j r ,eteğini çektiler, A VE AY e Yy e Sehrimizla Abdülhamit Büyük Bir Korku Ve Endişe İçinde Kıvranıp Duruyordu SON POSTA TM. iş Çanakkaleye . Mütemadiyen Telgraf Yağdırıyordu Muharriri X- Her Hakkı Mahfuzdur —Ni— — Vallahi de Hamit, billahi | de Hamit. Sor yahu... Diye bağırdı. İş büyüyecek, belki de çok müessif neticeler verecekti. Bereket versin, diğer maznunlar, bahçıvan (Hamidin Onu sükün ve söküta davet ettiler. Asıl kızılca kıyamet, Avnullah Beyin müdafaasında kopmuştu. O garip kıyafetile arzı endam eden Avnullah Bey, şunlardan be bele Febim Pş. ile İzzet Pş. hakkında, işitilmemiş (küfürler ediyordu. Sözlerini, adalete temas eden ayetle ve hadislerle sösliyen Avnullah B. uzun bir hitabe bâ- linde müdafaasını söylüyor; bir- kaç defa reisin susturmak iste- mesine rağmen sözlerine devam ediyordu. Tam bir ihtilâlei ruhu taşıyan bu ateşli adamın sözleri, uibayet : — Zalimin zulmü varsa, mazlü- İ mun Allahı var. Mazlüma zulmet- ' mek kolaydır. Lâkin, yarın hak- kın divanı var... Allahü ekber ve Killâhilhamt... Tekbirile söndü, bütün mah | keme (o salonuna, derin bir | siküt hâkim oldu. Bu esnada samiin kütlesi aramnda, gizli | hıçkırıklar işitiliyordu. Fakat, ne Avnollah Beyin bu cilâdetkârane nutku ve ne d: adaletin hükmü para etmedi. müzakere odasına çekilen heyeti hâkime, tekrar mahkeme salo- nuna geldi. Evvelce bazırlanan hüküm, bütün fecaatile maznum- lara töbliğ edildi. Bu hüküm mucibince, Avnullah Beyle, Şeh- zadebaşı vak'asının kalbıramanla- rından olan Osman, Ali, (mücbbeden) ve diğerleri de muhtelif derecelerde hapis ceza | una mahküm edilmişlerdi. İstanbulda bu hâdiseler cere-. | yan ederken, (İzzeddin) vapı- runun geniş pervane paltları da mütemadiyen denizi dövüyor ve bu müzeyyen, fakat harap tek- | neyi engin denizlere doğru si rüklüyordu. Kazanı akan, istim boruları kaleye ancak iki günde gidebil- mişti. Bu iki gün zarfında Abdül | hamit epeyce telâş yöstermiş, va- » (Mavasalat edip etmediğini belki onu on defa telgrafla Çanak- kaleden sordurmuştu.. Abdülhami- din bu endişesi iki noktaya matyftu. Biri, yolda bir kazaya uğrarlarsa, ecnebilere karşı ne cevap vere- ceğini düşünüyordu. Diğeri de Fuat Pş. taraftarlarının bir manevrasile vapurun bir sahile yanaştırılarak Maruf Tüccarmdan GUSTAVE WIDMANN Elehdinin vefatetiği kemali tess- sürle haber alınmıştır. Cons»e worasimi bugün saat İl,ö da Poriköy Lâtin Kabristanı kilisesinde icra olusacağından merasimde bulun- mak istiygulerin mahalli o mezkürda bulunmaları ve İşbu ilânın davetiye makamında edilmesi rica olunur. müdafaa | esnasında ağzına geleni söylüyor, | Allahü ekber. | Yarın saat kadar | Toma | bezlerle sarılı olan bu | köbne ( Saltanat vapuru ), Çanak- | telâş içinde idi. Mütemadiyen yanan kömür, daha Midilli açık- larında tükenmiye yüz tutmuştu. ( Sakız) adasının önüne gel- dikleri zaman, kömür ambarları tamameu boşalmıştı, Halbuki da- ha yolun yarısına bile varma mışlardı... Süvari ne yapacağını düşündü. Hiçbir iskeleye uğra- mamak için aldığı emir, kat'i İ idi. Buna binaen kabil değil, s- | hile takarrüp edemezdi. | zamma | Fuat Paşanın & kaçırılmasından korkuyordu. Nihayet, © vapurun göründüğü, Çanakkale mutasarrıfı ve boğaz muhafızı tarafından ayrı ayrı telgrafla haber verildiği zaman hünkâr müsterih oldu. Vapur, Çanakkalede hiç te- vakkuf etmeden geçti. Artık Ak- denizin engin ufuklarına doğru ilerlemek istiyor, çifte bacasından buram buram siyah odumanlar taştığı halde kabil değil saatte beş milden fazla gidemiyordu. Vapurun o süvarisi ile zabitanı, min — —— Yarın akşam 5 ARTİSTİK | Sineması: Rus edibi DOSTOTEWSK Y'nin Meşhoır romanı KARAMAZOFF KARDEŞLER (Arkası var) A»AK>DToZ 2 sözlü ilen birden İ kağan Darsi Ibedayi artist Fransızca sözlü ve şar takdim edecektir. Mümet Mütevehhiş - ve manidar FRİTZ KORTNER ve dilber Grouchenka rolünde ANNA STEN ve FRITS RASP " MELE| E Kös emma m En büyük Paris muvaffakıyeti OTOMOBİLDE iZDiVAÇ (Paris - Medilsranee ) JEAN MURAT'w DAKTİLO, AŞKA TÖBE filimleri gibi en fazla wuvaffak olduğu ve ANNA BELLA - DUVALLES ve BÜTÜN RİVİERA... ile beraber temsil ettiği eğlenceli ve şen bir filmdir. İlâyeten : Paramount Jurssl ve İpekflm gezstesi tırafınlan sinemaya İran Harie ye Nazırı Fâragi e Tevfik Rüştü Beyin m alınan Ankarı'da Cumhuriyet Bayramı ve Hansa İsmet ve Kâzım Paşalar Hazeratı wüâkatlar, intibaatı, İM Yerierinizi evelden terin Yerlerinizi evelden temin ediniz. $ > Talebi umumi üzerine e yı EE PTAMRA Sİ LHAMRA ,Sineması ve CLİVE BROOK tarafmdan temsil edilen mühim, muazzam ve merakaver ŞANGHALI EKSPRES filmini Dir örmemiş olanların görmelerini teminen aç gün daha gösterecektir. İlâveten : Me Dj va İpekfilm gazetesi tarahudan sinemaya alman Ankarada Cumhuriyet bayramı ve İran ye nazın Mesa İsmet ve Kânm Paşalar Hazeratı ile Tevfik Ri İD mülâkatlar, intibantı, KADINLARIN SEVGİLİSİ Nefis şarkıları havi sevimli bir operet... » FERAH SİNEMADA | 60 kişilik kadrosu ve 15 kişilik bale heyeti ile SÜREYYA OPERETİ 3 Teşrinisani Perşembe 4 Teşrinisani Cema günleri lerayi ssa'at sdecektir, Gelibolu Kıyılarında A-T- 80 Numaralı Casus... ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Yüzbaşı Lâvrens sordu: — Burada ne ariyorsunuz? Entelicens servis bürolarının her- kese açık bir kahvehane olmadı- ğını bilmiyor musunuz? Sefil adam, muhatabının cid- diyeti, vaziyetin nezaketi karş sında gayrı ihtiyari selâm vaziyeti aldı. Fakat şu garip cevabı ver- mekten de çekinmedi: — Con Edvards için herşey mümkündür, Bu cür'etkâr sözler, Yüzbaşı Lâvrensin hoşuna gitti, güldü. Bu gülüş, meçhul ziyaretçinin cesaretini arttırdı ve şu vak'ayı anlattı; — Ben, dedi, Londrann en sefil mahallesi olan Vhitechapelde doğdum. Müşterisinin ekseriyeti Çinli ve Zencilerden mürekkep bir otel işletiyorum. Birkaç za mandanberi zabıta oötelime mu sallat oldu. İddia ediyor ki ote- limde, gizlice, “kadınlar arasında boks maçları tertip edilmekte ve birtakım zevk düşkünü adamlara seyreltirilmektedir. e Hayatımdan bıktım. İstiyorum ki Londradan ayrılayım, büviyetimi kaybedeyim ve yepyeni bir adam olayım! Bir insan tezkiye edilmiş olsa, i bundan daha berbat bir hayat İ sahibi olamazdı. Yüzbaşı Lâvrens hem bunu, | hem de insanların bazan ne sefil derecelere düşebildiklerini düşü- | müyordu. Dalgın, dalgın sordu: — Demek memleketinize hiz- met etmek istiyorsunuz? — Evet — Size her emredilen şeyi İ yapımıya razi mısınız? — Evet, Sir. — Alâl Şu İncil üzerine ye- min et, bakalım. — Yemin ediyorum. — Öyle ise bugünden itiba- ren türkçe öğreneceksin. Entelicens servisin şimdilik senden istediği budur. Ve ayni gün, Con Edvards A. T. 80 işareti ile Londra civarında ! Devonshiredeki casus mektebine kaydedilmişti. İki gün sonra ise, Vbitechapel polis merkezi,madam Edvardse bir tezkere göndererek kocasını sokakta ölü bulundur ğunu, cenazesinin de belediye ta- rafından techiz ve tekfin edile- rek gömdürüldüğünü bildiriyordu. * Enteliceus Servisin A.T. 80 numaralı memuru iki sene müd- detle Devonshire casus mekte- binde iki sene kaldı, büyük bir inat ile hergün birkaç saat türk- çeye çalıştı, şimdi sıra türkçe lisânının pratik kısmını öğrenmi- ye gelmişti. İstanbula hareket etmesi bildirildi. Con Edvardsın Beyoğlunda bulunduğu müddet zarfında ne gibi vazifeler gördü maalesef meçbuldür. Fakat büyük harp patlak verdiği zaman bu adamın izine o Çanakkalede tesadüf edi- liyor. Filhakika Con Edvards 1915 senesinde Çanakkaleye asker çı- karıldığı zaman İngiliz ihraç kuv- vetleri kumandanlığınm emri ak tında bulunuyordu. Vaziyet na- zikti, Çünkü, Türk ağır topçusu, İtilaf Devletleri donanmasına bir bayli zarar vermiş, bir zırhlı, iki Fransız krvazörü birkaç (saat içinde Çanakkalenin mavi suları lüzum gösterdi. Bu memurun ve zifesi, düşman ileri Oo hatlarının vaziyetini mümkün olduğu kadar tespit edecek, ağır topçunun yu- valarını anlıyacaktı. Bu vazife tehlikelerle dolu idi ve büyük bir cüret gösterilmesini istiyordu. Bu işi Con Edvards üzerine aldı. Karanlık bir gece, küçük bir Avigo A. T. 80 numaralı İngiliz casusunu (o Gelibolu kıyılarında karaya çıkardı. A. T: 80 dilenci kıyafetinde idi. Yerde sürünerek Türk ileri siperlerine kadar 80- kuldu, Fakat aksi bir tesadüf neticesi olarak bir keşifkolu ile karşılaşmıştı. Türk müfrezesi Con Edvardsı yakaladı, derhal kurşu- na dizmiye hazırlandı. Fakat Entelicens servisin me- muru çok açıkgöz bir adamdı. O derece mükemmel bir Müslü- man dilenci rolü oynamıya mu- vaffak oldu ki müfreze kuman- danı herifi serbest bıraktı ve bu suretle sahte dilenci, bir ây müd- detle Gelibolu civarında dolaştı, ağır topların yerlerini tespit etti, Sonra yine bir gece, sözleşilmiş olan saatte kendisini Türk sahille- rine götürüp bırakan küçük bir harp gemisine mülâki oldu. Fa- kat itilâf gemisinin şüpheli bir surette sahilde dolaşması Türk topçusunun nazarı dikktini celbet- mişti. Küçük gemi müthiş bir mermi yağmuruna tutuldu, Ba sırada Con Edvards da kulağın- dan yaralandı. Fakat hayatın kurtarmıya muvaffak oldu. Bu hâdise, onu bir kulaktan etmişti. Fakat verdiği rapor sa- yesinde, Boğazı müdafaa eden Türk istihkâmlarından üçü de susturulmuştu. Vhitechapelin ser- seri ue uslanmaz serkerdesi, şim- di emeline muvaffak olmuş, baş- ba bir adam “m leğini yerine geti ve meydanında hi terfi — rilmişti, I8u adamdan, başka bir mü- nasebelle yine bahsedeceğiz. | Akşehirde Çok Korkunç Bir Cinayet İşlendi ( Başturafı 1 inei sayfada ) Bu dişi canavar cinayeti bitir- dikten ve ölüm tamam olduktan sonra Mustafa arabayı hazırlar ken o da maktulün ipini sıkıla” mış ve bir şişeye bir miktar gaz yağı koyup (hazırlamış, sonra Mustafa ile birlikte ce- sedi arabaya yüklemiş ve köye bir saat mesafede Çobandamı denilen ıssız yere götürmüştür. Çobandamında (o evvelce hazır lanmış olan kuru kamış yığın içine ceset gömülmüş ve yığın alttaraftan © ateşlenerek (oyakıl- mıştır. Mustafa ve Servet bütün bu işleri bitirdikten sonra kaç- mışlardır. Cina; ancak ertesi gün haber . almiş, oçobanlar savrulan küller aram yank kokuları neşreden ce sedi işlerdir. Jandarma ve Müdaliamunille derhal takibata ve en vahşi insanların tahammül edemiyecekleri bu feci cinayeti işliyen kadını ve Mustafayı kısa bir zaman içinde yakalayıp adaletin pençesine tev- di etmişlerdir. — Necmiati Doğum Samsun Halk kütüphanesi s- hibi Kökçü zade Mahmut Necati arasında kaybolup gitmişti. İngi- | Beyin bir oğlu dünyaya gelmiştir. dar memura lix amirali, Türk ——— ka- vi tesmiye edilmiştir. Teb erişebilecek rik ederiz.