26 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

._’g.şg'_,. ' : Ziya Sakir İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — çüncĞ Kısım No. 31 Nasıl doğda?.. Nasıil Yaşadı?. Nasıl Öldü?.. Ali Rıza Pş., “Artık Ben Harbiye Nazır- |lığı Yapamam, istifa Ediyorum!,, Dedi Her nazır, temin edeceği mu- vaffakiyeti bol paradan bekliyor; bilhassa Harbiye Nazırı Ali Rıza Paşa, pek çok paraya lüzum gösteriyordu. —Ali Rıza Paşa, temiyetin iltizamile Harbiye ne- zareline getirilmişti. Buna binaen temiyete ve bilhassa orduya hoş görünmek istiyor, teklif ettiği harbiye bütçesini pek fazla bulan Maliye nazırı Ziya Paşaya karşı: — Dört günlük Bulgar ordusu zabitam bukadar — maaş aldıkları halde, bizim zabitanımız, onların yarısı kadar bile para alamıyor. Bu hal, devletin şanıma yakışır O mı?. Diye çürük bir mantık ileri sürüyordu. —Ziya Pş., ortada Çırpınıyor: İ — Evet, amma.. Onlar bütçe- — İlerini tanzim etmişler.. Varidatla- Tni arttırmışlar.. paraları - vâr, veriyorlar.. Biz nereden verece- ğiz.. Rica ederim, — paşalar.. Yoqımmııa göre ayağımızı uza- talım. Diye yalvarıyordu. Mecliste bu münakaşalar olur- | *en, Hüseyin Hilmi Paşa, Man- — Yasi zede Refik, Hakkı, Ekrem Beyler gibi nazırlar, cemiyetin Arzu ve menfaatlerini ihlâl et- Mmekten çekinerek ses çıkaramı- yorlar.. netice itibarile, Kâmil Paşanın mevkündeki — sarsıntıya — kudretli birer zahir olamıyorlardı. Yine bu harbiye bütçesi yü- Zünden bir gün Ali Rıza Paşa ile Maliye Nazırı Ziya Paşa arasında mecliste —şiddetli bir mücadele Zuhur etmiş; Sadrazam Kâmil — Paşanın - tevassütile iki tarafın fsabı da teskin edilmişti. Fakat Ogün, Ali Rıza Paşa, Meclise şı son sözünü söylemiş: ğ — Paşalar hazeratı!. Kendi- — Mizi aldatmıyalım.. Şayet bir harp vukubulursa, ordumuz ye- rinden kımıldanamaz. Demişti. Ve.. o gece de - bermutat - ğima gelen Cemiyet murah- rına, Mecliste cereyan eden Vak'ayı anlattıktan sonra: — Artık, ben Harbiye Nazır- hğı yapamam, Yarın istifa ede- teğim, Diye son sözünü söylemişti, * Bu esnada İstanbul şehri, bir- Çok entrikaların merkezi olmuştu. üyetten istediklerini kopara- Resim Tahlili Kuponu SVARARARAARAARAARAR AM AM ARRARR Tabiatinizi öğrenmek istiyorsanız | resminizi $ adet kupon ile birlikte “gönderiniz. — Resminiz — sıraya | tâbidir ve iade edilmez. : küşesi 30 kuraşlı — pülmükabilinde gönderilebilir. ! ı Birdenbire cemiyetin en nüfuzlu şahsiyetterinden oluveren Cavit Bey miyan sabık sefir Şerif 1'aşa, bir taraftan Pangaltı kulübünde cemiyetin sadık bir ferdi gibi cemiyet hesabına çalışıyor gibi görünürken; — diğer taraflan da muhaliflerle temasını sıklaşlırıyor, bunların efkâr ve hissiyatını bir noktaya toplamıya - çalışıyordu... Kâmil Paşanın cemiyet tarafndan gizli ve aşikâre olarak gördüğü acı muameleler, ona yeni bir ar- kadaş daha kazandırmıştı. O da Kâmil Paşanın mahdumu Amiral Sait Paşa idi. Omuzlarındaki parlak — apuletleri, — babalarının mevkileri sayesinde kazanan bu iki genç asılzade, ayni yolun yolcusu — olduklarını — anladıkları gündenberi anlaşmışlar.. — sönen ikballerini parlatmak için yapı- lacak işi, bir anda kararlaştır- mışlardı. Yapılacak iş, gayet basitli: Cemiyetin — vücudunu — ortadan kaldırmak... Fakat, bu nasıl ya- pılacaktı?.. Aylardanberi cereyan eden ahvalden sabit olmuştu ki: Cemiyete karşı cepheden yapılan hücumlar, hiçbir. muvaffakiyet temin etmiyordu. Hatta bu ufak tefek taarruzlar, cemiyeti teyak- kuz ve intibaha sevkediyor; mü- dafaa kudret ve kabiliyetini art- tırıyordu, Şu halde muvaffakiyeti başka sahada aramak, lâzimge- liyordu. Bu esnada (Fitz Maurice) İstan- bulda pek mühim bir rol öyn- yordu. Bu zat, Babıâli koridor- larından, gazete idarehanelerine kadar bütün havadis menbalarına girip çıkıyor.. Resmi vazifesinin kendisine bahşettiği salâhiyetin hudutlarımı aşarak her sırra va- kıf olmıya çalışıyor.. Ve bilhassa, cemiyetin muhaliflerile sıkı te- maslarda bülunuyordu. 324 senesi teşrinievvel bida- yetlerinde bir gece sessiz sedasız Şerif Paşanın konağına giden bu zat, uzunca süren bir mülâkattan büyük bir memnuniyetle avdet etmişti. Bu mülâkatı müteakıp de Şerif Paşaya bir bankacılık fikri gelmişti.. İstanbulda bir milli ban- ka tesis etmek sevdasına düşen Şerif Paşa, proğramlar, projeler, yaptırmış, ve bunları çantasına doldurarak doğruca — Londraya gitmiş.. evvelce İngiltere hüküme- tinin İstanbul maslahatgüzarı ve teşarı ve Hindistan valii umumisi - olan Lort Harding'i ziyaret etmişti. Lort Harding, Şerif Paşanın kar- şısına Sir Ernest Cassel isminde büyük bir sermayedar çıkarmış ve artık bu zat ile bankanın te- sisi müzakeratı başlamıştı... Cas- sel, meseleyi bir müddet tehire taraftar — görünüyordu. Bununla beraber bir program yapılmış, Şerif Paşa İstanbula avdet et- mişti, Şerif Paşa, derhal Sadrazam Kâmil Paşaya gitmiş, (bu mües- sesei milliyenin teşkil edilmesi, mübahatı mucip) olacağına dair Ernest Cassel'e bir telgraf çek- tirmişti... Bu telgrafın çekilmesin- den bir hafta sonra, Cassel İstan- bula geldi. Şerif Paşa tarafından vükelâya takdim edildi, Ve, (Serkl | Doryan) da da şerelfine bir zi- yafet verildi.... Şerif Paşa, ma- hirane hareket ediyor, rüzgâr gelmesi muhtemel olan delikleri tıkamayı ihmal etmiyordu. Bu cümleden olarak cemiyetin müs- takbel Maliye nazırlığına hazır- lanan Cavit Beye de bir mektup gönderdi. Bankanın müessisleri meyanında bulunmasını rica etti. (Arkası var) i -sonraları İngiltere hariciye müs- | — SÖON POSTA letanbul BORSASI 25 -9-1933 Paralar ( Sacş ) kuruş kürü 1 terelin 667,00 | 3Y korar Vd e ! do'ar 14606 | Tş'lin Avas, — 25,00 W l Peinen — MA00O| V pezeta 1800 20 Vret TW | V Mark tü 20 fr. Felçiza KŞN | aleti 2409 20 dral ml 24,5)| 1 Penyö Bi Dü fr. leviğre — BZ/ —| 20 ey 2200 20 leva 25, O| 20 dimar M V ilerla B—) | Ceörvüneç. —— Lerder — 6GS150 B az5 Nev - yörk. — (,7185 4,3728 Parte 12,06 946425 MWilane 8,972$ 149715 Bihe l 3,8 5 44215 Atlnn BZ 935 38115 Cenevra 7,436 79,R)5 kelya bEM 34,075 bamata.dam — Lİ7 00,74 Hisse Senö! Dira İş Bank.(Nama) Ü, SÜ ea (Anndo'u $ 100V. G, 5 » VHümile) — 9,10 | gerk D Y. — sda i5 » Wüüces # PÜZ— | Ç, Tramyay 4850 :,.:::. banı, ;; Ceküdar 64 — yi | .:ıııııı Hayriye 1500 | Yerkon D Mali *0,435 | Hevagazl Üz Aı:dıl“'. *27, 5 | “efar ıza, * — *0 P." 24,80 | Bomesl 25 Esham ve Tahvilât Lira Lira 1003 ikramiyeli 25,00 | Refi xa detikrenı Tramvay 481 Tevkaranı Dahlil 97,25 | Ristim 2400 Düyunu Mu, — W,25 -. — M Beğdat tertip 1 10, 0 | Yerhea Z ni « W 1000 | Elektrik n BORSA HARİCI Tahvlilât - Meskükât Liça. Lira altarn — 02200 | (Reşat) ü KA 1025 | (vasın ü P. « .:lg İnce beşibirlik. alam Maeldiye — Siye | TCönhnyey Tsar Benkaet (04.B) 20 | çei M di Kakın beştbirlik alte | Üyehi — T ga Gümhurlyet — 4625 | Müsar KePG, 1880 157 VAsta) 4625 | » » e HMA gö Uamti) 46423 | . « eltli 8öd0 (9 Yildiz. işeretliler - bugün görmemiştir. j Hanımlarımızın Faaliyeti ae Memlekette Biçki Ve Dikiş Gittikçe Terakki Etmektedir İktısadi ha- reketler — yanın- da göze görün- meden — çalışan ve ilerliyen bazı mü esseselerimiz vardır. Bunlar, kendi şahsi te- şebbüsleri — ile meydana — gel- mişlerdir. Yine kendi - sailerine güvenerek — ati- den emin olarak çalışmaktadırlar. Bir çokları me- yanında | Vezneciler Türk kadı! ları, biçki dikiş mektebi)ni kay- dedebiliriz. Bu müessese Vezneci- lerden Şehzadebaşına doğru gi- den tramvay caddesi — üzerinde mütevazi bir bina dahilinde çalış- maktadır. Paris terzi akademisin- den diplomalı Nesibe Hanım, Türk kadın ve kızlarının, kendilerine her şeyden daha fazla lüzumu olan biçki ve dikişte pek geri kaldıklarını ve bu yüzden birçok masraflara girdiklerini görmüştür. İşte bu görüş, Nesibe Hanıma, Türk kadın ve kızlarını bu yolda da kimseye muhtaç olmadan kendi işlerini kendilerine gördürebilmek ve bunun için de bir mektep | açmak fikrini vermiştir. Nesibe Hanım bu fikri edin- dikten sonra tatbikata geçmiş ve 926 senesinde Maarif Vekâletin- Her Zengin_ Vi’ara(ı Değiîiirf ' ( Baştarafı 1 inci sayfada ) kimselere anlatıyor ve gariptir ki herkesi —inandırmıya — muvaffak oluyor. Bu sırada karşısına eski göz aşınalarından birisi çıkıyor, Remzi Bey Yangın ve dava hikâ- yesini ona da anlatıyor. — Vah vah... Bereket versin davayı kazanmışsınız. — Tabit beyim.. Mahkeme beni yerden göğe kadar haklı buldu. — İstanbula ne zaman döne- ceksiniz ? — Bir hafta sonra. Bu ahbapça konuşmalar esna- sında Eskişehirli zat Remzi Beye rica ediyor : — Ne olur.. Benim çocukları | İstanbula kadar götürüp leyli bir mektebe yazdırsanız.. — Aman efendim. Emreder- siniz... Hem Feyziâti lisesi müaü- rü benim dayızademdir. Esk'şehirli zat seviç içindedir. Heman cüzdanını açarak Remzi Beye iki çocuğunun leyli mektep taksiti olarak 480 lira veriyor. Fakat kendisini dinleyecek olursanız Remzi Beyin İstanbulda büyük memur'yet makamlarında oturan daha birkaç akrabası vardır. İcabında bu akrabaları vasıtasile işsizlere iş ve memuriyet te bulabili.. Tam — zamanında söylenen bu sihirli sözler tesirini gösteriyor ve Remzi Bey birçok kimseleri memuriyete yerleştirmek teahhüdünü üstüne alıyor. Fakat Remzi Beyin bu işi bedava yap- tığını zannetmeyiniz. Koms'yon olarak peşinen tamam 700 lira topluyor. Artık Eskişebirde yapacak iş kalmamıştır. Biraz da Bursaya git- mek İâzımdır. Çünkü Remzi Beyin Bursada birçok emlâki ve akra- baları vardır. Remzi Bey bu ka- rarı verdiklen soura eskişehirden bir otomobile atlayıp Bursaya yollanıyor. Fakat her nedense şoföre kendisini şöyle tamtıyor: p vE eli | den aldığı müsaade ile mektebi açmıştır. Nesibe Hanımın çok büyük dikkat ve ihtimamlarla çalışan bu müessesesi kısa bir zaman zarfında doört yüze yakın talebe yetiştirmiştir. Bu mektepte yetişen taleber'n pek coîı:. birer terzihane açar. ş,ılıçını ve bazıları da Mas: (£ ekâletine — müracaat — ederek mekteplerde dikiş ve biçki mual- limliği almaktadırlar. Mektebin ders müddeti, haf« tada üç gün ders almak suretile iki senedir. Hergün devam eden- lere bu müddet üç ayda, haftada beş gün devam edenlere ise altı ayda ikmal ettirilmektedir. Her sene ders nihayetinde açılan talebesinin kenğe elişlerinden meydana gelen sergi bu sene de açılmıştır. — İsmimi mi soruyorsun. Mü- tekait topçu yüzbaşısı Ali Rıza, Şimdi ticaret yapıyorum. Ve otomobil bütün hızile Bur- sa yolunu tutuyor. Fakat tam bu sırada Eskişehir zabıtası bir tel- graf ahyor ve öğreniyor ki Manas- tırlı Remzi isminde meşhur bir dolandırıcı Eskişehire gitmiştir. Takip edilmesi lâzımdır. Eski- şehir polisi derhal takibata giri- şiyor ve biraz sonra hakikat meydana çıkıyor. Bu sefer Eski- şehir zabıtası Bursa polisine Ma- nastırh Remzi ismindeki dolandı- rıcının derhal yakalanmasını bildi- riyor. ! Fakat, artık hakiki hüviyeti meydana çıkan Remrzinin bu takip hareketlerinden hiç haberi yoktur. Rahat ve müsterih bir vaziyette Bursada da işler başarmak sev- dasındadır. Hatta bir kahvede çâbucak ahbap olduğu bir adam- cağıza şu hikâyeyi yutturmakla meşguldür: — Azizim.. Ben Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşanın yakm akra- basıyım, -Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey en aziz dostumdur. Buradaki eemlâkimi satmak için geldim. Birkaç gün sonra Balıke- sire gideceğim. Fabrikatör Muhar- rem Beyin damadıyım. — Ne iş yaparsınız ? — Ben mi? İstanbulda mani- fetura tüccarnyım. Bebekte 40 bin lirahk bir apartıman aldım. - Remzi bu hikâyeyi anlatırken Bursa polisi de harıl hanl kendi- sini arıyordu. Ve Biraz sonra ellerire — kelepçeler — geçirilince Remzinin eskiden yaptığı işler de meydana çıkmış oldu. Filhakika Manastirlı —Remzi birkaç sene evvel İzmirde böyle cürümler işlemiş ve ©o zaman 11 ay da” hapiste yatmıştır. Şimdi kendisi — Eskişehir. — zabıtasında /sorguya çekilmektedir. Ve L a OA e el |

Bu sayıdan diğer sayfalar: