a a ralaş | Monolog | İ İ Sarı Papağan Sormayın efendim, sorımnayın.. Benim bir sarı papağanım vardır. Yüzünü görse- niz, baygınlık- lar geçirirsiniz. Tüylerini ck- şasanız mutla- ka beni ks- kan rsınız. Öy- le tatlı şeydir e ki, ara - sıra €oşup ta ona “ yerim seni| , deyince peltek peltek bağırıyor: Yerim senil!, Neler öğrenmedi ki efendim.. *“Bonjur Mösyö,, diyor, “Bonsuvar Mösyö , diyor! Ara gıra bizim eve gelen komşu ağabeyiniz, “pöti,, diye yanağımı okşadıkça, © da beni “pöti,, diye çağırıyor. Aman yarabbi öyle geveze ki.. Geçen gün Cingöz bize gelmişti. Oynu or u. Benim atımı kuy- ruğundan tuttu, geri geri çekmi- ye başladı. Kızdım.. Ona: “ Ap- tal!,, dedim. Vay bunu diyen sen misin?, Sarı papağan, hemen avazı çıktığı kadar — “ aptaaal, artaaal,, diye haykırmıya başladı, Annem öteden seğirtti: — Kim öğretti bunu? diya başmıza dikilmez mi? Ayıkla pirincin taşını.. Azkaldı Cingöz.e beraber dayak yiyorduk., Nereden öğrenmiş bilmem ki., Geçen akşam birdenbire bir şarkı tutturdu: Hani şu “Yavuz geliyor yavuz! , şarkısı var ya İşte onu.. Annem küplere bindi: — Böyle pis şarkıyı nereden Öğreniyor ? , diye açtı ağrını, yumdu gözünü.. Benim sari papağanım yalnız bir şeyden korkar.. Ona: — Maydanorz yer misin pe- pağan? diye sorun da bakın., Avazı çıktığı kadar: — Sen ye yumurcak, sen ye kâfir! diye çırpınıp durur.. Meğerse maydanoz yapağan ları öldürürmüş.. No bileyim.. Bu sarı papağanım beni öyle kızdırıyor ki.. Bazan sıvanadan çıkıyorum., Hanimteyze — Baxsana Alacan, Yatağın ortasına yatmışsın, ya kardeşir nersde yatacak?. Nesi Varmış ? Afacan hastaydı.. Doktor geldi. Sordu: — Neyin var bakayım çocu- ğum ?.. Afacan boynunu bükerek ce- vap verdi: — İki şimendiferimle bir taş bebeğim efendim. Korku Muallim sordu: — Vergi kimlerden alınır ba- kayım Afacan?, — Söylesene. meselâ baba- nn kazandığı paradan bir kısmı- ni kim alır? — Annem alır efendim. — Yok, öyle değil. snnm meselâ on beş Jİira alır.. Laban mütebaki parayı ne yapar?, — Yine anneme verir?. — Neden?... — Korku dağları bekler de ondan efendim.. Unutkanlık Cingöz — Afacana kızmıştı. Yumruğunu kaldırarak onun üze- rine yürüdü: — Bana bak Afacan, sen çok oluyorsun.. şu yumruğu kafana vurursam, acıs nı hiç unutmazsın., Afacan ellerini ceplerine so- karak güldü: — Aman durma Cingöz.. çün- kü ben biraz fazla unutganım.. — Yatağın ikl kararına yalsın anneciğim.. Bu gidişle çocuklar, Yaz gelir mi dersiniz ?., Soğuk işle çocuklar, Yaz gelir mi dersiaiz ?.. * Ortalık pek kesattır, Bu halimiz berbattır, Sobaya odun attır, Yaz gelir mi dersiniz ?.. * Mart deyip geçmemeli, Yazlık köşk seçmemeli, Ateşi eşmemeli, Yaz gelir mi dersiniz ?.. * Oldise bize oldu, Bahçeler buzla doldu, Yüzümüz gamla soldu, Yaz gelir mi dersiniz ?.. Afacan Kaçak Cinçöz — bir gün — Afacana dedi ki: — Haydi, Afacan mektepten kaçalım.. " ”A a. öyle gey olmaz. sonra bize ne derler — Na diyecekler? — Kaçak derleri.. — Desinler.. — Ya sonra gümrük memur- ları “siz kaçaksınız!, diye bizi hapse atarlarsal.. Mantık Afacan eve küskün küskün gelmiş, kapıdan korkarak — gir- mişli. Annesine görünmek - iste- miyordu.. Usulca mutbak kapısın- dan bahçeye kaçmak istedi, fakat annesile burun buruna geldi.. Hanım teyze onu çığlığı bastı: — Aman allahım.. bu ne hal.. bu üst baş ne?.. Ne oldu yumur cak, ne yaptın yine?,, görünce Afacan Çamura batan elbise- lerine bakarak susuyordu.. Hanım teyze sordu: — Utanmaz, arlanmaz, hay- laz seni.. çamurlara yuvarlan.r- ken aklın nerede idi?.. Afacan — mırıldandı: — Şey anne... Düşerken elbi- semi nasıl çıkarayım ya... | Bir De Bakar Ki.. — Söyle bakayım Afacan, içinde yanmamış kömür olan bir mangalı odana koyup yatarsan ne olur ?.. — Bir de bakarım ki, sa- | bahleyin ölmüşüm, Harba Gidecekler Evde beş kadın vardı. Herel de birer köşeye oturmuş, Çin - Japen kavgasını, harp korkularını konuşuyorlardı.. Afacanla Cingöz de bir köşe- ye oturmuş, din'iyorlardı. Afacan bu sırada Çingözün kulağına iği.di: in evde kaç kadın var ? — Üç — Bizim devde de iki tane yar.. Eltti beş... — Etce, no olacak?.. — Bence kadınlar iyi asker olurlar.. Çöünkü iyi kavga etmesini bilirler da... Dil Cingözle Afacan konuşuyor- lardı, Cingöz Afacana sordu: — Muallim Bey dün bize ne dedi biliyor musun Afacan? — Ne dedi? — Artık dilicizi — değiştirin, dedi. Afacan kıs kıs güldü: — Onu dün akşam babam anneme de söyledi da evde epeyce gürültü koptu. Aftacan — Efandi amca baham selâm söyledi lütlen Bugünlük verirmisiniz?.. Ka el | Afacan Diyor Ki | l T Ne Diyeyim ? Bu hafta ben sizlere ns diye- yim çocuklar?.. Derslerin nasıl gittiğin mi, oyuncakların iyi dayanıp dayam madığını mı, para biriktirip bk riktirmediğinizi mi, neyi sorayım? Artık yaz geliyor... Mektep- ler yavaş yavaş tatil olacak.. kırlar, bahçeler hep bize açılar cak.. Koşup eğleneceğiz, güle- ceğiz, kan ter içinde kalacağız, Ahnemiz, babamız, ağabeğimla ablamız ter ter tepinecekler: — Ay düşersin, ay üstünü kirlelirsin, ay Üşürsün, ay hasta» lanırsın!.. Diye hep arkamızdan koşup duracaklar, bize kâh dar- hp küşecekler, kâh kızıp köpü-: receklerdir.. Denizler — ısınacak.. —Ufacık vücudiülmüze ufacık mayolar ge- çirip denize dalacağız, yüzecek ve çırpınacağ.r.. Gündüz. de güneşte, meak rüzgârdan, tuzlu denizden vücur dümüz bakıra dönecek, derimia pul pul düşecek, — yanaklarımız kızaracak, sabahtan akşama ka- dar koşup — eğlendikten sonra bazan yemek yemeden bile baş- mızı yaslığa vereceğiz.. Dert, ders, vazife yok... Oh gel keyfim gel yaşıyacağız.. tatlı meyvalar — yiyeceğiz, karpuzlar kesecek, marullar atıştıracağız.. Fakat şu tatlil de ne çabulı geçecek bilir misiniz? Ne çabuk geçecek... Alacan Dolar Cingöz babas na sordu: — Dolar nedir baba ? — Neden sordun? — Dün kahvede konuşuyor: lardı da.. Hasan B. müşkil bir vaziyete düşmüştü.. Doların ne olduğunu bilmiyordu. Bir şey kıvırmak lâzımı — Şey, dedi.. Dolar bir nevi gülledir. Harp ederken kullanırlar. Afacan bön bön baktu — Fakat evvalisi gün Borsaya düşmüş.. —Acaba yıkmış mıdır, dersin baba?.. gramofonunuzu Kamşu — Evde misafiriniz mi var?. — Hayır.. Uyuyacağız da ondan..