t l Almanyada İktısadi Bir Tecrübe Aklmnanyada iş durgunluğunun Komisyoncı önlüne !'Ğ'"kl* orla M için yapılan te- şebbüsler arasın- | da birtanesi vardır ki büyük Umit- lerin doğmasına sebep clmuştur. Bu teşebbüsü, ressamlar yapmış- lardır. Bir müddettenberi tablo- Tarının — satılmadıklarını — gören artistlerden — bazıları bir ara- ya gelerek büyük bir — satış &telyası açmış ve — atelyanın bizzat başına geçmişlerdir. O vakite kadar tablolarının satı- madığını görerek müteessir olan artistler, kısa bir zamanda atelk- yalarının boşaldığını — görmekle hayrete düşmüşler ve yaplıkları tah-ikat neticesinde şu hakika'a aşarcdır 1 — Halk, tacirlerin sözüne “inanmıyor, çünki aldatılıyor; 2 — Eşya Üzerine tacir fazla | kazanç koyuyor. Bu nmetico elde edildikten #onra şimdi Almanyada bu te-« şebbüs, diğer bütün ticaret e- yasına da teşmil edilmek isten- mektedir. Bir kısım fabrikalar, balk ile doğrudan doğruya temasa gelmek için bizzat satış mağa- zaları açmıya karar vermişlerdir. Bu suretle araya giren eller ortadan kalkacağı için eşya fiat- | leri düşecek, işler fazlalaşacak ve halk aldanmamış olacaktır. var * İngiltere'nin baş- Il! &n hca silâh ve mü- 'esi ; himmat — yapan fabrikalarından Vikers - Armes- trong'un Tresmi Alman askeri gazetesine -ilân vermesi, İngi- liz Avam Kamarasında siyasi bir. münakaşa ve bir — İstizah yapılmasına sebep olmuştur. İngiliz fabrikasının ilânında Armestrong * Vikers'in en sağlam tankları, top ve ve mitralyozları yaplığı yazılıdır. İngiliz hüküme- tinden istizahta bulunan — meb'us diyorki: * — Versay muahedesi muci- bince Almanya tank yaptıramaz. Bu itibar ile Almanyanın resmt ackeri gazetesine böyle bir ilân verilmesi manasızdır. Çünkü bu ilân için verilen para denize atılmış demektir. Yok eğer Al- manya gizliden gizli silâh alıyor- sa o başka mesele?..,, Bu suale İngiliz nazırı şu cevabı varmiştir: * — Almanyanın resmt askeri ceridesi, birçok memleketlerde okunan — bir gazetedir. İlâaın verilmiş olması işte bundan ileri ON » Nazırın bu izahatını kâfi gör- miyen meb'us şu —mukabelede bulunmuştur : Armestrang-Vikers'in başında meşhur Sir Bazil Zaharof vardır, Bu ilân ile bu adamın bir manevra çevirmek istediği anlaşlıyor. Fa- kat nasıl bir manevra? Er geç anlıyacağız | * Amerikadaki başlıca bira sana- yiinin başında bu- Amerikada |lunanlar, Ameri- İçki Me; i|kan hükümetine müracaat ederek son zamanda almıya başladıkları tehdit mektuplarım ileri sürerek endişelerini — beyan etmişlerdir. Son intihabat neticesi içki yasa- gının ıııuoığ:l_kı— mevruu- eT CRTHİ MUSAHABE Şaşkının Duası!.. “Desene Ki Kadıefendi İnsanı Gökte De Vezir Baba Pa- şa, inanmadığım gösteren bir ha- reket yaptı. — BeheyKadı Efendi, dedi, bun larmasal. Yalnız siz, bu masalları söylerken “ Bir varımış, bir yoke muş,, diyorsunuz. Sözün — üstüne “Evvel zamanda iken, kalbur sa- manda iken ,, di- ye bir başlângıç şeçırmlyonımuı. ksa söyledik- leriniz hepuydur- ma, Gök kubbesi, ırgat yapısı mı ki kapısı olsün, bacası olsun. Ben Venedik balyozundan dinledim : Gök dediğimiz, uçsuz bucaksız bir. boşlukmuş, Şu mavilik te yuttuğumuz havanın bize o renkte görünüşü imiş! Kadı Efendi, şöyle bir. dü- şündü. Akıl ile nakli, hakikatle hayali telif edecek bir şekil bulamadı. Vezire karşı ilzam edilmiş, susturulmuş görünmeyi de istemedi, mahkemede her davaya şahit istemek ve getirt- mek alışkanlığile şu - hikâyeyi söyledi : — Gök kapısı vardır. Sulta- nım. Mübarek Ramazanın ya birinci, ya yedinci, ya ön yedinci ya yirmi yedinci geceleri mutlaka açılır, salih kişilere görünür. Dua» cıniz, böyle bir iİnayete eren, gök kapısının açıldığını- gözile gören bir adam tanırım. Bay- burtta — oturururdu, adı — elhac Sinan idi, Baba — Paşa — müstehziyane gülümsedi: — Elhac Sinan dayı, gök kapısının açıldığını gördü de gün' -| nü - bellemedi mi? ayın biri mi? yedisi mi, on yedisi mi idi, bunu söylemedi mi? — Şaşırdı, büyük bir korku geçirip — belinledi, bu — noktayı düşünemez oldu. — Ben de “bir varmış, bir yokmuş. ,, diyeyim de sen kıssayı anlat. — Kişi duüydüğünü — söyler, duacınız da duyduğumu arzedi- yorum * Elhaç Sinan, salih kişi ee — bahs — olmasa — bile — yakında bira yapılıp satılmasına müsa- ade — edileceği — muhakkaktır. Halbüki, vaktile içki kaçakçılığı sayesinde muazıam servetler top- lamaya muvaffak olan bir takım kimseler, hakikt bira - sanayicile- rini tehdit ederek işlerine mani olmak istemektedirler. - Fabrika- törlerin bükümetten yardım iste- melerinin sebebi işte budur. Bu- nun neticesi olarak hükümet müs- kirat şubesi, içki yasağı esnasın- da kanun harici çalışana ve ka- çakçılık yapanların, içki yasağı kalktıktan sonra içki imaline mü- saade edilmiyeceğini temin et- miştir. Amerika kongresinin şar rap imaline müsaade etmemesi endişeleri baş göstermiştir. Maskara Ediyorla » idi. Blnden tespih, — dilinden lâfzai celâl düşmezdi. Mübarek ramazanda bir gece, penceresinin önünde oturmuştu, göğe bakı- yordu, Allahın azametini düşü- nüyordu. Gök kubbesi nedir, güneş nedir, ay nedir, yıldızlar nedir, saman uğruları nedir ?. O kubbe, temelsiz ve direksiz nice duruyor, güneş nasıl yanıyor, ay ne suretle şekilden şekle giriyor, yıldızlar hangi parmağın işaretile — uçuyorlar, yanıyorlar, sönüyorlar ?.. İşte Elhaç Sinan, bunları tcemmül ederek Tanrının ululuğunu — anlıyordu, — gözü ile ibadet ediyordu. Bir de no görsün? On iki burçtan birinin- tam ucunda bir kımıldanma var. Sanki kubbeyi saran mavi Örtüyü bir el oyna- tıyor, yırtıyor. Elhaç Sinan, şa« Yerli Malı.. Gökten Hediye Hâlinde Yağacak Millt İktısat ve Tasarruf. Ce- miyeti İstanbul şubesi 12 kân- Buevvel pazartesi gününden 18 kanunuevvel pazar gününe kadar devam edecek olan Üçüncü ta- sarruf ve yerli malı haftasında ipekli mendilden mamul küçük paraşutlarla yerli malları hedi- yecikleri — yağdıracaklardır. Bu hediyeler 16 kânunuevvel 932 cuma günü saat on dörtten iti- baren Kadıköyünde Iskele- kum- luğuna, İstanbulda Beyazıt mey- danına, Beyoğlunda Taksim mey« danma, Üsküdarda Doğancılar park ve meydanıne atılacaktır. Hava müsait olmadığı takdir- de cumadan sonra ilk müsait ha- vada atılacaktır. Bu hediyecik- lerin bazılarının içinde mühürlü ve imzalı pusulacıklar çıkacaktır. Bunları Millt İktısat ve Tasarruf Cemiyeti İstanbul Şubesine ibraz edenler ayrıca numaralarına isa- bet eden büyük - hediyeleri ala- caklardır. Bu hediyeler 20 kânunuevvel 932 tarihinden ayın sonuna kadar İstanbulda Dördüncü Vakıf Hanı Üçüncü kat Ticaret Odasında her gün saat ondan on bire kadar Milli İktısat ve Tasarruf Cemiyeti riyasetinden — numaraları — ibraz edenlere verilecektir. Bu müddet zarfında hediyelerini almıyanlar hediyeleri cemiyete teberru etmiş addedilecektir. gırıyor, birkaç du- « okuyaup — Üüfü- Tüyor, — gözünü de oraya diki- yor. örtü açılmak- tadır, — saraha- ten açılmakta - dır. Bu, ne kas dar devam edi- gor. Elhac sinan farkında değil. lâ- kin, gök yüzüm de, bir "müddet sonra, bizim sa- ray kapılarının onbin misli bü- yüklükte bir kapı görünüyor. Baş- hğı yeşil, kenar- ları kırmızı, söge- leri mavi, eşiği sarımtırak cev- herden bir kapıl.. Ardında aklın, hayalin almıyacağı bir âlem kay- naşıyor: ruh alemi, nur alemil.. Elhaç sinan, bu temaşada iken hatırlıyor, gök kapısının açıldığına şahit olduğunu anlıyor ve o anda ne dilerse tanrı yanında makbul olacağını düşünerek hemen elle- rini açıyor! Kadı Efendi, burada durmuş- tu, İmanı gevşek vezirin biraz heyecanlanmasını bekliyordu. O, kayıtsızca sordu: — No istedi elhac Sinan! — Zavallı adamın ilk aklına gelen dilek bir şinik ( bir nevi ölçü ) altındı. Fakat telâş ile bu dileğini haykıramadı, “ Allahım! Bana bir şinik kafa,, dedi ve penceren'n demirlerinden dışari çısarmış cld ğı kafa, derakap büyüdü, bir şinik halini aldı. Elhac Sinan, başının küçük bir fıçıya döndüğnü, pencereden geri giremiyeceğini görünce büsbütün şaşırdı: Allahım, bana bir küçük kafa, diye inledi. Bu sefer başı küçülüverdi, yumurtaya döndü. Hacı Sinan, başını demirlerden kurtarmış olmakla beraber bu feci vaziyetten ürktü, gök kapısı da henüz açıktı. Üçüncü dileğini söyledi: " Allahım. Bana benim başımı ver! ,, Şimdi kafası yerine gelmişti, ne eksiği vardı, ne fazlası ? Baba Paşa, biraz mütehayyir, hikâyenin sonunu anlamak istedi: — Ey. ne oldu? Elhaç Sinan ne kazandı ? Kadı da gülümsedi: — Gök kapısını açılmış gö- renler ancak üç dilek arzede- bilirler. Hacı Sinan da nöbetini savmıştı. —başını büyültüp, küçük tüp ve yer'ne getirip dileklerini tamamlamıştı. O gecedenberi za- vallı, her gece göğü gözlüyor. Fakat bu nimet, bir ömür içim de ancak bir kere ele geçer. Vezir, bir nebze düşündükten sonra hükmünü verdi: — Desene Kadı Efendi, in- sanları gökte de maskara edi- yorlar. Öyle ise biz gözümüzü göğe değil yere dikelim, para istiyorsak onu yine bu toprak- tan kazanmıya bakalım. Göğe açılan ellerin nasibi havadır!.. Vezir Baba Paşaya zamanın- da dinsiz denmesinin sebebi işte bu gibi hükümleridir.. — M. T. Kari Mektupları | rçır Suyıma Çı Çöp Dö kulur Mü? Sarıyerdeki Çırçır suyu civa- rina çöp dökülmektedir. Bu su halkın rağbetine mazhar olmuş, Şifalı bir su olduğu için etrafı daima hastalarla doludur. Hem hastaların sıhhatini ihlâl etme- mek, hem de suyun nefasetine halel gelmemek için bu civara çop dökülmemesinin teminini te- menni ederim. Mesarburaunda J4 numarada Remsi Bu Usulü Biz Neden Tatbik Etmiyoruz Ecnebi bir memlekette bülu- nan bir arkadaşım — yanındaki diğer arkadaşile Türkçe konu» şurken bir ecnebi yanlarına gek miş ve ecnebi toprağında olduk- larını hatırlatarak Türkçe konuş- mamaları tavsiyesiyesinde bulun- muştur. Bu usulü biz neden burada yabancı dille konuşan vatandaşlarımıza — tatbik — etm> yoruz ? M Rahal Kabzımalların Bir Teklifi Kabzımal — Esnafı Cemiyeti gönderdiği bir mektupta müstah- sillerin kabzımallardan aldıkları kredide ağır şerait bulunmadığını yazmakta ve kap başına alınan 70 kuraş komisyonu (40) kuruşa indirmiye amade bulunduklarını bildirmekyedirler. İstanbul — Kiz “ Litesinde Sabahat Hantma: — Taziyetnameler ilân mahi- yetindedir. Onun için kari süte- nuna derci imkânı yoktur. Mazur görünüz efendim. İşsizlik Almanya'da Mütemadiyen Artıyor Berlin, 13(Hususi) — Almanya'- da işsizlerin miktarı gün geçlikçe - artmaktadır. Son on beş gün zarfında mev cut işsizler 156 bin kadar arta- rak umum kayıtlı işsiz yekünu 5,270,000 ini bulmuştur. K. İzzet Beden Terbiyesi Almanyadan İki Profesör Geliyor Ankara, 13 (Hususl) — Yük- sek beden terbiyesi mektebinin önümüzdeki ikinci kânun içinde açılması kat'i surette takarrür etmiştir. Almanya'nın en yüksek mü- tehassıslarından — iki — profesörle anlaşılmıştır. Profesör'ler birkaç haftaya kadar Ankara'ya gele- — ceklerdir. Lise ve ortamekteplerin beden — terbiyesi — mualüimlerini munhasıran Yüksek Beden Terbi- yesi mektebi yetiştirecektir. Zelzele Oldu Kozan, 13 (Hususi) — Dün gece 23,45te şehrimizde üç saniye devam eden şiddetli bir zelzele olmuştur, hasarat ve ıİılF zayiat yoktur.