ğ ÜR e. — U, L N AAT Ha F Va * e O a , M YN ÇŞ n a y he —" d N aa Gi AĞi S A HLA Ş ake ; « İ — 10 Sayfa A ÇANAKKALE Tegiltere Hükümeti tarafından Gazi Fz.ne hediyo edilen eserin tercümoaf — VOÜ bez Yazan: Cenerat Oglander | İngiliz Donanması Acele Mi Davranmıştı ? Daha mühimmi, yarımadanın Adalar denizi sahillerinde karaya çıkacak mahfuz mahallerin bu- lunmaması idi. Açık sahiller ve derme çatma iskeleler yüzünden Müttefikin kıtaatı havanın ve denizin — tahavvülâtına mahküm bir vaziyette idi. Bereket versin karaya çıkalıdanberi havnlar ga- yat iyi gidiyordu. Fakat nerede ise bozulacağına dair alâmetler görünmiye — başlamıştı. Bundan maada sahiller düşman ateşin- de de mahfuz değildi. Bütün is- keleler topçu Aateşine maruzdu ve ancak düşmanın cephanesinin- azlığı sayesinde gündüz vakti bu iskeleler üzerinde — çalışılabiliyor- du. Daha fazla Türk cephanesi geldiği takdirde en büyük teh- likeyi Anadolu bataryaları teşkil etmekte idi. Çünkü bunlar yal- nız sağ cenaha deği!, fakat ayni zamanda — Fransızların — ihtiyat kuvvetlerinin bulundukları saha- ye da hâkim bir vaziyetla idiler. Her şeyden ziyade, Almanlar tahtelbahirleri korku veriyordu, Bunlardan ikisinin Cebelitarık bo ğazından geçtiği haber verliyordu. Hava sakin ve düşman top- çuları da gayrifaal bir halde bu- lundukları müddetçe orduyu besle- mek ve karaya cephane çıkarmak meseleleri endişe veriyordu, çün- kü gemiler sahile yakın bulun- makla ve ihtiyaç hâsıl oldukça karaya erzak çıkarılabilmekte idi. Harp gemileri de sahillere yakır bir mesafede demirleyip icabında orduyu bhimaye edebilecek — bir vaziyette idi. Bundan maada nak- liye gemileri de tam bir emniyet dahilinde demir mahallerinde ka- Jabiliyorlardı. Fakat düşman tah- telbahirleri gelirse vaziyet büs- bütün değişecekti. Büyük gemiler Moadrosta barınmıya mecbur ka- lacaklar ve bu suretle sahai harp ile erzak ve cephane merkezleri arasında büyük bir mesafe bu- lunacak ve azim müşkülât baş- gösterecekti. Binaenaleyh Bahriye Neraretince başkaca tedbirler düşünülmediği takdirde kardaki orduyu donanmanın ağır topları ile himaye keyfiyeti gayet müşkül olacaktı. Akdeniz kuvvei - seferiyesinin * mayıs ortalarındaki perişan ve hatta tehlikeli vaziyeti, kısmen donanmanın — martta — Boğazları e— — A Resim — Fahlili — Kuponu Tabiatinizi — öğrenmek resminizi S adet Kt günderinis. — Resminiz kızaya tâbidir. ve Zada edilmes | vi çamak eee , ibim, meslex veya Ban'at” Bulunduğa memloket isliyorsanız kupon ile bic: nn dalağa edecek m: ? Hosimin klişek 3O — buraylur Wmukabiliade gön dec 5 Kuz İ bombardıman ederek Türkleri iki ay evvelinden ikaz etmesi ve kısmen de marttaki bombardı- mandan sonra karaya çıkacak olan kuvvetlerin gittikçe artan düşman — hazırlıklarına — tekabül edecek bir miktara iblâğ edil- memesi yüzünden bâsıl olmuştu. 18 marlta donanma tarafın- dan yapılan hücum ordunun ta- mamile hazırlanmasına ve hava- ların düzelmesine kadar - tehir edilmiş olsa ve ondan sonra da, düşmanın — hazırlıksız. ve hatta habersiz. bulunduğu bir sırada, ani olarak hem karadan ve hem de denizden taarruz edilse idi, biç şüphe yok ki ilk hamlede kat'i bir muzafferiyet elde edi- lirdi. Türklerin bu baptaki resmi neşriyatında — bile - 25 şubata kadar — yarımadanın herhangi bir noktasında muvaffakıyetli bir surette karaya — çıkmak — kabil olduğu gibi, bu kuvvetler vas- tasile Bogazları karadan zaptet- mek te nisbeten kolay olabilirdi.,, denilmektedir. Fakat donanmanın bombardımanı ile ordunun kara- ya çıkması arasında geçen iki ay bu “nispeten kolay ,, ame- liyoyi son derece müşkül ve hatta imkânsız bir hale koymuştu. Enver Paşanın tabiri ile Jeneral Hamilton ayakları ile ipliği iğneye geçirmek mecburiyetine düşmüştü. Fakat ordunun muvaffakıyet ihtimallerini asıl selbeden âmil bt iki aylık mühletin verdiği meticeler değil, fakat bu netice- lerin gerek İngilterede, gerekse sabâi harpte takdir edilmemiş olmasıdır. 1915 senesinin bidayetinde aktedilen harp meclisinin nekadar müşkülâtla karşılaştığını, nekadar endişe içinde bulunduğunu tarif etmek mümkün değildir. Nazır- istiksal edildiği iddia edilen mus vaffakıyetleri, müttefiklerin noktai nazarlarını ve ihtiyaçlarını, harp sabasında bulunan müteaddit ku- mandanların fikirlerini, memleketi | lalıcı bulmak ve satışlarımızı geniş- müdafaa için ve gayrı munlazır ahvale karşı elde bulundurulması lâzımgelen ihtiyat kuvvetlerinin miktarını düşünmek ve bunları bi- | ribirlerile telif etmek mecburiye- | tinde kalınışlardı. Gayet nazik ve tehlikeli zamanlarda daima nata mam, ekseriya yanlış ve günden güne değişen malümata istinaden kararlar vermek lâzımdı. Uzak | bulunan harp salineleri için ise, yapılmak - istenilen harekât için | haftalarca evvel kuvvet sevket- | mek ve kuvvetler yolda iken bu | harp sahnelerinde vaki olabilecek tebeddülâtı derpiş etmek lâzımdı. Fakat bugün, 1915 senesinde | aktedilmiş olan harp meclisinin maroz kaldığı müşkülâtı, elde mevcut olan malümat ile tahlil ve gayet sıkışık vaziyetlerde ve- rilen kararların Çanakkale sefari üzerinde yaptığı maküs tesirleri | mütalea etmek kabildir. ( Arkası var ) l lanmıştır. | temelini de | nişletmiş ve tesirini SON POSTA Gazi Hz. Senelik Nutuklarını İrat Ettiler ( Baş tarafı | incı sayfada Ankara, 1 (A.A.)— Reisicüm- hur zi Mustafa Kemal Hz, dün B. M. Meclisinin toplanma yılını şu nutakla açmışlardır : “B. M. Meclisinin muhterem azaşı, B. M. Meclisinin dördüncü devresinin ikinci toplanma yılını açıyorum. Yüce milletimizin de- gerlı vekillerini saygi ve sevgi ile ıgllmlııuı. (Alkışlar) - Aziz arkadaşlarım, beynelmilel siyasi ve iktısadi buhranlardan beşeriyetin duymakta olduğu s- kıntı ve acı devam etmektedir. Siyasi buhranın mahiyeti silâhları b_ır;km;ullmıfeunıuıın müşkülle- cinde âsa — oları edilebilir. Ş ae de İktisadi buhran ise milletler arasında mübadelerin azalması ve daralması şeklinde sabasını ge- arttırmıştır. Bizim kanaatimizce beyl':fni- lel | emniyetin — inkişafı için ilk ve en mühim şart mik letlerin hiç olmazsa sulhü muha- faza fikrinde samimi olarak bir- leşmesidir. Biz iktısadi genişliğin n ancak her milletin refah ile yaşamıya ve ilerlemi- ye hakki — olduğunu — teslim eden bir — zihniyetle — bütün mil'letlerin birlikte çalışmaları yo- lanün — bulunmasınd görüyoruz. Muhterem — millet vekilleri, lılil'i'ın milletlerin güçlükle göğüs germiye uğraştığı zorluk- lar içinde —milletimiz büyük canlılık, bükümetimiz yüksek isabet göstermektedir. Komşula- rımızla - ve bütün milletlerle mü- nasebetlerimiz ciddi, samimi sulh ve emniyet fikrine müstenit ola- rak inkişaf etmektedir. (Alkışlar) Dostlar arasında dürüst bir va- ziyetin muhafazası bizim daima çok ehemmiyet verdiğimiz bir | esaslır. Beynelmilel iktisat güçlükle- rine karşı — halin iııbı:ıç göre müdafaa, muvazene "inki,; b birlerini dmıkuyıı:'nlll(m'wu::; bulunduğumuz her imkânı b el lik ve kolaylık yolunda şıtı:i'l; f etmiye çalışıyoruz. Milli | iktısadın ve — paranın gös- | terdiği - kudret ve istikrar alı- nan tedbirlerin isabetine kanaat verecek mahiyettedir. (Alkışlar. ) | tahminlerin | çenin vaziyeti bu yıl tahakkuk edebileceğine kuvvetli ümit vermektedir. Her hıld_e_ muvazeneli bir bütçenin temini gelecek yıla düşen kay- gülarımızın yine esası kalacaktır. Aziz arkadaşlar. Her zaman | göz önünde bulundurduğumuz ana lar, muhtelif harp sahnelerinde | işlere ara vermeden devam etmiye mecburuz. Demiryolu programı- nn tatbikine devam edeceğiz, ( Alkışlar ) Ziraat sahasında ıslah müeş- seselerini tamamlıyacağır. İhracat —inallarımıza — hariçte letmek bulınak noktadır, Milli ihtiyaç ve menfaatları- için her — tedbiri arayı ehemmiyet verdiğimiz | mazin mübrem kaıldığı sanayi | belerinin bir an öı?eıı llhylklr.ı.: ettirilmesine hassasiyetle — çalışı- yoruz. İçtimai hastalıklarla mücadele faaliyetini art racağız. Milli kültürün her çığırda açı- larak yükselmesini Türk cümhu- riyetinin temel — dileği — olarak temin edeceğiz. ( Alkışlar). Türk dilinin kendi — benli- ğgine, aslıadaki güzellik ve zen ginliğine kavuşması için bütün devlet — teşkilâtımızın — dikkatli, © alâkalı olmasını isteriz. Muhterem arkadaşlar, Mille- timiz her güçlük ve zorluk kar- şısında durmadan ilerlemekte yük- seltmektedir. — (Alkışlar| Büyük Türk - milletinin bu yoldaki he zını her vasıta — ile artırmıya çalışmak - bizim — hepimizin — en kutlu vazifemizdir. Nutuk sürekli alkışlarla karşı- z Te N Tepirismai 2 ÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Naci Sadullah POLİSİN ZEKÂSI O, fakir bir ocakçı çocuğu idi. O gün karnı, insanların dayana- mıyacağı derecede açtı. Pantolu- nun yırtık olmıyan yegâne cebin- deki bütün parası iki kuruşcuktan ibaretti. Sirkecideki lokantalardan bizinin. önünden geçmekte idi. Ateşin önünde döne döne, üzerin- den yağlar sıza siıza kızaran dönerin, tok karınlıları bile iştaha getiren kokusu, camekânlara bin- bir itina ile dizilmiş nefis yemek- lerin açları çileden çıkaran nefis manzarası onu cezbeltli, durdu. İçeride gülüşüp konuşarak yemek yiyenleri gipta ile seyre daldı. İ vücatlu bir zenci kadını gibi uzanışı onu çıldırtıyordu. — Meselâ, şu tabağın içindeki kehribat renginde fasulyeleri bir defa — kaşıklıyabilsem ömrümün sonlarından Üç beş senesini feda etmiye razı olurum! Diye düşü- nüyordu. O sırada yakasından bir el çekti. Çocuk döndü. Karşısında; başındaki beyaz külahı, kan, yağ bulaşmış önlügile, iri yarı vücudü ve düşman düşman bakış- | gdıran ahçıyı gördü. Ahçe — Haydi bakalım — diyordu; sökül paraları!... — Ne parası!.. — Yediğin — yemeklerin pa- rasını |.. — Ben yemek filân yeme- dim kil.. — Bak bana Lunu söylerken | bile hâlâ tıkınıyorsunl... —H? — Aptal aptal anlamamarlık- | tan gelip suratıma bakmakta ma- —— rraz , 2 Teşrinisani Çarşamba İstanbul — (1200 mötre) 18 Hatiz Ahmeot Beyin ve Muzaffer - Hanımın iştiraklerile alatarka saz, 19,b orkestra, | 21 Müniz Nuroddin Bey ile arkadaşları tarafından konsor. — (NEM melre ) S0 Radyo , 20,49 gramofon, S1 ke- 21,5 Bükre: darülftn w man kensöri, piyano konseri, konferans, 15 Çöllo konseri, 21 Rus müslkisi 21,40 komedi, 22,10 ködser. Roma — (441 metra) hu gaca (Na- poll) den hakledecektir. Prağ — (488 metra) 20,05 konlrana, havaları, Viyana — (S7 melre' 20,45 1914 menkıbeleri, 91 Herkea İsminde bir komedi, YLŞL0 salon orköstrası, Peşte — (860 metre) 20 kilise çanları, Varşova — ( 1104 imştre ) *0 mü- subabe, ZU kilise * musikisi, 3 mu sahabe, Berlin — (1635 metre) B1 Viyanız dan naklen koinedi, Londradaa SAMİMİ Bİ iştirham eyleriz elendim. * gn Patlıcan dolmasının tabakta güzel larile eski zaman cellâtlarını an- | grerserse e R A şe KA AAA AAA SAA AAA BA SAA S AA SAA 1 ea sebarecersan vam $ Tükrli î RADYO el çi 21440 | könseri, *1,45 ikinci kısım konser. Bolgrat -(481 metrol 20 konferans, | -dera, 20,5 gramofon, S1 konferans. 22,20 saksifon, 21 komedi, 23,9 dans | R TEŞEKKÜR Pek muhterem Hanımefandilerle Meb'us Beylerin ve Matbuat erkânile #air aziz arkadaşlarımızın Meydancık'taki mağazamızın resmi küşadı ve- «lesile davetimize lütfen icnbet ederek gözterdikleri alâka ve teveccüh ve hakkımızda ibral buyurdukları iltifatları dolayısile yegân yegân arzı teşekküre maddeten İmıikân göremediğimizden bu bususta tayussutunuzu ÜND - | na yokl! Yemek yalnız ağızla yenmez, böyle gözle de yenir... Bir saattir gözlerinle camekânda yemedik — yemek bırakmadın!.. Haydi bakalım sökül paraları! — Haydi canım senin karam tok, canın alay istiyor. Beni rahat bırak. Gözle yemek yenildiğini de senden duyuyorum. Ahçı israr ediyordu. Nihayet çocuk: — Sen, dedi, boşuna çene yoruyorsun. Herşeyden evvel bir kere benim cebimde para yok. Fakat olsa bile camekânındaki yemeklere biraz baktım diye sana para vermek — enayiliğini göstereceklerden değiliml... Ahçı hiddetlenmişti. Çocuğu yakasından tuttu. Karşıdaki kulü- bede nöbet bekliyea polise gö- türdü. Şikâyet etti. Polis zeki bir adamdı. Biraz düşündü. Çocuğa döndü, sordu: | — Cebinde paran var mı?.. N I Neye cevap vermiyorsun? Var denebilecek kadar de- ondan!... I ğgil de — Nekadar var?... l Çocuk mabçup, başını önüne eğdi. Bir büyük kabahati itiraf eden insanların — çekingenliği ile hafif mırıldandı: | — İki kırklığım var! | — Çıkar onları da, ahçının kulağının yakınında avucunda şe kırdat! Sonra ahçıya döndü: — O, dedi, senin yemeklerini yemedi, kokladı. Sen de onun parasını almazsın şıkırtısını işitir- b | 3 Teşrinisani Perşembe —i : * İstanbal (1200 metra) — 18 orkes: tra, 19,5 Makbule Hanrmın ve Yesari Asım Beyin iştirâkile alaturka sar, 21 Darübedayi — sanatkârları — tarafından küçük bir komodi, 22 orkostra, Bükreş —(904 matra) 20 Radyo dar rüllünann, ZO,d0 gramofon, Si halk Belgrat — ( 481 metra! Almanca Roma -- (AĞI metre) S1 gramolon, 81,45 komah konseri, Prağf — (488 metre) 90,35 kuvartet, BI neş'e veren musiki, 89 konsor. Viyana — ( BIT metra ) 20,40 kan- ser, S2,05 Beethoven konseri, Paşte — (552 metrai 20,890 oporadaa naklen Puceini'nia Madama Butterfiy pperası. ? « Varşova —'(14L1 metça ! SÜ musa- — habe, 90,47 Ridyo gazetesi solo hafif “mnsiki Berlin — ( 1690 metre) 20 memler ket baberleri, solo Fraokfort'tan nak- w İpex |