m —— İTTİHAT ve: TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı ?. Nası! Öldü?.. Mademki Hürriyet Demek Herkesin İstediğini Yap Filhakika Kör Ali, Mevlevihane Kapısı civarında sakin olduğu sefil kulübede yakalanarak kanu- nun pençesine tevdi olundu. Fa- kat.. Ceza, tam zamanında veril miyerek müessir bir ibret göste“ rilemediği için o yeşil başlı yılan birkaç gün sonra yine şahlandı. Memleketin muhtaç olduğu huzur ve sükün içinde kanlı bir hâdise yarattı. Beşiktaşta Zincirlikuyuda, bir bostan civarındaki barakadâ ba- basile ikamet eden Bedriye is- minde genç bir dul kadın, © bostanda bahçıvanlık eden Tederi adında bir delikanlı ile sevişiyor- do. Aylardanberi devam eden bu ümitsiz aşk, nihayet hürriyetin ilin edilmesi Üzerine zayıf bir ümide bağlanmıştı. Mademki hür- riyet demek, herkesin istediğini yapması demekti ; Şu halde istibdat devrinde şeriat denilen kuvvetin biribirinden uzak yaşattığı bu iki sevdazade, şimdi sayci hürriyette biribirile birleşebileceklerdi.. Bu basit düşünce ile hareket eden Bedriye ile Todori, artık aşkla- nnı kimseden saklamıya lüzüm görmiyorlar, biribirlerinin kulü- belerine gidip geliyorlardı. Fa- kat, her bâdiseyi inceden ince- ye takip eden ve artık ne suret- le olursa olsun bir çibanbaşı koparmak isteyenler; Bedriye ile Todorinin bu bareketlerini de gözden kaçırmıyor, - kendilerine göre - payimal edilen şeriatın intikamını almak için, münasip bir fırsat kolluyorlardı. Aşkın humarile sermest olan bu âşık ile maşuk, ramazanın 16 mcı günü» yani Kör Ali vak” sından dokuz gün sonra - Todo- rinin kulübesinde başbaşa vererek izdivaçlarının nasıl olabileceğini konuşurlarken (o birdenbire kapı vuruldu. Todöri, kapıya koştu karşısında iki polis buldu... Po- Bsler emrettiler:” — Yanındaki karıyı al.. Ka- rakola gel. Dediler. Emir sertti. Fakat gerek aşık ve gerek maşuk; yap-. tıkları işin masumiyetine kani ol- dukları için hiç teliş etmeden polisleri takip etmişlerdi. Bedriye ile Todori Beşiktaş karakoluna getirildiler. Komiser (efendinin karşısına dikildiler. Henüz istic- vap başlamıştı ki Sokakta müt- biş bir gürültü koptu. Karakolun içi birdenbire mütehevvir ve çıl- gın bir balk sürüsü ile doldu. Kasap Hacı Abmet isminde bir adam, elindeki korkunç sopayı salıyor: — Ne duruyorsunuz; Ümmeti Muhammet. Şeriat elden gitti, Irzmız, namusumuz ogöYürların ayakları altında çiğnendi. Lânet olsun, böyle ( hürriyete.. İslam ırzına göz diken gâvuru gebertin.. Diye bağınyordu.. Çok garip- tir ki; karakolu basan.. Hüküme- tin kudret ve haysiyetini hiçe sa- yan bu küstahlara karşı zabıta memurlarının büyük bir şiddetle mukabele etmesi / İazımgelirken, bunlardan bir kısmı, ortadan ması Demekti.. Kâmll Paşa kabinesinin Iki szası Ticaret ve nafia nazırı Gabriyel Efendi, Bahriye nazırı Arif Hikmet Paşa kaybolmuş. Diğer kısmı da, hâdi- seye seyirci vaziyetinde kalmış- lardı. Hacı Ahmedin sevk ve idare | ettiği bu cahil ve idraksiz adam- lar, derhal Todoriyi yakaladılar. Evvelâ, sille ve tokat darbelerile yere devirdiler. Ve sonra da, bü- tün vücudü İime lime oluncıya kadar, ayaklarının altında çiğne- diler,. Todori, ıstırap içinde can verirken; o mütecavizlerden (biri bağırdı: — Kan ne oldu... Karı?. Onun da cezasını verelim. $ Bedriye, o karışıklık esnasında kalabalığın O arasından kaymış; üst kata çıkarak aptes- haneye saklanmışbı... kata koştular! Bedriyeyi buldular. Yine sille ve tokat darbelerile kadının kafasını yardılar. Bitap bırakın- cıya kadar hırpaladılar. Ve niha- yet, artık Bedriyenin de öldüğüne hükmederek başını apteshanenin kuburuna soktular, Öylece bırak- tılar. Güya, hâmisi oldukları şe- riati kurtarmış gibi bir gururla karakoldan çıktılar, dağıldılar... Gerek Zaptiye Nezareti ve gerek Bâbâli, (o meseleden (O haberdar olup ta Beşiktaş karakoluna kuv- vet sevkedinciye kadar, bu işler olmuş bitmiş.. Küstah mutecasir- ler de, ortadan çekilmişti. Todo- rinin mâşı, Beşiktaş (kilisesine nakledildi. Bedriye de bir tabuta konularak karakolun arkasındaki odun iskelesinden bir kayığa bin- dirildi. Ahırkapıya geçirildi. Ora- da, dört hamalın sırtına verildi. Zaptiye Nezaretine getirildi. Fa- kat tabut, tam dış kapıdan av- luya girerken kapağı birdenbire fırladı, yere yuvarlandı. Bedriye, dirseklerine dayanıp başını kal dırarak kanlı çehresile iki tarafa bakmıya başladı. Hamallar, kor- kularından tabutu yere attılar. — Ölü, hortladı. Diye, bağırarak kaçtılar. Bu gayri memul ve korkunç hâdise esnasında Zaptiye ( Nezaretinin avlusunda o bulunanlarda fena halde korktular. Her biri, bir kö- şeye sokuldular.. Bedriye, bir müddet, öylece avlunun taşları üzerinde kaldı. Sonra; koca Zap- tiye Nezaretinde husule gelen panik biraz yatıştı. Bedriyenin hortlak olmadığı anlaşıldı, Taş- ların üstünden kaldırıldı. Etibba odasında muayeneden geçirildi. ği enini eni iin ini bkm ine, iri sin din eli de Gi Mi Hapishanci Umumi hastanesine nakledildi. | Efkân o umumiyeyi heyecana vermek va memleket haricinde fe- na tesirler husule getirmemek maksadile bu meseleyi âdi bir zabı- ta vakası gibi gazete sütunlarına geçirten cemiyet, gözlerini “dört açmak lüzumunu hissetmişti. Fa- kat, bu vaziyet karşısında ne ya- pılabilirdi?.. Muhakkak olan bir $€y varsa, oda; Sait paşanın lüzumsuz evhamı yüzünden ha- leldar olan hükümetin kuvvet ve nüfuzu; Kâmil Paşa kabi- nesinin bütün hüsnü niyet ve gay- retine rağmen henüz iade edile- memişti. Meşrutiyet, cidden büyük bir tehlike karşısında idi. Yine bu esnade, sivillerden ve istibdal edilen askerlerden mürekkep yüz yüz elli kişilik bir kafile, Eyüp civarında toplanarak ve nümayiş- ler yaparak köprü başına kadar gelmişler.. Bahçe kapı 'civarında havaya birçok tabanca attıktan sonra, çıkıp gitmişlerdi. Tekerrür eden bu vak'alar, sanki az geliyormuş gibi, şimdi İstanbul halkını yeni bir korku sarmıştı... Ağustosun 9 uncu pa- zar günü saat sekize doğru Çırçırda (o bahriye © mülâzimle- rinden Ahmet Efendinin evin- den çıkan ve İstanbulun mühim birkaç mahallesini alevler içinde yakıp kavuran o cehen- nemi felâketten sonra yan da lamiştı, Tane sıklaşmıya bulun mubtelif yerlerinde kasdi yangınlar oluyor, bir çok sokak- larda kundaklar ve gazli paçavra- lar bulunuyor; heyecan içinde ka- lan halkın dilinde: Kız Erkek ' Aferin İzmirlilere! Avrupaya Bol Bol Yaş Üzüm ihraç Ediyorlar ( Baştarah 1 inci sayfada ) mıntakanın özlü bir isteğidir. Yaş üzüm ihracatının hara- retlenmesi üzerine üzüm fiatle- rinde hissedilir bir hareket ve canlılık vardır. Eğer yaş üzüm ihracatımız devam ederse, hem dolgun üzüm rekoltesi sarfedilmiş olacak, hem de kuru üzüm fiat- leri yükselmek istidadın kaza- nacaktır. Aydın mıntakasında incirler tamamen olgun bir hale gelmiş- tir. İlk kuru incir mahsulü bir haftaya kadar İzmire develerle gelecek ve incir bayram yapıla- caktır. Son dakikada bir habere göre, şehrimizdeki ihra- catçı iki firma Avrupadan geniş mikyasta kuru incir siparişi al- Bundan başka Rusya hükü- meti de bu sene memleketimiz- den on milyon kilo kuru incir almıya karar vermiştir. Bugün- lerde incir ve üzüm üzerine yük- sekçe muameleler yapılmaktadır. kasının bu seneki pamuk rekol- tesi 30-35 bin balya kadardır. Piyasada geçen seneden 1000 ba!- ye pamuk vardır. Son günler: 52 kuruştan 1500 balye pamı satılmış ve ihraç edilmiştir. Me cut bin balyelik pamuk istoku c“ bir haftaya kadar Japonyaya il - raç edilecektir. İzmirde İrfan Hareketi Size biraz da şehrimizdeki Me: - rif hareketlerine dair malâm vereyim. Bu sene daha şimdide mekteplere müthiş bir talebe te- hacümü başlamıştır. Bu sene İz- mir Vilâyetinde ilk mekteplere yeniden 4000 talip vardır. Bunlar yeni inşa edilen mek- teplerle, mevcut mekteplerin kad- rolarına taksim edileceklerdir. İzmir lisesine de daha şim - den birçok müracaatlar yapılm ş- tır. Lisenin birinei sınıfına yeni- den tek bir talebe alınamıyaca- ğından İzmirdeki talebeler ii buldaki mekteplere yerleşecektir. | Pamuk: Ege İktisadi mınta- Yeni Bir Köyü 4 Baştarafı 1 inci “sayfada ) dükkânlara ait dosyeleri getirtmiş, teker teker tetkik etmiye koyul- muştur, Temin edildiğine göre ilk tet- kikler'neticesinde, yapılan ibbarın kısmen doğru olduğu anlaşılmıştır. Bununla beraber tetkikatm derin- leştirilmesine lüzum görülmüştür. Bu kanunsuz bareketin failleri e a nsuzluk İddiası hakkında, tahkikatın alacağı ne- ticeye göre takibat yapılacaktır. Bu hususta malümatına müra- caat ettiğimiz salâhiyet - sahibi bir zat bize şunlar lemiştir : Eee be şekide bi ihbar yapılması üzerine alâkadar makam tetkikat icrasına başlamış- tır. Tetkikat ve tahkikat henüz intaç edilmemiş olduğu için fazla malümat verilemiyeceği tabiidir.., Yüksek Orman Mek- .... tebi Rektörlüğünden: 13/Eylül/1933 çarşamba günü saat 14-15 te ihaleleri icra kı lınmak üzere mektebimizin 8,5 aylık erzak ihtiyacı aleni münakasaya konulmuştur. İsteklilerin münakasaya iştirak için mezkür tarihte yüksek mektepler alım satım komisyonuna “Fındıklıda,, şartnameleri okumak içinde mektebe “Büyükdere Bahçeköy,, müracaatları.“4162,, Cinsi Kilosu Cinsi Kilosu Cinsi Ekmek 9000 Makarna 300 Sirke, salça, portakal Koyun eti (3000 S. Mercimek o 50 Lahana, taze fasulye Kuzu eti 1500 Şehriye 70 Elma, havuç, pırasa Sade Yağı 1200 K. Üzüm 50 Kereviz, yer elması Zeytin Yağı 550 K. Kayısı 70 İspanak, karnabahar Pirinç 1000 Kaşar 90 Salamura yaprağı taze Şeker 1500 Tuz 300 yaprak, salata, taze K. Fasulye (o 600 Soda 150 Bakla, enginar, dere Beyaz peynir 400 Pirinç unu 100 otu, maydanoz, kabak Zeytin 210 Sabun 230 marul, domates, patlı- Un 740 O Yumurtaadet 13000 can, biber, zerdali Patates 700 Limon 3000 Balkabağı, taze üzüm Nohut 230 Süt 2000 Kavun, karpuz, ayva İrmik 50 Yoğurt 800 Dolmalık biber Ku. Bezelye (70 Arpa 3000 Sovan 800 Saman 1500 Nişantaşında tramvay aklilele kes mülkü olan binada Feyziye Lisesi Memleketimizin en eski hususi lisesidir. “Feyziye mektepleri cemiyetinin ,, idaresi altında manevi bir şahsiyettir. Kazanç müessesesi olmadığından Ücret vesair hususlar hakkında talebesine her türlü kolaylığı gösterir. Mektep, talebenin sıhhati ve terbiyesi ile ayrı ayrı uğraşabilmek için azami 150 leyli talebe kabul eder ve her sınıfta otuz beşten fazla mevcut bulundurmaz. Mezuniyet ve ikmal imtihanlarına 2 Eylülde ve derslere 11 Eylülde başlanacaktır. Mektebin tarifnamesini isteyiniz. Telefon : 44039 ağaya» 615 Leyli sü m