13 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

13 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lord Grey Öldükten Sonra... Eski İngiliz Hariciye Nazırlarından Lört Grey bundan Bir hafta evvel vefat etti. Büyük barbin patlaması ile bu ismin yakın alâkası bulunduğu İçin bütün dünya matbuatı muhtelif Yazlar yazarak onun mühazebe ari- fesindeki rolü üzerinde durdular. Çünkü Lort Grey harbe mâni olmak için elinden geleni yapmış olmak iddiasındadır. Hatta, Alman Sefiri ile *ön mülâkatında, harbin içtinap edil- mez bir hale geldiğini gördükten Sönrü — ağladığını bile — hatıratında kaydeder. Her hatırat bir nevi müdafasaname addedilebileceği İçin YLort Grey'in bu aözlerini ayni neviden telekki ttmek yanlış olmaz. Bana kalırsa, ©nun hakkındaki en kuvvetli yazılar- dan birini sabık amele fırkasmı erkâ- tindan ve bugünün Lortlar Kamarası Olmakla ittiham ettikten başka ken- disini Fransız davasmına kaptırmış ve #nan bir alötl olarak gösterir. Hatta dâha ileri giderek diyor ki: “Bir gün, bir mecliste Lort Greyle beraber bulunmak şerefini kazandım. Bu kadar sene Hariciye Nazırlığında Bulunmuş olan bu zat, bize, harici İşler hakkında söyleyecek bir şey bulamadı. Fakat diğer söyledikleri #kadar kaymetli idi ki kibarlığının olmamak mümkün değildi.., Demek oluyor ki Lort Saowden, patladığı zaman İngiliz harici Siyasetini elinde bulunduran adamı Mutlak bir aciz ile ittiham ediyor. Harp mes'uliyeti hakkında bu kadar sözlerden sonra bugün yapılan bu ifşaat insana birhayli hazin geliyor. — Süreyya Kaymakam Filipvitz'in ilâtının İidaresi başında bu- "ıııh:ekbınıd sınıf turizm - tayya- mahsus doğru yolda uçuş tekorunu kırmıya teşebbüs eden k: makam Filipovitr ile refakatinde! Yüzbaşı Lewonievski Tokio istikame- finde uçtukları sırada Szeboksany tivarında ve Kııııdıu 90 kilemetre Uzakta bir kazaya Tayyarecileri L.:luııııhı Öteki paraşutla aşağı iye muvaffak olmuştur. Kaza bakkında benüz malümat .“llııı.ıııııır. e o v lardır. Almanyanın Propagandaları “Bütün Haklar:mızı Almak Şartile İste- Şey Sulh İçınde Çalışmaktır,, diğimiz Berliı. 12 (A.A.) — Berlin stad- yumlarından birisinde Von Papen'den sonra söz alan Propaganda Nazıri M. Göoebbels şunları söylemiştir: — Biz, dünyada — kargaşalıklara sokmak için gelmedik. Hiçbir. barp istemiyoruz. Biz sulh istiyoruz. Fakat haklarımızı tanıyacak, gündelik ek- meğimizi temin edecek bir sulh is- tiyoruz. Bu sözlerden #sonra, intikam fik- rini propagandâ — etmekle — ittiham edilen Hitlerizme karşı bütün dün- ;| yada mevcut sebepsiz ilimatsızlıktan bahsetmiş ve demiştir ki: — Bütün dünya buzurunda yalnız. bir şey istediğimizi açıkça bildiriyo- rur. O da sulh içinde çalışmaktır. Yapmış oldüğümür — barp, işsizliğe karşı olan barptır. Sulh İddiasına Uymuıyan Hareketler Kopenhag, 12 — Dagens Nyheder | gazetesinin anlattığına göre Şlezvig'in Danimarkaya ait kısınında Flensborg şehrinde bir “mektepliler şenliği, ya- pılmıştır. Ba eğlencelere Şlezvig'in Almanyadan alınan ve Danimarkaya verilen yerlerindeki mektepliler de gelmişlerdir. Vali M. Sievers bu münasebetle söylediği mutukta bilhassa demiştir ki: “Ana dilleri Almanca olan bütün kimselerin büyük ve şanlı Almanya içinde bir araya toplanacakları günü bekliyoruz, Ecnebi —memleketlerde cermanlık —propagandası - birliğinin bütün manasını her genç kız ve er- keğe iyice kavrattıracağız. Zamanıs mızda yaşamak İsteyen her hangi bir kimsenin yiğit bir yüreğe sahip ol ması gerek olduğunu biliyorur.,, Bundan sonra Alman ve Danimar- ka milli renkleri ile süslü elbiseler giydirilmiş çocuklar tarafından bir oyun temsil edilmiştir. Dünkületin Romamnı ua aa Burhan Cahit Villâya döndükleri zaman öğle Yemeğine hayli vakitleri kalı- Yordu. — Bu zaman Gretta resim atel- Yesine, Ahmet Reşit te yazı oda- fına kapanıyarlardı. Bu meşguli- Yetten onları ancak hizmetçinin Müdahalesi ayırabiliyordu. Yemekten sonra Madam Kol- Modin ve bazen de Mösyö Ko- Modin onları yalnız birakmıyor- lardı. Ya beraberce bir parti briç .’lı::_ym' yahut dedikodu yapıyor- NC iBane boştör ' çayi lamkakkak "-d-— Kolmodinle beraber bü- , ’ı:'kd:lnnnın verandasında içiyor- ğ h'llıy::!a: sonra tenis maçları ' '—Klmıhk oluncaya kadar de- :l &den tenisten sonra Villaya * Tlık bir duştan sonra gazetelerini okumağa baş- Edebi Roman 73 ea modin — otomobille — geliyor ve birçok havadisler getiriyordu. İlk zamanlar yemeklerini ayrı yiyorlardı. Fakat Mösyö Kolmo- din sofrasını daha şen, daha neşeli görmek — istediğini ileri sürdü. Onları da akşam yemek- lerini beraber yemeğe kandırdı, Bu onlar için de bir değişik- Kik oluyordu. Mösyö Kolmoedin haftada bir akşam da misafir davct ediyor- du. O zamanlar artık doya doya viski içiyor ve içiriyordu. Onun en büyük zevki viskiyi lezzetini anlıyarak, bilerek — iç- | mekti. Viski hakkında derin malü- matı vardı. Ne zaman icat edil- diğini, nasıl mükemmel bir hale getirildiğini, tar hteki — meşhur adamlardan — hangilerinin — viski müptelâsı olduklarını hep — bili- | yordu. Madam Kolmodin de otuz iki türlü kokteyi bilyı*. Bazısı hıaıı Birkaç gün evvel ölen franmz bahriye nazırı M. Jorj Leg'e fransız hükü« meti tarafından milli bir cenaze merasimi yapılmıştır. Resinirsiz merasimin bir “kısmanı gdıcunnehedıı İtalyanlar Merhum Hükümdar İçin Askerı Bir Cenaze Roma 12 — Kıral Faysal'ın naaşı, dün sabah Brendizi llmanına gelen İngiliz kruvazörü Deapateh'a askeri merasim yapılmak suretile nakledil- miştir. Bir lrak bayrağına sarılmış ve 6 beygir tarafından çekilen bir t arabasına konmuş olan tabulun ıılız sından birçok zabitler yürümekte idi. Tabutu götüren top arabasının Öönün- de Kıral, M. Müzolini, İngiliz ve İs- viçre hühümetleri ve Brendizi Bele- diyesi tarafından gönderilmiş çelenk- leri taşıyan kimseler ve askeri müf- rezeler bulunmakta idi. Avus üryesi avyera Lu l rdunda 12 - Bavyara hududunda, "'ı!."."......_ iki Hitlerci Alman, Avusturya polisine klübe vazifesini gören bir yere bir bomba âtmışlar ve ati . Hitlerciler kaç- ll B z sadece maddidir. bazıs — Chartreuse — ve — daha birçok içkilerin biribirine karış- tırılmasile meydana çıkan bu güzel içkinin mutahasasısı Ma- dam Kolmodindi. Bunların karış- tırma dereceleri de — çok. farklı idi. Birinin az birinin Çok olması derhal lerzetini değiştiriyordu. Mösyö Komodinin harp yüzünden kendi kendine artan serveti ona garip hevesler veriyordu. Şimdi hususi bir vapurla ku- tuplara kadar çıkmayı düşünü- yordu. Bu fikrini haklı göstermek için de: — Yeni seyahat edeceksiniz, nereye gidebilirsiniz, di ordu. Av- rupanın, Asyanın, hattâ Afri- kanın her tarafı ateş. içinde. Denizler tahtelbahir dolu.. Lu- zitanyanın ıhfıetlm unutmadık. Almanlar denizde balina gör- seler batırıyorlar, lngi!iıl:u- havada kartal görseler Alman firması diye ateş ediyorlar. Bu vaziyette en rahat seyahat kutuplardır. Ve gülerek ilâve ediyordu: — İngilizler — Eskimoları da kandınp Almanlara karşı harbe evvel bu seyahatı yap- mak lâzım! Filhakika 0 sırada Alınanya | l 1 Merasimi Yaptılar Cenaze arabasının — arkasından Kıral Faysal'ın biraderi sabık Kıral Ali, Irak'lı nazırlar ve yüksek memur lar, Brendiri şehrindeki mülki ve as- keri memurlar yürümekte idiler. Cenazenin geçirildiği yollar boyun- ca nsker müfrezeleri ve İngiliz kru- yazörünün tayfası sıra halinde dizil- miştiler. Alayın en gerisinde bir süvari Jandarma bölüğü bulunuyordu. İtalyan deniz ııuweuuını men- sup bir motör, cenazeyi İngiliz kru- vazörüne — götürmüştür.” Kruvazör S.Hıfı tııe.k üzere saat 9,30 enize aç Yıııoılıvyıdı Bir Kaza Belgrat, 12 — Lioublinna'dan Su- cak'a giden bir tayyare bu sabah saat 610 da kesif bir sis yüzünden bir ormana düşmüştür. Tayyaredeki plot, makinist ve altı yolcu ölmüş- lerdir. , hükümetlerin yekıınıı on beu geçmişti. Bunların arasında Por- tekiz gibi ne denizde, ne karada Kayserin kuvvetlerine bir sivrisi- nek kadar olsun zarar veremiye- cek olanları da vardı. Mösyö Kolmodin fabrikada akşama kadar çalıştıktan sonra eve bir fırtına gibi geliyordu. İşler çoğalmıştı. Muharebeye ka- dar hiç ticari münasebette bulun- mıyan bazı memleketler şimdi bütün siparişlerini İsveçe, Norve- çe, Holandaya variyorlardı. Harpten evvel Üüçyüz amele çalıştıran Mösyö Kolmodin son zamanlarda bu miktarı bin iki Kıral Fay /sal'ın Cesedi Harp Gemısıne Yükletildi Meslek İntihabında Dik- kat Etmek Lâzım Belki benim kadar, belki ben- den de yaşlı bir hanım kariim benden nasihat istiyor. Vaziyeti şudur: “Ayda 120 lira iradım, üç tane de erkek çocuğum vardı, ço- cuklarımı imkân nisbetinde okut- mak istiyordum, varidatım yetiş- medi, hesap ettim ki çocukları- mın birincisinin doktor, ikincisi- nin mühendis, üçüncüsünün avu- kat olmaları için azami üç, dört, nihayet beş seneye ihtiyaçları vardır, binaenaleyh bütün emlâ- | kimi nakde tahvil ederek beş seneye taksim edecek olursam tahsillerine — sıkıntısızca — devan etmelerini temin edebilirim, beş sene gonra bende para biter fakat onlar da tahsillerini bitir- miş ve para kazanmıya o!l:riır. ı::laııtıyı dllır!ıenı!’“hm Bu düşünceyi aynen tatbik ettim, Fakat maalesef evdeki pa- zar çarşıya uymadı. Şimdi çocuk- larımın birisi doktor, birisi mü- hendis, birisi de stajiyer avukat- tır. Fakat henuz para kı başlamış değillerdir. Fıılımmnlınk hepsinin de başında birer tane müstakbel nişanlı vardır. Ne ya- payım?, Bu okuyucumun derdine ma- alesef derhal bir çare — göste- remiyeceğim. — Kendisi ihtiyat- sızlığın en büyüğünü — yapmış, yorganına göre ayak uzat di- yen atalar sözünü unutmuştur. Bugün hiçbir. zaman hatırdan çıkarılmamalıdır. ki — doktorlük, mühendislik, hele avukatlık gibi meslek'er, bunlara intisap eden- lerin ellerine birer — diploma aldıkları gün para getirmiye baş- layan mesleklerden değillerdir. Daha evvel tutunmak lâzımdır. HANIMTEYZE M. Musolininin Görüşmeler! Roma, 12 — Başvekil M. Musolin Romanya — prenslerinden — Nikolayı, Türkiyenin Roma büyük elçisi Vâmf Beyi ve Bulgar ticaret nazın M. Ghicef'i kabul etmiştir. lııyıundııı hiç şikâyeti yoktu. Fakat gördüğü, işittiği şeyler onu tazip etmiye kâfi geliyordu. (Berlin ) deki istihbarat şebe- kesinin daha ziyade ticaret işlerile uğraştığını öğrenmişti. Oradaki birkaç sivil ve iki eıldıııhırp mütemadiyen — şeker z:ki ticareti yapıyorlardı. uharebe hâlâ hızını alama- mıştı. O sırada Galiçya üzerinde Rusların müthiş bir taarruz hazır- ladıkları anlaşılmıştı. Fransız cep- - hesindeki Alman fırkalarından ikisi ( Viyana ) yı Çar cn'lulın- istilâsından kurtarmak yüze çıkarmıştı. Maamafih o hemen| Avusturyaya geçtiği gibi ııub- her haftanın hesaplarını kaparkenzs | ler bir Türk kolordusunun da — Kâfi gelmiyor. İşi biraz daha büyültmek lâzım! diyordu. Ahmet Reşit muharebeye gir- miyen devletlerin kazancını gözü ile görüyor, anlıyordu. Türkiye de muharebeye girmemiş olsaydı, bir sanayi memleketi olmamakla beraber her taraftan gelecek ta- lepler karşısında toprağında ekil- memiş parçakalmıyacak ve mem- lekete oluk gibi para akacaktı. Şimdi ziraat memleketi olduğu halde köylüsü, şehirlisi yiyecek ekmek bulamıyordu. Gâliçyaya gelip mevzie gıtdıglıl YAZIYı Ahmet Reşit Buna evvelâ inanmadı. Fakat o akşam İstan- buldan, Cemil Hakkıdan şu mek- tubu aldı: İstanbulda Cemil Hakkı'datı Stokholmde Ahtmet Reşide stanbul: 1917 Aziz kardeşim Reşit Ne halde olduğumuzu, nasil yışıdıııınm anlamak — için bir hafta olsun içimizde bulunmak lâzamdır. ( Arkası var ) ğ İ Ka

Bu sayıdan diğer sayfalar: