Hayat Ansiklopedisi înci cüzii çtkmıstır . Ikinci cilt bitti 21 Dokuzuncu sene: No. 3091 tSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf 7e mektup adresl: Cumhuriyet. tatanbol Posta kutusu: tstantral, Ko 246 13 KflniMUSVVSI Telefon: Basmuharrir: 22360, Tahrîr mödürö: 23238, Idare müdurü: 22365, Matbaa: 20472 < Ilân sahifelerünte herkese açıktır. Cmnhnriyette neşretttrflecek Uânlar için doğrudan dofcrnya idareljanemize dahî müracaat otanabflir. umhu Hayat Ansiklopedisi Büyük bir kütüphaneyi bir arada evinize getiren en faydalı eserdir. Her evde bir lane bulunmak lâzımdır. Ismet Pş. Bir Nutukla Tasarruf Haftasını Actı tsmet Paşanm Sözlerlni okurken Dres'den, Kânunuevvel 932 «Yaşayışm, henüz ay&k dokun maırn* binlerce yolu, binlerce 3i|hRi ve gorünmez adalan vardır.» Fakat bunu bulmak için insan yüreğinin ırmak gibi geniş ve dolu cosması, kıyılannda hem tehlike, hem bereket olmasi lâzımdır. Yol bulan ve yaratan fazilet böyle başlar. Yeryüzünün budımlan arasında Türk'lük, içyollarma göre en zengin bir dünyadır. Yüz yıllarca bu yaşayış dünyası, biitün gizlî ve görün mez yol 1 an ile Türk'e bilinmez bir ülke gibi karanlık kalmıstır. Politikaya uzak bırakılmıştır, gönlüne uzak bırakılmıştır, diline uzak bir a kılmıştır. Büyük ırmak. tarihin her çağında, yatağmdan fırlamış, tehlike ve bereket olmuslur. Fakat ya rattığı yeşillikler birer birer erimiş ve Bozkır bu gür yatağı korkunç bir çöl kisırlığı ile çevirmiştir. Türk'ün en kısır yılları, kendi&i ne uzak kaldıği yıllar, istipdat ve sultanlık yillarıdır. Türk gönlii, ken* dine göre bir iklimdir. Güneşlerinde kendi çiçekleri uyanır, kendi fi* lîzleri zümrütlenir. Şark dünyası bu iklimde dikenli çöl yemişi verdi. Akşameli kültürü asmakabağı bîçiminde dudaklan VIlrtliyen insan kurur.tusuna sığmaz bir züppelik, bir akıi manikürü doğurdu. Kültür ve kılıç budunu, taihin garderobundan tespîhli ve sal varlı bâr kılıkla dışanya çıktı. , îçinde yasayışm çılgm alevi tn tuşmuş gözlerinde batka bir dün yanın karanhgı yer tutmuştu. Türkün kendine eiden yollan kesîlmis tL Bilmediği yollar ksrşısiriaa WijfHmıştı. Yolsuzdu, yaıri hiçti. Fakat bu durgunluk ve şa&kmlık, içinde yolu olan için de, nihayet, hiçtir. Yollan ufak gök parıltısı, cılız bir ağanş bile aydınlatabilirdi. Bu panltı ve ağarış ayni yollan kucaklıyan ufukta uyanır, ve yollar o vakit dile gelir. Sakarya'y» kadar yollan mızı çok sisli bir ağarvş içinde dalgm ve parçalanmış bir iz gibi sez meğe baslamıştık. Fakat bu değildi. Sevres, yıldmmı bol karanlığı ile varlığımıza çökmüştii. Karanlık içinde erimiş yollarımızda kaynaklarımız sesleni yordu, bizde hâlâ bir şey yaşıyor, bir şey coşuyordu. Bu çok derin bir gönül toprağından fı*kıran kaynahlar susturulamazdı. O vakit duyduk. ~duyduk ki biz bir budunuz, Japon denizlerinden Atlas denizine kadar îradesini bayrak gib? tasımış bir budunuz. Türk Davud"u Avrupa Golyat'ı ile görüşecektir. Bu büyük ve yıldınmdan korkunç di* gıcırtısı kıvılcım kaynağı iradeyi hiç bir budun gösterememiştir. Tarihin en büyük hâdisesi, gökünde, en büyük kahraman yıldızını tutusturur. Büyük ırmak, tehlike ve bereket gibi taşmıştı, kıyılannda yalnız kendi yeşüliğini görmek istiyen bir ırmak gibi... Kendimizi bulduktan sonra biliyoruz ki bir Sevres vardı, ananesi kement, mil, satır bir sa~ rayda yetişmiş kozmopolit çamurun«ian solucan gibi bakan bir sultan yard*ı. 1 Failatlan feleğin kulağım »ağır eden şaîrler, çatıları zikirlerle »arsılan tekkeler, püskülleri yerleri open tespihler, renkleri ile diri yurt üstünde bir ahret baharı yasatan cübbeler, velilik deliliğinden doğ muş bin bir akıl anarşisi ile dolu sokaklar vardı. Ve biz bunlan yendik. tsmet Paşa,nın Ankara Hukuk Mektebindeki sözlerini gazetsde okurken bütün bu karanlık, renk, tespih, zikir mahşeri anılan uzak bir rüya gibi içimde parça parça uya nıyor ve bu karmakarısıklıktan kurtulmuş oluş bende henüz sınırlarına dağılmamış bir sevinç genişliği ya ratıyor. Kurtulmuş ve dirilmiş bir budun tsmet aşa'nın sözlerinde dile gelîyor. •bTelâfisi cn zor olan felâket, yarım bilgili adatnlann salâhiyet sahibi olmalarmdadır.* Şa»k admı verdiğimiz dünyada modertı bilgilnin ne yarımı, ne de sekizde Tsiri vardır. Şark, kalın ve bunalhcı bir tılı1nın kokusu içindedir. Bugün o, Latin şaîri Ovid'in yaratılış kausuna benziyor. Kuru ve yas, bulut ve a tes, katı ve yumusak bir arada, ie • Millî Haftanın ilk günü Başvekil İsmet Pş. en mühim vazifenin kadmlara tevecciih ettiğini söyledi ((Biz paramız olmadığı, hariçten para bulmanm en cazibeli göründüğü zamanda bile en sağlam olan kazandığımızdan fazla yememek jtedbirini aldık!» Ankara 12 (Telefonla) Basvekfl tsmet Ps. Hz. Millî Tasarruf Haftasını bugün Ankara Halkevinde irat ettîği çok mühim bir nutukla açb. Büyük salon ve bina vekiller, mebuslar, erkânı hükumet, mekteplüer ve halk 3e hıncahınç dolu idi. tefekkurle ve hürmetle yadederTm. (A1kışiar). Arkadaslar, millî tasarruf ve iktisat mücadelesi bizfan memleketimizde bü* yük buhranın karsdıgı ve cevabı olarak tfade edilmistir. Büyük buhran, bu memleket kazandıgmdan fazla sarfeder bir halde arhk yastyamaz flcrini ortaya atmıshr. Büyük buhran sebebile paranm üç •ene evvel gosterdiği kararsızlık ve sarsmtıyı tamamen hatırlanz. Biliyorra ıraz ki bimaua o zamanlar, yani bir kaç sene evvel millî para üzerinde husule gelen tesirler Ortîsadî, hatta ruhî olmaktan ziyade mîTlî bir dert sayılıyordu. Guya paralar, kâfi derecede altın karsılıgi oiursa ve memleket her nkışhğı zaman dısarıdan kolayca para bulnp ihtiyacını karyılıyabilirse sarjılmazdı. (Mabadl S Inei sahifede) Bravo Celâl Beye! Polonya ile takas mukavelesi yapıldı, Çek'lerle anlaştık, yeniden üç büyük ve zengin haricî pazar kazandık Gümrüklerdeki şeker nasıl ithal edilecek? Ankara 12 (Telefonla) tktisat Vekâleti memleket için çok hayırlı ve ticaretimize yeni ufuklar, pazarlar açan muhtelif mukavsleler ve anlaş • malar yapmağa muvaffak olmus, ye niden mühim bazı kararlar da vermistir. Bu cümleden olarak Polonya ile 3 ay müddetle mer'i olacak bir takas mukavelesi imzalanmtşhr. Bu mukavele mucibmce memleketinuzden Lehistan'a muhtelif kıymetlerde halı, fmdık, içcevizi, fıstık, incir, üzüm ve meyva ihraç edilecek, muka • bilinde Polonya'dan yün ipliği, am • balâj kâğıdı ve pamuklu mensucat ve saire alınacaktır. Çekoslovakya'da Türk indr ve fnv dıklarma vazedumîs olan ithalât kambiyo tahdidah tesebbSsatnmz Q zerine refediunistir. Bundan sonra bu mauarunız Çekoslovakya'ya serbestçe girebilecektir. Türk mahral ve mamulâtma henüz pazar olmıyan memlekedere (Japon • ya, Brezflya, Hindistan gibi) hüku • metçe takas esyası olarak kabul edflen mahsulleri ve diger eşyamm mraç mukabüinde memlekete kontenjMi b^rici esya ithali için mSsaade vvîlmesi tktisat Vekâletince takarror etmts tir. Bu raSsaadenin şekli Vekâletçe flan sdüecektir. Buralara ihraç edilecek J mallarm 200,000 lradan asağı ohnaması lâzandır. Mabadi 3 üncü $ahifede^ Yeni pazarlar temin edildi Başvekilm nutku «12 kânunuevvel Millî tktisat ve Tasarruf Cemiyetinin millî bayram olarak tayin ettiğt bir gündür. Bugün onu yaşıyoruz. Her millî bayramı yalnız vatandaslan sevindirecek bir gün olarak değil, millî ve içtimaî manalan noktai nazarmdan düsünmeliyiz. Bir kaç sene evvel bugün gosterflen endiseler bize büvük tesküât yaratan Millî Tasarruf ve lktisat Cemiyetmi vücude getirdi. Bu memlekette büyük mOIî hareket uyandıran bu uğurlu Cemiyeti onun memlekette senelerdenberi kazandığı teveccühü füdrlerimizde, an Çekoslovakya ile anlaştık Dün Inühim Wr nutukla TasttmfİHa'tasmt açan Bafcektt Ismet Pf. Ha. Iayıslanmızda hosule gelebüdigi derin •e hayırlı mkisafı sizin karsmızda ve bütün nüuetm önünde memnızuyetle, Musikimiz hangi yola girmeli? İzzet Nezih Beye göre Radyo orkestrası viyolonistlerinden ve musiki muallimlerimizden tzzet Nezih Beyi yirmi senedenberi tanıyorum. O da, evvelâ beşikte dinlediği nirmilelerin hatırasına bağlanarak alaturka musiki ile meşgul olmuştu, millî sazlanmızdan birini çalıyordu. Sonra tanzimat hareketinden zamanımua uzanan el, onu da yakasından tutarak Almanya'ya götürdü ve Avrupa musikisi rahlesi önüne diz çöktürdü. tzzet Nezih Bey, bugün, sayılı viyolonistlerimizden biridir, fakat millî musikimize ait hatıralannı, malumahnı ve alâkasmı ta • tnamile kaybetmiş değildir. Böyle mukayeseli bir ankette onun fikirlerini ögrenmeği de faydalı buldum. Çok sarih konuştu: « Musikimizin garplılaşmasma aleyhtanm, dedi. Türk musikisi ayn bir kültür ve medeniyet mahsulüdür. Av(Mabadi 5 inci sahiteie) ... Kâzım Pş. dün gece rad* Gümrükler Mütehassısı yoda bir konferans verdi Amerika'lı mütehassıs ((Yerli malı kullan! Şiarı bizde iktisadî bir yükaelişin remzidir!)) Arkara 12 ( A . A . ) B. M. Meclisı Reisi Kâzım Pş. Hz. bu aksam saat 7,30 da radyo Ue Türk vatandaşlanna hitaben asağıdaki nutku irat buyurmus* lardır: «Vatandaslar; Geçen yd, ayni gün, ayni saatte ve gene Ankara radyosunda size hitap etmisthn. Aradan bir yd geçti; bugün «Uçüncü Tasarruf ve Yerli Malı Haftası» nm Ok gününü yasıyoruz. Büyük Reisimiz Gazi Mustafa Kemal Hz. nin irsatlarile bnndan üç sene evvel kurulan Millî lktisat ve Tasarruf Cemiyetinin Reisliğini deruhde etmiştim. Bugün size o sifatı haiz olarak hitap etmekle müftehirim. O zaman mületimizi yerli malı kullanmağa ve tasarruf etmeğe ahstırmak için basladığimız mücadele ile ne kadar isabetli bir karar almıs oiduğumuzu aradan geçen bu yıl bize bir kere daha teyit etti. Üç yıl önce tuttugumuz bu yolda hemen tekbasunıza yürürken şimdi görüyoruz ki, dünyanm bütün milletleri bizim yolumuza kabbnışlardır. Her mület «daima ve her seyden önce, benim memleketimin malı» di yor, îngiltere gibi, dünyada serbest tiIIH1IIIIIIIIIIIII1IIIIIII1IIII1IIIIHII Musikimiz ayrı bir kültür mahsulüdür, Avrupa'lı laşamaz. MeğerUi bir dâhi çıka! geldi, izahat veriyor Gümrük ve tnhisarlar Vekâleti tarafmdan gümrüklerimizi ıslah et mek maksadile müsavir ve müte hassıs sıfatile getirlilen Amerika'lı Mr. Worfeld dün Ankara'dan sehrimize gelmiştir. Mister Worfeld Ankara'da vekâletle etmas ederek memleketimizin gümrüklerine ait teşkilât ve mua • melâta ait nazarî tetkikatta bulun mustur. Burada bir ay kadar kalarak gümrüklerle mesgul olacak, muamel&tra cereyan tarzmi ve usullerini tetktk edecek, tekrar Ankara'ya giderek ıslahata ait raporunu hazırlayıp Vekâlete verceektir. Mumaileyh Gümrük ve tnhisarlar Vekâleti tarıfmdan müsavir sıfalile Utihdam edileceğinden vereceği raporun tatbi katile de meşgul olacaktır. Mister Worfeld dün bir muhar ririmize vazif esi hakkında «u sözleri söylemiştir: « Ankara'da kaldığim kısa müd. det zarfında tnhisarlar ve Gümrükler Vekâletile vazifeme müteallik muamelât üzerinde temaslarda bulundum ve orada îcap eden bazı tetkikatı yaptım. Fakat tetkikatun henüz bilmediği cihetle bugün için söyliyecek müsbet bir seyim yoktur. Tetkikatımı bitirdikten sonra da nesri t • cap eden bir şey olursa bunun Ve kâlet tarafından bildirilmesinin doğru olacağı fikrindeyim. Istanbul'da bir müd det kalarak {Mabadi 6 tnet »ahifede) Viyölonlst Tzzet Nezîh Güzeller, acele ediniz! Kayıt muamelesi devam ediyor Meclis Reisi Kfetm Paşa Hs. caret yolunun taraftan olan bir memleket bfle hudutlannı gümrük siperlerfle örterek, ayni zamanda diger tmpara • torluk mem^ketlerfle Ottava'da urlasarak Büyük Britanya tmparatorhığu hudutlan içinde Bay Britis siannı haykınyor. Bu ne demektir? Britanya malı »a6 ınct sahifeâe ) bilgi nktnttndır. Asd çektiğimiz sıkıntı buradadır.t Temelleri yenidsn kurulan bir yurt için bilgmin çok büyük bir değeri vardır. Biz orijinal, kendİliğimizden bir şey kuru* yoruz ve buna damgamızi vuruyo ruz. Bilgililerimîz az ve bu genis ve bin bir ihtiyaçlı yurt için az geliyor. Bu büyük sıkıntıyi, biz, en çok teknik ve amelî yerlerde duyuyoruz. Dıs ahsverişimiz bunun en göze çarpan bir örneğidir. Fakat, biz bugün yenilecek ve ezilecek sıkmtıyı bilivo • ruz. Arkamızda bırakhğmıız seylere bakarken, bütün sıkintılarımızi yeneceğimize inanmamak mümkiin değildir Yanm tehlikesi, yarıma karsı .ı • yanık bulunmakla dizginlenmis »a yılabilir. En büyük kudret inkılâp ruhunun gençliğini devam ettirmek* tedir. En büyük ve sarsılmaz temel, en essiz yaratıcı hız budur. Diri tarih bu hız damannda çarpar. M. NERMt zatlar bir arada.. Biz bu tezatlar berzahmdan henüz yeni çıktık. Tanrimatla baska, fakat ayni biçimde bir Avrupa berzahma girmistik. Bu, meshur Ali Baba'nın, «Susam açıl » hhsımı ile açtığı mağara içerisinp benzer. Bin bir yerden aşırılmış bir hay dut deposu.. Yatağanlar, zümrütler, yakutlar, inciler... O z&manki edebiyat dilimiz bunun tam bir aynasidır. Her dil, o budunun tarihi talihi demektir. Yarımlığın ne olduğunu, biz bütün acılıklarile denedik. Bunu tsmet Paşa gibi bir Türk Perik les'inin ağzmdan işitmek, bizi, ye niden dirilten bir seydir. Artık Türk ülkesinde yanmın saltanatına yer yoktur. Yarımhğı aşraak için ken dini bulmak ve kendi yolunda yü rümek lâzımdır. Yeni Türkeli, Tamın ülkesidir. tsmet Paşa, bilgmin rolünü, en açık bir şekilde anlatıyor: tÇekti ğimiz sıkıntı, açık manasile, para tızlık değildir. Çektiğimiz nktntt Cem Sultan Yazan: M. TURHAN Osmanlı tarihinin hem hazin) hem müheyyiç bir safhası... Senelerce Avrupa'yt ifgcd eden hâdise... Hırs, cinayet, harp, ihanet, elim esaret yılları ve kanlı bir aktbet... Baştcm baça heyecanlı maceralarla dola olan bu buyuk tarihi tefrikayt «Camj huriyet» gütunlarında okuya • eaknntz. roto Süreyyal 13 Neriman Hanımın boy resmı Bugün de Güzellik müsabaka sına îştirak edenlerden Neriman Hanımın resimlerini dercediyoruz. Foto Süreyya 15 Neriman Hanım Müsabakamıza iştirak etmek için cumartesi gününe kadar vesika a • hp ta şimdiye kadar resitn çektir