- dı ki... Birden 13 yıl evvelki ci- nayetin hıncını, dayanılmaz bir halde içimde duydum. Pis elle- rini şimdi de sana, hem de nasıl bir niyetle uzatmaya kalkışan bu insanı yaşar, konuşur, yüzüme bakarken — görmeye tahammül edemedim. İçimden tahlil edil- mesi güç bir kasırga koptu. Masaya yaklaştım. O telefonda konuşurken, — şuurumdan ziyade ellerimin tutup çıkarmış olduğu, ölüm aletini kaldırdım. Ispanyada Vaziyet Madrit, 24 (A. A.) — “Müdafaa hali,, bütün memlekette bir ay daha uzatılmıştır. Fevkalâde —mahkemeler | kaybettiren toplantilar yasak edilebilecektir. Harp çocuklarından, o yağız yüzlü askerciklerimizden ders alan kolumu uzattım ve daha o yerin- den doğrulmaya vakit bulmadan tetiğe bastım. Senelerce evvel kendim için yapmaya kudret bulamadığım şey, senin ömrün, senin gönlün tehlikede kalınca yapılmıştı Nesrin, O, masasına kapandı, boşlukta çabaladı ve öldü. Ben de çıktım, 13 yıl evvel, bir gecenin za'h ve kafa sarhoşluğu ile bana analığımı, şerefimi, evimi, barkımı bu mel'un çatının altına bu sefer de hemşire Nazanın yıllardır. ne çileler, emekler ba- hasına kurduğu tertemiz ömre, sebebi bilinmiyecek bir cinayetin kanlı damgasını vurarak çıktım. Yine o eski kara günümdeki gibi, nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm. Ortaköye geldiğim vakit denize — giden, dar çamurlu bir sokağa saptım. Taş rıhtıma kadar sokuldum; — dalgalara, yemyeşil sulara baktım. Biraz sonra ne yapacaktım? bilmiyordum. Tek bir gözyaşı dökmeden, hıçkırmadan Ortaköy karakoluna gittim. — Bir adam vurdum. Beni ne yapacaksanız yapınız, dedim. Ve çok ihtiyarlamış, ölüme sanki çok yakından değip geçmiş, içi dışı bumburuşuk bir kadın yüzü ve ezikliği ile hemşire Nazanı da böylece öldürüp, hapisanenin şu elleri işlemekte devam edecek ve umumi | —- AİRAEDA Buhran Zaman- larında Kalbinizi Açmayınız ! Ankarada Sa. Enis Beye: Benim çok sevdiğim eski bir arkadaşımın zevci vardı. Hemen her akşam içerdi. Şen ve hoş sohbet bir adamdı. Güler ve gül- dürürdü. Bazan sofralarında bu- lunurdum. İlk kadehini doldurur- ken: — Konuşalım, fakat bir şartla: Sofrada yaptığım vaitlere inan- miıyacaksınız, dinleyip geçeceksi- niz, derdi. Bir gün — sebebini sordum : — İçen adam hüviyetini kay- beder de, ondan! cevabını verdi. Siz bu son cümlenin hükmünü genişleterek, çok sevinç — veya çok keder — getiren — bir haber karşısında kalmış adamlara da teşmil ediniz. Bu dakikalarda insanların sinirleri gevşer, dimağ- Tarı bulutlanır, kendi kendilerinin olmaktan çıkarlar. Söyledikleri, kafalarının değli, — hayallerinin mahsulüdür. Mübalâgalıdır. Sinir buhranından kurtuldukları zaman kendilerine hatırlatsanız utanırlar, Sizi ben, bu dakikada bu vaziyet- te görüyorum. Hayatın bir aksl cilvesine uğramışsınız, fakat ya- zınızdan anlıyorum, — cesaretiniz ve ilmidiniz kırılmamış, o halde büyük bir kayıbınz yoktur, de- mektir. Ümit ederim yarın vaziyetiniz düzelir, tekrar, sizi gayenize ulaş- tıracak yola çıkarsınız. Fakat o zamana kadar, sevdiğiniz veya sevdiğinizi zannettiğiniz kadına hislerinizi anlatmamanız lâzımdır, En ıstıraplı bir zamanınızda hem kendinizi, hem de onu takyit etmiş, üzmüş olursunuz, Üst tarafını sonra konuşuruz, bugün sizin için esas ilk meseleyi halletmektir. Mektubunuza verdiğim cevabın gecikmesi, zarfımın bana yazılma- mış olmasındandı, ihmalden değil. HANIMTEYZE w şimdiki zavallısı oldum çocuğum, Adım artık ne Nihal, ne Nazan, ne da Melek! Ben de hapishanenin “öldüren kadınlarından,, biriyim, adı olm- yan, varlığı isimle değil, suçu ve yediği ceza hükmü ile anılan bir katil mahkümuyum., Ama ne de olsa annenim, de- ğil mi Nesrin? Her şeye rağmen yine de ben senin annenim, değil mi çocuğum? * Bahar geldi Nesrin. Ben ölme- den oyine geldi. Bunu artık, sayı- sını şaşırmağa başladığım ayların adından duymadım. g:ıhm ben gördüm. Nesini biliyor musun? Rengini, çiçe otunu, uyanan ağacını değlş.hı, karşıki — duvarın oyuklarına girip çıkan rugan pırıl- tıhı kırlangıçlarını gördüm Nesrin,. Pencereyi açtım. Başımı de- mirlere dayadım ve baktım. Uzun uzun da havayı kokla- dım. Sanki hasretini ölesiye duy- duğumuz denizin, toprağın, çiçe- ğin, yaprağın kokusunu bu kırlan- giç kanatlarının çırpınışına, mini- mini gagaların cıvıltısma bakarken içime çektim... Ne deniz vardı, ne de ağaç amma... Gözlerimi yumdum... Tuzlu, yosunlu bir hava ile sanki badem çiçeklerinin ko- kusunu duydum... Ve epidir ağla- yamıyan gözlerimde kızgın iğne- lerin acısı He geri çekildim, (Arkası var)