ö S El!! PAZAR OLA HASAN BEY (H &—— I Yeni Bir Moda l Yeni bir moda var, Bilmem siz de farkında mısınız?.. Kadın- lar başlarına geydik- leri berelerin kenarı- na birer marka ta- kıyorlar, Fakat bil- mem ne sebeple ise bu markalar gayet büyük oluyor.. Aşağı yakarı bir. yo * yo cesame- tinde.. Öyle ya, gözlü var, gözsüz var.. Herkesin dokuz yüz doksan dokuz metre uzaktan görün dok- san dokuz puntu büyüklüğürdeki harfi kolaylıkla okuması lâzim.. Ben hergün sokakta bu moda tenekesini başında taşıyan kadın- ların yözlercesine tesadüf ediyo- rum., Bazılarının. “K,, barfini okuyor, arkasınmı kendi kendime smet — hecalarile — tamamlayıp.. Kismetmiş diye şöyle bir gözden Zeçiriyorum. Bazan aynı barfi külüstür kelimesinia ilki addedi- yor, başımı çevirip geçiyorum.. Bazı başlardaki M hârfinden is- Mminin Melâhat olduğuna hükme- diyor, bakıp içimi çekiyorum.. Bzan da aynı harfin maymuna delâlet ettiği zannile dilimi çıkar- tıp alay ediyorum. S harfini.. Sabret muradına treceksin tarzında tefsir ettiğim gibi sana mı kaldım. Resim şek- linde de anlayıp hakarete uğra-” mış bir genç Aşık gibi üzüldü- #öm vaki oluyor.. N harfinde nasıl diye soran bir istilham manası buluyor. Şöy- le bir yukardan aşağı süzdükten sonra ya sağ elimin bâş parma- M uç uca getirip elimle enfes retini gösteriyorum.. — Yahut Ağzımı, burnumu buruşturup be Yenmediğimi anlatıyorum.. G harfini bir nüfus teskeresi gibi okuyorum.. Bazan genç, geçkin.. Velhasıl.. Hanım- lanın başlarında taşıdıkları harf- in neye delâlet ettiklerini hiç Yüçlük — çekmeden — anlayıveri- Yorum.. * Acaba kadınlar bu markaları h'İll'ıı'n:lı niye taşıyorlar.. Benim ildiğim marka mendil, çanta Ribi eşyanın Üzerine kaybolma- , bir başkasınınkine karış- Mamaları için konulur. Ve bu Markalar küçük, görünmiyecek kadar küçük olur.. — Berelerdeki koca kfıca harfler | Hasan Bey — İşte meşhur Zara ağa, KBeriman U. Amerikaya gidecek : Gazeteler Amerika seyahalinde sana rehber olabilecek en tecrübeli adam odur. Amerikayı bildiği gibi Hanyoyı Konyayı da öğrenmiştir. — Sinema İlânı Hasan Bey bir sinemanın önün- deki ilânı okudu. “Dalgalar arasında kadın, arzuyu umumi üzerine bir hafta daha kalacaktır. , Hasan Bey, kendi söylendi : — Ne vahşi bir arzul.. çırpınan kendine z z | herhalde bu sebepten ziyada başkalarına isimlerinin ilk harf- lerini öğretmek için — olacak.. Fakat bir harften ne çıkar?.. Bence kadınlar doğrudan doğ- ruya isimlerini — yazmalıdır. ki: Kendilerini görür görmez kırk yıllık ahbapmışız gibi isimlerile hitap edelim.. Hatta altına ad- reslerini de ilâve etmek ister. İzdivaçlarına — talip — olacaksak, istediğimiz zaman sokakta baş- larından okuyup cep defterleri- mize kaydettiğimiz adretse ken- dilerini kolaylıkla bulalım.. Nasıl böylesi daha iyi değil mi?. P. Ö, H, B. "';'.lâılnrmı Hasan Bey kaç gündür vucudum ateş pibhi KHŞ şikâyet etme azizim, bu soğük havada - odun, kömür S MAt elt lammartsan Nakşi Beraba Benzer Dönüyor hiç durmadan, Dünya dolaba benzer. Bunaltır bizi her an; Keskin şaraba benzerl.. Anyan mutlak bulur, Bir çok geyler uma'ur; Varken birden " yok olur, Para seraba benzer. Güzeller çok sevilii Aşk nedir onlar bilir, Görenler bep eğilir; Çünkü mibraba benzer.. Bazan sarar — saçağı, Ne olsa geçer çağı; Sararır her yaprağı, Eski kitaba benzer.. Nedir bugüne değin ?, Herkesten, istediğin, Hazan senin dediğin; Nakşi beraba benzer.. P.O. H. B. Buhran Hasan Bey geçenlerde Al- manyaya kadar bir seyahat yap- mıştı. Almanyadaki iktisat buh- ramının ne - derecede — olduğunu anlamak istiyordu. Tanıdığı bir iktısatçıya sordu.. kluntçı. Ha san Beye bir gün sonra istediği malümatı vereceğini vadetti. Ertesi günü İ!('Ai beraber bir otomabile — bindiler, — Otomobil stadyümun önünde durdu, İçeride bir futbol maçı vardı. binlerce kişi maçı seyrediyordu. Hasan Beyle İktısatçı da seyrettiler. Ha- san Bey bir aralık sordu: — Bugün siz. bana iktısadi buhrandan bahsedeceğinizi vadet- miştiniz. g — Evet enun için sizi buraya getirdim. Yü — Yaza!.. Sizin memleketin iktısadi buhratı futbol maçında mı öğrenilir? — — Evet, bizim —Almanyada şimdi bepsi böyledir, yirmi iki kişi çalışıp yorulur, binlerce kişi de onların çalıştığını seyreder!. Rozet — Hasan Bey sütçuler, ay başından itibaren — göğüslerinin gözükecek bir yerine birer rozet takacaklarmış, ne dersin sütçü- ler için en iyi rozet şekli ne olabilir?.. — Bir su bardağı!... yordu: —a7 Yaşadık — Yaşadık Hasan Bey, ya- şadık, Bundan sonra zengin ola- cağız. Atlar, otomobiller, apar- tımanlar, neler, neler, neler 7.. — Ne oldu hazret anlat ba- kalım.. — Daha ne olsun Hasan B. Cebeliberekette bir altın madeni keşfedilmiş.. — Brak azizim, ben de pa- rası çok, aklı az iki kız kârdeş buldun birini sen, birini ben ala- cağız diye sevinmiştim.. Yo-Yo Yo- Yo meraklısı bir dostu Hasan Beye maharelini anlatı- — Hasan B. Yo-Yo'da benim yaptığımı herkes kolay kolay ya- pamaz, birçok figürler biliyorum, Yo-Yo'yu kaldırınca dört metre uzağa kadar alıp yine tutuyorum. Hasan B. bu da birşey mi gibi omuzlarını silkti.. n — Okadar mühim değil.. Sen gel de bizim Acem kahveciye sor, Yo-Yo'yu bir atışta Tahran'a ka- dar gönderiyor, sonra da geri alıyormuş. Hatta Ye-Yo çıkalı Tahran'daki — kardeşine Yo-Yo ile mektup bile gönderip yine Yo-Yo ile cevabım alıyormuş.. — ——— Mezbaha — Hasan Bey şu belediye meclisindeki mezbaha münakaşası için senin fikrini öğ- renmiye geldim.. — Aman hazret © bahsi hiç açma!.. — Neden Hasan Bey, mez- baha me- selesi hepimizi alâ- kadar eder; Tevfik Salim paşa — neler Ş söylemiş haberin yok mu?.. — Var, var ama, vali beyin gazetelerdeki beyanatını okuduk- tan sonra, — korkumdan ağzımı açamıyorum.. “ Mezbaha bütün vatandaşlara açıktır ,, diyor.. Eskiye Rağbat Mısır Çarşısının bir kısmı sar katlanmış yıkılmak tehlikesi var- miş, gazeteler bu havadisi uzun uzadıya yazdılar. Hatta çarşının tarihinden bile bahsedenler oldu. Çok eski zamandan kalma bir esermiş.. Geçen gün Hasan Beyle konuşurken kendisine anlattım.. — Eski bir eser Hasan Bey, yıkılmaması için derhal tamire başlünmalıder. Hasan B. güldü: — Vazgeç azizim, dedi, eskiye rağbet olsaydı Bitpazarına mur yağardı. Güzellik Müsabakaları Hasan Bey bir gazetede gü- zellik müsabakasını kazananlara verilecek mükâfatları okudu.. * Birinciye 1000 liral. , “ İkinciye 400 liral.. , “ Üçüncüye 200 lirat.. , Yanındakilerine sordu.. — Acaba bütün — mükâfat bu mu?.. — Öyle olacak Hasan Beyl. — Böğenmedim. Hiç olmazsa ellinciye kadar da birer kartpos- tal vadetselerdi. Nişancı Komşusu Hasan Beye oğlunu şikâyet etti.. — Şimdi sizin evin önünden geçiyordum.. Birisi arkamdan bir taş attı. Her balde oğlunuz olacak .. Hasan Bey sordu: — Taş bir yerinize geldi mi? — Hayırt.. — Öyleyse — benim — oğlum değildir.. O atmış olsa muhak- kak vururdu.. — mama — Hasan Bey, bu soukta Üşümemeak için atkılara sarıldığın halda ne diye paltonun, caketinin önünü Hiklemedin?.. — Ne yapayım, hazret ne kacar düğmem varsa evde ko- parıp Yo-Vo yaplıları.