SEVDİĞİM KADIN Almancadan Tercüme 4.5.1004 Nakili: Sadettin Reşit Kendi kendine düşünüyordu: — Ümit ederim ki ailemi bun- dan sonra karıştırmiyacaktır. Her türlü ibtimale karşı Munihte yeni aile isimlerini ve azasının kaffe- sinin ovaziyetlerini anlatan cep defterimi okumak fena olmiyacak. Zira ber halde yeni ailemi tanr maklığım lâzımdır. Bereket Hol başka şeylerden bahse başlamıştı. — Hakikaten o zaman bir- likte gayet iyi bir gece geçir miştik, Çok teessüf ettiğimi söy- liyebilirim. O gece başka bir ye- re söz vermiş olduğum için bütün kalbimle kalmak istediğim ce- miyetinizden ayrılmak mecburi yetinde idim. Emmi gülüyordu: — Biz o akşam ruhi bir mü cadele yaptık. Ahpapça görüşe“ memiştik ki Hol sordu: — Nereye gidiyorsunuz, Mat- mazel Hilda?. — Munihel. — Bende oraya gidiyorum. Ve oradan da Nise ibtiyar hala- mın yanına gideceğim — Siz siyasi bir mesele için seyahat etmiyor musunuz Mösyö | Hol?. Emmi birdenbire kendini zapt- edemiyerek bu suali sormuştu. — Allah saklasın! Siyastle başım hoş değildir. Fakat aklınıza nereden böyle şeyler sormak ge iyor? — Bende bilmiyorum. Sizin bir diplomat olduğunuzu zannet- miştim.. — Hayır beni çok daha basit âdi işler Nise sürüklemektedir. Size hatırlattığım gibi orada ih- tiyar bir halam var, Bu mevsim- de Nise gitmek hoş birşey değil, bilhassa ihtiyar bir halanın ya nına olursa.. Dünyada ihtiyar bir halanın yanına memnuniyetle gi- decek bir adamın mevcudiyetini tasavvur edemiyorum. Hayatta ta- mdığım halalar ve teyzelerin hepsi mevadı vacibülriaye birer vasiyet- nâmeye pek benzedikleri cihetle bütün ömrüm müddetince beni kendilerine benzetmek için uğraş” dıklarından onlardan hiç amma hiç amma hiç boşlanmadım. Yemek vagonunun bir garsonu trendekileri yemeğe çağırıyordu. Hol nezaketle sordu: — Akşam yemeğinizi yedi. niz mi? — Hayır, fakat iştibam var, — Âlâ, o halde yemeği be- raber yiyelim,. Emmi trenin sarsıntısınden düşmemek için muvazenesini bu- larak ilerledi. Hem yürüyor, hem de düşünüyordu. Holü Nisteki ih- tiyar halasının yanına gitmekten 1 Ve 2 nci Ceza Mahkemeleri İstanbul müddeiumumiliğinden: Şimdiye kadar o Sultanahmette Taşmektepte bulunan Asliye | ve 2 nci ceza mahkemelerinin Yenipostahane binasına nakledi- lerek 8/5/934 tarihinden itibaren mahalli mezkürda ifayı. vazife i edeceklerdir. menetmekte kimin ve ne gibi menfaati olabilirdi. Bir ihtimale göre hiç.. Mösyö Hol maksadını gizlemek için bunu uydurmuş ola- bilirdi. Zira Direçke gayet aşikâr olarak mesaili odolayısile Nise gittiğini izah etmişti, zaten nasıl olursa olsun onun için hepsi birdi. Sebeplerle meşgul olmasına hiç bir mana yoktu. Onun vazi- fesi Mösyö Holü bu yoldan ge ciktirmekti o da bunu yapacaktı. Bukadar. Yemek vagonunun küçük ma- sası başında birbirlerile karşı kar: şıya oturdular, Tren hizla karanlık gece içinde koşuyordu. Pancere- siyasi nin camından uykuya dalmış ova ve üzerini parlak noktalar gibi süsliyen yıldızlı sema, köylü kulü- belerinin (o pencerelerden (o dışarı akan sönük lâmba ışıkları görü- nüyordu. Emmi çorbasını içerken: — Ben seyahat etmesini çok severim. Dedi. — Ben de öyle.. — Monihte uzun zaman kal İ mak arzusundamısınız? — Evet, eski bir arkadaşımı görmek istiyorum. Bu fırsattan istifade ederken kendime bir iş arıyacağım. Hol Yurgen hayretle sordu: — Zabıta Romanı — İktibas Hakkı Mahfuzdur Son Postanın Tefrikası No.23 — Ya, Raynali Şazberg Ba ronları kâfi derecede zengin de- ğiller mi? — Benim mensup olduğum taraf artık fakirleştiler, | — Evet, şimdi hatırlıyorum, Rıkoftada bunu söylemiştiniz. Yemek bitti, kalktı, Hol sordu: — Munihte nerede kalacak” sınız?, — Maryenbak otelinde. Emmi ayağa — Ne iyil.. Ben de oraya ine- ceğim, o zamap < biribirimizi sık sık göreceğiz değil mi? Rikofta tanıştık, Ekspreste tas nışmamizı ilerletik. Azru ederim ki bu tanışıklık daha cazip bir yerde arkadaşlığa çevrilsin. Bu arkadaşlığın bence kıyınet ve ba- hası yoktur. Emmi güldü — Fikrinizin eden hiç bir | Yalnız bir şartım var. kak surette mevzuumuzu edelim! Geceniz hayir Holi Emmi yalnız yavaş soyundu. düşünmiye başladı: Erkeğin oalâkasını © özerine celbetmişti, eğer muvaffak olursa, bu namuskâr bir işmi olacaktı? eğer kadınlığının büyüsünü zekâ“ sınin kuvvetini sarfederse bu has: sas erkek ne yapabilirdi? İ ( Arkam var ) aksini | iltizam mülâhazam (yok. Muhak- tepdil olsun mösyö kalınca yattığı yavaş, zaman Liman Şirketinde Bu Sene Hissedarlara Yüzde Altı Nisbetinde Temettu Dağıtılacak a Liman Şirketinin dünkü toplanışında hazir bulunanlar Evvelce iki defa (toplanan, fakat ekseriyet (olmadığı için yapılamayan liman şirket umumi heyeti düm liman hanında top- lanmıştır. Bu toplantıda İktısat Vekâleti namına ticaret mıntaka müdürü Muhsin, maliyeyi temsilen mura- kıp Kâzım ve kambiyo © şubesi müdürü Hasan Tahsin Beyler de hazır bulunmuşlardır. Dünkü top- i i ğı amortis- man meselesi görüşülmliş, ha'ır lanan bilânço, gelecek senelerde daha esaslı hareket edilmesi te- mennisile sile kabul edilmiştir. Li- man şirketi bu sene hissedarları- na 9 6 temettii dağıtabilecektir. İzmir liman şirketi idare mec- lisi azâsından Hacı Hüsnü Beyin meclisi idare azâliğına İntihabı hakkındaki karar da tasdik edil miştir, İnhisarlar U. Müdürlüğünden: “Kompresörle,, çalışır (1) adet pistole kalemile (1) pres takımı satın alınacaktır. Taliplerin pazarlığa iştirak etmek için 67,5 temi- natlarile beraber 28/5/9334 Pazartesi günü fnat i4de Galatada Mübayan Komisyonuna müracaatları, (2236) Diyarıbekir'd | May i Garip Bir semiz Dolandırıcılık Hâdisesi Üç Kafadar İki Teneke Küpeyi İki Yüz Liraya Sattılar —>——— Diyarıbekir, (Hususi ) — Yol İ müteahhitliği yapan Ahmet ağa isminde yaşlı bir adam üç kişi tarafından garip bir şekilde do- landırılmıştır. Hâdise şöyle geç- miştir; Tarsuslu Hızır Hasan, Ankaralı İsmail oğlu İbrahim ve İstanbullu Hamdi oğlu İhsan isim- lerinde üç kafadar birçok şehir- uğradıktan sonra buraya gelmişlerdir. Tesbit edildiğine göre bu üç ahbap çavuşlar saf birisini dolandırmak kararı vermişler ve gözlerine kestirdikleri Ahmet ağa- nın peşine düşerek tamam Üç gün takip etmişlerdir. Dördüncü gün sabahı Ahmet ağa çarşıde gezer- ken içlerinden birisi Ahmet ağaya ie ve bir küyümcu dük- kânı sormuş ve aldığı cevaptan sonra tekrar yürümiye başlamış- tır. Müteakıben İstanbullu İhsan da Ahmet ağaya yaklaşmış ve oğlu lere önde giden adamın ne sorduğunu | öğrenmek istemiştir. Ahmet ağa da kuyumcu dükkân sorduğu cevabını vermiştir. Bu cevap üze“ rine İhsan gayet kurnaz davra- narak şöyle demiştir: “ — Hacı baba.. Bu adamda beşyüz lira değerinde iki elmas küpe var. Araya girde şunu ben alayım. ,, Bunun üzerine kuyumcu dük- kânı arıyan adam çağrılmış ve bu sırada Üçüncü arkadaş ta yanlar rna sokulmuş, hararetli bir pe zarlık başlamıştır. Filhakika or” taya, içinde pırıl pırı parlıyan iki p- Bugün MiL nlmış ve pazarlık hayli ilerlemiş” tir. Küpeler çok hoşuna giden Ahmet ağa da pazarlığa girişmiş ve nihayet küpeler iki yüz liraya Ahmet ağanın üstünde kalmıştır. Abmet ağa kutuyu cebine yerleş” tirmiş ve yanında bulunan lirayı mal sabıbine teker teker saymış ve paranın gerisini getir mek üzere eve gitmiştir. Fakat Ahmet ağa evden para alıp dön düğü zaman üç kafadarın yerinde yeller <estiğini görünce evvelâ hayret etmiş, sonra bu işte bir dalavere olmasından şüphelenerek hemen kuyumcuya gitmiştir. Kur yumcu küpeleri muayene Ahmet ağaya demiştir ki: £ “ — Hacı baba.. Bunlar yedi buçuk kuruşluk teneke parçasıdır. Seni aldatmışlar. ,, Bunun üzerine Ahmet ağa derhal karakola gitmiş ve”başm” dan geçenleri anlatmıştır. Zabıta verilen eşkâl Üzerine fç kafadar! takip etmiye başlamıştır. Fakat bunlar Mardine gitmek üzere bir kamyonete bindikleri için şehirde bulmak Oomümkün olamamışlır. Ancak kamyonetin şoförü Halit Efendi üç kafadarın vaziyetlerin- den şüphe ederek bunları yari yolda Akpınar nahiyesi müdürüne İhpar etmiş, Nahiye Müdürünün kısa bir isticvabından sonra baki- kat meydana çıkmış ve üç ahbap | küpe bulunan güzel bir kutu çıka 7 edince j 90” çavuş mevcuden buraya getirilerek adliyeye teslim edilmişlerdir. ma L i Sinemada Bütün milli kurtuluşumuzun destanı BiR MiLLET UYANIYOR tüminde Neler çektik ? nas! ağladık? Nasil sattılar bizi ? Nasil döğüştük ? Nasıl kurtardı Türkçe sözlü büyük film. Ayrıca : Gazi Hazretlerinin 10'uncu Yarın akşamdan itibaren MELEK (Sinemasında Cidden görülecek bir film ViYANA HASRETİ SARI MARITZA ve HERBERT MARCHALL tarafından Fransızca sözlü film. Fiyatları 30-40-50 kuruştur. Melek siheması; fiyatların tenzil etmiş olmasına rağınen görülmemiş ve müntahap filmler gösterecektir. (16518) bizi o ? Nasıl kurtulduk ? Cumhuriyet Bayramındaki nutukları, (16520) akl kim zi liseli b senii Samsun hukuk mahkemesi tahkikat hökimliğindeni Fikret hânım vekili Avukat Abdullah Halis Bey tarafından sigorta müfettişlerinden Erzurumlu ikame olunan boşanma davasının | tahkikut günü olan 90-4-934 tarihinde mumaileyi Bedrettin Beyin ikametgö- İ hanın meçhuliyeti hasebile ilânen teb- liğ edildiği - halde gelmediği ve bir »kil de göndermediğinden hakkında İ gıyap karan verilerek (tahkikatın | 266-934 öumartesi günü sani lite i zade Bedrettin Bey hakkın« $ i i talik kılınmış ve gıyap kararının bir i | sureti mabkeme divanhanesine talik edilmiş olduğundan yevmi mezkürde dabi bizzat Oogelmediği ve yahut bir vekil göndermediği takdirde tahkikatın gıyaben yapılacağı ilân olunur, İstanbul Orman Baş Müdürlüğünden: Haliç iskelelerinde mazbut 10 adet kayın kürekliği ve 20 kantar ihlamur ağacı ve 2500 adet fındık saplığı ve 25 kantar ıhlamur odunu ve 26 adet ıhlamur sandal gönderi ve 500 adet kamçılık kızılcık çubuğu ve 2370 kilo meşe kömürü ile Yenikapı iskelesinde mazbut iki kalemde 125 kantar mahlât odun ki dem'an on kalem orman emvali 23/5/934 Çarşamba günü t üçte ihnle edilmek üzere müzayedeye çıkarılmıştır. İzahat almak istiyenlerin Haliç ve Yenikapı Orman İdarelerine ve ihale günü saat iki buçukta Orman Müdüriyet kalemine müracaat eylemeleri. “*“2316,, — Beşiktaşta Sinanpaşa medresesinin 13 No.lu odası bir seneden öç seneye kadar kiraya verilmek için açık müzayedeye konmuştur. Taliplerin şartnameyi görmek için hergün müzayedeye girmek için üç buçuk liralık teminat makbuz veya mektubile beraber ihale günü olan 10 Mayıs 934 Perşembe günü saat on dörde kadar Beşiktaş Belediye dairesi encümenine müracaatları, (1834)