Aydında Yaşa- mak Ucuz, Fakat Zevksizdir Aydında bilhassa — memurin tabakasının hiç gelmesini isteme- diği bir gün varsa o da cumadır. Çünkü Aydında istirahat edecek baş dinliyecek, nezih bir eğlence yeri yoktur. Memur uzun bir günü evde olturup — çile doldurmakla geçirmektense — vazifesi başımda çalışmağı tercih etmektedir. Pınarbaşı, Topyatağı, ve Telli- dede denilen ufak mesire yerleri var ise de bunlar ihtiyacı karşı- lamamaktadır. Pınarbaşı denilen ve bütün Aydın ha'kının çeşme sularına mazaran nisbeten iyi su ihtiyacını temin eden ve şehre daha yakın bulunan mesire cuma olunca bü- tün kırmızı peştemallı kadınlarla dolmakta insana zevk yerine - tarap vermektedir. Şehrin yegâne eğlence yeri Belediye — tarafından — yapılan parktır. Her sınıf halk burada oturuyor. Bu park henüz yeni yapılmış olmasına rağmen yeşil- likleri, küçük ağaçları, çiçekleri ve küçük havuzu ile buranın aşağı yukarı bahçe ibtiyacını temin etmektedir. Halkevi — tarafından — vücude getirilmekte olan şehir bando takımı da geceli gündüzlü çalışa- rak derslerine devam etmektedir. Gençlar pek yakında Aydında halkın musiki ihtiyacını temin edeceklerdir. Halkevi sinema ihtiyacını da nazarı dikkate alarak — fırka binasının yanında bir sinema ve tiyatro binası inşasına baş- lamış ise de inşaat hernedense yanda kalmıştır. Aydının yegâne hususiyeti her hafta kurulan bü- rıdır. '“Apy.;r.n halkı burada bütün ihtiyacını temin etmektedir, Civar köylerden gelen köylüler yağ ve satmı mahsus a) _ı":ı..l.l:'dı dıhny;ir gün evvel yy:: hazırlarlar. ıîlurb:'dass kı;'ıınık nyıı.i:(; ağı) ol ileği zl)Iıııı'lardu'. Yı::ı'urtının 28 - 30 tanesi 20 kuruştur. En iyi armudun okkası yüz para ile beş kuruş arasındadır. 30 - 40 okkalık bir merkep yükü kömür SO - 60 kuruşa almnabilir. Burada beş kişiden mürekkep bir aile ev kirası hariç olmak üzere ayda 20 lira ile geçinebilir. Gaz ve şeker pahalıdır. Gazin okkası 65 - 70 Eııq arasında- dır. Burada ev kiraları da paba- dır. 4 odah bir evin aybık icarı - 30 lira arasındadır. —H.C, Zafranbolu'da * Bir Tüccarımız Yatı Mek- tebi Yaptiriyor Zafranbolu (Hususi) — Yeni reketlerini şayamı dikkat — bir alâka ile takip etmekte ve kaza mülhakatında maarifin inkişafı çin takdire değer mesai sarfet- ektedir. Demirciler, iler, — İlbarit, |Hacılarobası, , Karapmar, Karaağaç, Kadıyükü köylerinde Maarfin kabul ettiği son plân idahilinde birer mektep inşası ta- karrür etmiştir. Yörük köyünde de tecrübe Mmahiyetinde olarak bir yatı evi yapılacaktır. Bu pansi- yonun inşa masrafını İstanbul tüccarlarında Yürüklü Sekbanoğlu Ahmet Bey deruhte etmiştir. Badema köy muhtarları da okur yazarlardan — intihap — edilecek bunlara malümatlı köy kâtipleri terfik olunacaktır. Aydında Eski Eserler TralisHarabelerindeHafriyatYapılırsa Aydm (Husu- si) — Namı ka- dimi Tralis olan bu şehir; pek eski zamanlarda Topyatağı deni- len, — bugünkü Zeytinlik mev- künin — yerinde imiş. Şehrin ha- rabeleri elyevm mevcuttur. Bu harabelerin için- de en meşhuru Üçgl'ıı sarayıdır. 0 Küi nlkda Romalıların elin- de bulunmuş, bilâhare Yunanlı- lara geçmiştir. Janyenlerin İzmir - sahillerine malik oldukları zamanlardan son- ra ve Romalıların inkıraza yüz tuttukları devirlerde Bergamada bir Bergama kırallığı mevcut idi. Bu kıraliyet buralara kadar sark- mış olacak ki, Bergama Kıralı Atalin sarayı olarak gösterilen bu yerde ayrıca bir kütüphane Birçok Es erlçr Tralis harabeleri ve bir tiyatro ile, hamam vesair | bina harabeleri de müşahede | olunmaktadır. En son olarak Selçukilere in- tikal eden bu yerlerde Selçuk asarına tesadüf edilememektedir. Sultan Yıldırım zamanında yani hicretten 802 sene sonra Aydın vilâyeti Osmanlı memaliki sıra- sına geçmiş ve o zamandanberi imar görerek Güzel Hısar namını Bql_unacak almıştır. Memle- - ket eskiden şimdiki » - Topyatağı denilen O mahalde — iken Aydın oğulların- | dan Mehmet Bey | zamanında büyük | bir yangm ge- çirerek tamamen yanmış ve top- yatağından aşa- ğıya indirilmiştir. Aydın: Asarı atika hafriyatında bayli — kaymetli asar çıkarmış bir muhittir. 1902 trihinde müzehane mü- dürü Hamdi Beyin kadim Tralis harabelerinde yaptırdığı hafriyat neticesinde Venüs — mabudunun yalmız bir kolu eksik olduğu balde bulunmuş ve — kıymetli beykel müzeye nakledilmiştir. Bundan başka Apollan gibi büyük mabutların da heykelleri çıkarılmış müzeye sevkedilmiştir. Rize'de Peştemalcılık San'ati Çoruh (Hususi) — Burada peştemal ticaretile meşgul yirmi- den fazla tüccar vardır. Bu tüc- çarların elliden Üüçyüze kadar peştemal dokuyan tezgâhı vardır, Tüccarlar tezgâhcılara peştama- lın ipliğini okka ile teslim eder. Buna mukabil, aldığı peştemalı da okka ile alır. Böyle olduğu için işin içine bir güna hile karışamaz. Her tezgâh işçisi ayda otuz lira kadar bir kâr temin eder. Memleket ucuzluk olduğu için bu otuz lira, beş nüfuslu bir aileyi pek güzel geçindirebilir. Rizeli- ler bu peştemalcılık — san'atmı Trabzonlulardan almışlar ve fakat son zamanlarda onları geçmişler- dir. Buradan pek çok yerlere peş- temal sevkiyatı yapılmakta ve bu yüzden memlekete - 200,000 lira kadar bir para girmektedir. Peştemalların iplikleri de Ada- nadan gelme yerli mallarıdır. Yalnız erbap boyacı yoktur. Bu- nun için bunları örtünen kadım- ların elbiseleri fena halde boyan- maktadır. Avrupadan ve bilhassa İngil- tereden memleketimize ithal edi- len sabit boyalı peştemal iplikleri ile dokunan peştemüllar daha nefis olmaktadır. Biraz pahalıca- dır. Bir Baba Nikâhlamak İstediği Üvey Kızı Tarafından Vuruldu Düzce (Hususi) — Nasraddın mahallesii oturan — Karslı Hasan — üvey — kızı. tarafın- dan — bıçakla — ağır — suürette aralanmıştır. Hâdisenin sebebi asanın bu kızın annesi ile evli olmasına rağmen kızı da almak istemesidir. Hasan tedavi altına alınmış, kız adliyeye telim ölün- muştur. Gelibolu Hükümet Konağını , Halk Satın Alıyor * BARMANe a TRNDETİEE CAT ti Geliboludan bir manzara Gelibolu, (Hasust) — Geliboluda bükümetin 'işgel ettiği bima ertamektep için halk tarafından maarif namına satın alınmıkta — olduğundan birçok daireler yer aramıya başladılar kasabanır öte- sine berisine dağılacak olan bu daireler pek müteferrik bir * aziyet alacaktır. Düzce'de Adapazarı nda Bir Cinayet Maznunu | Pancar Zeriyatı İçin Ha- Yaralı Olarak Yakalandı zırlık Başladı Düzce, (Hususi) — Akçeşehir nahiyesine tabi Balatlı köyünden olup sırkatten ve cinayetten suç- lu Ahmet Bey ismindeki adam uzun zamandanberi arandığı hal- de bulunamıyordu. Geçenlerde Ahmet Bey Mus- KA Erla di m a kavgaya tutuşmuş, :eçdt:ede Ah- met Bey sol elinden, arkadaşı Mustafa da sağ topoğundan ya- ralanmıştır. Bu vak'a üzerine jandarmalar Ahmet Beyin izini bulmuşlar ve yakalamışlardır. —Ahmet — Bey Bolu Müddeiumumiliği tarafından da bir cinayet meselesinden do- layı aranmaktadır. Koyun Ticareti Tekirdağ (Hususi) — İstanbul piyasasının iyi olduğunu anlıyan koyün tüccarları bir buçuk ay- danberi koyun sevkiyatı yapmüak- l tadırlar. ni Adapazarı, (Hususi) — Eski- şehirde inşa edilen şeker fabrika- sına verilmek üzere kasabamızda 16,000 dönüm mıktarında pancar ekilmesine müsaade verilmiştir, Muhitimiz bu mahsulü yetiştirmiye pek müsaittir. Yapılan tahlile göre kasaba- mızda yetişen pancarlardan *418 randman alınmıştır. Bu iş için tayin edilen memurlar köylerde dolaşmakta ve zürra ile mukave- leler yıöınıkiıdr. züm Piyasası Tekirdağ (Hususij— Bu sene- ki üzüm mahsulü piyasaya çıka- rılmış ye muamele görmiye baş- lamıştır. Üzümün okkası on beş kuruşa kadar satılmaktadır. Mah- sul iyidir. Musahabe Realitenin Sanate Girmesi Narullah Ata Sanat —mevzuunu — ekseriya dünden, bazan da yarından alır. Halin san'ate girmesi çok yeni bir hâdisedir; çünkü hal değişti- rilmez, bize kendisini olduğu gibi kabul ettiren realitedir, realitenin olduğu gibi ifadesi ile gözellik yaratılabileceği kanaati ancak son zamanların eseridir. Buna bakıp da bugünkü in- sanların dünkülerden daha bah- tiyar, hâllerinden daha memnun oldukları neticesini çıkarabiliriz. Vakıa bugünkü insanlar kendi- lerini dünkülerden — daha perişan görüyor, uğradıkları - felâketlerin tarihte benzeri olmadığını söylü- yor; fakat ıstırabın, felâketin de zevkini keşfetti. Başına gelen musibetlerin azametini söylerken bile — sesinde — bir — gurür edası var. Bugiünün — iİnsanı, 1s- tırabın zevkini tatmanın bir saa- det olduğu nisbette dünün insa- nından bahtiyardır. Sonra yeni zamanların insanı: alelâde adamın da asilliğini keş- fetti ve yabut bu vehmi yarattı, İnsan oğlunun büyüklüğünü bütün asırlar söylemiştir. Sofokles |bir tragediasında: “Dünyada insanı hayran edecek çok şey vardır, fakat asıl hayran aolunacak yine insandır, der. İnsanı - tabiatin mihveri saymak fikri yeni değil, bilâkis pek eski bir fikirdir. Yu- nanlıların tanrıları insan şeklinde olduğu fgibi Kitabı - Mukaddes de: “Allah insanı kendi suretinde yarattı,,der. Hattâ yeni zamanların insanı kendisi ile öbür mahlüklar arasında fark olmadığını söy- lemeğe — başladı. Fakat bunu itiraf etmek deminki — iddiamı çürütmez; çünkü dünün insanları- nn hapsi, insanı yükseltirken, tanrılaştırırken onu alelâdelikten çıkarmışlardır. Onlar insan oğul- larının — büyüklerini — eserlerine mevzu ederler; tasvir ei ” büyüklükler de ekseriya in z şeylerdir. — Herakles vakıa - bir insandır amma vakit geçirmek için Cebellüttarik boğazını açan bir insan... Halbuki bugün hiçbir barikulâdeliği olmıyan insan sanat eserine girdi; hattâ harikulâdeliği olmadığı için beğenilmeğe başladı. Bunun içindir ki artık sanat bu- günü, realiteyi kendine mevzu edinebildi. Bizim, yani yeni insan- ların eskilerinden başlıca üstünlü- ğgümüz, — şiirsizliğin de — şiirini, alelâdeliğinde harikulâdeliğini an- hyabilmemizdir.. Bugünün Büyük sanatini halkın anlıyamamasının - sebebini belki bunda aramalıdır. İnsanın her türlü — harikulâdelikten mahrum olduğu zaman bile yine alâka- bahş olduğu, elik bayatın da ür dolu olduğu fikri henüz hal- L r. Belki de hiç yazılamıyacaktır; — çünkü yalnız madir bulunan şeyde, yalnız hari- kulâdede değil, her şeyde güzel- Hk gezmek ancak sanatkânn harcıdır; yahut şimdilik bize öyle Ü or. güzıs'k:y“ halkı alâkadar etmek için ya yine iptidai hislere, yanifher- günkü hayatın haricinde güzellik, büyüklük aramağa dönecek; ya- hut halkı alelâdeye alâkadar ola- Hayrabolu'da Gençler Birliği| —4 kadar yükseltecektir. İkinci Hayrabolu ( Hususi ) — Bura- da bir Gençler Birliği teşkil edil- miş, faaliyete başlamışlır. birinciden elbette ki zordur; fakat “ modern ,, fikrin zaferi de ancak onunla kabildir.