10 Sayfa Ingiltere Hükümeti tarafından Gazi llş ne rdlyı edilen eserin dereümesi ÇANAKKALE öm 140 — Yazan: Ceneral Oglander Türkler Takviye Kıtaatı Getirteceklerdi Fransız cephesinde de vaziyet ayni idi, çünkü geceleyin Türkler mevzilerini tahkim etmişler ve Ke- reviz mahmuzu boyunca kuvvetli bir hat tesis etmişlerdi. Sağ cenahta bütün gün bir karış yer bile kazanılamamıştı. Mestio politani livasının kuman- danı ilerisindeki siperlere karşı ilerlemek imkânı olmadığını, bun- ların behemehal sol taraftan ya- pılacak bir çevirme hareketi ile zaptedilmeleri lâzımgeldiğini bi dirmişti. Merkezde yeni gelen efrat bir aralık kendilerine tayin edilmiş olan hedefe 150 yarda kadar yaklaşabilmiş ve bir de küçök Türk siperi zaptetmişlerdi, Fakat bir müddet sonra bunlar da sağ taraftan bir ileri hareketi ile kendilerine muavenet edilme- dikçe ilerliyemiyeceklerini bildir- mişler ve biraz sonra da Türk- lerin şiddetli bir mukabil taar- ruzu ile geriye püskürtülmüşlerdi. Sol cenahta da pek ehemmiyet- siz. sürette ileri gidilebilmişti. Sabah saat 11 de bahriye fırka- sından 29 uncu fırka karargâhına gelen raporda: “ Şimdiye kadar Fransız hattında dün o gün akşama doğru saat üçte ayni membadan gelen — diğer bir raporda da: “ Dün terilen mihver noktasını zap- tetmiye memur edilen 2 inci Fransız fırkasında el'an bir hare- ket yoktur. - Bunların - ilerliyebi mesi sağ cenahım muvaffak - ol- masına bağlıdır. , deniliyordu. Sağ cenahta, Anadolu tara- fından vaki olan bombardıman bertaraf Türklerin topçu oteşi yine pek zayıftı. Kısımı azamı ti- fek ve mitralyöz mermisile vaki olan telefat ta yalnız — ileriye sü- rülen — kıitaata — inhisar — et- mekte olup pek te ağır değildi. | Solda, beşinci Lancashire kıtaatı beş zabit ile 183 nefer kaybet- mişti, fakat livanın mütebaki kı- taatı ancak 100 nefer kaybetmişti. ST inci ve 88 inci livaların ver- diği telefatın yekünu ise 15 zabil ile 498 nefere baliğ olmakta idi. 2inci babriye livasile muhtelit Hiva muharebeye iştirak etme- mişlerdi. Şu hale nararan 7 ma- yıs günü İngilizlerin verdiği za- yiatın mecmuu S00ü — tecavür etmiyordu. Fransızların o gün ne kadar zayiat verdikleri malüm degildir. Müstevlilerin o zamanki karşı- Resim — Tahlili — Kuponu ı 'Tabiatinizi — üğrenmek — isliyorsanız resminiri S adet Hkte gönderiniz. tâbidir. ve Zade edilmes, ile bir. Resminle sıraya | kupoa Bit Doi İsim, meslak veya san'at? Bulunduğu İ memloket l Rasin anlipa: #lecok mi ? l Kesimit Kllgesi BO kuruşlar Put cabili ) gönleclenir : akşamki | vaziyetten farklı bir hareket gö- | rülememiştir. ;; deniliyor ve hâtta | gös | laştıkları vaziyeti bugün tetkik ve mütalea edince iki gün arkası arkasına muvaffakıyetsizlikle neti- celenen iki hücumdan sonra ya- pılacak ayni tarzda üçüncü bir hücumun da ayni akibete uğrr- yacağına şüphe edilemez. Şimdi öğrenildiğine nazaran Türklerin zaylatı pek ağır değildi ve ihti- yat kuvyetleri henüz muharebeye iştirak — etmemişlerdi. — Bundan maada Türklere, müdafaa hatla- rını tahkim edip takviye kıtaatı getirebilmek üzere iki gün vakit bırakılmıştı. Fakat bu iki günlük muharebe esnasında müttefikle- rin verdikleri zayiat ta pek ağır değildi. Biraz arazi kazanılmıştı. Henüz muharebeye iştirak etme- miş elde üç piyade İivası vardı | ve 7 mayıs göünü Türklerin ma- neviyatının ne halde bulunduğunu kimse kestiremiyordu. Gerçi İn- giliz. mühimmatı hemen hemeu sıfıra inmişti. Fakat hergün tak- viye kıtaatı almakta olan Türk- lerin karşısında, — şibihcezirenin cenup kısmında kitaatının - hare- | kâtını istiap edemiyen küçük ve mahdat araziye sıkışan — İngiliz kumandanı hakikaten bir vaziyette idi. İşte bu şerait altın- da Türk hattını yarmak — için fena bir teşebbüste daha bulunmıya | karar — verdi — ve karargâhı umumiden — gece — saat — 10,25 10,25 de ferdası sabah muhare- beye devam edilmesi için tekrar emir verildi. Düşman ile aradaki olan »me- | safenin azlığı hasebile plânda | cezri bir değişiklik yapmak ka- bil değildi. Ancak gece hücumu yapmak — suretile bir değişiklik olabilirdi. Fakat bu hareket el'an muvafık görülmemekte idi. (Arkarı Var) SON POSTA I Kumar Başında l Bir Şampiyon Bir Kadın Tamam Dokuz Gün Hiç Durmadan Kumar Oynamış Mis Royelt Royelt isminde bir Amerikalı tamam dokuz gün, geceli gün- düzlü kumar masası başında otur- muş, bu müddet zarfında müte- madiyen kumar oynamıştır. Bu kadın esasen müthiş bir kumar- bazdır. Zengin olduğu için ku- marı zevk için oynar. Fakat bu | kumar müptelâsı adam geçenlerde bir bakara — masası — başında fazla — xinirlenmiş, hayli par — kaybetmiştir rine masa Mis bir Bunun. başından — ayrılmı- yan | kuz gün oyun oynamış, zararını — çıkarttığı — gibi dolar kadar da kâr etmiştir. Ak- hlndan zoru olduğuna — şüphe bulunmıyan bu kadın bu müddet zarfında günde yalniz ikişer tane | sandoviç yemiştir. Kıskançlık Yüzünden Kanlı Bir Hâdise Berlin 24 — Meşlıu; muğanniye Gertrus Hintç belediye tiyatro- sundan çıkarken kocası tarafından rüvelverle yaralanmıştır. Hadise- nin sebebi kıskançlıktır. Amerikada Banka İllâsları Vaşington 24 — Eylül ayında Amerikada 60 banka iflâs etmiş- tir. Bu miktar, son altı ay zarfıne da vukubulan iflâsların adet - iti- barile en azıdır. —rmrmmam ayan n Üze- | Royelt devamlı şekil- | e tüağişen BAA Ğd baiili >doz |i Y oUN Üa BÖY neticede | 20,000 | HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan : Naci Sadullah - Misafirperverler - Şair Hüsrev Necati Bey o gün Göztepedeki evinden kalktı, Ye- şilköydeki dostu şişe —mantarı tüccarı Ragıp Seyfi Beyi ziyarete gitti. Güneş onu sıcak küle gü- mülmüş patlıcanlar gibi kavur- muştu. Vücudünün her tarafından mübalâgasız teneke dolduracak kadar ter akıyordu. Ve: — Eh, diyordu, şimdi Ragıbın evinin serin bahçesinde rahat bir koltuğa gömülür, bu yorgunluğun acısını çıkarırım. Ve bu düşüncenin tesellisile yol ona © kadar uzun gelmedi. Kapının xilini çevirdi. İçeride ayak sesleri duyulu- yordu. O aralık şair Hüsrev Ne- cati Bey Ragıp Seyfinin sesini duydu. Ragıp Seyfi B, hizmetcisine seslendi. —— Şerefnazl.. — Efendim.. — Kapı çalınıyor, aç, benim — Peki- efendim. Şerefnaz — kapıyı açtı. Şair Hüsrev Bey ömründe bir yalanın bu kadar tabil bir sima ile söylendiğini daha duymamıştı: — Ragıp Bey evde yoklar efendiml.. Hüsrev Necati Bey yutkundu. Birşey söylemek istedi söyliye- | medi. — Yal: Dedi... Demek evde yek ha ?7?l... Artık orada yapacak birşey kalmamıştı. Boynunu büktü, Ge- riye döndü. Ragıp Seyfi Bey elli yaşlarında — kadar vardır. Pek tabildir ki hayatında birçok defa başkalarının. biddet ve kinini tahrik edecek hareketleri olmuş- tur ve neticede yine pek tabiidir ki birçok küfür — yemiştir. O, elli sene daha yaşasa ve yiyeceği küfürleri yemiş olduklarına ek- lense ben eminim ki yine Hüsrev sar—A “Bir Arka;laşımız Evlendi. z Sabık mutasarrıflardan Nabifi Beyin kızı Perihan Hanımla Malatya mutasarıfı sabıkı Merhum Reşit Beyin oğlu, genç muharrirlerimizden — ve mu dün allimlerimizden Sabahddin Reşit Beyin evlenme merasimi İstanbul Evlenme Dairesinde yapılmıştır. Merasimde Son Posta ailesi, Sabahaddin Reşit Beyin gazeteci ve muallim arkadaşları hazır bulunmuştur. Yeni evlilere saadetler temenni ederiz. Necatinin o gün ettiği küfürlerin yekünuna yaklaşamaz. * Dünya bu; bir gün de şişe mantarı tüccarı Ragıp Seyfi Bey Yeşiköydeki — evinden — kalktı, Göztepeye şair Hüsrev Necati Beyi görmiye gitti. Allah o gün güneşe: “Yak, kavür ya ateşim; şu kullarıma cehennemden bir nümune göster,, demişti. Yumur- ta koysan pişecek, lop olacak, su koysan fıkır fıkir. kaymıya« caktı. Bir tarafta: "Acaba baki- katen yumurta pişer, su kay-« nar mı? , — diye — tecrübesini yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Bildiğim birşey varsa Ragıp Seyfi B. o gün kavruldu da pişti de. — Ehb, diyordu, şimdi bizim şairin salonunda geniş kanepeye yayılır, terimi kurutur, dinlenir, vantilâtörü açar, serinler, ferab- larım. * Şair Hüsrev Necati B. per- çereden tüccarın gelişini gördü. İlk evvel, bir yerine iğne batırıl- miş gibi beyni sızladı. O günü, ©6 acı günü hatırladı. Sonra gözlerinde öç almıya fırsat bul- muş insanların muzaffer meserret ışığı yandı, söndü. * Kapıyi kendisi açtı ve: — Hüsrev Necati B. yoklar efendim, dedi. Tüccar afallamıştı: — Yahu dedi, evde yok diyorsun amma İşte kendin kar- şımdasın. Hüsrev Necati müstehzi ve soğuk bir tebessümle: — Geçen yazı unutma; dedi. Ben senin hizmetçinin sözüne bile inanmıştım da sen bizzat benim #özüme inanmıyor musun? —H... e— RADYO Z 25 Teşrinievvel Salı İstanbul (1800 metre) — 15 orkostra, 19,10 alaturka saz, Zi gramofon ile opera parçaları, BlEııı (8S04 metre) S1 fillit sole, b K 21,20 şarkı kongeri. Belgrat — (490 metre? 90 Pransızca ders, £i keman konderi, 21,40 Avry- pada bir gezinti. Roma— (44l metre) 21 gramolon, 21,465 karışık koönser, 82,3) 20 yaşın- daki genç kız ismindo bir komedi. Prağ — (488 motee) 20 gazete ha- berleri, 22 Rus şarkıları. Viyana — (ST metre) X0,90 halk konseri 21,40 İspanyol şarkıları. Peşte — ( 5600 metro ) 20,50 Figa ronut evlenmesi ismindeki Fraasız evde komedisi, 23,80 Salon orkestraşı. Varşova — (1411 metre) 20,80 müsie kili musaheboe, 21 halk koosoarl, Berlin — (10933 metre) 2i Kora şarkıları. 26 Teşrinievvel Çarşamba İstanbâl — (1200 metce) 18 alaturka #az, 10,5 orkestra, 21 alaturka sarz. Bükreş — (354 matre) 20 Radyo dar rültünunu, 20,40 grâmofon 21,$1 koman konseri. Belgrat — (430 meltre) rzep'ten nakil. Roma— (dil metre) Si gramofon, 21,45 Hayden'den parçalar, 93 karışık konser, 28,8) dans hı Prağ — (488 matre) Biki, 21,00 orkestra. Viyana — ( SIT metze ) 19,20 or kestra, 20,80 Orlando di Laaso, 21 Viyana göcesi. Peşte — (550 motre) S0,43 konser, 22 şesli filmlerden parçalar. Vazgova — ( MUL metre ) 21 şarkır koönseri. Ki Berlin — (1833 metze) 20,30 n0ş'e wecon musiki, 22,10 Viyana gecesi. £1,30 Zayge ,00 şön inar