TÜ aü ae di AA ADT IT CA AD AA A PE AA PU DA TT Tz PN DN LNİ AD NTT ĞDN ÜN NYT EN ( ÜN 'a ::î MATDEZ Tet ” exmar <mmfmene 10 Sayfa Zihni Paşa'nın Saffetle Söylediği Bir Söz Büyük Bir Jurnala Vesi'e Olmuştur Paşa Hakkında Hemen Tahkikata Başlanıldı Muharrirl X4 Her Hakkı Mahfuzdur —254— — Varifemi bitirmiş ve yat- mıştım. Rüyamda, (Selâmlık resmi Alisiğni gördüm. Efendimiz, sarayı hümayunlarından çıkmış, camiye geliyorlardı. Kadın kıyafetinde birisi arabaya hücum etti. Allah göstermesin, efendimize sul kastta bulunmak istedi. Birdenbire ileri atıldım. O mel'unu — kollarından yakaladım, boğuşmıya başladım. O heyecan esnasında da uyandım. Bunun bir rüya olduğunu - ve efendimizin, çok şükür, sıhhat ve Afiyette bulunduğunu anlar anlamaz, hemen askeri topladım. Nişansi şükran ve sadakat olmak Özre üç defa: — Padişahım çok yaşa... Diye bağırttım. Bunun baştan başa bir yalan olduğu ve mahzâ külâh kapmak maksadile bilhassa düşünülerek yapıldığı aşikârdı. Tabli, Abdük hamit te bunu derhal anladı. Ortalığı velveleye veren, kendi- sini de yok yere telâşa düşüren bu adama fena halde öfkelendi. O gece sarayda nezaret altında misafir ettirdi. Ertesi gün - tah- telhifz. - ( Basra tersanesi) ne gönderdi. Rosm! (mekam)lardan birinin bir (yaveri) var Idi ki az zaman zarfında birçok asker! rütbeleri #ür'atle atlamış ve nihayet (ferik- lik) gibi en yüksek ve şerefli bir payeye vasıl olmuştu. Bu adam, bir ikbal ve ihsana nail olmak için her ne şekilde olursa olsun gözünü karartır, derhal saraya bir jurnal takdimi ile muhakkak bir rütbe veyahut nişan kopar- Virdı. Bir kurban bayramı günü (bayram alayı) Beşiktaştaki Si- nanpaşa camisine yapılacaktı. O gön müthiş bir *ı fırtınası var- dı, Sert bir şimal rüzgârı esiyor, lapa İapa yağan - karlar soğuk bir kamçı gibi herkesin yüzüne çarpıyordu. Yıldızdan Beşiktaşa kadar iki sıra asker dizilmişti. Alayda mevcut bulunması teşrifat Iktızasından bulunan vükela, caml kapısında hünkârı istikbal etmek Üzere, caminin yanındaki odada toplanmışlardı. Herşey — hazırdı. Yalnır, (teşrifi şahanejye intizar elunuyordu. Birdenbire acı acı bir- (hazır oll..) borusu çalındı. Askerler, vaziyet aldı. Vükelâ da odadan çıkarak caminin önüne sıralandı. Ekserisi ihtiyar ve hastalıklı olan bu zevat, arkalarındaki — sırmalı alay elbiselerile titreşiyor, bir an evvel hünkârın gelip camiye gir- mesini bekliyorlardı. Fakat, ara- dan bir çeyrek geçtiği halde Abdülhamit gelmiyor; bu zavallı- lar da o soğuk havada titreşiyor- lardı. Nihayet, hünkâr geldi. Ca- miye girdi. Mutat olan merasim lera edildi. Herkes konağına av- det etti. O gün alayda bulunan ve iyice soğuk alan nefia nazırı Zihni paşa hastalandı. © gece, ateşler içinde yandı. Ertesi güa bazı samimi dostlarının tebrikini kabul etmek için kürküne bürü- nerek — selâmlik salonuna — İndi. Bunlarla görüşürken, (divanı hü- mayun teşrifatçısı ) da tebrike gelmişti. Paşayı o halde görünce sordu: — Ne o paşa hazretleri.. Ra- hatsız mısınız?, Zihni paşa, kemali safiyetle cevap verdi: — Evet.. Rahatsığım... Buna da dün siz sebep oldunuz... Teş- rifi şahaneden bir çeyrek evvel haber verdiniz. Bizi o soğukta dışarı çıkardınız. Eh, serde ihti- yarlık ta var. Fena halde soğuk almişım. Dedi... — Tesadüfen oradaki misafirlerden biri, Zihn! Paşanın konağından — çıkmış, bayramlaş- mak için o (Yaver)in konağına gitmişti. Dereden tepeden konu- şurlarken, Zihni paşanın teşrifatçı beye söylediklerini hikâye etti. Mahza, lâf olsun diye söylenen Geçen Bilmecemizi Doğru Halledenler ( Baştarafı 6 me: sayfada ) &lndon 1476 Yaşar, Galatasaray lisesi 4 üncü #mmif — talebesinden — Rüstem, Uzunköprü Şinasi Bey möktebi tale- besinden 36 Derviş, Kayseri kız mek- tebi talebesinden 102 Fatma, İstanbul kız lisosinde 717 Cavlde, Ankara er kek | talebosinden 395 Sabahat- tin, İh 18 inci mektep dördüncü #sınif talebositden Türkün, Gu paşa Ortamektebi 3 üneli sınıf taleba Ankara erkek lisesi Sabahattin, Adana talebesindea sinden Feridun, talobesinden & Başkumandan —me 48 Moliha, Aydın san'at mektebi tale- besinden — 625 Kenan, Edirne erkek Hassl talebesinden 46 Albert, Bursa ebi Örtamektep talebesinden 888 Ahmet Hüsnü, İstanbul örkek lisesl tale den 836 Emi İstanbul erk talebesinden <İTG kız Ortamek tebi münnisa, İstanbu hrem p ran, İstanbul — kız Üctamektebi talebo- sinden 268 Nimet ve Hanım Beyler bu sözler, ( Yaver ) in dimağında derhal bır jurnal mevzuu husule getirdi. O misafir gider gitmez: ( Vükelâyı feham hazeratının herkesten daha ziyade zati akdesi hazreti şehriyariye merbutiyet ve sadakatleri olmak, hatta sevgili velinimetimizin uğrunda fedayıcan etmeyi — bir vazifel mukaddese tanımak — boyunlarının borcu ok duğu balde Naha Nazırı Zihni paşa kulları her masılsa dünkü bayram alayında biraz soğuk almakla bugün hastalığını bahane ederek zati meleksıfatı hazreti bi- lâfetpenahileri aleyhinde birçok şikâyat —ve tefevvühatı — gayri lâyikada bulundukları ve bu halin ise, vükelâdan bir zat tarafından suduru — birçoklarının sadakat ve ubudiyetlerini haleldar edeceği derkâr olmakla bu gibi yüzü dost fakat kalbi düşman olan zevatın kıymet ve mahiyeti hakikiyeleri nezdi şahanelerinde malüm olmak Özere beyanı hakikate müsaraat kılınmıştır. ferman... ) Diye bir jurnal yazdı. Mabey- ne gönderdi. ( Arkası var ) Alemdar Zade Mehmet Vapuru BÜLENT VAPURU 22 Künunusani Pazar Zonguldak, — İnebolu, — Samsun, Ordu, Giresun, Trabron, Rize ve Mepavri'ye azimet ve avdetle aynl inkelelerle — Sürme!l ebir, Görele, Fatsa, ve Ünyeye uğrayarak avdet edecektir. Acentası: Alâiye han No. | Tel. 2&31 Biçki Dersleri Beşiktaş dikiş yurdu müdürü Şükrü Beyin eseridir. Biçkiyi kolaylıkla kendi kendine öğretir, fiatı 2 Uradır. Taşraya 25 kuruştur. Yalnış dikiş yurdunda satılır. Bçki, dikiş, şapkacılık ve resim dersleri almak İsteyenlere bu yurtta hu üsl ve umumt ders vorilir ve her vatandaş kabul olunur. Akaretler ü No, Deniz kenarında satılık arsa Kandilli - Vaniköy caddesinde deniz kenarında depo İttihazına elverişli 12 numarali 387 metro arsa i€tta dairesince satılacaktır. İhalel kat'iyesi 26-2-933 tarihinde icra edilecektir. Taliplerin ve daha fazla malümat talep edenlerin Bankamıza veyahut 932 - 1527 numara ile İstanbul Dördüncü İcrasına müracaatları. İnhisarlar Umum Müdürlüğünden: Kilo 330,000 210,000 5,000 545,000 Bu üç kalem levazım (13501) numnaralı Sellüloz kâğıdı Karton Cilâlı kâğıt Yekün gümüne ve şarinamelerine tevfikan - kararname ahkâmı dairesinde takasla ve pazar- hıkla satın alınacaktır. Talipleria nümuae ve şartaamoeleri gördükten sonra * 7,5 teminatlarını hümilen 11-2-933 Cumartesi günü — saat 14 te Galatada Alima Satım Komisyonuna müracaatları. 'ginEtmeğe ( Başlarafı İ inci saylada ) tanbul halkı her hafta fuzuli olarak tamam 32 bin lira veri- yor, bu para cabadan fırıncıların ceplerine doluyor. Peki, bu uy- ğunsuz İş nasıl oluyor, diyecek- | siniz değil mi? şimdi lütfen bizi dinleyiniz: Bundan ikl sene evveline ge- linceye kadar günde dokuz ağız ekmek çıkaran bir fırında 4 ha- murkâr, 8 yardımcı, 3 çırak, | pi- şirici, 1 tezgâğdar, | yamak ola- rak 18 kişi çalışırdı. Bu amele- nin o zaman aldıkları heftalık ise şöyle idi: Hamurkâr 12 lira, yardımcı 8 İra, çırak 4, pişirici 15, ter- kâhtar 15, yamak 6 lira. Bu su- retle bir fırının haftalık amele masrafı 160 lira tutardı. Bugün bu vaz'iyet tamamen değişmiştir. Çünkü bugün fırınlara hamur makinesi yerleştirildiği için hamur makine ile yuğdurulmaktadır. Bunun neticesi olarak amele- nin mühim bir kısmına yol veril- miş, yani amele Ücretinin bir kısmı iki senedenberi tasarruf edilmekte bulunulmuştur. Bugün günde dokuz ağız ekmek çıkaran bir fırında iki hamurkâr ve iki yardımcı çalışmaktadır. Demek ki bugün fırıncılar amele hafta- lığından bir hayli tasarruf ve kazanç temin etmişlerdir. Fakat fırıncıların kazancı yalnız bu ka- dar değildir. Çünkü fırıncılar | yıllardanberi bermutat Anadolu- | dan söküp gelen ve Tahtakale Berlin, (Husu- si) — İşsizlikten doğan — sefalet, Almanyada, bü- yük ve müzmin bir dert haline dedir. — Yalnız Berlinde mevcut işsizlerin adedi beş milyonu bul maktadır. Haftas da birgün muas yenesina bir hass ta uğrayan, yas “İĞ hut haftada iki saat ders vererek para alan bir doktor ve muallimin İşsix -adde- dilmediğini kaydedersem, variye- tin fecaatı kendiliğinden anlaşılır. Bu hal bittabi şehrin İnziba- tına da büyük tesir yapmaktadır. Gün geçmez ki, güpegündüz. ve sokak ortastında silâhlı karman- yolacılık, tecavlla, banka tahsik- darı soygunculuğu olmasın. Alman polisinin intizam ve va- zife tanırlığına rağmen bu gibi vukuat gittikçe artıyor. Onun için- dirki Berlin gece bekcileri, mev- cut cemiyetlerine ilâveten hususl ayrı bir girket teşkil etmişlerdir. Bu girket, Berline civar sayfiye mahallerinde vazifa görecektir. Meselâ gece tiyatroya mu git- unuüszal 20 ;İstanbul Fırıncılarını Zen- Mecbur Muyuz bekâr kahvelerinde sabahtan ak- şüma kadar say bugünkü vaziyı istifadâ etmişlerdir : — lum sen nesin? — Hamurkâr.. — Beş lira haftalık var gelir misin ? İş buldum, diye sevincinden ağzı kulaklarına varan amele: — Efendi nasıl olur? Çoluğum çocuğum var?.. Altı olsun yap şu haftalığı !.. — Eski çamlar bardak oldul! Fırmcı istihfafla kahvenin içindeki kalabalığı gösterip: — Bak.. Hep iş bekliyorlar!.. İşte fırıncı amele tehacümün- den bu suretle istifade ederek 12 lira verdiği hamurkâra 5, on beş lira verdiği tezzâhtara altı, sekiz lira verdiği yardımcıya iki buçuk nihayet üç, altı lira verdiği yamağa iki, 15 lira verdiği pişiriciye 7 - 8 lira veriyor. Netice şudur: Bun- dan iki sene evvel haftada 160 llra amele Ücreti veren bir fırın Bügün azami olarak — ameleye haftada 40 lira veriyorl.. Binaenaleyh halkın kesesinden imaliye namile çıkıp hak sahibi amelenin cebine girmiyen 120 lira, her hafta fırıncıların kasasına mal oluyor ki bugün İstanbul'da hali Faaliyette 250 fırın olduğuna göre İstanbul halkının cebinden fuzult olarak her hafta 32 bin Hlira çıkıyor ve hava olup uçuyor. İşte Bugün ekmeği pahalı yediğimize şimdi İnandınız mı ? Almanya'da Buhran Yü- zünden Asayiş Kalmadı Berlin Bekçileri, Bir Şirket Yaparak,Pa- ra MukabilindeHalk Muhafızlığı Yapıyor ölmiyecek kadar — Almanya'da lşsizler; mesal bürosu Önünde 14 bekliyorlar mek İstiyorsunuz? ve tenha bir semttemi oturuyorsunuz?. Bu şir- kete muayyen bir Ücret veriyor veya abone oluyorsunuz ve İcap eden gün, telefonla, şirkete ma- lümat vererek silâhlı bir memuru- nun sizi filânca yerde, Fillnca saatte beklemesini sö; liyorsumuz. O saatte, o memur haber verdiği- niz yerden sizl alıyor ve evinize götürüyor. Bu suretl. hayatınıza kastedilmek tehlikesin- den kurtulmuş oluyorsunut, Şu hal, bütün Almanyadaki asayiş vaziyetinin ne hale geldi- gini ve açlığın ne mütbiş bir afet halinde hüküm sürdüğünü aw- latabilir. K. lazet