bi Pi a —&îöi'ğ:?o?şi —e — , Kiırşehirde Tabagat Efsanesi Kırşehir ( Husust) — Memle- | 'Mütemadi Bir Surette Mektepler, Şo- rüler, Parklar Yapılıyor ketimiz tabagata gayet elverişli olmasına rağmen garip bir efsane yüzünden bu san'ate itibar edil- | mezdi. Efsaneyi anlatayım: Burada bir zamanlar tabagat k inkişaf etmiş hatta Ahi Evran Ş,eli isminde bir san'atkâr taba- gatte Ün salmıştır. Zamanın ida- | resi Evran babanın bu işine mâni olmuş, Evran baba da: — Bu memleketle — bundan sonra tabaklık tutmasın! demiştir. Sonra zamanla tabakhaneler kapanmış, yalnız Evran babanın türbesinin bolunduğu yere verilen ( Tabaklar Mahallesi ) isminden başka memlekette tabagatin nam ve nişanı kalmamış, herkeste bu bedduanın tesirine inanarak her hangi bir teşebbüste bulunma- mıştır. Fakat artık hurafeler ve ef- sanelere kanacak devirde olma- dığımız için tabagatin teesslisü için ufak tefek cereyanlar baş lamış, neticede de bir tabagat fabrikası tesis edilmiştir. Beş altı ay zarfında fabrika fevkalâde muvaffak olmuş, şehrin deri ihtiyacı temin edildikten sonra civar vilâyetlere de ihracata başlanılmıştır. Fabrikaların deri- leri her gittiği yerde ragbet bul- | maktadır. Şimdiye kadar memle- | kette çürüyüp kalan ham deriler de bu yüzden kıymetlenmiş ve kalk için yeni bir iş açılmıştır. Muşta Yeni Muallimler Vazife- lerine Başladılar Muş ( Hususi) — Şehrimiz fikmeteplerine tayin edilen mu- alliniler gelmişler ve tedrisata başlamışlardır. Birinci mektepte bir talebe kooperatifi tesis edil- miştir. Müfettiş Hikmet B, bütün mektepleri gezmiş, muallimlere yeni ders senesinde takip ede- ırniıurA Cümhi bi ülh;: v ir. uriyet bayramın Akın piyesi temsil edilmiştir. Bozdoğanda Milli Tasarruf Cemiyeti Bir Şube Açtı Bozdoğan (Hususi) — Burada Milli İktısat ve Tasarruf Cemiye- tinin bir şubesi teşkil edilmiş, Kaymakam Sami, Avukat Refik, Maarif memuru Osman, nüfus memuru Hüsnü, tütün inhisarın- dan Ali, terzi Tevfik, kunduracı Necip, demirci Süleyman, saraç Kâzım, berber Memet — Beyler idare heyetine seçilmişlerdir. Tokatta İnşaat Tokat, (Hususi) — Şehrimizde belediye hararetli bir faaliyete, inşaat —ve tamirata N Büyük caddeler parke olarak inşa edilmekte ikinci sınıf cad- deler tamir olunmaktadır. Kır_lîa__ğ_açta Bereket Yağmurları Herkesi Sevindirdi Kırkağaç, (Hususi) — Bere- ketli yağmurlar başlamıştır. Bu- rada henüz tütün piyasası açıl- mamışlır. Gelen şiketler 120-130 kuruş üzerinden piyasayı açmak istemekte, fakat müstahsiller 200 — kuraştan aşağı tütün ut.mauıl — hususunda israr etmektedirler. - KĞ e Bigada Maarif Ve İmar Biga, (Husu- si) Burada şayanı takdir bir seler, Köp öi Pa gindir. Bilhassa | barile ç.nlı zen- İstanbula ihracat | imar ve maarif faaliyeti vardır. yıpılılıktıdır. | Çanakkale kaza- Mey va uım | ları arasında en Hacıyusuf tabir fazla yeni mek- edilen elmalar- | tep yapan kasa- mızın — Bigadan | ba Bigadır. Ayın başka yerde ve- yirmi — dördüncü Hştirilmesi —ia- günü de 12 bin lira bedeli ke- ""';ı'"" & şifli ve altı ders- a ga MA haneli büyük bir atika ıhbıı—_ıle binanın inşasına de çok zengim başlanmışlır. Bu — Blgada bulunan ve İslanbul müzesine gönderilen İskender —— dir. Büyük e- sene — köylerde ve Dârâüya ali kiymetli eserler kenderin Dârâ- de dört büyük mektebin inşası bitmiştir. İnşaatı evvelce biten 12 mektepten başka yeniden 8 mektep inşa edilmektedir. Biğa - Canpazar şosesinin Emşe - Katrancı yolunun inşasına bir ay evvel başlanmıştır. Bu şo- senin yalnız yedi kilometrelik bir kısmında 42 tane beton ve taş köprü vardır. İki sene evvel bi- yük çayın taşması yüzünden yr kılan büyük köprü yeniden ve çok zarif bir şekilde inşa edilmiş- Çânkırıda Yegâne Eğlence YeriOlan Sinema- nın İslahı Lâzımdır Çankırı ( Hususi ) — Buranın yegâne — eğlece yeri sinemadır. Şehrin biricik sinaması haftada ancak bir iki defa sinema gös- terdiği için çok kalabalık olmak- tadır. Fakat sinema binası fenni ve gıhbi şeraite uygun değildir. Bir tehlike vukuunda halkın kolayca çıkabilmesi — temin — edilmemiş, tehlike — vukuu ihtimalinin — önü alinmamış, — sinema — dahilinde sigara — içilmesi — menedilmemiş, tuvalet salanları inşası düşünük memiştir. Belediyenin bu mesele ile alâkadar olması ve binanım, en lüzumlu sıhhat ve fen - şartlarına göre — tadil edilmesi temenni olunmaktadır. Somada Feyizli Yağmurlar Soma ( Hususi) — Altı ay- danberi devam ıdenwhı'ıldıkw bitmiş, feyizli yağı muşle. Çifiçiler yağmurlara çok sevinmektedirler. Diyarbekirde Zabitan Yurdunun Küşat Resmi Diyarbekir, (Hususi) — İnşa- atı ikmal edilen Zabitan Yurdu Salonu merasimle küşat edilmiş, Kemal Sahir ve ları He- yeti tarafından bir müsamere verilmiş, müsamerede beş yüz kişiden fazla davetli ve seyirci bulunmuştur. tir. Bu köprünün açılması evvelce büyük müşkülâtla yapılan müna- kalâtı yeniden temin etmiştir. Elektrik fabrikasının bulundu- ğu eski kabristanda çok güzel bir park vücuda getirilmiş, ka- saba baştanbaşa elektrikle tenvir edilmiştir. Bigada yeni bir aygır depo- su tesis edilmiş ve at cinslerinin ıslahı için teşkilât vücuda geti- rilmiştir. — Kasabamız zirai mahsulâtı iti- I Sıvast.; z , Muallim Mektebinin Spor Teşkilâtı Çok Kuvvetlidir Sıvas (Hususi) — Erkek Mual- lim Mektebinde spor teşkilâtı çok küvvetli ve faal bir halde- dir. Voleybol ve Futbol takım- ları muntazaman ekzersir. yap- maktadırlar. Her iki takım Şşim- Fena Bir Tetavüz Vak'ası Yapıldı Susığırlık (Hususi) — Geçen- lerde müessif bir hâdise olmuş, Sölecek köyünden Mehmet kızı Hacer Yıldız. köyünden avdet ederken Sultançayırı köyünden Numan oğlu Şaban, Mustafa, Veysel ve Aziz önüne çıkmışlar, ellerini, ayaklarını bağlayıp ıssız bir yere götürmüşler ve sonra serbest dır. — Hacer başına gelenleri köyünde anlat- tıktan sonra jandarma harekete geçmiş ve bu düört mütecavizi yakalamıştır. ı ! yı mağlüp — ettiği — Gramikos ovasında birçok eserlere tesadüf edilmekte, üzerinde İskenderin resimleri bulunan paralar her yerde mebzülen bulunmaktadır. Geçenlerde Kemerköyünde bulu- | nan ve eski Romalılara ait oldu- | gu anlaşılan fevkalâde musanna lâbit İstanbula gönderilmiştir. Di- ğer eserler Çanakkale müzesi ne gönuderilmektedir. Çanakkale mü- zesi yakında Türkiyenin cn zen- gin müzelerinden birisi olacak tır. Geredede Reşad—iire kö;ü Bir- çok Kaza Merkez- lerinden Güzeldir Gerede, (Hususi) — Bu hafta Reşadiyeye (hdır bir gezinti yaptım. Reşadiye Gerede - Bolu şosesi Üüzerinde yüz elli haneli yet güzel bir köydür. Köyün ir tarafı dağlık, diğer tarafı da göldür. Reşadiye civar kaza ve vilâyetlerin sayfiyesidir. Köyde tam devreli bir muhtelit mektep, büyük ve işlek bir de çarşı vardır. Köy balkı, kadınları da dabil olduğu helde mütemadiyen çalır şan insanlardır. Her perşembe günü bu köyde pazar kurulur, hararetli alış veriş yapılır. Göl- den balık avlanmakta, civar ka- sabalara nakledilerek —satılmak- . Bolu - Gerede hattıma işliyen otobüslerin yirmi tanesi bu e aittir. Köy bu hat üzerinde ta bir istasiyon mesabesindedir. Bu vaziyet köyün iktısadi vaziye- ti özerinde büyük ve hayırlı bir tesir yapmış, ve yeni yeni ticaret usullerinin tcessüsüne hizmet et- miştir. Reşadiye istikbalde bir nahiye merkezi değil, hatta bir kaza merkezi olmıya namzettir. Gemlikte Bereketli Yağmurlar Yağıyor Gemlik, (Hususi) — Pazartesi günü başlıyan yağmurlar hâlâ devam etmektedir. Yağmurların zeytin mahsulü için de faideli olacağı — tahmin — edilmektedir. Çünkü henüz mahsul idrak edil- memiştir. a ü füsahabe | Eski . ! Yazdıklarımızı Okumak... Nurulluh A6 Şimdiye kadar gerek gazeti lerde, gerek mecmualarda ya dıklarımı, birkaç defa niyet et miş olmama rağmen, bir - türli toplıyamadım. — Onları saklamif olsaydım zannederim şimdi irid€ bir tomar olurdu ve ben ona ba tığım zaman: “İşte bu da beni eserimi,, diye belki bir — iftihaf duyardım. Belki arasıra o tamar” dan bir kâğıt çıkarır, eski düşüm” düklerimi, yani geçtiğim yolu ha tırlar ve ancak hatıraların verdi; beyecanı tadardım... Fakat yat' dıklarımı saklamadım ve zan derim ki, gösterdiğim ihmale pif'| man olmama rağmen, bundafi sonra da saklıyamıyacağım. | Doğrusu, iyice düşününce, bi okadar da teessüf edilecek bif şey değil Çünkü eski yazılarr| mızi tekrar okumak bize hatırâ* nn heyecanımı verir amma b taraftan da bizi, yine hatıralaf gibi, esir edebilir. Söylediklerk mizi untutmak, yeni hükümlef| — verebilmek için dünkü bükümler| rimizden kurtulmak daha iyi d& ğil midir? Birkaç sene evvel bef* hangi bir eseri okurken oni güzelliğini veya çirkinliğini izal için bulduğumuz — sebepler iyi| — dikkat etmezsek (bize birer küli| kaide gibi gözüküp bugün oku'| yacağımız yeni bir eser ha daki hükmümüze de tesir ed bilir. Ohalde onları — unutmaf| — daha hayırlı olmaz mı? Yazılarımızın daima taze kak| masını istiyorsak onları toplamr” yalım, günlerin rürzgârma salı' Öyle değil... İ Tanıdıklarımdan bir genç, 80 bir sene içinde yazdık' nn bif| yük bir kısmını toplamış. Geçelf' _"' lerde istedim, bana verdi. men hemen hepsini tekrar okt düm. İtiraf edeyim ki bu imtff handan memnun olarak - çıkmf| dim. Hepsini değilse de bazılf P rını, — hatta birçoğunu — sevt p — rek yazmıştım; — onları düşüf| — dükçe içimde gürura benrer P bis duyuyordum. Onları, belf en memnuniyetle hatırladıkları! beğenmedim. Herkesinj kendisit') — az çok itimadı vardır, her m harrir yazdıklarımın değerli, bf kes düşündüklerinin doğru old ğunu zanneder. Bu zan, herke$” beraber, bittabi bende de vard Fakat ilk heyecan geçin€ kendi kendimizi de, bir der-cef'| kadar, tenkit edebiliriz. Ab! yazıları ben yazmasaydım da b * ka biri yazsaydı onları tenkitl' kusurlarım — saymaktan, d hkları, insicamsızlıkları ile etmekten — kim — bilir nel zevk duyardım!.. Kim bilir, y& larımı belki kendimi bırpalami? mak için saklamıyorum. O yazıları saklamamakla dimi değil, izzeti nelsimi kof” muş oluyorum. Fakat saklast? |— dım, arasıra okuyup ta kust | larımı araştırsaydım, belki 00!' tashih edemezdim amma en V| yük zevklerimden birini, ara$ kendisi de bırpalamak - zevt | tadardım. Kendini beğenmi”" başkalarına karşı daha bür 0? k el h AĞERİ,