İN me Avrupa Siyaseti Yeni Bir Dönüm Noktasında Şu dakikada Londra'da Fransiz Nazırı M. Bartu ila İngiliz diplomatları arasında silahlar mesle- sine ve Avrupayı uğraştıran diğer böynelmilel siyasi işlere dair mühim Hariciye görüşmeler oluyor. Bu görüşmelerin *bemmiyetini tasdik etmekle beraber Betlcenin bugünkü vaziyeti geniş bette değiştireceğini zannedemiyoruz. Bizce Londra görüşmelerinden alına- sak en müsbet netice, Fransanın siyasi : kararlarını kat'ileştirmesinden ibaret olacaktır. Bu (münasebetle Fransa Hariciye Nezaretinin bir kısım masatlarına (o tercüman olan maruf *“ Eko dö Pari ,, gazetesinden şu cüm- İsleri buraya koyuyoruz: “ Fransa, ya Alman - Macar koâ- Msyonuna muarız olan milli devletlerin blokunu himaye etmeye, yabut kendi İstihkâmları arkasına çekilerek diğer devletleri kendi başlarının çarelerine bakmıya terketınekle iktifaya mec- burdur ki bu takdirde Fransanın Avrupada hiçbir dostu olmıyacaktır. Şu halde Fransa büyük Oveyahat küçük oyundan birisini tercih etmek vaziyetindedir. Evvelki hükümetler küçük oyunu tercihe mütemayildiler. Bartu ise büyük bir oyun oymuyor ki hergeya rağmen daha emamiyetlidir.,, Bundan © anlaşılıyor ki (Fransa, giriştiği büyük oyuna Londra görüş” mâlerinden sonra hız vermek veya vermemek kararına parmak basa- caktır. Şu halda, Avrupa diplomasisi, Yani ve mühim bir dönüm noktasında bulunuyor demektir. — & Lehistanda Tehlikeli Görülen 200 Kişi Tecrit Ediliyor Varşova, 10 (A. A.) — Yan resmi bir surette nazaran faaliyetleri umumi asayış için tehlikeli - görülen 210 kişi yakında Bereza Kartustka tecrit kampına gönderileceklerdir. Bur- lar arasında 130 Ukraynalı, 40 milli radikal ve 40 komünist bu- lunmaktadır. Avustralya Ve Silâh Ticaret! Cenevre, 10 (A.A ) — Avustralya hükümeti, hususi silâh O ticaretine ambargo konulması hakkındaki Millet- ler Cemiyeti teklifini, diğer devletle- rin de muvafakati şartile kabul ede ceğini bildirmiştir. “Son Posta,,' nın Milli ve Edebi Telrikası: #7 an | 1 Teme * Siyaset Âlemi | 0 İÇER ağ id İİ Alman İHâdiseleri Ve İngiltere Londra, 10 (A.A.) — Avam kama- rasında, Almanyadaki son hadiseler dolayısile hükümetin Lokarno mus- hedesinin o tahmil etmekte olduğu tenhhütlere riayet edip etmemiş Ol- duğu tarzında sorulan bir suale cevaben hârleiye (o nazırı Lokarno munhedesinin akdini icap etmiş olan menfeatlerin hiç tebeddüle maruz kalmamış (olduğunu (söylemiş ve demiştir ki: “ — Her halde, bu vesikadaki imzamızın şerefini korumamız icap eder.» Bir Beyanat Ve Fransız Matbustı Paris, 10 (A-A.) — Alman başvi- kili M. Hitlerin başmuavini M. Hes tarafindan söylenilen nutuk Fransız gazeteleri tarafından hemen tamamile neşredilmiştir. Fakat urun uzadıya mütalea yürütülmüştür. Felemenkte Komünizm Vaziyet Tamamile Durulmadı Amsterdam, 10 (A.A) — Vaziyette «sükün vardır. Yeniden kargaşalıklar olmamış, yalnız birkaç bakkal dük- kün yağma edilmiştir. Grevci amele tekrar işe başlamıştır. Bir evde gizli bir komünist matbaası keşfedilmiş, bir takım küfür dolu beyannameler bulunmuştur. Rezalet | Aleyhtarlığı bildirildiğine | Nevyork, 10 (A. A.) — Protestan ve Yahudilerin iştirakile Katolik ki- m e gr ar ENE Cemiyeti , ne iki milyon | kişinin iltihak ettiği bildirilmektedir. Telâşa düşen filim sanayii, filimleri tevziden övvel sansüre tâbi tutmak için bir komisyon teşkil etmiştir. Sahtekâr Bir Bankacı Nevyork, 10 (A. A) — Sahtekâr hktan dolayı 4 buçuk seneye mahküm olan Harrison Bankası Müdürü M. Harrison hapishaneye konulmuştur. 11.7 «904 di | a mi yi Mebrure Sami ÇÖL Sade beş treni değil, kapıda otomohil olmadığı, ne de galiba | beklesin diye tenbih edilmediği | için, akşam trenlerinin hepsi böy- lece gitti Nesrin. Pancorların arasından “sızan ışıklar söndü karardı. Gece oldu. Sm de karartan bir gece oldu. * Ertesi günü için evime, koca" ma söyliyeceğim en akla yakın yalanları da bulmasını yine © biliyordu. Bana korkuyu, heye- canı, utancı, pişmanlığı, bunların hepsini, gözlerini gözlerime dikip konuşmıya başlar başlamaz unut- turabiliyordu, Annen sana değmeğe, dudak- larını saçlarına sürmeye lâyık bir insan değildi artık. Ona, kocasını aldatan, kire bulaşan GİBİ 1 kadınları, değil öyle yüzlerinin gönüllerinin karası ile evlât yanı” na dönmek, hattâ yaşamıya bile hakkı olmıyacak kadar iğrençleş- miş bir mahluk diye öğretip an- latmışlardı. Erkek başka idi. Onun ete, hisse, yenilmesine kanun da, tabi- atda göz yumardı. Hattâ ka dının o aldatılsa bile, aldatmıya, erkeğinden, efendisinden başka birine gözünü kaldırmıya hakkı yoktu. Ninesine annesi böyle öğ- retmişti. Ninesi de, annene bu bilgiyi aşılamıştı. Halbuki o sabah, Vedat Melih, bana yeni bir felsefenin dersini veriyor, sevginin yeni bir mana- sını, aile hayatlarının ortaklaşa kurulan yeni temelini gösteriyordu. Allah buna razı olmadı. Insan kararların bozan kade- İngilizlerin Endişesi Bir Gün Londranın Üstünü “Bu Şekilde Görmektir İngilizlerin en büyük endişesi, tesiri ve hâreket. sahası son derece artan tayyarelerdir. Bugüne kadar Avrupadan ayrı yaşamış olan İngilterenin gele- esk muharebede bir tayyare hücumuna uğrayıp fena halde sarsılmasından korkuyorlar. Onun içindir ki Fransız gazetelerinden biri, yukarıya dercetti- ğimiz resmi yapmış ve altına şu yazıyı yazmıştır: Londra üstünde İngilizleri rahatsır eden kâbus. ||| Londra Müzakereleri Fransız Ve İngiliz Nazırlarının Temas- ları Hangi Mevzular Üzerindedir Londra, 10 (A.A) — Fransız - İn- giliz diplomatları arasındaki görüş- melere dün öğleden sonra da devam edilmiş, sonra da Hariciye Nezareti tarafından bir rösmi tebliğ neşrolun- maştur. Tebliğde iki taraf diplomat ve mütehasssları arasında gayet sa“ müml bir görüşme yapıldığı, her iki memleketi birden alâkadar eden bey- melmilel siyasi meseleler hakkında fikir teati edildiği bildirilmektedir. Aynen Deniz Konferansı etrafın- M. Piyetri ise, Deniz Konfaransı mü- zakerelerine devam için birkaç gün daha burada kalacaktır. Londra, 10 (A.A) — Dün akşam Franuz sefaretinde bir ziyafet veril miş, Fransız ve İngiliz mazırları ziya» fette hazır dar. jansının baber aldığın Fransz-İngiliz görüşmelerinde Fransa e Rusya arasındaki mukabil mu- avenet malâakı. projesi de konuşul- mustur. rin eli araya girdi. Anneni, kirle- tilmiş ağzında, ezberletilmiş bir takım yalanlarla sana geri gön- dermedi ve bü bir gecelik baş dönmesinin kefaret borcunu, ona eşi, benzeri olmıyan çileler, acılar içinde, yıllarca ödemeğe hazır landı. * Bahçe kapısınm açıldığını duy- mamıştık. Merdivenlerden koşkoşa biri çıkıyor: — Hâlâ uyuyor musun Don Juan hazretleri? Böyle bir günde bile hâlâ uyuyor musun? Diye bağırıyordu. b Bu gelen, birkaç haftadır, Vedat Melihle beraber oturan, “ Ak deniz,, den tanıdığımız şair arkadaşı Cabhit'ti. Yanında evin anahturı vardı. İç kapıyı açarken de onu duymamıştık. Eğer mer- divenlerde ( bağırmıya başlama- saydı, haberimiz olmadan odaya girecekti. Vedat Melih hemen beni, el- bise dolaplarının durduğu kapı yeri perdeli loş bir aralığa soktu. Arkadaşı da o sırada içeri girdi. Elinde bir gazete Vardı, evvelâ bakındı, duraladı: — Yine (misafirin mi yoksa? Diye gülümsedi. Olduğum yerden ikisinin de var Bugünkü teklif edilen hatlar Üze- rinde tahakkuk ettiği takdirde böyle bir misak, Almanya'yı da içine ala cak ve Almanyanın Milletlâr Cemi. yötine avdet ile Sovyet Rusya'nın Milletler Cemiyetine girmesi fırsatla rını hazırlıyabilecektir. Diğer taraftan M. Pietri, Sir Eyres Monsel ile yapmış olduğu görüşme- lerde, Almanya'nın da 1935 deniz konferansına iştiraki meselesini mev- İ zuubahsetmiştir. © Aymen M. Bartu, silâhsızlanma konferansı reisi M. Hederson ile de görüşmüştür. Daha Neler Konuşuldu? Londra, 10 (A.A ) — Henderson- Bartu görüşmelerinde Silâhları Bırak- ma konferansının yenidön canlandı- rlması için ne gibi tedbirler lâzım geldiği tetkik edilmiştir. Öğle yemeğinde M. Baldrin ile M. Bartu arasında, Franmz Hariciye Nazırım şiddetle alâkadar eden İngil- terenin hava müdafaası meselesinin tetkik edildiği tahmin olunuyor. yüzünü görüyordum. Vedat Melih cıgarasını yakarak: — Ne münasebet canım, ha yır. Diye cevap verdi. Öteki zaten bunu pek: dinle- medi bile Hemen elindeki ga- zeteyi açarak: — Azizim Don Juan hazret- leri, bahsi, ne sen kazandın ne de ben. İşe Allah karıştı, Kadın cağız dün akşam öblir dünyayı boyladı, dedi. Vedat Melih'in yüzü sapsarı kesildi. Cıgarasım attı, gazeteyi arkadaşınm elinden kaptı. — Ne bahsi canım? Ne dını? diye kekeledi. Öteki aptal aptal aptal gülü- yor: — Unuttun mu yahu? Listene katamadığın yegâne kadın kim di? Bahse girişmedik mi hani... Vedat Melih arkadaşının lâfını kesti: — Gel çıkalım... Aşağıya gel aşağıya... Diye sinirli sinirli onu götürdü. Perdenin arkasında, iki dola- bın arasinda, duvara dayandım, gözlerim apaçık, sanki birden taş kesilmis gibi, kafama bir topuz inmiş gibi kalakaldım. Henüz bir şey anlamamıştım. Anlamak ta istemiyordum. Bey- ka- m eş e EE önül İşleri Kızın Maksadı Ne ? Hulüsi Bey benden soruyor: “İlk zevcem bana bir çocuk bırakarak öldü. Yavrunun bakık ması için ikinci defa evlendim, bu ikinci rabıtadan da iki çocu- ğum dünyaya geldi, fakat mes'ut değilim, © karımla o anlaşamadık. mahkemeye düştük, ayrılmak Üze- reyim. Bu sırada karşıma bir genç kız çıktı, vaziyetimi bildiği halde evlenmiye razı, ne dersiniz ?,, Darılmazsanız söyliyeyim: Id- dianızda sizi samimi görmedim. — Çocuğuma bakılması için ikinci defa evlendim, diyen er- kekleri ben hep bu sınıfa ithal ederim. > Refika sıfatile gelen kadını hizmetçi Ove dadıdan ayırmak lâzımdır; bu itibarla sizin çe- cuğa baktırmak için alaca- ğınz zevce Odeğil, hizmetçi olacaktı. Hatanın başlangıcı bu- dur. İkinci zevcenizden ayrılmak için mahkemeye gitmeniz başlan- gıçla yapılan hatanın neticesidir. Mümkünse bu karardan dönünüz. Sizi üç çocuk babası bilmesine rağmen zevç sıfatile kabul eden genç kızda samimi değildir, muayyen bir hursı tatbik, veya muayyen bir mevkii temin İçin buna muvafakat etmiş olacaktır. Dikkat ediniz; ikinci, hattâ üçün- cü bir hataya düşmek üzeresiniz. * Ankarada yılmaz Beye: mek- tubunuzun son kısmı vazıh değil dir. Size haber gönderen kim, kızın silesi mi, yoksa kızı almak İsteyen erkek mi? anlayamadım, bildiriniz, kendi düşüncenizi de ilâve ediniz, söyleyim. İsmail Hakkı Beye: Bu sütunu idare eden hanımın isminde ya- mlıyorsunuz. Size tavsiyem şu: Kantocu kızdan vaz geçiniz. Ve bir daha gazeteye mektup gön- derirseniz Üzerine pulunu yapiştır- mayi unutmayınız. HANIMTEYZE nimin işlemesine, kafamın anla- mamasına yardımı olurmuş gibi, sade dişlerimi sıkıyordum. Aşağıda neler konuşuldu, ne oldu, ne kadar zaman geçti, bik miyorum. Perde çekildi ve Vedat Melih karşımda, sararmış bir yüzle, kaşları çatık, sinirli, deği- şik bir yözle dikildi: — Gel... Çık, dedi. Yürüdüm. Elindeki (gazeteyi uzattı: — Dünyada bundan korkunç aksi bir tesadüf olamaz. Şimdi ne yapacağız, bakalım? Dedi. “Başıma gelen şu belâya ba- kınl,, dermiş gibi bir hali vardı. Ben bu gazeteyi sakladım Nesrin . 13 yıl evvel, bir gecelik zaaf uğruna, bütün hayatımı, varlığımı ezen karartan, çökerten vak'anın kısa hikâyesini, kesip buraya ya- pıştırdığım şu sararmış kâğit parçasından oku, Onu yıllarca evvel, suça bulaştığım o yabancı odada, yüzüme sanki bir “belâ yükü, olmuşum gibi bakan o adamın karşısında nasıl, ne halde okuduğumu gözlerinin önüne ge- tirerek sen de oku Nesrin : “Dün akşam müthiş bir, tren kazası oldu. - (Arhan > ©