| İllİ PAZAR OLA HASAN BEY İlil Bâlâ Nureddin Beye: Be_uiııı aziz kardeşim efendim.. h vvelâ hatırı nazikânenizi is- Sar ile, töl zamandanberi rube- Yü görüşememekten mütevellit te- İi tı binehayemi takdim ve k hususta vukubulan bilcümle Usuratımın affını istirham eyle- Tim efendim. ,Zatı âlflerine işbu — varakpa- rei , üciziyi — tahrire sebep olan isei garibeyi bilseniz, ralı dahi taaccüp buyurur — ve :'_'ü teaccübünüzden gözleriniz misli bir halde büyüyüp #apkanız başınızdan Üç çarşı enm- azesi tulünde fırlamakla betek- Tar yerine avdet eder. mdi yegân yegân Yeyim. arzeyli- daha :_' zatı âlilerininin bir makalenizi iraat eylediğimde şöylece beyan Dün değil, evvelki gün değil, | evvelki gün ceridei akşam- | rduğunuz nazarı dikkati kem- | teranemi celbetmişti. Bir erkişinin giyinmesini tarif tderken evvelâ hâşa huzurunuz- an çorap, bilâhare pantolon ve badehu gömlek ve daha sonra Yakalık boyunbağı giyileceğini ve &h son ceketten iptidar ile askıda hihayet vermenin doğru olmadı- Hat deldili kat'iye ile iddia edi- Yordunuz.. A benim canım efendim, ben- deleri minelezel işbu nukata ria- Yet etmiye geldiğimden, makalci tderinin — mütaleasından — sonra fashihi ahlak arzusunda bulum- tm.. Emir buyurduğunuz veçhile areket etmek emelile bir “usulü Telebbüs,, levhası tanzim ederek Yatak odamın duvarına ilsak ey- ledim, Ve ertesi sabah tulüu şems ' uyanıp usulü telebbüs naza- :)'"ini tatbik etmiye kalktığım- 8 evvelâ çorapı saniyen gömlek Balisen, rabian hamisen derken - Hrıp bir türlü — giyinememek l:_m(et uzamasile karşılaştım. Es- iden olduğu — gibi yine gelişi Rüzel hareket etmek istedimse de VSulü âlilerini tahsil ederken di &rini dahi unutmuş olduğumdan '“l'lğa gecelik entarisile çıkmak :f*tbııriyeıiııdu kaldım. Bendeni- | bu halde gören bütün subyan TMahalle peşime düşüp yek avaz 'arak idasil ğ L'llüdıl;î.y.vo nidasile bağırmıya M .. n bLa eşhur hikâyedir, adamca- tüne gece sakalını yorganın — Üs- İ çıkarırsın, altına m: ko- arsın diye sual etmişler.. Ertesi fıl Ö sakalını kazıtmış, niye sa- Ti kazitiyorsun — diyenlere, K — Habire mori Milyonları çalmışlar.. - kendi beş on kuruşuna bakı. KOkdk e' el dd im yorganın allına koy- 'İstemem | Hasan B. karısına bir türlü para yetiştiremiyordu. — Para, para, para!. diyorsun, — nereden biç soruyor musun?.. Karısı kızdı: — Aaaa tecavüz ediyorsun. Ben ahlâksız değilim. Erkeklerin kendilerine ait işleri sorup öğ- renmek istemem. Bul madı bütün — gece uykusuz kak dim cevabini. vermiş.. Bendenizin, başına gelen de ayni halin bir başka nev'idir.. Şimdi arzetmek istediğim ba- dema bu tarzda tesayıhte bulun- mayıp bizleri müşkül mevkilere | düşürmekten — vazgeçseniz daha | iyi olur düşüncesile hatmi kelâm ve oltarafta —sakin ve sakine bilcümle eviddâ ve ahibbaya selâmı mahsus ile zatı samile- rine dahi güldestei ihtiramatı fa- ikai daimei mütemadiyemi takdim eylerim karındaşım efendim. Yari vefakârınız Hasan.. Bizim Arnavutluk maliyesini soymuşlar, Ramazan Ağa, sen Arnavutluğun milyonlarını düşüneceğine bulacağımı | dum olmadı üstüne çıkardım ol- | — Efendi kiş geliyor. Odun alamadık. ne yapacağız? — Belediye bu sene Unkapa- ni köprüsünü tamir ettirmekten vazgeçmiş. Çocuğu her sabah göndeririz, bir kalas koparıp ge- tirir. Biz de yakarız. Kış Gelirken Ban ' geldim dara, Düştüm kazara. Yaoktur kesemde; Xe pul ve parat., * Boğuklar yakın, Halime, bakın; Korkudan şimili, Mem oldüm şaşkın!.. * Olur olunca, Tütmiyor baca; Kimse odun Vermiyor borca!.. * Üstüne caba, Yok sirtta aba., Terzi bir türlü; Girmez dolabu!.. Savulun varda; Çok göyler lüzin Şimdi Hasana P. O.H.B. İstanbul Sokaklarında Veremle Mücadele İmdat İşareti Hasan Bey trenle lardı. Bunlardan biri ayağa kalk- tı, imdat işaretinin koluna asılır gibi bir şey yaptı. Fakat işaret kolu aşağı inmedi. Bunu gören arkadaş yardıma gitti, ikisi birden asıldılar. Fakat yine muvaffak olamadılar. Hasan Bey kendi kuvvetini istedi. denemek — Bırakın ben asılayım. bakayım, — dedi, Gençler çekildiler. Hasan Bey kolu hafifçe aşaği çekti. Meğer gençler şaka yapıyorlarmış. dat işareti meğer okadar değilmiş.. Tren birdenbire durdu. | Memurlar koşuşup sordular: — İmdat işaretini kim çekti, Hasan Bey verdi: — Ben, hem bir tek kolumla!. iftiharla cevap | verdiğim on Pendiğe | gidiyardu. Ayni komkartımanda | güçlü kuvvetli iki genç oturuyor- | sıkı | Hasan Beyin Fıkraları Rica Hasan Beyin kayın valdesi | hastalandı, hastahaneye yatırdi- | lar, Hasan Bey tedavi eden dok- | tora rica etti: — Aman doktorcuğum.. Çok | rica ederim, kendi kayın valden hastalanmış — olsa nasıl — tedavi edersen Ööyle yap |.. Felâket Hasan Beyin karısı ufak te- fekti. Sordum: — Neden karını böyle ufak tefek intihap ettin ?.. — Ne yapayım, ben başıma gelecek Felâketlerin büyük olma- sından korkarim. Batıl İtikat Hasan Bey evinde idi. Kapı çalındı, Hasan Bey sordu: — Kimsiniz ?.. — Bir mütekit |.. — Niye itikat ediyorsun ?. — Evvelki gün sana borca lirayı bana iade edeceğine.. Hasan Bey kapıyı açmadı: — Ben böyle batıl itikat sa- hiplerine kapıyı açmam.. Havlayıcılık Hasan Bey iş istemek için Belediyeye müracaat etli.. Sordular — Sen ne iş yapabilirsin ?.. — Havlayıcılk.. — Bizde öyle iş yok Hasan Bey.. Hasan Bey kızdı: — Yoksa icat edin efendim. İşinize yarar. Ben gider evlerin kapılarının — önünde . havlarım, içerde köpek varsa cevap verir.. Eğer Belediyeye yazdırılmamışsa ceza alırız. Süt Meselesi — Hasan Bey bir şey duy- | dum, Salâhattin isminde bir va- | tandaşımız bir kap icat etmiş, bu kabın içine süt konulup satı- Yak | lacakmış. Bir defa kap dolduru- lup kilitlendimi bir daha hile yapmıya, su karıştırmıya imkân yokmuş.. — Hiç aldırma azizim, im sanın kendi südü bozuk olmasın. Kap değil ya ne icap edilirse edilsin bir defası da sa karıştır- mıya niyet etti mi yine imkânını bulup karıştırır. — — —-7 Hasan B. — Azizim, şoförler en iyi kübik şiir yazacak adamlardır.. Çaldığı kornanın sesini dinle: Vank... — Vink... — Vunk... — Tıpkı kübik şiir gibi, değil mi?