İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — eee Tefrika No, 3 Nasıl doğdua ?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldüa?.. Senîha Sultan, Yana Yakıla Kardeşi Abdülhamide Ko Birinci Ve İkinci Tefrika- mızın Hulâsası Abdülbamit, — bomşiresi — Seniha Bul aadan bir. mektup aldı. Bü mektupta, zevci Mahmut Paşa ile Oğulları Lütfullah ve Sabahattin Bey'erin sabableyin köşkton çıka- Tak akşama kadar &vdot etmedik- Joel yazılıyordu. Mektubu getiren haremağası tevklf adildi. Sultan — İle damat Mah- mut Paşanın eplyoo zamandanberi dargın oldukları anlaşıldı. Ağanın Tivayetin0 uazaran © sabah Sonlha * Bultaa gevcine kıttutş ve köşkten kovmuştu. Bunun üzerine Mahinüt Paşa —oğullarını almiş — ortadan kaybolmuştu. Abdülhamit, derhal' tertibat aldı. Çanakkaleden geçecek vapurlarla Edirne ve Se'âniğe g decek trenle- rin Çatalcada —aranmasına emir verdi. İstanbulda da bülün zabı'a ve bufiye — küvvetlerini hareketa götirerek damat Mabmut Paşıyı aratımnıya başladı. Brtaraftan — bu iş'er görülürkon diğer taraftan mabeyinci — Ragıp Beyl Seniha Sultanın sarayına gön derdi. Orada — bulunanlar isticvap edi.co-kti. Aymı zamanda başmı- sahip Cevhor Ağayı da çağırttı: — Hemean gimdi hemşireye git. Biz- den selâm Böyle. Moerak etmesin- ler. Hor — tara!ta puşa ile çocukları Bratıyorum. — Bu gece herha'de buldururuz. Yarım buraya gelsin- ler de görüşellm. D ye irade ederek Sealha Sultana gönverli, Sabaha kadar tahkikatla meş- gul olan mabeynci Ragıp Bey, her saat başında Abdülhamide bir rapor gönderiyor, cereyan eden isticvaptan hiçbir netice hasıl olmadığını bildiriyordu. Da- mat Paşa ile oğullarımı götüren araba, gecenin saat üçüne kadar avdet etmemişti. Bütün civar merkezlere adamlar gönderildi. Arabanın bir tarafta görülüp görülmediği sorduruldu. Nibayet pek geç vakit, arabanın Üsküdar iskelesi civarında daha hâlâ Pa- şaya muntazır. bulunduğu anla- şidı. Derhal araba celbolundu. Arabacının ifadesi alınd. Bu adam da bir şey bilmiyordu. Paşa ile mahdumları arabadan iamişler: — Biz gelinciye kadar bura- da bekle. Sakın bir yere gitme.. Demişler ve çıkıp gitmişlerdi. Bu karanlık meseleyi ancak bir adamın tenvir — edebilmesi muhtemeldi. O da sık sık köşke gelen ve paşanın (Kâtibi hususi ) Si denilen şirin ve sokulgan gençti. Bu genç, dün akşan da geç vakit köşkergelerek gece selâmlıkta kalmıştıl? Sabahleyin Paşa (Sultan Hazretlerinin gaza- bına uğradıktan sonra) bu deli- | kanlıya birâz para vermiş: — Hadi, sen git. Demişti.. Fakat, şu anda onu | buldurup isticvap etmek münkün değildi. Sabahı beklemek lâzımdı. O esnada birşey daha naza- n dikkatı celbetmişti, O da, da- mat Paşanın (busust bende)lerin- den Şevket Beyin de bu vakle kadar köşke avdet etmemesi idi. Vakia Şevket Beyin ekseri ge- celer köşke gelmediği vaki olur- du. Fakat, acaba bu gece gek memesinin sababı. - bir tesadüf GD Yarın akşam OPER A Sinemasında Kahkaha ve şenlik haftası baş'ıyor. Meşhur komik LESLJE FULLER; sözlü ve çarlcılı 96 No.lu MAHKÜM yeni filmi takdim ederken bütün kederlerinizi ve fena —_ düşüncelerinizi dağıtımayı taahhüt ediyor, Bultan zade Lütlullah B. eserimi idi; yoksa o du damat paşa ile beraber midi? Ragıp Bey, içinden çıkılmıya- cak derecede karışık olan bu muammaların balli ile meşgul olsun, — İstanbul ve Beyoğlun- da da aranmadık delik bira- kılmamıştı. Buna - binaean Ab- dülhamit, eniştesi damat Malh- mut Paşanın büyük bir oyuna hazırlandığını anlamış, ona göre tedbirler almayı düşünmeye baş lamıştı. Seniha Sultanın köşküne gi den baş musahip Cevher ağa, hünkâr tarafından inceden inceye isticvap edilmiş; Paşanın g: ypu- betinden, sultanın hakikaten ha- berdar olmadığına kanaat geti- rilmişti. Netekim ertesi sabah iki kardeş karşılaş'ıkları zaman, sulb- tanın evlatl. için döktüğü göz yaşları, Abdülhamidin kaanaatini büsbütün takviyea eylemişti. İki kardeş birbirlerine dert yanarlarken, Seniha sultan diyors düki: — Bilmezsiniz. bu —adamın nelerine tahamımül ettim... Başma bir takım abur cubur adamlar toplar.. gece sabahlara kadar e- lamlıkta içer, içer, içer.. sonra kör kütük olduğu halde harem dairesine girer... Ertesi günü, garılirım; ( Paşam, böyle şeyler yapma, ayıplır. Sen bugüne bır | gün (Sultan Hamit gibi bir pa- dişabı alişân) ın eniştesisin. Senin haysiyetine yakışmaz) derim.. Bu sözlerime: ( Darılma — sultanım.. serde şairlik var. Malümu seni- yenizdir ki şairler, ( Mey ) siz ve (Mahbup ) suz olamazlar. Şairi meşhur. Namık Kemal Bey de surabilerle rakı içmedikçe şir söyleyemezmiş. Bizi de böylece hoşgör.) Diye cevap verir. Sayei şahanenizde aldığı ayl ğı Üç pünde bitirir. (Paral..) Diye üstüme gelir.. Vallahi, billâhi aslanım, bu M BÜYÜK GALA RİCHARD TAUBER'in temalil muhteşem!: BİR AŞK NAĞMESİ filminl takdim eder, RİCHARD TAUBER'in h'çbir filminin kazanamadığı milyonlar değer bakıki ve büyük muva(fakıvettir. Yerlerinizi evvelden tedarik ediniz. Tell 40690 casını Çekiştiriyordu adamın yüzünden buzurunuza çı- kamaz oldum, Abdülhamit te buna mukabele ediyordu: — Yalnız bunlarla kalsa bir şey değil hemşire.. İnanmazsan git, hazineci hassadan sordur. şimdiye kadar ben bu adama felli bin küsur lira) ihsan verdim. Bukadar borçlarını ödedim. Bir türlü gözünü doyuramadım. İkide birde, (ille beni sadrazam yapsın) diye haber gönderir. O, sadra- zamlığı çocuk öyuncağı rannedi- yor galiba.. Son zamanlarda da bir (imtiyaz) sevdasına düşmüştü. (Maymun) isminde bir herif bunu kandırmış.. ( Bağdat ) ta Fırat nebrinde vapur - işleteceklermil, şimendifer yolu yapacaklarmış, koca Arabistan çölünü sulayarak arpa, lııığdı)'; ekip hem kendileri Ze o'acal hem de bazi- noı;gh ııilyıııl:ı" kazandıracaklar- miş.. Vak.â, bunlar fena şeyler değil.. Fakat, bu adam yapamaz.. Bir defa, © ( Maymun ) denilen herif için tahkikat yaptırdım. Daima böyle dalavereli işlerle geçinir, dolandırıcının biri imiş. ( Arkası var ) İki sevimli şımarık çocuk : ALBERT EREJEAN - ANNABELLA büyük kiymetle biriaci x 1f bir kemediyon SIMONE SIMON n>g'e, çÇiğınlik ve gençlik filmi G#İ? ÇOCUK Bu Per,e ube akşamından İtibaren ARTISTİK'te Porşembe günü son malinesine kadar GİTTA ALPAR'ın KADIN SEVERSE fi mi devam edecektir. 14 Kânünevvel îuqınbı gününden itiberen Bu Perşembe akşamından ilibaren AJİK SİNEMASI ALKAZAR Sineması Bu senenin en büyük ve en heyecanlı filmi FAHİŞENİN BELÂLISI Hem aşk, hem gergüzeşt ve heyecan hem de AHLÂKİ bir DERS ve İBRET filmidir. V SZTER AMT AR SUVARESİ olarak SÖW Dîgiomıti&aHükmedeh Gi;lîKumtle Hint İstiklâlcileri Ve Entelicens Servis ( Baştaralı | inci sayfada ) bomba ile tezahür etmişti bu tecavüz semere vermiyecek olursa heyet azasını Lundraya götüren vapar beklenecek ve sulkast vapura karşı tekrar olu- nacaktı. Entelicens servis terti- batını ona göre aldı. * Veliahtın — çocuklarındanbiri, bir. gün, birdenbire rahatsızlık nsarı gösterdi. Mis Edit çocuğun halinden ürktü, derhal — doktor çağırdı. Lâükin doktor bir İngiliz binbaşısı idi. Hasta çocukta bo- ğgaz alâmetleri gördü, bademcik- lerin giştiğini söyledi ve — ilâç verdi. Fakat Mis Edit'in umumi ahvali de iyi değildi. halinde bir kesiklik, yüzünde bir renksizlik vardı. Varifesinin ağırlığından şi- küyet etti. İstifa edip Londraya dönmek arzusundan bahsetti ve korktuğunu söyledi. Fakat Deden ve niçin korkuyordu? Bunu kene disi de bilmiyordu. * O hafta, Mis Edit'in kuzeni sıfatile eve devam eden İngiliz zabiti iki defa ziyarete geldi. Her defasında Mis Edit'le, Hint millliyetperverlerinin — va- ziyeti hakkında uzun boylu gö- rüştüler. Bunların faaliyeti hak- kında yeni malümat almak için tutulması lâzımgelen hattıhareketi gözden geçirdiler. Bittabi artık istiyar hizmetçinin |gevezeliklerin- den İstifade etmek meselesi mev- zuubahs değildi. Çünkü bu mem- ba artk kurumuş farzedilmek lâzımgeliyordu. Zira polisler tara- fından uzun boylu sıkıştırılıp istic- wap olunduktan sonra Hintli ka- dinin artık bir şey söylemesine ihtimal yoktu. Esasen yeni bir şey bilmesi de şüpheli idi. Maamafih Mis Edit te kendi waziyetini sağlam görmüyordu. Hizmetçinin tevkifinden sonra, kendisinin de artık bir malümat alabileceğine kani değildi. Onun için hiç olmazsa, bir müddet İn- giltereye izinle gitmek istiyordu. Uzun münakaşalardan sonra mü- rebbiyenin bir müddet için İngik tereye gitmesi) etrafında mutabık ka'dılar. Genç zabit, bu bususu Amirlerile görüşecek ve gelip haber verecekti. Bu karar lze- rinde anlaşarak - ayrıldılar. Genç zabit, gittikten sonra Mis Edit hizmetçiyi — çağırdı. Fakat cevap veren olmadı. Mak- sadı, kadına yatmasını söylemek ve çocukların. odasına — bizzat geçmekti. —Hizmetçiden — cevap alamayınca ©o gün, —sabahtan akşama kadar Hintli ihliyarı görmemiş olduğunu hatırladı. Bu, tuhaf bir şeydi. Çünki hizmet- çinin izinsiz evden ayrıldığı biç olmazdı. Bu münasebetle birkaç gündenberi evde birhayli garip hâdisenin vukua geldiğini hatır- lad. Umumiyetle geceleri evin etrafı tenha olurdu. Fakat geçen hafta İngiliz zabitinin geldiği her iki defada da, civarda, birtakım şöpheli — gölgeler — görlilmüştü. Hele son gelişinde bu gölgelerin Üzerine ani bir surette motosik- letinin fenerini çeviren zabit, bir takım şüpheli adamların aydınlık sahadan kaçıştıklarını görmüştü. Bundan da anlaşılıyordu ki bir müddettenberi ev tarassut altında idi. Bir kadın iİçir de, Hindistanın uzak bir köşesinde, | etrafı bu derece tehlikelerle çev- rili. bir evde oturmak her halde hoş birşey değildi. Müreb- biyenin bütün — araştırmalarına, çağırmalarına rağmen ihtiyar biz- metci bulunamıyorda. — Nihayet kararını verdi, hasta çocuğun başı ucuna geçerek geceyi kitap okumakla geçirmeyi tasarladı. Etrafı aydınlatan ay semada bir hayli yükselmişti ki civardan birtakım gürültüler, sesler - işidil miye başladı. Az sonra bu sesler yaklaştı; şimdi evin civarından geliyordu. Mis Edit derhal eline küçük bir tabanca aldı, Ayni zamanda cep fenerinl alıyarak evin önündeki bak msu taraçaya çıktı. Aşağıda, eve su getiren sakalardan biri, bir hizmetçi ile hararetli, hara- retli konuşuyordu. — Miş Dlrneda Taşla di sasla b harat retli konuşmanın sebebini sordu. Mürebbiyeye cevap veren hizmete çi oldu. Biraz evvel bir felâketin vukun geldiğini söyledi ve kays bolan ihtiyar hizmetçinin ölü bur lunduğunu Mis Edit bu haberi, kalbine bir bıçak darbesi yemiş B'hl Sîrındl. fakat çabuk toplandı. erhal aşaya indi. Sakanın anla- tışma göre hâdise, saray duvar- ları dahilinde vukua gelmişti. Mis Edit büyük bir meraka düştü, ihtiyar hizmetçinin başına gelen akibeti öğrenmiyo karar verdi, Hizmetçiyi yukarıda hasta ya- tan çocuğun yanma yolladıktan sonra saka ile beraber vak'a ma- halline yollandı. Gece vakti Od- yepore sarayının bahçesiande veley bir saka ile beraber dolaşmanın doğru olmıyacağını biliyordu. Fas kat merak ve asabiyeti beheme- hal olup biteni öğrenmiye onu tahrik ediyordu. Saka peşinde olarak saray bahçelerinde bir hayli yürüdüler. Mehtap ortalığı iyice aydınlattığı için zahmet çekmiyore lardı. Bir müddet sonra duvar- ların gölgelendirdiği sahaya gü diler. Bu mııhkg ııııkıdq; sanemlere voe o!i 6 yas pımış hintkâri köşklerle süslenmişti. sevkettiği mukaddes beyaz bir file rasgeldiler. Hayvan, müreb- biye ile yanındaki adamı görünce durdu ve hortumunu kaldırarak ac, acı bağırdı. Az sonra bir küçük köy kenarına geldiler ki etrafında birtakım adamlar vardı. Göl üzerinde bir şeyler yapan kayıklara binmiş bir insan gne puna bakıyorlardı. Hintli #aka, mürebbiyenin — kulağına iğildi vae fıııldıı. — Onu işte bu gölde buk dular, Genç kadın baktı ve sahile gelen kayıklardan birinin arka- sında bir insan cesedi gördü. Bu, Hintli hizmetçi idi ve vücudü, kuvvetli — bir iple bağlanmıştı. Ayın aydınlığı altında, bizmetçinin suya atılmadan evvel el ve ayak- larının sıkı sıkı bağlanmış olduk- ları anlaşılıyordu. ( Arkam var) akşam saat 21,30 da Üç Saat Opereti 3perde 77 table Yazan: i İstenbul Belediyesi ŞehirTiyatrosu llllll[][lllllllı