— Londra Konfe- ransı Kabak Tadı Mı Verdi? Bir müddettenberi kiminle konuş- sam, işittiklerim, hep: — Bıktık bu Londra konferansın- dan! Yazacak başka bir şey bulam- yor musunuz — Allahaşkına gibi bir sürü şikâyet oluyor. Bu dostları dinlediğiniz. zaman anlamış olursunuz ki iktısat plânın- dan, para istikrarından, tarife muha- rebesinden, fiat yükselişinden - dildiğini işitmek hoşa Fitmiyor. Bu tabirler, onlara iç sıkıntıs. veriyor. İstiyorlar ki: Tafsilâtı birkaç sütun tutan cinayetler, harikulâde macera hikâyeleri -yazasınız. Dahili vnkugtı daha iyi takip edesiniz. Düşüncenizi hemen hemen memleket — işlerine hasredesiniz. Maamafih, bu iddialarile bu oku- yan dostların kasmen bakları olduğu- bu teslim) etmek te lâzımdır. Oaların kendilerini alâkadar eden hâdiselerle meşgul olmak istemeleri kadar tabii bir arzaları olamaz. Fakat haksız oldukları taraf şudur ki dabili işleri- miz, umumiyet içinde sadece bir bhususiyetten ibarettir. Londra Konferansında - verilecek Olan gu veya bu kararın yarın için, bizim de iktısadi bünyemize tesir yapacağımı bilmemiz icap eder. Şeker Sanayiü için #inacak bir tedbir, lâşey Mesabesinde olsa da, şeker yapan bir memleket bulunmamız hasebile bizi de alâkadar edecektir. Bu nok- tadan ve mecburen umumi cereyana ayak uydurmamız icap eder. Şu hale göre, Londra Konferanm gibi bey- | nelmilel bir toplantıyı adım adım takip etmemiz zaruridir. Esasen olmamızdandır ki, harici meseleler, bu memleket halkını, daima bigâne bulagelmişlerdir. Trablas — harbinin, böyle bir alâkasızlık ve anlayışsız- hktan — do; u Bu itibar i =yıı .d.ı:ü.ııudıı rica ederiz: Dahili işler kadar harici vukuatın büyük ehemmiyeti olduğunu berveçhi peşin kabul ler. Onların satırları arasından sızan hakikatlerdir ki dün- yanın gidişatım bize öğretirler. Bu öğrenişe çok ihtiyacımız vardır. Süreyya Cihan İktısat Konferc - sında Londra, 13 — Cihan iktısat kon- iktısat komisyonu işsizliği ilecek tedbirler ve mafia inşaat meselesini müzakereye başlamıştır. Müzakereye esas tutulan projeler Fransız teklifi ile Amerikan plâmıdır. Fransız projesinde bu iş tali bir komisyon teşkili teklif edil- tiştir.Amerika murahhas keyeti yeni bir karar sureti teklif etmiştir. Bu kurar suretinde di ü çalışma saatlerimin olduğu kadar azaltılması ve işçi gün- deliklernin istihsal kabiliyetinin art- Ması nübet'nde çoğaltılması esasına &öre böleisçü kararlaştırılması iltizam edilmiştir düne kadar bunu böyle yapmamış | Orduları Kaldırmak İçin.. Vaşington 13 — Amerika Reisi- | cümhuru M Ruzvelt, orduların kalk- | mazı teklifinin /ivrupada sürünceme- de kaldığını görerek evvelemirde silüh- ları birakma işini halletmiye karar | vermiştir. Amerika denizlerin serbes- tisinden vazgeçmek mukabilinde si- lâhları barakmayı istiyecektir. M. Ruz- velt, eylülde, başlıca siyasi şahsiyet- lerin Milletler Cemiyeti toplantısı içiz cenevreye geldikleri zaman büyük ta- arruzi silâhların kakdırılması lebindeki propagandasına tekrar başlamıya ha- zırlanıyor. Amerika Murahhası M Norman Davis Avrupaya eylülde, ve - yabut daha evvel dönecektir. & Eylülde )'ıf'ıak olan e- ker, cilahları bırakma kouferansının Teşrinievvel toplantısına bir mukad- deme teşkil edecekti, çinld bu gö_nış- meler, İngiliz plânının birinci karaatinde çıkan Zğlilâllın ortadan kaldırmıya | çalışacaktır.. İngiliz plâm büyük ka- Übredeki sahra toplarımı, yüksek tonlu tank ve Lombardıman tayyare- lerinin kaldırılmasını ve ana valan ordularının üçte bir nisbetinde azal- | tılmasını istemektedir. Bu plânın muvaffak olmasına ma- ni olacak başlıca sebeplerin birincisi Fransanın emniyet meselesinde ısranı olacaktır. Fransa, kuvvetli ve iyi teçhiz edil- miş ordusunun sayesinde emniyeti temin ettiğini söyliyor. İkinci sebep te, anın - bom- Pai Baka . eli Tansanın a mak için M. Ruzvelt, Amerikanın ananavi siyasetini ilk defa olarak bozarak, M. Davis vasıtasile, bir harp teblikesi olduğu takdirde Amerikanın —— Fransız Tayyarelerinin Seyahati bir teb- —Hava nerarelk kumandasın: F ';okı sisteminde 28 | 25 İtalyan tayyaresinin İzlanda'dan k; tmiş ve e n“rıı;n bir sefer yapacaklarım bil- dirmiştir.. T nubunda ve i ıııhiıd; ı,.s =ırî hava yollarını el ğ Şi Bir Soğuk Dalgası ce tesis edilmiş Boynes Âyrı tin'de şiddetli Santiyago'da hııınl nakıs Sanlüiz vilâyetinde nakıs yedidir. —___________—— Dünkülerin Rom Burhan Cahit zan bu memleket meseleleri üze- rine konuşuyoruz. Türkiyede meb- usan meclisinde hükümete ilk sual takririni veren bu kahraman bile ipdadın ne olduğunu an- layamıyorum. Bir bükümdarın is- tipdadı ile bir heyetin istipdadı e 6 p i Kd b amnı Edebi Roman başka başka şeyler midir. Eğer bütün mücadele, dağa çıkmalar, yıldın — basmalar içinse buna - inkılâp Hâlâ şu * şini Hall Fransız maktadır, görülmektedir. lM.Ruzvelt HareketeGeçerek Silâhların Azaltılması İ edecek.. Reisieümharu M. Löbrön çocuklarla çok yakından alükadar ol- Resmimizde Fransız Reisicümhuru, ç cuklarla kal kola oyuarken İtalyan Filosunun Seyahati Seyahatin En Tehlikeli Ve Müşkül İ_(_ı_şlmhrı Atlatıldı Roma 13 — İtalyan hava Nazırı Jeneral Balbonun daki Labradora kadar — olan seyahatleri İspanyayı iki | kakkında bir rapor neşredilmiştir. Balbe, Musoliniye gönderdiği bu ra- tetkik ede- | porda Reykjavikten kalkarken karşı- laştıkfarı müşkü'âttan bahsetmektedir. Uçuşun ilk anlarında tayyareler etraf- u_u—llüıhiîz hkarımı görememişler ve hemen hemen bir soğuk dalgası deniz üstünden gitmiye mecbur olmuş- dörttür. | lardır. Üçüncü saatle Beşinci saat urasındaki seyahat çok endişe verici ve çok tehlikeli idi. Çünkü siz iyiden iyiye kesafet peyda etmiş, layyareler biribirlerinin kanatlarını bile göremi- yecek Bale gelmişlerdi. 800 metri irtifan çıkıldıktan sonra bava biraz iyileşmiş ve ancak saatte 200 kilo- metre sür'atle uçabilmişlerdir. Nevyork 13 — Balbo filosu, seya- hatin tehlikeli kısmımin Bbüyük bir parçesini atlatabilmiştir. Kartvigt 13 — İtalyan filosu, ben- zin almaktadır.ŞYarın Sediyae'ye uçı- caklardır. Gidecekleri yer 700 mildir. (Evlenmekten Niçin Korkuyorum ? * Gençler — evlenmekten niçin | korkuyorlar? Bu- sualin cevabi hemen de şu cümle ile hulâsa edilebilir: yorlar. Eski neslin terbiyesini almış olan bugünkü gençler de bu me- s:led.e babalarının telâkkilerinden kendilerini kurtaramıyorlar. İsti- yorlar ki kızlar gözlerini kapa- sınlar ve zifaf odasının eşiğinde açarak hayata girsinler. Bunu :ıbıhmmıı da böyle isterler ve H arzularını tatmin için peçe, ka!c:s harem gibi birtakım l;ııcıı'î manialar ibdas etmişlerdi. Fakat tabiat — selinin önüne geçmek mümkün — olmadığı için, bütün . bunlara rağmen istediklerini te- mine muvaffak Bugünkü nesil, bu mııı'l'.dv maksızın, kızlarımızı aynı kayıt- lar altında görmek — istiyorlar. Onların da, kendileri gibi ve hakkına kendileri kadar yaşamak malik olduklarını h Bu bahis etrafında genç oku- yanlarımdan sık sık mektup ve şikâyet ahlrım. Evlenmek istedik- kerini, fakat kızlara itimat ede- | mediklerini söylerler. İşte Ankara'dan Kenan Avni imzasile aldığım bir mektupta da ayni şikâyetler var, “Bu günün kızlarına güven olmaz,, diyor. Sahipsiz mallara bol bol pey süren koltukçular gibi etraflarında kendilerine ilti- fat eden her erkek sözlerine ka- Kuzlara itimat edemi- nedenberi evlenmiye karar ver- diğim halde bir türlü — kat'i bir adım atınıya cesaret ede- miyorum. Hangi kıza elimi uzattımsa, çok geçmeden sukutu hayale oğradım. Bir saat evvel benimle kuracağımız yuva hak- kında hayaller kuran bir ( Devamı 9 uncu sayfada ) zahmet çekiyorlar. İçlerinde ka- lenderliğini bırakmıyan yalnız bir Talât Paşa var. Ziya Gök Alp çalışıyor. Fakat onun anlatmak istediği fikirler tatbik edilecek Birer radikal ıslahat projesi olmaktan ziyade ilmi nazariye gibi telâkki ediliyor. Velhasıl azizim — ortalık bu- yalnız bunun | lanmıştır. Fakat henüz durulmadı. denemez. | duruldu zannedenler inkılâp diye kükümete bir — şekil | sahnede artist değiştirenlerdir. verilemedi. Hâlâ milletin bekle- | Bana öyle gelyor ki iktidar diği esaslı ıslâhat yapılamadı. | mevküne çıkanlar için em büyük Islahat diye resmi dairelerde tensikat — yapılıyor. Sürü sürü tehlike yaptıkları hareketin kuv- vetine — in ve mukabil adam çıkarılıyor. İlk hürriyet | harekete karşı gaflet gösterme- gü bütün — gazetelerin ateşli ateşli bahsettikleri Fransa inkdâbı hiç te böyle olmadı. Şimdi iklidar mevkine ge- len ve şüpkesiz ki istipdat devri erkânına nazaran çok bilgili? olan genç inkilâpçılar — milleti uyan- dıracak geniş inkılâp hareketleri yapmaktan korkuyorlar. Ve biliyor musun onlar da ik- leridir. Harici siyasette hı)yan taar- ruzu ile gafil avlanan hükümetin dahili işlerde daha tehlikeli bir hareketle karşı karşıya gelmele- rinden VA Hükümetin bugünlerde - istif; edeceği hakkında bir rivayet t: var, Bakalım me olacak! Paris mektupları güzel gidiyor. Bize hususi haberlerini de esirgeme, bal mevkiinin — verdiği rahata | Gözlerinden öperim. Gözüm!l.. kendilerini kaptırdılar. Serki Dor- Si öğelbin ileriti güneşler doğuyor. Dün dostça, ellerini — sıktıklarımız Comil Hakkı Ahmet Rifkiıdan Pariste Ahmat Raşlda fataabul 8/1900 Merhaba yahul * Louvre , müzesi hakkında | birdenbire değişti. Bülün bu ileri | yazdığın Paris mektubuna bayıl- dık. Demek sen Parisin meşhur eğlence yerlerinden ziyade bura- larda gezip dolaşıyorsun. Aşkol- sun sana! Bizim buradaki genç- Terimiz henüz Topkapı müzesini görmüş değillerdir. Allah selâmet versin bizim Abdurrahman Şeref Bey bir kerre bizi müzeye götür- müştü. görüş işte o görüş. Istanbulda —öyle — arkadaşlar vardır ki henüz müzenin nerede olduğunu bilmezler. Hoş şimdi böyle bedii ve a- meli şeylerle oğraşmıya da fırsat yok ya. Birkaç gündenberi şayia halinde dolaşan kabine meselesi nihayet tahakkuk etti. Komite nasıl da zaif ve kararsız bulhmdu bilmem, hükümete eski adamlar- dan, ak sakallılardan bir heyet geçti. Kabine azası hep heybetli, şanlı şöhretli lardan mürek- kep. Sanki kabine yapmak için salnameleri açıp " vezir,, aramışlar gibi.. Babıâli (Encümeni hamuşân) a benzedi.| Devletlü; paşalar iş şına geçtiler. İttihat ve terakki erkâm 3İ marttan sonraki gale- belerini o kadar emin bulmuşlar- dı ki artık mevkilerinin sarsıla- cağıma inanmıyorlardı. Fakat hava ve geri hareketler gösteriyor ki ılnlıp diye atılan adım y’:ıı yürümiyen ve idealinden kuvvet almıyan çürük bir hamledir. Trablusgarpta birkaç vatam- sever genç zabitin kahramanca hareketleri burada şiddetle ab kışlanıyor. Fakat bunlar dalgalı bir denizde fırtına ile mücadele eden gemisiz, tahlisiyesiz fedailer gibi.. İşin fenası Balkan devletleri arasında bir zamandanberi şayia halinde dolaşan anlaşma haber- leri tahakkuk ediyor. Bunun al- tında büyük ve muhasım bir Avrupa devletinin parmağı olduğu müuhakkak.. Maamafih yeni ve- zirler kabinesi endişesiz. Onlar artık gazetecilerle de teması kestiler. Şimdi Babıâli haberlerini alan arkadaşlar yaver odalarır.da gelip gidenlere bakarak ahkâm çıkarıyorlar. Vaziyet pek hoş değil azizim. Her devirde iktidar mevkünde- kilere sokulup hususi menfaatle- rini çevirmek isteyenler fırsatlar- dan — istifade ediyorlar. Arada asıl Türkün — hakkı çiğnenip gidiyor. Her gelen hükümet, mevhum bir devlet kuvvetine bel bağlıyarak asıl tutulması, | beslenmesi, yetiştirilmesi —lâzım ( Arkası var ) . Ğ Sar d Go G olan Türk gençliğini ihmal ediyor. — Yi