20 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

20 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» — Harp senelerinde müthiş ıstı- W Bulgaristanın zirai membaları Hergün Balkanlafdî S Sulh Ve Anlaşma Yazan: Edouard Herriot Sabık Fransız Başvekili Geçende Sofyaj Türkiyeyi aiyaret eden sabık Fransız ekili Edüard Herriot Balkanlardaki solh ve anlaşma teşebbüs- leri hakkında şu makaleyi neşretmiştir. Başvekilimizin Sofyayı 2ziyareti arifeninde yazılan bu yazı, bu itibarla çok mühimdir, — Dünya sulhunü tanzim ile meşgül olan bir Fransızın, tatil zamanını yakın şarkın muğlak meselelerini tetkike hasretmesine elbette şaşmazsınız. Türkiyede lâyiklik cereyanı ve Rusyada onndıılılnğuıı ortadan kaybolması — yakından — tetkike değer, mühim tarihi hâdiselerdir. | Aymı zamanda biz gözlerimizi, son cihan harbinin menşei olan Balkanlardan ayırmamıya mecbu- ruz. Bugün Bulgaristandan bahse- m. Bu memleketi, Sofyada toplanan beynelmilel — demokratlar — kongresi | münasebetile ziyaret ettim. Bütün | arkadaşlarım gibi, ben de kongremizin Bulgaristanda — uyandırdığı — büyük alâkayı hayr&tle gördüm. Bu alâka yalnız merkezdeki münevverlere mün- hasır değildir, memleketin her tara- fında duyulmuştu. Başvekil Muşanofun geniş düşün- cesi sayesinde Bulgaristan hükümeti birçok fırkaların birleşmesinden husule gelmiştir. Bu muhtelif fırkalar, hattâ muhalifler demokrasi prensibine sadık bulunuyorlardı. Burada kıral bile ken- disini vatandaşlardan ayrı tutmaz. Harpte oynadığı rol ne olursa olsun, Bugün Bulgaristanın sulhperver bir köylü demokrasisine sahip olduğunu kabul etmek lâzımdır. raplar çeken ar köylüsü bun- dan böyle toprakları — üzerinde sulh içinde yaşamak istiyor. hakkında uzun uzadıya durmya lüzum görmiyorum. 1912 tarihine kadar Bulgaristanda ekilen arazi mikdarı, rcekerl m daha sür'atle artmıştı. O vakit Bulgar toprak- ları, milletin ihtiyacım — tatmin edebiliyordu. * Cihan harbinden beri, arazinin Azalması ve başkalarına terkedilen topraklardaki halkın dahile hicret :;ıdıııi yüzünden bunun aksi . vaki u. Bulgar toprakları, en büyük 6 hektarı geçmiyen, küçük çiftliklere Ayrılmıştır. Her köylü kendi tarlasına #ahip olduğu için, çiftçi amele pek #zdır. İktisadi vaziyet Bulgaristanın İstikrarını temin edebilir. ve gerek İkanlarda ve gerek Avrupada sulhun zâmini olabilirdi. Fakat bugün riral buhran bu çiftçi memleketi pek fena Barsmıştır. Bulgar Ziraat Nazırının beyanatına göre, hükümet köylüden buğdayı 2 evaya alıyor, sonra bir levaya satıyor. Aradaki farkı hükümet ekmekten Vergi alarak ödüyor. Maamafili hükü- Mmet para bulamadığı için bu iş ekse- Tiyetle nazariyede kalıyor ve köylü buğdayı doğrudan doğruya satmıya Mecbur oluyor, fakat müşteri bula- Miyor. Bu sebeple Bulgar köylüsü tuz ve gazdan başka birşey satın alamı- 'or. Çiftçisi bu hale gelen bir mem- eket tehlikede demektir. 4 Şehir işçileri daha mes'ut mudurlar? Bulgaristanım mali vaziyeti malüm, fşağıdaki rakamlar, diğer delillerden daha beliğtir: Memurlara üç aydan beri maaş Verilmemiştir. Bulgaristanda 80 bin Mmemur vardır. Harp malüllerine oltı #Ydan beri para verilmemiştir. Bu gebeple Bulgar demokrasisi Müthiş — bir sarsıntı içindedir. Bu Millete acımamak mümkün değildir. Bir taraftanda siyasi hâdiseler Memleketi rahatsız etmekte berde- Vamdır. Bunların ön mühimmi Make- donya meselesidir. Makedonya komi- | tesi, devlet içinde bir devlettir. | Bulgar efkân umumiyesi bu ko- | | | | , Biitelerin zulmünden bıkmıştır. , Balkan ve Avrupa sulhü için ön Ziyadde temenni edilecek şey, Bulgaris: ıııl_ı Yugoslavyanın arasını bulmaktır. M iki milletin anlaşması, biribirlerine ._":ı ziyade yaklaşması hem Balkan- Bt hem Avrupada sulhü temio '*n en büyük âmil olacaktır. SĞ K | yonlarca milyarlarca sene içinde insa- | ve Zamanı — bir Okyanosa, insanı deniz kenarında vazıtasız. bekliyen âciz bir mahlüka benzetebiliriz. Mil- nın ömrü nedir ki! denizde bir damla. Herşeyin bir başlangıcı ve bir ni- hayeti vardır. Biz de, nebatlarda, hay- vanlarda, milletlerde doğuyor, yaşıyor ölüyorlar. Yer yüzünde, hatta kâinatta ebedi hiçbir. şey yok. Bu ebediyet içinde insan bir katre gibidir. SON TELGRAF HABERLERİ Bu ebediyet içindeki küçüklüğünü anlamıyan birçok insanlar, kısa ha- yatlarını ihtiraslar, kinler, lüzumsuz didişmelerle yıpratır ve kısaltırlar. Değer mi? ismet Paşa Bu Sabah Sofya'ya Vasıl Oldu Türk - Bulgar Misakı Da Hazırlanıyor Sofya, 20 (Hususi) — Bütün şehir bir bayram arifesi tezahüratı yapmaktadır. İstasyon ve cadde- ler Türk ve Bulgar bayraklarile donatılmıştır. Başvekilimiz bugün saat 11 de beklenilmektedir. Pek parlak tezahurat yapılacaktır. Başvekil M. Muşanof dün akşama kadar Harici- ye Vekâletindeki bürosunda meşgul olmuştur. Bulgar gazeteleri Türk - Yunan misakı etrafında neşriyatta bulunmakta ve Başvekil M. Muşanofa bu münase- sebetle hücumlar yapmaktadırlar. Başvekil ve Tevfik Rüştü B. sefarethanemizde hazırlanan dairelerde, diğer misafirler de Bulgarya otelinde — misafir — edileceklerdir. İki hükümet arasında resmi mükâlemeler perşenbe sabahı bıılıı(ıcıkm-. lükâlemeler esnasında Türk - Yunan misakına da temas edilecek, ağlebi ihtimal Türk - Bulgar misakı akti meselesi mevzubahs olacaktır. Bu misak etrafında kuvvetli bir cereyan vardır. Maamafih bu mülâkatta misakın esaslarınım — tesbit edilmesi ve teşrinievvelde de muahedenin kat'i şeklini alarak imzalanacak bir hale gelmesi muh- temeldir. Bu misakı müsteb'at görmeyen bir Bulgar siya- sisi bu hususta demiştir ki: — Türk-Bulgar misakını hiç te müsteb'at görme- melidir. Türklerle Bulgarlar arasında dostluk hiçbir suretle haleldar olmamıştır.. Sofyayı, Türklere karşı dostane bir hava ile kaplanmış olarak bulacaksınız. Yunan Ayanında |Yeni Demiryolları- Bakınız, şehrin her tarafı Türk milli renklerine büründü. Halk, muhterem misafirleri - sabırsızlıkla bekliyor. İsmet Paşanın Beyanatı Başvekil İsmet Pş. hareketlerinden evvel şu be- yanatta bulunmuştur: — Komşumuz ve dostumuz Bulgaristan hükü- metinin daveti üzerine Sofyaya hareket ediyoruz. Takriben iki sene evvel Ankarada kendisini ta- nımakla müşerrif olduğum M. Muşanofla ve ko: memleketi a.cldın edo.: lııyııed?. devlet ıd= larile yakından ve tekrar görüşmek — benim için ve Hariciye Vekilimizle fırkamızın reisleri için kıymetli ve zevkli bir fırsat olacaktır. Seyahatimiz Herşeyden evvel Türk milletinin en samimi ve dosta- ne hislerini yüksek evsafımı takdir ettiğimiz Bulgar milletine yerinde ifade etmek için bir vesiledir. İki memleketi alâkadar eden meseleleri Sofya'da görüşmemiz tabildir. Sulh davasının samimi hadimi olan siyasetimiz ana Hstikametini dikkat ve basiretle muhafaza et- mekte olduğudan ve daima açık yürekle konuş- tuğumuzdaan seyahatımdan sulh ve beynelmilel anlaşma — mefküresinin yalnız istifade — etmesi beklene bilir. Balkanlarda sulhun ve iyi geçinmenin taraftarı ve Bulgaristanla Türkiye arasında emniyet ve sa- mimiyet havasının - kuvvetlendirilmesi - ciddi —arzu- muz olduğu açık olarak anlaşılacağından eminiz. Memurlara Bayram Avansı Verilecek Yeni Misak Müttefikan Alkışlandı Atina, 19 (A.A.) — Atina ajansından: Ayan celselerinin ye- niden açılışında bütün fırkaları temsil eden muhtelif — hatipler, Türk-Yunan misakının imzalanma- sını selâmlamışlardır. Başvekil vekili M. Kondilis büyük tezahürat arasında iki dev- let ve hükümet reisleri tarafından karşılıkh çekilen telgrafları oku- muştur. Âyan meclisi reisi M. Gonatas, Türk-Yunan yaklaşmasının bütün Balkan devletlerinin birbirlerine mız Da Açıldı Çankırı, 19 (A.A.) — Çankırı- Kayseri - Ulukışla - Mersin hat- tında yarından itibaren muntazam seferlere başlanıyor. Bir Dersten Dönen Talebe İkmale girdikleri halde bir grup- tan sımf geçemiyen talebenin yukarı sınıfa devam — etmeleri ve — lise mezunların da Üniversite ve yüksek mekteplere kaydolmaları ve ikmale Iuldılırın bu imtihamı, gelecek yıl vermeleri için bir karar verilmek üzeredir. Keyfiyet Maarif VekiliBeye arzolunmuştur. yıklıımıluınınil_kıdımı olmasını temenni etti. Ankara, 20 (Hususi) — Cüm- huriyetimizin onuncu yıldönümü münasebetile önümüzdeki teşrini- evvelin yirmi sekizinde memurla- ra verilecek maaşın avans olarak tediye edilmesi çok kuvvetli bir ihtimal dahilindedir. irak Kıralı Evlendi Bağdat, 19 — Yeni İrak kırlı Ga- zi'nin amcası ve sabık Hicaz kıralı Alinin kızı prenses Aliye ile nişan- lanma merasimi dün akşam sarayda yapılmış, fakat henüz resmi surette bildirilmemiştir. Düğünün altı aydan önce yapılması muhtemel değildir. — < ——— sinde birçok yasaklar var: Meselâ — vapur, tramvay, tren ve saire gibi umumi yerlere girilip çıkılırken sıra beklemiyenler, itişip ka- kışmak suretile öne geçmek istiyenler; Bu kabil yerlerde bilet alırken sırasını beklemiyenler; İSTER lh,ı'AN İSTER İNANMA! iSTER İNAN Yeni tanzim edilen Belediye zabıtası talimatname- <—- — - İSTER Vesaire... Fena kokulu ve pis elbiselerlee umumi yerlerde herkesi rahatsız edönler; Cadde ve sokaklarda kayar ayakkabı ile yürüyen- lerle futbol vesaire oynıyanlar, e —w.rz -— İNANMA Ceralandırılacaklardır. Alman Artistlerine Türkçe Öğrettik A E. Üç sene evveldi. Alman gazete- lerinde kıisa bir haber çıktı. Öğ- rendik ki Alman artistleri tara- — fından Almanca olarak - oynatıl- mış olan bir sesli filmi aslına hiç halel gelmeden Fransızca, İngiliz- ce, yahut ta Türkçe söyletmek mümkündür ve bunun için yapı- lacak şey de filmin resşim kısmını — muhafaza etmek, ses kismiti çı- kararak yerine Fransızca, İngi- lizce yahut ta Türkçe sesleri koy- maktan ibarettir, * Almanyada çok uzun süren bir seyahatten henüz dönmüş, sinema işlerile çok yakından alâ- kadar bir dostumla konuşuyor- dum, Yeni buluşun nasıl tatbik edildiğini yerinde görmüştü. Sualime verdiği ilk cevap: — Biz yapamayız! Hükmünden ibaret oldu. — Sebep? — Fazla tekniğe, fazla bilgiye bağlı! Ve anlattı: Okadar uzun, okadar ince, okadar sıkıcı tafsi- lât veriyordu ki ürktüm. Tıpkı onun gibi kani oldum ki, almanca, ingilizce, fransızça yapılan sesli filimleri Türkçe söyletmek Mmüm- kün değildir. x Aradan üç sene geçti. Bu müddet zarfında İpekfilm stüd- yosu Garp memleketlerinde yapı- lan büyük filmleri türkçeye çevir- menin mümkün olup olmadığını düşünmüş, tacrübeye girişmiş, mu- vaffak olmuş, bir tanesini de bitir« miş, dün ilk defa olarak gazete- cilere gösterdi. Hayretimi ve tak- dirimi açıkça söylemekten çekinmi« yeceğim, adları hatırımda kalmadı. Filmin baştan başa Alman olan san'atkârları pürüzsüz bir İstanbul şivesi ile türkçe konuşuyorlardı. * Bazı insanlar vardır. Doğuş- tan bedbindirler. Her şeyi güç, zararlı, her tarafı kara görürler. Üç sene evvel bana: — Almanların keşfini bizim tatbik edemiyeceğimizi söyleyen dostumu, canı sıkılmazsa o sınrfa ithal edeceğim. Buna mukabil bazı insanlar da vardır: İlk ba- kışta güç, zararlı, kara görünen şeylerin hakikaten öyle olup ol- madığını tecrübe etmek isterler. Cessur ve azimkârdırlar. İpek fil- min stüdyosunun sahipleri olan İpekçi kardeşler de muhakkak bu — sınıftandırlar. — Kendilerini tebrik ederim. Tavşancılda Tren Yolu ... Söküldü Evvelki gece Tavşancıl ile Dil istasiyonu arasında tren yo- lundan bir parça ray çıkarıldığı hat bekcisi tarafından görülmüş ve derhal alakadarlara bildiril- miştir. Hat hemen tamir edilmiş, gelen giden trenlerin selâmetle geçmesi temin edilmiştir. Bu hattın kimin tarafından çıkarıldığı lâzimgelen ehemmiyetle | tahkik edilmektedir. Bu Sabahki Sis Bu sabah saat 4 ten itibaren şehrimizde kesif bir sis başlamış ve saat sekize kadar ayni kesa- fetle devam etmiştir. Bu esnada ı vapur seferleri tatil edilmiştir. Ha

Bu sayıdan diğer sayfalar: