İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Tefrika No. 85 Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı?., Nasıl Öldü?.. Mesele Halledilemedi, Abdülhamit Ümitsizlik İçinde Kıvranıyordu Çok gariptir ki bu esnada İstam- idaki ( Makriköy ) (1) telgraf- esinden mabeyin başkilabeti- bir telgraf geldi. Bu telgraf e yazılıyordu: Ld(Fevkıllde mühim ve mahrem latımız olduğuntdan mabeyni ayuna — celbimizi — istirham riz. Sirkecide Manastır otelin © muklm Şükrü — Raa — Abhmet Bu adamlar, derhal mabeyne bedildi ve isticvap edilmek is- di. Fakat bunlar, ifadelerinin mahrem olduğundan bahset- — Ancak, efendimizin huzu- arzedebiliriz. Dedilar ve başka birşey aöy- ek istemediler. Bir haylı uğra- dıktan — sonra, Abdülhamidin tebileceği bir yerde ifade ver- r... Bunlar da, Bulgar komite- nin zabıtanla müşterek olarak fesat çıkarmıya çalıştıklarını Yledikten sonra, İsimleri mw olan bazı Arnavut rüesasiyle lnikte bulunan masonların da © işe müzaharet ettiklerini, hele sonların bu maksat uğrunda gibi para döktüklerini ilâve ler, Mesele, arap saçına dönmüş.. ik ipin ucu kaybolmuştu. Bul- ar komitacıları.. zabitan., arnavut » ve hihayet, masonlar... tün bunlar, ayrı ayrı nasıl P edilecek, bu karışık işin en gelip nereye gittiği '&tıl tezahür eyleyecekti?. Bu üç güricelinin ifadesini dvan arkasından bizzat dinle- Abdülhamit, o gece çok tessir olmuş, sabahlara kadar Umamıştı. — İşittiği — sözlerden çek arnavutlara ait kısma iyet verdiği anlaşılıyordu. kü biribiri arkasına ayrı ay- Tüfekçibaşı Tahir Paşayı ve en çok itimat ettiği Tüfekçi Beyi mütemadiyen huzuruna irtıyor, Arnavutluk ve arna- tlar hakkında inceden İnceye er sorüyor; isimleri zikre- rüesanın ecnebiler ve bik a İngilizlerle bir münasebet- olup olamıyacağını anlamıya birşey varsa © da biribi- hiçbir münasebeti olmryan bu *t unsarun ittifakı idi. Seneler- beri birçok xt - kuvvetlerin birile çarpışmasından ders alan Ulhamit, Bulgar komitecile- Ordu zabitanının ittifakına ihtimal — vermemekle arnavutların ve hele Sonların bu İşe karışmasında küçük bir mana bulamıyordu.. f ek müfoltişi umumiye ve valilere — şifreli — telgra- şedit —emirler — verildi; hareketin saik ve muharrik- in biran evvel meydana İmamı talap edildi, Fakat, da bir netice vermedi. n Rusya Çarı ile İngiltere !U Şimdiki (Bakırköy)dür. Ozas - lı Mabeyne çekilen telgrafların, *köy #lgralhanesindes çekilmesi U sırada (Revel ) şehrinde . Harput mentfilerinden Müşir Fuat Paşanın mahdumlarından All ve İslâm Baylerle muhafızları (Sağdaki muhafız, © davrin Uçüncü komlseri. Soldakt sakallı da © devrin süvari Jandarıma mülüzimldir .) Kıralı arasındaki mülâkatın mev- zuu derhal şuyu bulmuş.. görüşü- lon meseleler arasında, Make- donyaya dökülen Ottodoks kan- larının önüne geçmek için Make- donyaya — muhtariyet — verilmesi hakkında bir karar ittihaz etti- ği de duyulmuştu... Ajans telgraf- ları — tarafından — bildirilen — bu habear, hem Abdülhamidi, hem de cemiyet — erkânını fena — halde sinirleştirmişti. *Abdülhamit, bu haberi per- şembe günü almıştı. Cuma günü selâmlık resminden #sonra Çit köşkünde Rusya sefirini huzuruna kabul etti. Bu mesele hakkında izahat istedi. Sefir, hiç telâş etmeden: — Bu haber, tekzibe bile değmiyecek bir yalandır. Şevket- meap... Sizi temin” ederim ki, iki bükümdar arasındaki mülâkat, yalnız Hindistan hudutlarındaki bazı — mesailin halline ve bik haszsa Tibet — havalisinde bazı menfeatlerin — müştereken taksi- mine aitlir. Metbuu müfehham:m Çar Hazretleri, gerek şahsı hü- mayunları ve gerek Devleti ali- yeleri hakkında daima hayırhah- tır ve Öyle de kalacaktır. Cevabını verdi. Abdülhamit bu sözlere inanmamakla beraber, aldığı cevaba inanmış — gibi görünmek zarurt! idi. Fakat ge- riptir ki bir iki gün sonra İnşik tere Har ciye Nazırı (Edvar Grey) parlâmentoda ağzından baklayı çıkararak (Makedonya'da ihtilâl! ateşlerini söndürmek için oraya Avrupa — devletleri — tarafından müstakil bir vali tayin edilmek lâzım) geldiğini söylerken, Pet- resburg kabinesinde de Make- donyanın beynelmilel bir teftiş idaresi altına konulması müzake- re edilmiye başlamıştı... Abdül- bamit, Makedonya meselesinin bir (Avrupa meselesi) olmasından korkuyor, böyle olduğu takdirde ecnebi devletler tarafından si- lâhla işe müdahale vukubula- cağını tahmin ediyordu. Onun bütün zan ve şüpheleri, İngiltera üzerinde temerküz etmişti, İngi- lizlerin bir işi hem yapacağına, bem de bozacağına kanidi. Bütün saltanatı devam ettiği müddet zarfında — Rusya hükümeti ile İng_ilkerı hükümetini daima mu- halif cereyanlar peşinde koştur- mıya ve bunları daima biribirine zit yaşatmıya nğı'qın Abdük hamit, yine aynı siyasete müra- caat etti. Başkâtip Tahsin Paşa vasıtasile Haritiye Nazırı Tevfik Paşa saraya celbedildi. İngiltere hükümetine bazı vaitlerde bulu- nularak gizli bir — ittifak yapılk: ması ve bu meselenin de gayet mahrem tutulması emredildi, Tev fik Paşa bu mazik mesele ile birkaç gün uğraştı. Fakat sefirle vuku bulan müzakeratı, her nok- tada akamete uğradı. Bu esmada Abdülhamit ümitsizlik içinde kıy- ranıyor, siyaseten hılledeınıdiğl bu metelenin idareten başarıla- bileeğini ümit ediyor, vuku bu: lacak bir ihtilâlin önünü almak için İzmir ve hıııli_ıındııı sekiz tabur — askerin biran — evyel Rumeliye geçirilmesi için mütevali emirler veriyordu. Z Abdülhamit, bu İşlerle uğra. girken, cemiyelin merkezi ymy- misi de boş durmadı, Se'ânik, Ma- nastır, Kosva vilâyetlerinde bulunan ecnebi konsoloslarına birer me- mürandum — verildi; Yalmız. Ruş konsolosları bundan İstisna edildi, On Üç sayfadan ibaret olan bu memürandumda, —artık cemiyet kendini açıktan AÇ'ğa - ortaya atıyor. Makedonyada dört sene- denberi beyhude yere — vyukun etirilen — ıslahat — gürültülerinin aidesizliğinden gerek İngiltere Hariciye Nazırı ve gerek Peterg- burg kabinesi tarafından — ileri sürülen fikirlerin istikbalde çok fena bir tesir husule getireceğin- den bahsettikten sonra: (. Bu iki törlü tetbihin $ biri, ne diğeri; ve hatsa her ikisi) birden, Makedonyanın Osmanlılık mecmuasından büsbütün ayrılma- sını intaç edeceği için, İslâm ve hiristiyan bilümum — vatandaşların ittihadile vatanlarını müdahelâtı ecnebiyeden vikaye etmekle be- raber hürriyeti şahsiye ve siyasi- yelerini hükümeti hazıra yedim- den istirdada karar vermiş ve bu maksatla idarei bazıranın vesaiti lstipdadiyesinden — müstefit olan Ümeranın istisnasile (Osmanlı te- rekki ve ittihat Cemiyeti) namı altında ittihat ve itlilak elmiş olan bütün efradı milletçe şayanı kabul değildir.) ÇArkan var) Ga.ne bediye edilen evetin leresmen CANAKKALE -0 - Yazan: Ceneral Oglander Kireçtepe Sırtlarından Harekete Geçildi Hele Teketepe sırtları bösbütün müdafaasızdı. Fakat 9 ağustosta Jeneral Godley'in sarıbayıra karşı yaptığı Üçüncü taarruz da ademi muvaffakıyetle neticelenmişti. Suvla cephesinde ise Jeneral Stopford'un kuvvetleri, her taraf- tan ihata edilmiş ve çok ağır zaylat vererek türkler tarafından ta aşağıdaki ovaya kadar geri sürülmüştü. Suvla ve Anzac cephelerinde bu harekâta iştirak etmiş olan 50,000 - efradın — 18,0001 - zayi olduğu halde, bunlara nazaran zayif bulunan Türkler yine en hâkim tepeleri tutmakta ve gün- den güne de miktarları artmakta idi. Bu srada 54 Üncü fırıkı da Suvla cephesine gelmişti. Suvla da şimdi yapılacak en mühim İş, Türklera kuvvetlenmek zamanı bırakmadan — civardaki tepeleri zaptetmekti, Bilhassa Tekatepe sırtlarını bir an evvel zaptetmek lâzımdı. — Jeneral — Hamilton'nun niyeti de bu fırkayı parçalamadan evvol Teketepe sırtlarına hücum etmekti. Fakat 54 Üncü fırka karaya çıktığı zaman Suvladaki karar- gühta büyük bir endişe vardı, Çünkü 10 uncu fırkanın sağ ce- nahında henüz kapanmamış bir gedik vardı. Banun üzerine ka- rargâhı umuminin müsaadesi aln- madan 54 Üncü fırkanın bazı kıtaatının bu açığı kapamasına karar verildi ve bu vazife için ç muhtelif livadan altı tabur tefrik edilerek ileriye gönderildi. Bu suretle tıpkı 53 üncü fırkaya olduğu gibi 54 üncü fırka dahi gelir gelmez istirahat etmeden cepheye sürüldü. 11 ağustosta vaziyet bu mer- kezde iken karargâbı umumiden bir gece yürüyüşünden — sonra 54 üncü fırkanın Tekelepe sırte larım zaptetmesi emredildi. hatta mufassal talimatı hamilen bir de erkânı harp zabiti — gönderildi. Vaziyet uzun mzadıya mütalea edildi ve 54 Üncü fırkanın 12 ağustosta taarruza geçemiyeceği, vancak 13 ağustos sabahı hareket etmesi kararlaştırldı. 163 Üncü livanın da bir gün evvel küçük bir taarruz hareketi yapması mü- nasip görüldü. 12 ağustos. — günü öğleden sonra 163 Üncü İiva harekete geçti. İptida Türkler ciddi bir mukavemet göstermediler. Fakat İngiliz kıtaatı mevzilerinden bin yarda kadar ilerileyince Türklerin ateşi şiddetlendi. İngiliz kıt'aları dağılmıya, geri kalmıya başladı- lar, Bir müddet sonra da çerisin geriye eski mevzilerine döndüler. Bir haylı telefata mal olan bu taarruz da tamamen akim kaldı. Fakat Jeneral Hamilton halâ Suvla cephesinden taarruz etmeği, Anafartaları zaptederek Narabu- gazına hâkim olmağı düşünüyor du. Binaenaleyh 163 üncü liva- nın hezimeti haberini alır almaz varziyeti mahallinde tetkik etmek üzere bizzat Suvla'ya harakcet etti. O gün Suvla'da mühim bir | içtima aktedildi. Jenaral Stapfort l Gan SALI o3i 7 MART 933 T Arabı Ruml İ T -Zikade 1351 || Vakit ( Ezantivasa'i | Vakit JEzaat vasatt kuvvetlerini yeniden teşkil etmek ve dinlendirmek için tekrar müh- let istedi. 53 üncü fırkanın bitkin bir halde oldüğunu, 54 üncü fr- kanın ise taarruz kudreti bulun- madığını — ileri sürüyer ve kendi zabitlerinin de bu fikrine iştirak ettiklerini bildiği için noktal na- zarında wsrar ediyordu. Jenaral Hamilton için bu va- ziyet karşısında yapılacak üç şey vardı: Ya bu noktal nazara işlirak etmek, ya efradına itimadı kalmı- yan kumandanlara tekrar taarruz Lı’ptınnık veyahut ta kumandan- 1 değiştirmek. Fakat Bunların hiçbirine karar vermeden içtimadan ayrıldı ve karargâhı umumiye avdet etti ve orada erkânı harbiye reisi ile görüştükten sonra 9 uncu kolore dunun derbal taarruza geçmeyip teşkilâtını ikmal etmesini muvafık görerek bu suretle emir verdi. Kireçtepe Muharabesi 14 ağustos günü Jeneral Stop- ford yine karargâhı umumiyl haberdar etmeden Jeneral Wahona Kireçtepe sırtları üzerinden iler- liyere tepelerdeki Türk mevzile- rini zaptetmek ve Kidney tepe- sini işgal etmek Üzere emir ver- meyi kararlaştırdı ve ferdası günü sabah saat 8,40'ta da bu Semri tebliğ —ettirdi. —Fakat- aradan bir günün daha geçmesi Jeneral Wahon'un karşılaşmakta olduğu müşkilâtı arttırmıştı. Maamafih ileri hareketinin bü- yük bir mukavemete tesadüf et- miyeceği tahmin edilmekte idi, çönkü sırtları tutan Gelibolu jan- darma kıtaatı henüz takviye edil- memişti. Kireçtepenin şimal sırtların- dan ileri hareketine geçildi ve bir müddet — için muvaffakıyet Ümitleri çoğalır gibi oldu. Fakat az telefat vererek çok arazi ka- zanmak hususunda verilen kat'l emir yüzünden efrat gayet ihti- yatlı yürüyor ve ileri harekati , pek yavaş devam ediyordu. ( Arakası var ) M. Dumerg Sabık,Fransa Cümbhur Reisi Buraya Geliyor Berut, 6 (Hususi) — Mısırda bulunan sabık Fransız Reisicüm- buru M. Duümerg ile refikası bu bafta içinde Beruta geleceklerdir. Sabık Reisicümbur Suriyede bir hafta ikamet edecek, müteakiben İstanbula gidecektir. Suriyede Haydutluk Berut, 6 ( Husust ) — Berot ile Rahle arasında müsellâh bir çete yol kesmiş ve beş otomobil soymuştur. Soyulan otomobiller- den ikisi Fransız zabitlerine aittir. Eşkiya Fransız zabitlerini ve aile- lerini de soymuşlardır. Z2 — Şubat > 1344 Özle |6 18| 1225 | Yaı 3 30 | 17 37 “Güncş | 1219 (6 96 İAkşam | V4 Tükiodi | ) 32 | 15 38 M..ı.!woo .a