Siyaset Âlemi Asıl Yarış Şimdi Başladı.. Japon donanmasının kuvvetlendi- rilmesi için alınan tedbirler Ame- rikayı — harekete getirdi. Bu iki devletin faaliyetini gören İngiltere vaziyeti tehlikeli buldu. O da donan- masını daha ziyade büyütmeye teşeb büs etti. O suretle ki dünyanın bir silâhları bırakma cereyanına gireceği hayal olunurken yeni ve eskilerden daha çok şiddetli bir silâhlanma yarışı başladı. Esasen bu hakikati Amerikan Bahriye nazırı M. Filips de inkâr etmiyor; geçende Gıyordu ki: — * Japonyanın tatbikine karar verdiği yeni program Japonya Ka Amerika arasında şimdi esaslı bir silâh yarışının başlamasına sebep olmaktadır. » M. Filips'in İlâve etmeyi unutluğu nokta, bu yarışa, bizzarur ve tabiatile İngilterenin de iştirake mecbur kah- masıdır. * Dünyanın iki büyük devletini te- lâşa düşüren Japon bazırlıklarına göre, yeni deniz programı takriben 300 milyon Türk İiram sarfetmeyi icap eylemektedir. Bu para ile 110 deniz tayyaresi yapılacak, dört hattı- harp gemisi tadil edilerek bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek bir bhale konacaklar, birçok yeni sahil istih> kâmatı ve merkezler yapılacak, ayrıca iki kruvazör, (iki tayyare gemisi, birtakım denizaltı gemileri, torpidolar vesaire tezgâha yerleştirilecek ve bütün bu azim program üç senede tamamlanacaktır. Bu, muazzam bir hazırlıktır ki neticesi felâkettir. Süreyya — Fransız Tayyarecilerinin Seyahati Paris, ? — Fransız tayyarecileri Kodos ile Rossi'den gelen haherlre tayyarecilerin Fransa sahillerine yak- laştıklarını bildirmektedir. “Tayyare- cilerin yanında 2800 litre daha ben- zin bulunmaktadır. Tayyareciler, Hin- distan yolunu tutarak düz hat üzerin- de merhalesiz dünya rekorunu bir hayli kırmak ümidindedirler. Atina 7 — Tayyarecilerin bir tel- sizine nazaran Atinaya bir snatlik mesafede bulundukları — anlaşılmak- tadır. Atina 7 — Tayyareciler bir saat evvel Rodostan uçmuşlardır. Teyya- 'reciler Atlas denizini aşarken biraz yakit kaybetmiş olmalarına rağmen tekoru bugüm öğle vakti kıracaklarını ümit etmektedirler. SON POSTA İlk Silâh Patladı Alman-A vusturya İhtilâfı Ve Büyük Devletlerin Vaziyeti Viyana 7 — Son Alman-Avustur- ya münafereti ve ihtilâlhi neticesinde Avusturya hududunda ilk - silâh pat- lamıştır. Hududa yakın bir yörde pusu kurmuş olan bir takım kimseler Avusturyalı yardımcı polislere ateş açmışlar, bunlardan birini öldürmüş- lerdir. Ölen polisin arkadaşı muka- belede bulunmuştur. Bu mukabele neticesinde —ölen veya — yaralanân yoktur. Mütaarrızların bâşlarında çe- lik miğfer ve sırtlarında gönüllü iş- çilere mahsus üniformalar bulunduğu görülmüştür. Paris, 7 — Fransız ve İngiliz se- firlerinin, Alman tayyarelerinin Avus- turya toprakları - üzerinden uçuşları hakkında Almanyâ hükümeti nezdin- de yapacakları teşebbüsler düne bıra- kılmıştır. “ Tan , gazetesi, günün yazısında, Berlinde yapılacak teşebbüslerin pren- sip itibarile halledilmiş olduğunu yaz- maktadır. Hâdiselerden — anlaşıldığına — göre Londra, Paris ve Roma kabineleri alacakları vaziyet üzerinde anlaşmış- lardır. Tan gazetesi — İtalya — Almanya arasındaki mkı münasebet dolayısile İtalyanın nazik vaziyetini göz önün- den uzaklaştırmamak İcap ettiğini yazıyor. *Bu takdirde, İtalyanın teşebbüs hususunda İngiltere ile — Fransaya filen iştirak etmekle beraber — aynı zamanda da Almanyanın izzetinefsini korumak — ve Barlinde İtalyan - Al- man inünasebetine karşı gösterilen itimadı. bozmamak için kendi hesa- bına ve dostane bir şekilde hareketi kolayca anlaşılır., İngilir matbuatı bu bususta Al- manlara kiymetli bir ihtarda bulun- maktadır. Matbunt hükümetine karşı yaptıkları propa- gandamın ciddi manasını İngiliz efkârı umumiyesinin pekâlâ anladığını bil- diriyor. Eğer İngilterenin — derhal Milletler Cemiyeti muahedesine mü- racaat edecek yerde, meseleyi daha dostane bir şekilde ileri sürmesinin Hitlercilerin — Avusturya Dünkülerin Romanı Burhan Bir villanın geniş verandasında çekilen bu resimde genç kızın annesi ve babası yanyana oturu- vermişlerdi. Annesi bir mektup okuyor, babası dinliyordu. Genç kız: — Benim mektubumu okuyor- lar. Dedi. — Ne l - Oılır'înhu cumartesi günü bir mektap yazarım ve her çar- şamba günü bir mektup alırım. — Çok severmisiniz onları. Genç kız başım eğdi: — Çok!l — Başka kardeşiniz yok değil mi? — Hayır. — Daha Pariste çok kala- cak mısınız? Genç kızın leri gölgelendi. Bir çiçek bahçesine benze- yen hadekaları küçülür gibi oldu. Bu suale cevap vermek istemi- yor gibi kadehini kaldırdı: — On sekiz yaşımın ilk ge- Cesine, iri — yeşil göz- Edebi Roman ee eremmammım Cahit 387 aa — Ve bütün ömrünüzel | Genç kız kadehini birdebire geri çekti: — Reşit. — Matmerel. Sustular, yalnız gözleri konu- şuyordu. Ve yalnız elleri hareket etti. Boş kadehlermi yerine ko> yarken parmakları biribirine ka- ’ıw;- Sen kaç yaşındasın Reşit? — Yirmi üç. — Muhakkak gazeteci kala- gaksın değil mi? Zannederim. — Nasıl. Mesleğin hakkında kararın kat'i değil mi? Ahmet Reşit genç kıza kat'i cevap vermek isterken düşünü- yordu. Memleketinde gazeteci olarak — pişenlerden — kaç kişi gazeteci — kalmıştı. Gazeteciliği ideal olarak kabul eden en ateşli muharrirler bile hele bu inkılâp- tan sonra siyasi mücadelenin sü- küt hakkı olarak mübim mev- kilere geçmişlerdi. Beynelmilel Hıfmassıhha kongresi bu sene Londrada toplandı. Resmimizde Fransız murahhamı Dr. Kavayon görünmektedir. Fransız murallası mekteplerde çocukların sıhhatinin nasıl muhafaza edilmesi lâzım geldiğini izah etmiştir. Fon Papenin Bir Beyanatı Almanya Sar Meselesini Yakında Halledecekmiş Berlin, 7 — Sunday Ekspresin mu- habiri, sabık Almân Başvekili Fon Papenin bir beyanatını, mülâkat şek- Tinde neşretmiştir. Fon Papen, Sar meselesinden bahsederken Âlmanya- nn yakında bu meşeleyi Fransa ile halledeceğini, 1935 te yapılacak arayı sebebi, Almanyanın benüz makul sözleri anlıyabileceği ümidinden ileri gelmektedir. M. Doifüs Raomaya Gidiyor Viyana, 7 — Avusturya Başvekili M. Dolfüs, İtalyan Başvekili M. Ma- solini'nin daveti Üzerine Romaya gidecektir. Bu seyahatin tarihi henüz malüm değildir. Alman Gazeteleri Na Diyor ? Berlin 7 — Avusturyadaki — milli- yetçi sosyalistlik hareketine kar$şı mücadele etmek — için 18 bin -kişilik bir yardımcı polis kuvveti vücude getirilmesi hakkında Avusturya Baş- vekili M. Dolfüsün ileri sgürdüğü tale- Maamafih — delikanlı kendine güveniyordu. — Herhalde bir gazete sahibi olmak isterim. Dedi, Gretta onu imtihan eder gibi soruyordu : — (Paris) te yerleşecek misin! Ahmet Reşit Türkiyedeki hâ- diselerden ara sıra genç kıza bahsederdi. Ve ikisi de ittifak etmişlerdi ki- inkılâp henüz ta- mam olmuş değildir. Daha bir takım yeni hâdiselere intizar etmek lâzımdır. Genç kızın suali ile bu hâtıraları tazelenen Ahmet Reşit gülümsedi : — Momleket için çalışmak lânm, dedi. Türkiye yeni ve genç kuvvetlere muhtaçtır. — Nasıl kadınları kurtara- caksınız. Garp medeniyetini şart- a hyı;ll kabul — edeceksiniz gil mi de[l'_ Maksat budur. Fakat çok geri kalmış bir. memlekette bu taze fikirleri bir hamlede ortaya atacak kahraman nerede? Genç kızın iri yeşil gözleri mazide birşey arar gibi dalgalandı. — Evet, dedi, size bir (Petro) lâzım... Ve ilâve etti. — İnkılâp M adamlar ya- ratır. Bekleyiniz. Rusya ( Petro ) dan evvel nasıldı. biliyorsunuz. umumiyeye müracaat kararını çiğni- yerek sadece Sarın Almanyaya geri verilmesini istiyeceğini söylemiştir. Fon Papen yeni bir beyanatta bulunarak muhabirin mükâlemeyi yanlış naklettiğini ve esasen bu mükâlemenin tamamen hususl olduğunu bildirmiştir. be Fransanın razı olduğuna dair Pa- risten gelen garetelerde uzun mütalealar yürütülmesine yol açmıştır. : Bu haber çok manalıdır. Alman- yayı ve Avrapayı komünistlerin ta- hakkümünden kurtarmak için Alman- yada Hitler taraftarlarından mürek- kep milislerden ibaret bir yardımcı polis teşkilâtı vücude getirildiği va- kit ccnebi memleketler, — bilhassa Fransa büyük bir öfkeye kapılmış- lardı. —Halbuki bu sefer iş tabil büsbütün başka bir mahiyotte görü- lüyor. Rusların o geri devirlerinde siz Avrupanın en kuvvetli devletle- rinden biri idiniz. Fakat ( Petro) nuün zekâsı o cehalet kümelerin- den ortaya müthiş bir Rusya çı- kardı. Herhalde yüzlerce yıl uyu- yan Türkiyenin bu kımıldamşı boşa gidecek degildir. Genç kız kopardığı bir karan- fili dişlerile didikliyordu. — Biz İsveçliler Türkleri çok severiz. ( Şarl Jın elinden tutup onu Kazak suvarilerinin kargıla- ından kurtaranlar Türklerdir. İs- veçte sekiz yaşındaki çocuklar bile bunu bilirler. Fakat siz ken- dinizi unutturmak ister gibi ne- kadar uzaklaştınız. Ahmet Reşit genç kızın tarihi hakikatları böyle tezatları ve te- sadüfleri ile bukadar vazıh bulu- şuna hayret ediyordu. Gretta'nın hakkı vardı. Türkiye devekuşu gibi Avru- panın hücumları karşısında başını Arap çöllerinin kumlarına sokuyor, dışarıda kalan vücudü kapanın elinde kalıyordu. Avrupayı daima düşman - cephesinden — tanımanın felâketi halâ anlaşılamamıştı. Genç Türkiyenin kafası halâ Harunürreşidin kafası gibi işli- yordu. Halbuki kan, ırk ve milli- yet hisleri gemi azıya almış, dün- ıbKarı'lerle Baş Başa “ Bir gençle sevişiyoruz. Ev- lenmiye de karar verdik, fakat sevgilimin bir annesi var. Onu da bakmıya mecbur. Evlenirsek onunla birlikte oturmıya mecbur olacağız. Dinlediğim kaynana hi- kâyeleri beni ürküttüğü için bir arada oturmaktan korkuyorum, Siz ne dersiniz ? Hatice Endişeniz yerindedir. Fakat her kadım biribirine benzemez. Kaldı ki kaynanayı idare biraz da gelinin elindedir. Kocanla gö- nülleriniz. bir olduktan sonra an- laşıp geçinmemek — için sebep kalmaz. * * Zayıf bir kızım. Bir gençle sevişiyoruz. Bu sevişme evlenmek- le neticelenmek üzere idi. Fakat sevgilimin ailesi Zayıflığımı baha- ne ederek evlenmemize rıza göz- termiyorlar. Zayıf olduğum için anne olamıyacağımı iddia edi- yorlar, ne yapayım ? Nüveyde Onlara iddialarının yanlış ol- duğunu iddia ediniz. Bunun için de evvelâ doktorlardan çocuk yapabiloceğinize dair bir rapor alınız. Bir taraftan da kendinizi iyi besleyip biraz — toplanmıya çalışınız. * “ Yeni evliyim, Evlenmeden evvel kocamla balayı yapmıya karar vermiştik. Fakat şimdi vaz- geçmemizi istiyor. Masraf yap- maktan çekiniyor haklı mıdır ? ,, Nadide Kızım, eğer kocanın kazancı mahdutsa, elinde parası yoksa evvelce söz vermiş olmasına rağ- men balayı yapmaktan vazgeç- mek hakkıdır. Bu takdirde senin ısrar etmen de manasız olur. Pa- rası varsa, bir münasip zamanda böyle bir fırsat ihdas eder gezersiniz. HANIMTEYZE kete getirmişti. Buna rağ zi Osmanlı imparatorluğunda hm ceriesyet siyaseti devam ediyordu. Onun dalgınlığını gören genç kız güldü : — Hüdiseleri tevkif etmiye imkân yoktur azizim Reşit, dedi. Türkiye ergeç hakikatle karşıla- şacaktır. Yeter ki böyle nazik bir zamanda sizi elinizden tutup kal- dıracak bir dahi yetişsin, Ve ilâve etti: — Milletler en düşkün devi: lerinde. umulmaz bi':ş lıııılıı e"?l; ayağa kalkarlar ve böyle buh- ranlı devirler daima büyük zekâ- ların iş başına geçmesini l eder. Ümit çoktur. ——— temin Ve neş'e, hi i doğru îğildi; XP Ctn rtede G — Yemeğe başlı z Hy lısıyl aşlıyalım mı? yni mevzu üzerinde konuş- makta deyv, di başladılar. Va NS YEREÜR soğuk — Şarap değil mi — Ve okadar da nefis: İştihanız nasıl? — Mükemmel, öyle yemekler hazırlatmışsınız ki! — Sikılmıyorsunuz ya? — Niçin her ne kadar