SON POSTA —00PA— Bu son sözler, şimdiye kadar kalbimde hasıl olan yaraları fena halde kanatmıştı. Derhal yerim- den fırladım. Değil bohçamı, bir göp bile almayı aklıma getirme- den arkamdaki çarşafla sokağa — dğradım. z Nereye gidiyordum?. Ne ya- pacaktım?. Bunu, ben de bilmi- — yordum. Bir müddet, peçemin altında ağlıya ağlıya sokakları dolaştım. Ve dolaşa dolaşa bitap kaldım. Kendimi topladığım zaman, — Nuruosmaniye camisinin avlusunda eolduğumu anladım. Hamal bozun- tusu bir herif, omuzuma şiddetle çarptı. Bütün vücudümü kırarca- o sına — sarstı. - Sonra — kulağıma eğilerek: — Canınt yiyemce mi?.. Diye homurdandı. Ah o daki- kada irademe malik olup ta bu hayvan herifin suratına bir tokat — aşk edemediğime hâlâ mütecaşi- — Şim... Kararsızlıkla beş on adım “ilerledim. Bu sefer de yanımda tahsildar kıyafetli bir adam peyda oldu. Âdeta omuz başımda yürü- yor, yürürken de: — Aman efendim.. Bu ne boy.. -— Bu ne bos.,, Yaradana kurban — olayım. Diye mırıldanıyordu. Derhal durdum. Peçemi kal- dırdim. — Açlıktan avurtları içine gçöken, arkasındaki siyah çaketi artık solgun nefti renge giren bu adamın yüzüne baktım. h — Efendil. Doğru yolunuza — gitseniz daha iyi olur. — Diye bağırdım.. Bu adamın utanacağını ve derhal yanımdan uzaklaşacağım zannetmiştim , — Fakat, nekadar aldanmışım. Sağ — elindeki çantasını sol koltuğuna sıkıştırıp elini tehditkâr bir hare- ketle bana kaldırarak: — — Hamım, hanım.. Sen kimi — tahkir ediyorsun. Eğer sen na- — muüslu bir kadın olsan, cami ay- lularında böyle yalnız başına Yormi, siyasi, İSTANBUL Gazetemizde — çıkan yazı ve resimlerin bütün bakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI 4.-|:6 |" S>btn Sene| Ay | Ay | Ay Kr. | Kr. | Kr. | Kr. 1400 | 750| 400 | 150 İ türkiyEe | YUNANİSTAN | 2340 /1220/ 710 | 270 (2700 (1400| 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk akiüvci isindeği z Kiralık | Kalp 2-5-084 Nakili: A.R. Nus,cıkâkta Bir Kadın.. —O0 ae “Yengem Beni Evinden Kovmuş, Tek Başıma Sokaklarda Kalmıştım.,, dolaşmazsın.. —Adam çalışmazsın. Demez mi?. Aman yarabbi.. Sanki o koca Nuruosmaniye camisi, kubbelerile, minarelerile döndü, döndü de başıma geçti zannettim, O dakikada kadınlığın zaval- hlığım, ve yalnızlığın felâketini acı acı acı sezdimi. Yersiz, yurt- suz, himayesiz yaşayamıyacağıma derhal hüküm verdim : — Artık, kızlık — gürürümü, izzetinefsimi, haysiyet ve şerefimi feda ederek gidip ona iltica etmekten başka çarem kalmadı. Dedim. Direklerarasına geldiğim za- man Şehzade camisinin minare- sinde ikindi ezanı okunuyordu. Macit, herzaman oturduğu yerde yoktu. Yengemin o çılgınca mu- amelesinden korkarak ortadan kaybolduğu anlaşılıyordu. Halbuki onu bulmak.. artık, beni seven bu gencin muhabbet ve himaye- sine sığınmak lâzımgeliyordu. Fakat, Bakırköye nasıl gi bilirim?. Yi Böz Bu suale cevap veremiyordum. Çünkü şu dakikada on paradan bile mahrumdum. Bir anda aklı- ma, kolumdaki gümüş balkalar geldi. Hemen geri döndüm çarşı- ya girdim. Söz atanların, terbi- yesizce el uzatanların arasından güç hal ile geçtim. Kuyumcular çarşısına geldim. İlk kuyumcu dükkânının önünde durarak: — Bunları alır mısınız?.. Dedim. Pos bıyıklı bir ermeni, uzattığım bilezikleri aldı. Avucu- nun içinde tarttı. — Alırız ama, kefil isteriz. Dedi. Bu şart, sinirlerimin üzerinde pek fena bir tesir husu- le getirdi. Sabahdanberi dimagı- mı, Ââsabımı sarsan ıstırapların acısını, bu zavallı kuyumcudan çıkarmak istedim: — Ayol, eğleniyormusun,. bun- lar, zaten kaç paralık şey ki, birde kefil istiyorsun. Dedim... Bu küçücük dükkân- da kimbilir. ne gibi hâdiselere şahit olmuş.. kimbilir, benim gibi bunalan kaç kişinin imdadına koşmuş olan kuyumcu, evvelâ derin derin yüzüme baktı. Sonra, hiçbir şey söylemeden bu gümüş halkaları küçük bir teraziye koyarak tarttı: — Eh.. yirmi beş, yirmi yedi kuruş kadar eder. Otuz kuruşa verirsen, alırım hanım. Diye mırıldandı. Derhal razı oldum. Otuz. ku- ruşu aldım. Koşa koşa Sirkeci istasiyonuna indim. Biletimi ala- rak hazır duran> trene bindim. Ancak o zaman, ne kadar yorgun, . ne kadar bitap bir hale geldiğimi hissedebildim. Tren istasiyondan istasiyona koşarken, ben adeta kendimden geçmiş gibi bir halde idim. Kon- doktörlerin: — Bakırköy... Diye bağrışmalarını bile güç- lükle işittim... v ( Arkası var ) * £ DAT t avlamıya Sporda İdareci Hakem — Sırıksız atladığın için saymıyorum. Müsabaka harici k: _Eıl_dın. Dünya İktısat Haberleri Amerikada İktısadi Düzen Başlıyor Mu? ; Amerika birleşik hükümetle- rinden son hafta içinda alman ha- berler eyidir, Bil- hassa şimendifer, otomobil gibi bu memleketin en mühim sanayi faaliyetini teşkil eden kısımlarda işlerin artmakta olduğu görülmektedir. Nevyork- tan bildirildiğine göre nisan ayı- nın ilk on beşinde Amerika çe- lik fabrikaları imal kabiliyetlerinin e (51)i ile çalışmışlardır. Bir :;ı:vv:l ı)ııcık yüzde (45)le ima- lâtta bulunan bu fabrikalar buh- ran yılları - başlayılıdanberi ilk defa olarak bu nisbet dahilinde bir faaliyete sahne olmuşlardır. Şimendifer, otomobil ve diğer sanayi fabrikaları tarafından ya- pılan çelik — siparişleri çoktur. Binaenaley fabrikaların ayni ehem- miyetle daha uzun zaman çalı- şacakları tahmin olunmaktadır. Diğer Amerika lâstik imalât- haneleri birliği tarafından neşro- lunan - istatistiklere göre de bu sanayi istihsalâtında da bir art- ma vardır. Geçen mart ayındaki lâstik istihsalâtı (48) bin tona baliğ olmuştur. Geçen (1933) se- nesi mart ayındaki istihsalâtın yalnız (18) bin ton olduğu düşü- nülecek olursa aradaki artış nis- beti derhal göz önüne gelir. Muhtelif sanayilere yarayacak maddeleri hazırlayan çelik ve kauçuk fabrikalarında görülen bu faaliyet umumu sanayideki inki- şafın bir aksi olarak kabul edil- mekte ve bilhassa bu noktada umuümi memnuyetini mucip ola- rak serlevha olarak kullandığımız suali herkese sordurmaktadır. İşlerde Umumi Bir Arlış * Moskovadan bildiriliyor: Sov- ç yet Rusya maden Z ıAlllğuı— idaresi tarafından #E " | yverilen malümata Sunayil göre bumemleke- tın altın istihsalâtı (1934) senesi ilk üç ayı zarfında (1933) senesi ayni ayları zarfında elde edilen altın miktarını yüzde (67) tecavüz etmiştir. ** Kânunusaniden beri açık ver- mekte olan Ak y manyanın - ticaret Ticaret Bi- hlln:oıu mart a- Tançosu | yında birdenbire düzelmiş ve bu ayda 3 milyon marklık bir ihracat fazlası kayde- il ir. Şubat ayında 378 mil- yon olan idhalât Mart ayında 398 milyona çıkmıştır. İdhalâtta yirmi milyon bir fazlalık olduğu le ihracattaki artış 58 milyondur. Filhakika Şubat ayında 343 mik Almanganın K eT Ze e — SNDN ŞÜN Meı;lekette Kuraklık V ( Baştarafı 1 inci sayfada ) olmuştur. Honüz yağmur ümitleri kaybolmamış ve yağmurların fay- olacağı zaman geçmemiş olmakla beraber köylünün ve çiftçilerin bu vaziyetten biraz can sıkıntısı içinde olduğu da anla- şılmaktadır. Bu hususta muhtelif yerlerden mektup veya telgraf şeklinde aldığımız malümatı bu- raya sıralıyoruz : Tekirdağı, ( Hususi ) — Son zamanlarda yağmura olan ihtiya: fıılılı..ıı.ıqtır,.’ ğ:öylerde h::ıeî mebzul bir bereket yağmuruna intizar ediyor. — X4 * Keşan, ( Hususi) — Bu sene kış kısa ve hafif geçmiş, fakat ilkbahar gelince yağmur ihtiyacı kendisini hissettirmeye başlamıştır. Kuraklık — sıkıntısı çekileceği zannedilerek -kismen endişeye düşülmüştür. — X4 x Şarköy, ( Hususi ) — Ekim vaziyetimiz çok iyidir. Fakat son zamanlarda —yağmur yağmadığı için köylünün canı sıkılmaktadır. Bugünlerde yağacak bir yağmur, ekinler için çok faydalı olacaktır. f * kGellbolu h.(Huıuıi) — Sıcaklar çol yağmur mıyor. Hal IHŞıiıııır lllz;ıi;ı pek fazladır. — » * Bilecik (Hususi) — Bumaltıcı sıcak r geçiriyoruz. Hara- retin receıiıao ıîaıcoyl_ buk- muştur. Vaziyet gidiyor. Herkes yağmura intizar ediyor. » * Tire (Hususi) — Küçükmen- deres havzası yağmura çok muh- taç bir vaziyettedir. Tütüncüler #fidanlarını tutturabilmek için mü- temadiyen — sulama işile meşgul oluyorlar. Zeytinlerin kuraklıktan zarar görmesinden korkuluyor. * * Kırkağaç (Hususi) — Hafta- lardanberi yağmur düşmüyor. Bu sebeple köylerimiz kavun ekmek hususunda tereddüde düşmüşler- dir. Tütün fideleri — büyüdüğü halde yağmursuzluktan — dikme faaliyetine — geçilemiyor. Ziraat memurluğu — bağların ilâçlanması için faaliyete — geçmiş ve tellâl bağırtmıştır. — » * Çanakkale ( Hususi) — Bu sene havalar çok sıcak ve kurak gidiyor. Aylardanberi faydalı bir yağmur — yağmamıştır. Köylüler endişe içindedir. — * * Susugırlak (Hususi) — Havalar yen olan Almanyanın ihracatı Mart ayında 401 milyona yüksel- miştir. İhracattaki artış nisbeti yüzde (17) dir. Maamafih Mart ayındaki bu selâha rağmen (1934) senesi ilk üç ay için Almanyanın ticaret plânçosu yine 53 milyon marklık bir açık kaydetmektedir. * Londradan bildiriliyor: — İngil- tere hükümetinin isterlin -kıymetini idare etmek Üüze- re tesis etmiş ol- duğu — idare bu işle uğraşırken külliyetli miktarda altın satın almak mecburiyetinde kalmıştı. Altın madeni fiatlarında görülen terfeffu üzerine bu daire şimdi oldukça mühim bir miktara yaran ve hesapta bulunmayan bir temettü elde etmiş bulunmak- tadır. Hükümetin İngiliz parasını arzu edilen seviyede tutabilmek için hattâ biraz fedakârlık etme- ye bile hazır bulunduğu bir sıra- da bu işin bilâkis kârla kapanışı çok sıcaktır. Çiftçi merak — içim dedir. Hububatın yağmursuzluk- tan müteessir olmasından kor- kuluyor. * Trabzon, 31 (A. A.) — Bir haftadır temmuz günleri kadar şiddetli sıcaklar devam etmekte- dir. Rençper yağmur beklemek- tedir. * Muğla, 1 (A. A.) — Bu sene vilâyetin zeytin mahsulünün bere- ketli — olacağı — anlaşılmaktadır. Bağlardaki işler bitmiştir. Kurak- hk devam ettiğinden yağmur beklenmektedir. ” zz p x Adana, 1 (A. A.) — Şehri- mizde sıcaklar birdenbire dene- cek kadar çabuk başlamıştır. Bir- kaç gündenberi hararet derecesi durmadan artmakta devam ede- rek dün 37 dereceyi bnlmuştur. Kuytu yerlerde sıcaklık 33-34 de- rece arasındaydı. Sıcaklığın de- vamı pamuk ve hububat ekenleri sevindirmiştir. Malatyada İse Yağmur Var - Malatya, (Hususi) — Üç gün- denberi kısa fasılalarla yağan yağmur köylüyü we çifeçiyr - Çor — sevindirmiştir. -Ağaçların — çiçek açtığı bir sıraya tesadüf eden bu yağmur, bir bereket mucizesi gibi karşılanmıştır. Bilhassa mey- veciler çok memnundur. Yağmur ayni zamanda dağlardaki kar- ları eritmiş, sular bollaşmıştır. Bir aralık dolu da yağmış, fakat hiçbir zarar yapmamıştır. — « Bulunamıyan Define ( Baştarafı T inci sayfada ) gömdüğüm yer de tam bu kazılan yerdir. Sandığın içinde kâğıt para ve tahvilât müstesna olarak yalnız on iki bin Türk altını vardı. Bir sene sonra buraya geldim, Sandığı İinden ö e adai ha yinl m bin lira aldım, sonra yine kapıyarak ayni yere gömdüm.» İstelyo efendi sandığı gömmüş olduğu yerde kat'iyen hatası olmadığını ısrarla söylüyor. Fakat diyor ki: *“— Buralarda eski — vaziyet çok değişmiş. Kayalar parçalan- mıs, topraklar karışmış. İhtimal — açıkgözün biri sandığı tesadüfen bulup kaçırmıştır.,, İstelyo efendi ile arkadaşı Andon efendi Yunanistana hare- ket ettiler. Fakat define arama heyeti mesaisine devam ediyor. * mali mahafilde büyük bir alâka uyandırmıştır. x4 İtalya hükümeti ithalâtı takyit edici — mahiyette bir kararnameneş- rara göre bundan sonra ımıvvılıiıı müsaade alınmadıkça iya güm- rüklerinden kahve, yün, bılnr:ıvo yağlı tohumların ithali kabil ola- miyacaktır. İtalyan parası İiretin kıymetini muhafaza yolunda alınan kararlara ilâveten meydana gelen bu vaziyet İtalyan ticaret pilünço- sunu denk tutmak ümidile dnt muştur. Bu dört maddenin böyl bir kayt altına alınışı, İtalyanın da harici ticaretine yeni bir gidiş vermekte olduğunu göstermekle işin ehemmiyetini bir kat daha arttırmaktadır. İtalya ile aramızda klering esasına dayalı bir anlaşma oldu- ğgundan bu hususta - ihracatımızın müteessir olmiyacağını zannedi- yoruz. Esasen yukarıda müsaade- ye tabi tutulan mevaddan şimdi- lik memleketimiz ihracatını alâ- kadar eden yalnız yünler ve yağlı tohumlardır. ı.. ar " | | |