13 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

13 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başkala;-îr SK Ne Diyorlar ? * Yunanlı — misafirlerimiz — dün Ankarada ilk günlerini — geçir- dilı:r. Bugünün bütün hatıralarında en yüksek hisseyi bu hatıraların hakikaten yüksek samimiyetine a- yırmalarını isteriz. Türkiye ile . Yunanistan arasında, ıki milletin hayat ve emniyetini - zorlaştıran akim siyaset yerine iki milletin hayat emniyetini kolaylaştıran Müsmir siyaset kaim olmuştur. Türk ve Yunan milletleri ken- di aralarında davasız. ve bütün dünyaya karşı tek davalı bir manzara almışlardır. Bu tek da- va sulhten ibarettir. Dün akşamki ziyafette iki millet Başvekillerinin söylemiş ol- dukları nutuklar resmi nezaket fikirlerinin teatisi olmaktan çok uzaktır. Bu nutuklar bizi yukarı- daki satırları izah etmek külfe- tinden kurtaracak vazih mahi- yettedirler. Ankarada ikinci Yunan Baş- vekilini selâmlıyoruz. İkisi bir fırkadan değildirler. Fakat bir millettendirler. M. Ça daris cenapları ile muhterem ar- | kadaşlarının teneffüs ettikleri ha- va Türk Yunan dostluğunun milli karakter — bağlamış — olmasından başka neye hamlolunabilir. Bütün âlemde sulh güzel bir şey, iki komşu arasında sulh da- ha güzel bir şey, fakat sulha inanmak büsbütün güzel bir şey- dir. Kanaatimizi * | Tekmil milletler - saadetlerini — Ancak bizim, iki komşu milletin tutmuş olduğumuz yol üstünde Olduğunu anlıyacaklardır. Akdeni- zin — bu — köşesinde — başlıyan garp medeniyeti tarihi, gene Ak- denizin bu köşesinde, yeni za- Manların şartlarına göre, devam istikrar ve inkişaf imkânlarını luyor. Tavla Pullarını Kim Satacak 'Tavlalara ilsak edilen istihlâk Pulları şimdiye kadar Eminönü Malmüdürlüğünde satılıyordu. Ye- hi teşkilâtta bu pulların kimler _İlrıfındın tevzi edileceği tesbit edilmediği için kahveci ve gazi- hocular tavla pulu bulamamışlar Ve dün vilâyet muhasebeciliğine Müracaat etmişlerdir. Pulların nerelerde satılacağı Maliye vekâletinden sorulmuştur. mafih cevap gelinciye kadar Eminönü Malmüdürlüğünün eski- di gibi pul satışına devam etme- Bi temin edilmiştir. Yeni Bir Deniz Tayyaresi Örneği Havr, 12 — Fransız deniz kuvvet- lerine mahsus olmak üzere bugün Yeni bir deniz tayyaresi örnegi suya irilmiştir. Nıı“' satıhh olan bu tayyare her | 800 beygir kuvvetinde üç mo- Ü le “mücehbezdir. - Tayyarenin ağır: İN oe 'dört ton, kanatları açık oldu. BÜ hakleki — genişliği 35 metre, luğu 22 metredir. Eıı.ı:." limamı üzerinde bir saatten bir tecrübe uçuşu yapan bu B 0rare berbe değii, İakat - ticaret “Maksadile işletme işlerine tahsia edi- d tekrar - edelim; | Bazıları vardır ki bilgileri karanlık mahzenlere — doldurulmuş — kitaplara Bazıları da benzerler. Ne köndilerine, başkalarına faydaları dokunur. ne de yoktur. vardır. ki — bilgileri, eamekâna konmuş fena eşyaya ben- zerler. Gösterişi var, fakat kıymeti SON TELGRAF HABERLERİ Hakiki bilgi sahipleri, ne birinciler, ne de ikincilere benzerler. On'arın kafaları, kaymetli bir ziya hacinesl gibidir. Kapağı Açılınca herkese müsavi surette işik verirler' | —- Türk-Yunan Misakı Cuma Günü İmzalanıyor İktısadi Müzakereler Henüz Başlamadı Ankara, 13 (Hususi)— Türk * Yunan — misakının imzası ve Yunanlı misafirlerimizin İstanbula hare- keti cumaya kalmıştır. Bu teehhurün secbebi misak rinde daha ziyade vuzuh teminidir. Misakın tevsi ve tadil edileceği doğru değildir. Mevcut metin üzerinde müzakere cereyan etmektedir. Misak mut- laka imza edilecektir. İsmet Pş. ile M. Çaldaris Çankaya köşkünde | iki buçuk saatten ziyade m'zakere yapmışlardır. Bu müzakerede akti mukarrer misak metni üze- rinde müdavelei efkârda bulunulmuş ve hazırlanmış bulunan projede vuzuhu temin edecek tadilât icrası takarrür etmiştir. On sene gibi- uzun bir müddet mer'i kalacak olan böyle ehemmiyetli bir misakta temini her iki tarafça arzu edilen vuzuh ve katiyet metin üzerin- de bir iki gün çalışılması zaruretini doğurmuştur. Galip bir ihtimale göre misak ve melfufu pro- tokollar cuma günü öğleden sonra imza edilebile- cek ve misafirler ayni akşam İstanbula hareket edeceklerdir. Bu karar karşısında İstanbul programı da deği- şecek ve misafirler cumartesi İstanbulda ancak birkaç saat kalarak ayni akşam Yunanistana döne- ceklerdir. M. Çaldarisin Beyaratı Ankara, 13 (Hususi) — M. Çaldaris, buradaki Yunan gazetecilerine verdiği beyanatta; “— Misak projesinin esasında herhangi bir ihtilâf yoktur. Yalmız bazı teferruatın halli için müzakereye devam etmek lâzım geldi. Bu kadar mühim mesailde tabiatile müzakere uzayacktır.,, “demiştir. Müzakere edilen mesele, bu misaka verilecek veçhenin tayinidir. Bu misakın umumi bir misak gibi mi, yoksa hususi mahiyette mi telâkki oluna- cağı tesbit edilecektir. ; M. Çaldaris ve Maksimos bu müzakeratın be- hemhal hüsnü neticeye iktiran edeceğini söylediler. Misakın metni Misak bellli başlı dört madde üzerinde toplan- teferrüatı - üze- hut rahunu kaybeden şehir ,, temadiyen rahatsız eder.” Bu gazeteye göre biz kendi kendimizi dev ayna. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Paris'te çıkan L'echo de Paris ismindeki bir gazete, evvelki gün İstanbul muhabirinden aldığı bir mektubu neşretmiş.. Bu mektubun başlığı şudur: “ İstanbul ya- Bu muhabire göre İstanbul berbat bir şehirdir. Kal- dırımları pis, sokakları ağustos güneşi altında kokmuş balık, işkembe ve apdeshane kokuları içinde xizi mü- İSTER İNAN İSTER İNANMAİ maktadır. Bu dört maddeden birinci madde, her iki memleketin müşterek hudutlarım yekdiğerine | ve başkalarına karşı tekeffül ettiklerini bildiriyor. İkinci madde, gerek bir memleketi alâkadar eden meselelerde ve gerekse beynelmilel mühim meselelerle her iki memleketin evelden fikir teati etmesini ve anlaşarak müttehiden hareket edecek- lerini beyan ediyor. Üçüncü madde, Türkiye ve Yunanistanın bey- nelmilel konferanslarda yekdiğerini temsil edebile- ceklerini gösteriyor. Dördüncü madde, bu munhedenin on sene müd- detle mer'i olacağını âmirdir. Maamafih görüşmelerde bu maddelerde bazı değişiklikler yapılması ve muahedenin daha şümul- lendirilmesi muhtemeldir. İktısadi meseleler Ankara, 13 (Hususi) — Ankarada Türk-Yunan iktısadi meseleleri de konuşulmaktadır. M. Pasmaz oğlu tütün meselesinin Bulgarların da iştirakile konuşulması muvafık gördüğünü beyan etmiştir. İktısadi meseleler meyanında Anadolu sahille- rindeki kaçakçılık meselesi, Yunanistanın Türkiyeye ihracatı, Yunanistan ihracat eşyasının geniş mik- yasta teşhiri için Türkiyede daimi bir sergi açıl- ması mevzuu bahsolmaktadır. Bu hususta kararlar verilecektir. 4 Maamafih bu ticari ve iktısadi konuşmalar he- nüz resmi müzakere safhasına girmemiştir. Bu husustaki resmi —müzakereler — misafir- lerimizin Atinaya avdetini müteakip zamam ve müzakere maballi iki hükümet tarafından anlaşılıp | tesbit edildikten sonra başlıyacaktır. Ankara, 13 (Hususi) — Yunan sefiri M. Sake- larapulos'un verdiği balo pek parlak olmuş, bütün kurdiplomatik hazır bulunmuştur. İngiliz safiri baloda Yunan Hariciye Nazırı M. Maksimos ile uzun müddet görüşmüş, sanra da Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Beyi ziyaret ede- rek yine uzun müddet — beraber — kalmıştır. Yunan gazetecileri bu mülâkata bir hususiyet atfetmekte ve ehemmiyet vermektedirler, sında görürmüşüz, Hititlerden geldiğimizi iddia ederek bütün milletlerin fevkinde olduğumuza manırmışız.. S < Milliyetçilik fikirlerini tamamen Hitlerden almışız.. Türkiyede bütün sanatlar, avukatlık, tacirlik hep Şark arklarının elinde imiş, Türklerde değilmiş. Esaser bu gibi şeyleri Türkler beceremez, başaramazlarmış.. Bütün bu küfürle, hezeyanla, saçına ile dolu yazıyı yazan adamın İsmi şudur: Charles Pichon ve bu adam içimizde yaşamaktadır. Sözün - Kısası Yapılır Yapılmaz Bozulan Yollar A E Viyanaya giderseniz tavsiye ederim: — Mutlaka milli müzenin Türk eserlerine tahsis edilen kısmına uğrayınız. Büyük salonun kapısından | çer geçmez karşınızda koyu maş Üzerine sırma işlemeli bir çadır görürsünüz. Yarım açık ka- lan kapısının önünde eğri kılıçları sağ omuzlarında, tunç miğferleri altında — yüzleri iki yenı'ğeri nöbet bekler. ükveünn bıhnıî — Vi önünde ma; dü- K N ara P: cümlelerini okunuıuı_—._ 0::::: size öyle gelir ki, Kara Mustafa Paşa ölmemiştir, İçeride çadırının bir kenarında sırmalı sedirtnin üzerinde dinlenmektedir. Sola dönünüz: karşınıza bir came- kân ilişir, içinde büyük bir cep saatı vardır, etiketini okuyunuz: 1060 senesi Ramazanının ilk günü yapılan meydan muharebesinde şehit düşen Türk orduları süvari kuman- danının saatidir, cümlesini okursunuz. İçinizde bir üzüntü başlar, yelkovana bakarsınız. ve anlarsınız ki; 2,30 da durmuştur, yani ay yıldın Viyanaya kadar götüren Türk kahramanlarıne dan biri o dakika can vermiştir. Şüphesiz düşünürsünüz: — Ta Viyanaya kadar hasıl gittik, oradan ta boğaziçi kıyıla- rına kadar neden döndük? Bu, kafanızda -acı bir istihfam şeklinde burkulur, durur. * Viyana müzesi bizim için ha- kikaten öğretici bir yerdir. İşte size Kara Mustafa Paşanın ça- dırı karşısında bir camekân daha: içinde dizi dizi Türk tüfekleri vardır. Bunların ortasına bir ta- ne de Avusturya tüfegi konul- muştur. Etiketleri okuyalım: — “Türk tüfekleri iki daki- kada, Avusturya tülekleri ise beş dakikada bir mermi atabilirlerdi,, cümlesini görürüz ve anlarızki Avusturyalılar — mağlübiyetlerinin sebeplerini ara: ve bazı sahalarda da bulmuşlardır. Bugün o devirden çok uzaktayız, fılkıdl ecmlye: fitibarile de uhı:ei] .d rilede mesele yine ayni meseledir, muvı“ıki’cllhl?;î. ıı’:oplırîıl mu- vaffakiyetlinin — çalışma ve yapma şekillerinde aramakta veya talihe hamletmektedir. x Sabahleyin Çadırcılar eaddesindön geçiyordum, gördüm ki bir senöden beri yamrı yumru duran sokağin par- kesi tamire başlanmış, hatta yarısına kadar da gelinmiş, fakat geriye ka- Tan kısmı bitmeden yapılan kısımları bozulmıya yüz tutrsüş! İstanbul. Belediyesinlü y yok- tur. Şehri imar edemez, noktada hakkımı teslim ederim, hatta yoksul- luk içinde başardığı biı?nk işleri de takdir ile yadederim. Fakat binbir fedakârlıkla yaptırdığı yollar yapılır yapılmaz, neye bozulur anlıyamam, Avrupanın değil yarım milyonluk, hatta yüz bin kişilik şebirlerinde de bu çeşit parke umı kullanılmamasına rağmen bizde hele kanalizasyon yapı- lan — yerlerde kullanılmasında neye ısrar edilir? sualin cevabını bir türlü veremem! * özü Tetkik ve hiç de- aa aizR tehistl kinde Te bulmamıştır —e AA eee TaARMLSE WT AU UA LOMLA A Teşekkür Pederimin ani vefatı ve gvi- mizin yanması hasebile uğradı- ğımız felâketten dolayı dostlardan, akrabadan, memur ve âmirlerim- den aldığım taziye mektup ve telgraflarına, minnet ve şükran- larımı bildirmeye muhterem ga- zetenizin delâletini rica ederim. Latanbul Umumi Hapishane müdürü BAHA

Bu sayıdan diğer sayfalar: